![]() |
|
Aşk, Sevgi ve Evlilik Aşk, Sevgi ve Evlilik ile ilgili herşey . |
![]() ![]() |
Seçenekler | Stil |
![]() |
#71 |
![]() Senin varlığındı kalbimin kapılarını açan
![]() ![]() Aşk yok ![]() ![]() O gün ![]() ![]() ![]() Ve sonra…. Sonu olmayan bir yaşam içinde asla gecesi olmayan bir gün gibi doğdun hayatıma. Oysa senden once “yağmurlar bile isyan ederdi akıttığım yaşlara onlar bile benim kadar ağlayamazdı”. Ya bu ben değilim ![]() ![]() ![]() ![]() Sen gideli iki gün oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bil ki; içimde her zaman sıcacık kanayan bir yara olarak kalacaksın. Sana istediğim zaman söyleyemeyeceğim belki sevgimi ve ulaşamayacak uzattığım ellerim ellerine. Ama ne olursa olsun sana olan sevgim her an artarak yaşayacak bende." ![]() ![]() ![]() İşte bitti; “Vazgeçtim Senden” ve belki de seninle birlikte kendimden… |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#72 |
![]() İnsanın içine işleyen bir ayaza ev sahipliği yapıyorsan
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#73 |
![]() Özlemin alev alev yandığı saatler bunlar.Gün çekiliyor
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bin yıldır bekliyor gibiyim seni.Bin yıldır karanlık bir odada tek başıma oturuyorum sanki.Kim girip çıkmışsa hayatıma ![]() ![]() ![]() Seninle olmak ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İstanbul'u sokak sokak geçip gel.Her sokakta kendi izini göreceksin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Korkma gel ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bak ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#74 |
![]() Aşk bir yumak haline gelip boğazına sarılıverir insanın bazen. İşler çözülmez haldedir ve bu kördüğüm insanı istemediği şeyler yapmaya zorlar çaresiz. Birbiri ardına yapılan yanlışların en büyük nedeni ise kaybetme korkusudur. Bu korku bir kez girdi mi insanın yüreğine o andan sonra akıl ve mantık sürgüne gönderilmiş iki mahkuma dönüşüverir birden.
Siz aşkınıza sahip çıkmaya çalıştıkça o kördüğüm giderek büyür ve bir süre sonra yumağın ipleri boğmaya başlar. Kurtulabilmek için çırpındıkça bir başka canavarın ![]() Öyle bir canavardır ki kıskançlık ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mantık ve akıl sürgündeyken sizi terk etme ihtimali olan sevgilinin her davranışı ![]() Bir zamanlar minik oyunların ![]() ![]() Kıskançlık ateşini bastırmaya kalkmak ![]() ![]() Kıskançlığa tamamen teslim olmuşsunuzdur artık. Bu noktaya nasıl geldiğinizi hatırlamazsınız bile. Hangi olay ![]() Kendinize ya da ona zarar verme duygusunun kıyısında dolaşıp durursunuz. Bu duygudan kurtulmanın tek yolu ![]() ![]() ![]() ![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#75 |
![]() Biliyorum bir gün bu şehirden gidecek
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#76 |
![]() Yüreğim ne dediyse onu dinledim ben. Kimi işaret ettiyse ona yöneldim. Şimdi sen diyor da başka bir şey demiyor. Ansızın bastıran bir yağmura hazırlıksız yakalanır ya insan
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ne sen beni bilirdin ne ben seni ama ![]() Bilirim ![]() ![]() ![]() Gidersen ![]() ![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#77 |
![]() ![]() Gece sessizdi... Ürkütücüydü yalnızlık, korkutucuydu.. Oysa ben hiç korkmadım. Sen yoktun ve ben bu yüzden yalnızdım, Ama sen aslında hep vardın. Duyuyordum, görüyordum, biliyordum.. Yanımda oturmuş beni izliyordun. Hayallere karışıp gözlerimden dinliyordun sözlerimi.. Yaşıyorum işte... Sadece yaşıyorum.. Sen olmadan nasıl yaşanırsa öyle yaşıyorum. Hayallere ne kadar inanılırsa o kadar kanıyorum varlığına. Seviyorum biliyorsun, belki duymuyorsun ama biliyorsun. Hissediyorsun hislerimi. Aşk yine bana surat astı, gülmüyor, bakmıyor gözlerimin içine.. Tutamıyorum zamanı, zaman hızla geçiyor. Zaten sensiz zamanlar hep boşa geçiyor. Gecemi gündüzüme karıştırıp Uykular uyanmalara susuyor. Kendimi özlüyorum zamanla. Sensiz aynalar bile beni göstermiyor. Kızıyor sanki bütün evren yalnızlığıma. İstemiyor üzülüp kırılmamı. Peki sen ? Sen istiyormuydun bunları ?... Boşver. Ne farkeder, Aynada kendimle konuşmaya başlayalı o kadar da yalnız olmadığımı farkettim. Beni anlayan bir ben oldugunu unutmamalıymışım. Zaten kim yakın olabilirdiki aynalardan başka bu yüze.. Karardı gündüzler, Üzgün yüzümü göreli, Güneş hiç ugramaz oldu sabahlarıma. Bulutlar şimşeklere karışıp çıkıveriyor aniden. Seviniyorum. Hayata dokunan birşeyler var etrafımda diye.. Boşuna. Bütün gürültüler kızgınlıklarıma. O kadar da kötü değildi yalnızlık. Alışmış olmalıyımki izinsiz siniyor içerime. O kadar küstah bir yalnızlık ki bu.. Yalnızlığını kimsenin bilmesini bile istemiyor. Acıtır oldu canımı. bir yalnızlığım var sanıyordum. Artık o bile beni istemiyor... Düşün işte, Yalnızlık bile benimle yalnız kalamıyor... Ben alışık olmamalıydım bunlara. Böyle öğretmedim kendime. NE olursa olsun bir parça bile olsun herhangi bir yerden gülme sebebim olmalı.. Gülmeliyim.. Ne sebep olursa olsun, Saçmalayarak gülmeliyim.. Boşvermeyi bilmeliyim. Bulduysan sende kendinden birşeyler bu yalnızlıkta.. Şimdi sende gül benimle.. Gülmelisin... Neden olursa olsun. Gül işte nedensiz sebepsiz Öylesine!! Belki de DELİCE.. ![]() |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#78 |
![]() Sen gidince öyle sensiz kaldım ki ellerim üşüdü, soğuk rüzgarlar dolaştı içimde, damarlarıma işledi gidişin, yokluğun bir kurşun gibi kalbime çöktü, ıssız dağ tepelerinde yapayalnız üşüttü yokluğun bedenimi, öyle sensiz kaldım ki tanımadığım ülkelerde yapayalnız kalmakmış yokluğun ...
Şimdi düşünüyorum da; denizle kumsal gibiyiz seninle, sen bana sarılıyorsun dalgalarınla, ben sana sarılıyorum kum taneleriyle, öyle bir bütünüz ki; ne sen ne de ben ayrılamıyoruz birbirimizden. Sen bir su damlası kadar berrak, bense bir kum tanesi kadar kayboluyorum dalgalarının içinde ... Ah sevgili sen gittin ya; öyle sensiz kaldım ki, ellerim üşüdü. Senden uzak olmak kıyamet gibi kalbim acıyor Yaşam yapbozları asırlardır var Yokluğunda eksik birşeyler yapbozlar gibi Eksikleri ya bulamıyor ya da yerine koyamıyorum Sensiz boynum bükülüyor Yalnızlık güneşimi kapatıyor Sensiz yaşamak öyle zor ki İçimdeki senleri sensiz yaşamak Yapayalnız Şimdi Seninle aynı şehirde olmak vardı Seninle aynı şehirde olmayı öyle istiyorum ki Seni haftanın yedi günü de görmeliyim Sabahları kahvaltılar yapmalıyız Sıcak çaylar içmeliyiz İçim ısınmalı . . . Sensizlik .. Elleriyle boğazımı sıkıyor nefes alamıyorum Bakışlarım boş Sana hasretim çoğaldıkça gücüm azalıyor Ne olur Yanımda olsan Seni öyle çok özlüyorum ki .. İçimde bıraktığın yalnızlık acısını Kovmak için Kağıda kaleme sarılıyorum sımsıkı İşte .. O zaman geliyorsun Sana .. Söyleyemediklerimi yazarım sandım Ama bitmiyor seni yazmalarım . . . |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#79 |
![]() ***...Ona Ruhumun Yaralı Olduğunu Söyleyin...*** Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin... Nasıl yaralı olmasın ki. Doğrularından vazgeçmemiş olması yine kapının önüne konmasını gerektirmişti. Dünya mı garipti kendisi mi hiç bilemeyecekti. Tıkanıyordu hayat gelip kalbinde. Soldan soldan vuruyorlardı yine. Anlatamıyordu kimselere ne istediğini. Nasıl istediğini. Sanırım hiç anlatamayacaktı da. Belki anlatabilirdi de anlayan çıkmayacaktı… Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin... Nispet yapar gibi gidişin bir de dönüşü vardı elbet. Bulduğu gibi kaybetmek dedikleri şeyi iliklerine kadar yaşamıştı yine. Acıdı da acıdı yüreği. Bilirdi ihanetin acısını. Bilirdi bilmesine de her defasında ilk defa gibi acıyordu yüreği işte. Kendisine bile şikayet etmedi kalbini. Sustu sadece susması gerekenler gibi… Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin... Ne de çabuk tüketivermişti aşkı sevdayı hiç anlayamadı. “Başka türlü mü seviyorum ben” diye geçirdi içinden. Normalleri de karışır olmuştu her şey gibi son zamanlarda. Gerçi anlam yüklemeyi bırakmıştı insanların davranışlarına. Kimisi çok garip, kimisi anlamsız, kimisi de çok çocukça gelirdi ona. Bunu hangi kefeye koyacağını ise hiç bilemedi… Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin... Dar zamanlarda yaşamak denilen böyle bir şeydi. İnsan sabırsızdı, bir de nankör. Bekleyemiyordu. Kalp hızında yaşamak istiyordu kalbinden geçenleri. Tik tak seslerinden ritim tutmaya zamanı yoktu. Melodi duyulmadan gürültüde kayboluyordu tik taklar. Oysa kendisi aşkın melodisine hasretti, belki cıvıl cıvıl sesine…Bütün bütün sustu ama kulakları o melodiyi yine de duyamadı… Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin... Ama hiç kızmadığımı da. Belki çokça kırıldığımı da. Gitmesi gerektiği için gittiğine inandırmak zorunda kalışı kendini daha da yaralıyordu. “Gitmeyebilirdi de” deyiveriyordu içinde saklanan çocuk. Biz onunla içimizdeki çocuklarla yola çıkmıştık oysa. Sahi hani atlıkarıncaya binecektik… Söylesene biner miyiz bir gün yine… Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin... Bıraktığı gibi burada olduğumu bir de. Tek damla eksilmediğini geride bıraktıklarından. Sadece gözyaşlarıyla yeşerttiği umuttan bahsedin biraz da. Sonra sıkı sıkı Rabbimin tuttuğu kalbimden. Dönüp dönüp kendisine dua ettirişinden. Söz verdiği halde hala o huzura gidemeyişinden. Onun yerine kendisinin gittiğinden bahsedin bolca. Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin... Bir de “her şeyde bir hayrın olduğunu.” O anlar beni, bilir söylediklerimi en çok da söyleyemediklerimi. Söyleyin ona ki bazı şeyler ille de yaşanılarak öğrenilir hayatta. Vicdan derinden bir sızladı mı aklın mutlaka geleceğini başa. O başa gelene kadar bazen dibe vurmak gerektiğini de söyleyin. Dibe vurduğunda da uzatılan eli tutması gerektiğini de. Söylenmeden, sızlanmadan, mazeret üretmeden tutması gerektiğini sıkı sıkı söyleyin ama. O ele değil de elin gerçek sahibini görmesi gerektiğini de iyice tembih edin olur mu? Ona ruhumun yaralı olduğunu söyleyin… İsterse açtığı yaraları bir bir sarabileceğini de hatırlatın ona. O unutur bunları bu aralar aklı bir karış havada. Yaptığı her şeye rağmen geride kocaman bir yüreğin biraz da yaralı bir ruhun onu beklediğini de söyleyin emi. Siz söyleyin mutlaka o bilir beni, niyetimi, özlemimi, sevgimi…Canımdan öte can olduğunu… Siz söyleyin yine de ona bülbülün kanının aktığı yerden gülün rengini bulduğunu… ve adının da sadece “aşk” olduğunu… |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#80 |
![]() Her zaman imkansizlari istedigimi biliyorum. Biliyorum da
yine de vazgecemiyorum. Once hangisinden baslasam bilmiyorum. Sensizligimden mi, yalnizligimdan mi, yoksa bugulu gozlerimden mi? Hep kolay gibi gelirdi yalnizlik, tatmamistim ki! Hep kolay gibi gelirdi unutmak, AsIk olmamistim ki! Oysa sen SON NEFESIM. Oysa sen oyle acimasiz ogrettin ki bunlari... Oysa sen oyle yalniz biraktin ki... Once gozlerin gecti gozlerimden cigliklarla dolu o yolda. Sonra ellerin gitti ellerimden bir saniyelik kisa bir zamanda. Sonra... Sonrasi yok, sen gittin iste. Ilk o gun kanadimin kirikligini hissettim ve o durmadan kanayan korkunc yarayi. Nerde yikamali, nasil kurtulmali?... Bir zamanlar beni cok sIk arardin SON NEFESIM. Sesimi duyunca rahatladigini soylerdin. Sonra... Sonra birden sustun yeminli gibi. Telefonum calmaz oldu. Bataryasi artik on gunde anca bitiyor. Su koca kalabaligin icinde oyle yalniz, oyle SENSIZIM ki; hicbir kelime anlatmaya yetmiyor. Odam sensiz sessiz. Odam sensiz soguk. Odama gunes vurmuyor. Odama huzun hakim. Odama kasvet... Iste!... Imkansiz mi, al iste... Beni sevmen imkansiz. Seni sevdigim gibi sevmen, deli gibi ozlemen imkansiz iste... Sensiz olmuyormus SON NEFESIM. Sensiz olmuyormus bu hayat. Sensiz olmuyormus bu nefes. Anladim, ama biraz gec kaldim. Onceleri dedim ya, onceleri bicak saplanmiyordu sirtima. Onceleri serseri kursunlar mayalamiyordu gecelerimi. Onceleri oyleydi... Ve birde sonralari var ne yazik ki... Gozlerimde dans eden, ha akti ha akacak derken yagmur gibi inen yaslar var artik. Gozlerimde sen, gozlerimde kan, gozlerimde hasret... Yagmur ormanlarini aratmiyor gozlerim. Gece cakan simsekler misali, sagnak yagmur gibi gozlerim... Ve sen SON NEFESIM. Ve sen yine yoksun... |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|