|
Aşk, Sevgi ve Evlilik Aşk, Sevgi ve Evlilik ile ilgili herşey . |
Seçenekler | Stil |
01-22-2009, 04:22 | #61 |
''Satırlarıma ‘SEN’ değil, Özlemin dökülüyor… Olmazsa olmazım ‘SEN’ ’… Yoksun işte… Bir hayalden ibaret özlemlerim…Yastığıma başımı koyduğum da sadece ‘SEN’’li hülyalara bırakıyorum ruhumu… Dışına çıkılması zor bir yol gibisin…Çıksam, düşeceğim sanki uçurumundan… Oysa yoksun, varlığımın sınırlarında… Anladım ki ‘SEN’ kolaylaştırdıkça anlamını, ben zorlaştırıyorum ‘SEN’i…Oysa basit bir oyunsun, beynimin içinde karmaşaya sebep olan. Ve karmaşık olan ‘SEN’ değil, ‘SEN’sizliği anlamak… Hangi kelime, hangi cümle ‘SEN’sizliği anlatabilir ki ? Düşünüyorum da düşünecek bir şey yok özünde… Varlığının yerine yokluğunu kabullenmeyi öğrenmeli avaz avaz… Bir ‘SEN’sizliği bir de yalnızlığı yaşayabilmeli içimde ki sesliliğe rağmen… Oysa, Bıraksam çığlıklarımı terkini sindirecek suskunluğum… Bu yalnızlık, suskunluğuma eşit olacak ‘SEN’sizliğe giden her adım da… Biliyorum, kendimi kandırıyorum zamana karşı… Ve bilmek bahane değil ‘bana’… Olmazsa olmazım ‘SEN’… Yoksun işte… Ve görmüyorsun… Sana gözlerim değil, Yüreğim… Bedenim… Ağlıyor ! ...'' |
|
01-23-2009, 04:55 | #62 |
Daha kaç geceler böyle sessiz, böyle sensiz yaşayacağım?..Bilmiyor musun ki ey yar, beni ne çok mahvediyor uzaklığın, ne çok bölüyor kalbimi kalbin... Bir gece daha başlıyor... Önümde upuzun yaşayacağım bir gecem, bir karanlığım daha var.Saatlere, saniyelere gireceğin; damarımdaki kanıma kadar işleyeceğin bir gecem daha başlıyor... Bir gecem, bir sevdam daha başlıyor ama yazık ki gözyaşları ma giren olmayacaksın yinede. Beni artık acılarımla baş başa bıraktı ağlamalarım. Göz yaşlarım bile beni terk etti.Sen geldiğinden, sen olduğundan beri tüm her şey beni terk etti. Ben de tükettim onları zaten.Evet artık geceleri uyuyamıyorum. Karanlıklar başlar başlamaz başlıyor kalbimin ağlamaları.Önceleri onları dinlemeye, onlara ses vermeye çalışıyordum. Fark etmiyormuşum gibi davranıyordum. Sırf o karanlık geceyle yüz yüze gelmemek için. Biliyordum o yalnızlığı yaşamam gerekiyordu. Bir insan arıyordum yanımda, geceyi bana unutturacak. Onun iyi, güzel ve çirkin olması da önem taşımıyordu. Yeter ki olsun yanımda.Olsun ki gece üzerime üzerime gelmesin. Yanımda birini görüp vazgeçsin benden.Veya yanımda birileri olsun da unutayım istiyordum SENİ. Biliyordum ki geceyle yüz yüze kaldığım zaman “Sevda” dışında bir şey olmayacaktım.Sonra, sonra bu dönem de kayboldu. Yalnızlığı arayan, yalnızlığa özlem duyan oldum.O karanlık gecelerin ıssızlığına gömülmekten kaçamaz oldum. Çünkü onlar da seni buluyordum. Çünkü bana gündüzlerin veremediğini veriyordu geceler SENİ... Gündüzlerde yoktun, aydınlarda yanımda yürüyen değildin. Ama geceleri öylemiydi?... Geceleri yüreğimde yürüyordun ve ben adımlarında yaşayandım. Artık uyuyamıyorum. Hem de hiç mi hiç Ne kadar çabalasam da olmuyor. Bir garip ağırlıkla kah seni bekleyerek kah gelmeyeceğinden emin olarak geçiriyordum saatleri. Seni yaşıyordum. Gecelerde yüz yüze kalıyorduk seninle.Gece vefalı, fedakar bir anne gibi kucağına alıyor beni sabaha kadar götürüyordu. Zaman akıyor muydu, geçi yor muydu bilen değilim. Hiçbir zaman da bilen olmadım. Bu yaralarla, bu kanıma işleyen aşk yangınlarıyla sabaha nasıl kül olmadan varabiliyordum? Bilmiyorum gerçekten. Yanmaktan ateş olduğum bu gecelerde beni tüketmeyen neydi?Sevgin mi? Beni evirip çevirip kora getiren söndürmeyen neydi?Bağrımdaki yangından neden yok olmuyordum? Beni sabaha vardıran geceler miydi yoksa? Geceler Benim gecelerim...... Senin gecelerin... Seni yaşadığım Geceler. Gönlümde bir derin yarasın sen! Bu gecelerde de çok şey istedim bir şeyler yapabilmeyi. Elime çoğu kez kalem kağıt alıp seni yazmayı istedim. Olmadı ama. Kalbim seninle öylesine doluydu ki her hareketim sönük kalıyordu.Ben çaresizliği kapılıp gidiyordum. Ne yaptığımı bilmiyordum. Saatlerce, saatlerce oturup seni düşünüyordum. Kalbimde bastırmaya çalıştığım duygularıma ilk olarak geceleri yaşama hakkı veriyordum.Herkesten gizlemeye çalıştığım o korları gecelere çıkartıyordum sanki. Gecelerden saklamıyordum hiçbir şeyi. Gecelerle paylaşıyordum, ve geceler sarıyordu beni. Beni alıp sensizliğin okyanusunda boğmuyordu. Beni sensizliğin zirvesinde, en uç noktasında aşkın sonsuzluğuna götürüyordu. Artık bu geceleri sevmeye başlıyorum. Bana seni getiren geceler..... “Benim gecelerim onlar.... Benim senlerim benim yalnızlıklarım, benim aşklarım diyebildiğim gecelerim.” Evet artık uyuyamayan, ağlayamayan gözlerime ağlamıyorum. Gecelerimi de feda ediyorum sana. Gündüzlerde söyleyemediklerimi gecelerde haykırıyorum. Ve uçsuz bucaksız seviyorum seviyorum SEVİYORUM. Artık uyuyamıyorum, evet. Uykular haram oldu bana senden sonra. Hem nasıl uyuyabilirim ki?Gözlerin var artık gecelerimde, senin gözlerin senin karanlık gözlerin.. Hiç görmediğim gözlerin....Sanıyorum ki artık sana yalnız ben değil, geceler de vurgun! Beni böylesine koynuna alışı, karanlığında bunca aydınlatması neden? Evet sen öyle güzel, öyle güzelsin ki, geceler de seni sevdi.Öyle ki sana ihanet edip de seni yaşamıyormuşçasına uyumaya, gözlerimi yummaya çalıştığım zaman hemen giriveriyorlar içime ve seni getiriyorlar bana. Gözlerimi öyle bir açıyorlar ki bir dahasına kapayamıyorum bile.... Ve ağlayabilmeyi diliyorum bazı geceler. Bunu gecelerden sonsuza diliyorum.Ağlasam, doyasıya hıçkırırcasına ağlasam belki seni bir parçacık olsa unutur ve kendi içime gömülür birazcık gözlerimi yumabilirim diye düşünüyorum. Sabahları uykuda yakalayan olmaktan çıkıp, sabahları uykuda bulunan olmak istiyorum. Bunun için istiyorum ağlayabilmeyi. Sana olan özlemimi, içimde bir dağ kadar ululaşmış hasretini belki bir parça dindirebilirim diye düşünüyorum. Belki seni birazcık gömebilirim de yüreğime, rahatlarım diye umuyorum olmuyor. Ağlamaya çalışıyorum, ağlamalarım bana isyanlar ediyor. Geceler bana bu isteğimi vermiyor. Ne zaman ağlasam yalnızca ve yalnızca bir iki gözyaşı olup kalıyorsun gözlerimde. Gözlerimde donan birkaç damla yaş oluyorsun, o yaşları da sarıyor geceler. O yaşlarla birlikte alıyor yanına geceler beni... Geceler unutmamı istemiyor seni, geceler bana ihanet ediyor. Geceler senden yana sevdiğim, geceler seni yaşamamı istiyor. Sözümü dinlemiyor..... Güneşi özlediğim oluyor arada bir. Yeter diyorum bunca yıldızla arkadaş olduğum. Seni unutup da yıldızları gördüğüm anlar olursa tabii. Beni böyle gördükleri zaman anlamıyor insanlar. Nasıl böyle saatlerce kalabildiğimi sorup duruyorlar. Böyle tüm dünya uyku içindeyken benim nasıl karanlığın içinde bakışlarımı dayattığımın sırrını anlamıyorlar. Ve onlar bilmiyorlar ki içim bir kordur...Tüm dünya, tüm tabiat susmalarda ve uykulardadır belki ama benim yüreğimde gizlenmektedir tüm dünya... Ben içime tüm insanları,,, tüm milyarları almışım. Farkında değiller. Herkesi ve her şeyleri sığdırmışım içime. Bir sen sığmıyorsun, bir seni sığdıramıyorum kalbime, bilmiyorlar...Ve senin uzaklığın, ve senin gece kadar olan uzaklığın... Bana öyle uzak öyle yabancısın ki sevdiğim, seni senden istemeye korkuyorum. Geceleri bu yüzden seviyorum. Seni sevmeme engel olmuyor, seni bana getiriyor... ve seni gecenin karanlığında buluşumdandır seni gündüzleri istemeyişim. Evet sevdiğim bana her şeyden ve herkesten uzaksın. Herkesin yaşamına giriyor, her şeyi paylaşıyorsun insanlarla... Ama bana gelmiyorsun. Ama ama sitem bile etmiyorum... Sana söyleyecek söz bulamıyorum. Söyleyecek bir şeyler arasam ve bulsam biliyorum geceler alır onu elimden, dilimden de. Sana söyleyeceklerimin hesabını yapsam sabahlar buna izin vermez. Ve ben seni yaşıyorum. Olsa olsa sana “BU SEVGİYİ YAŞA” diyebilirim. “Gel birlikte yaşayalım” demeye dilim varmaz. Geceler bunu bırakmaz yanına. Kaybettiğim değilsin. Ben seni hiç yitirmedim. Çünkü içimde taşıdığımdın hep. Benden bir parça oldun sen. Ben kendimi yitirmediğim sürece sen de kaybolmayacaksın. Evet, seni anlamakla, seni yaşamakla, seni sevmekle geçirdiğim bu gecelerde, sabahladığım bu gecelerde, benden çok uzaklarda bulunan sana uykularında bir rahatlık veriyorsa sevdam, ne mutlu bana. Gecelerim...“Sarın yaralarımı geceler” demiş bir şair.. Beni bu geceler mahvetti desem haksızlık mı ederim onlara. Beni sen mahvettim desem yalan olur bu. Ama beni bu geceler, geceleri de bana musallat eden sensin. Senin sevdanla başladı gecelere sevda yazmam. Sevda masalı okumam bundandı. Ben bu gecelerde tüm karanlıkları dağıtabilirim. Bana hüzünlerini, bana acılarını ver sevdiğim. Ver ki senin acılarını da ortak edeyim gecelerime. Ver ki gecelerle kavgalı olayım.Şimdi seni getirdikleri için onlara ses bile çıkarmıyorum. Sen yaşadığımsın, yaşatanımsın. Sevdamsın sen...Belki ben anlatamıyorum ama geceler bu sevdaya şahittir. Çünkü artık onlarda bu aşka ortak oldular. Belki benden bile çok seviyorlar seni. Ben seni hiç mi hiç gözlerimle bitirmek istemedim. Ve gecelerin içinde, gecelerle birlikte hep sevdim seni...VE HEP SEVECEĞİM... Ne kadar birlikte olamayacağımızı bilsem de Ben ve Gecelerim Hep seveceğiz seni... |
|
01-23-2009, 04:56 | #63 |
Kaybolursun kalabalığın içinde, yok olursun tuhaf bir serseri gibi... Umursamazsın belki insanların üzerine gelmesini. Hatta bazen çok ilginçtir, kahkahalarınla gülersin komik geldiğinden mi bilinmez. Ölümden kaynaklanır belki de yaşayamamaktan doya doya! Rüyalarında düşler görsen, rüyalarında gerçekleri gerçekten hissetsen kısaca ayaktayken yatsan uykuya, bilinir mi gerçekler? O zaman belki de ıslak düşler resimlerde kalır, belki de kalmaz... Bilinmez ki dimi? Ama birşeyi çok iyi bilirsin. Oradasındır! Kalabalık içerisinde yaşayan bir serseri. Bazen birilerinin seni tutmasını, yardım etmesini beklersin düşmeden hemen önce, bazen de yaklaşanları, sıcak davrananları görür, hisseder; kaç benden dersin. Git! Uzaklaş! Fısıltı gibi gelen merhabalara yeni bir tanesi eklenir ve hâlâ dimdiksindir , boynu eğiklerden değil! Her şey yolunda dersin, güneş yakmaya , insanlar sıkıştırmaya devam eder. Bir ara güzellikler parıldar ama bazen de söner. Aşktır belki bu. Yolda devam edersin yürümeye ve bir an..... yollar ayrılıverir. Tekrar tut beni dersin, tut beni! içinde patlamaya hazır balondan bahtiyar, yalancı kimlikleri hayatın ve koşup kaçmaya başlayan insan, sen!.... Bazen her şey doruk noktasına ulaşır ve durursun.. Karşında birini farkedersin aniden. Düşünürsün. Hiç yolda olmayan biridir, bir anda kendini bulursun onun yolunda veya o seni bulmuştur senin yolunda. Bir ucunda sen bir ucunda o. Ortada buluşalım dersin ama ne yol vardır ne de hayatın doğruları o anda. Fısıltı bir merhabayla başlar ve elvedayla biter... Güneş yakmaya devam eder. Herşeyi çıkarır, istenmezleri atıverirsin üzerinden. Sev beni dersin. Sev beni, hiç kaçırmadan gözlerini sev beni. Anla beni dersin. Güneşin yakışını , ayçiçeklerinin boyunlarını güneşe çevirmelerini izlersin... Kırılmayı hak etmedim ben dersin. Kırılmamalıyım! Ama.... Bu kalabalık içerisinde senin gibi olan biri daha vardır, gözlerini senden hiç ama hiç kaçırmayan biri. Önce göremezsin onu. Ya da görürsün ama dikkat etmezsin. Sonra düşünürsün. Kalabalığın içinde yalnız bir serseri dersin ona, belki de lüzumsuz biri. Gelişimi anlayamazsın, degişimi olduğu gibi... ama kimbilir belki de anlarsın... işte o zaman aklıselim gezmeye gitmiştir. bilemezsin ki.. Anlayamazsın onu. Anlayamazsın onun hissettiklerini, ya da anlarsın ama tahmin edemezsin, kendi hissettiklerini. Sev beni diyeni anlayamazsın, seni sevmeyini anlayamadığın gibi. Kalabalığı oluşturan tüm yalnızlar hep bir araya gelir, monotonluk artık yok derler! Yarınlardan, geleceklerden bahsederler, güzelliklerden bahsederler. Haykırırlar. Söylenenler, bilgiler, sevgiyle eyleme dönüşür. Zaten öyle değil midir? Bilgiler eyleme sevgiyle dönüşmediği sürece sıfırdırlar. Güneşin, aydınlığın bu büyük zaferinden karanlık korkar, kaçar gider başka karanlıklara. Tutulamaz sensizliğin mahçupluğu. Sessizlik rahatsız eder, kendini zavallı, suçlu hissedersin belki de... dayanamazsın mantığın direnişine ve işte o an! Düşlediğin andır belki de... |
|
01-23-2009, 04:56 | #64 |
Kadavradan ibaret bir gövde, İmlası bozuk bir cümle.. Bir de aramızdaki büyüyen özlem.. Biliyorum gelmeyeceksin... Ne sen olabileceğim gözlerinin dibinde.. Ne ben olabileceksin yüreğimin terinde.. Ama... Bir cümle olduk biz.. Anlatım bozukluğuna meyal verdik ise de, Sevgiye dair alıntılanmış, En anlamlı söz olduk biz.. Bizden doğma mutluluğu var ettik Sevda sağnağında... Bizden olma bir fincan umudu tazeledik Hayat çaydanlığında... Ey kirpiklerinden sağdığım gökkuşağı yedi rengi, Hüzünbaz hüzünleri unut..Ayak diblerine kök salmış siyah’ı da ..Koş yeni demlenmiş yürek demime..Sokul ve mevzilen gözlerinde kuruttuğum kirpiklerime..Şarkılar sustu biliyorum..Söz sırası bizde..Mutluluğumuzdan alıntı birkaç çift umudumuz var dudaklarımıza ördüğümüz..Erişmese de ellerimiz ellerimize, bir yolumuz var özleminde yürüdüğümüz..Sana kaç gel demiyorum..Biliyorum hakkım değil bu..Bırak kanlı bir savaşın içinde geçsin ömrümüz..Çilekeş bir sonbahar yaprağına özensin gözlerimiz..Aynı tende, aynı gölgede yürümese de mavi düşlerimiz, aynı sevdanın ıslak cümlelerinde büyüsün adımız..İlintilensin kokun Cennnetle, bize aidatlansın ayrılık...Ne fark eder ki..Ben sendeyim...Sen bende...Bükülse de cümlelerimiz , sökülse de alfabemiz biz bir cümleyiz..Sen ve ben...İki harf bir cümleden ibaret mutluluk... Mutluluğuma umudumu bağışlayan, Biliyorum özlem kör topal zamanlarında ilerliyoruz..Sen benden uzakta, ben senden ırakta yürümekteyiz..Dışı düşsüzlüğe gebe kalmış bir sabahın koynunda boyun bükmekteyiz..Bazen gözlerimiz nemlenmekte, bazen de özlem aramıza perdelenmekte..Ama bırakmak yok sevgili..Mutluluk umuda gark olmuşsa, artık dönüş yok bu yoldan..Ölüm ölümümüzü öldürmeden gitmek yok sevgili..Bırak ellerinden içmeyeyim bir bardak suyu..Bırak gözlerinde sabahlamasın yüreğim..Uzaklarda bana ait bir cümle ol yeter..Koynumda sonbaharları kurban edemesen de bırak yanımda hep umut ol yarınlara... Sığlığıma / içimdeki yalnızlığa bir dirhem hayatı aşılayan, Sus.Dikenli telleri dudaklarına getirip kanatma yaralarını..Kavuşmamanın ızdırabına kanıp içme hüznün şerbetini..Bak kör bir yüreğe sevgiyi öğretiyorsun..Büyüyor içimde ölen bir çocuk..Yarım değil cümlelerim..Mutluluk fiilinden umut deryası cümleler kuruyorum mavilere..Rüzgarı omuzlarıma alıp bulutlara yeni göç yolları buluyorum..Biliyorum her yol sana...Biliyorum her söz sana..Evet zor yaşadıklarımız..Zifiri bir karanlık ilerlediğimiz, bir ölüm kalım savaşı göğsümüzden sildiğimiz.. Bırak aramızdaki özleme bakıp durma.. Kefenle gözlerindeki ıslaklığı.. Gün vuslat zamanı.. Gün bizi bizde yaşatma anı.. Doldur gözlerine kız cocuğu hayallerini.. Yürü bana doğru harf harf.. Yürü bana doğru dua dua.. Bir de gelirken bana, Bİr avuç maviyi çok görme sakın.. Unutma; Özlediğim kadar Sen’sin.. Sevdiğim kadar Ben’sin.. “ Seni özlemin en güzel yanı; Seninle her gün yeniden doğmak mavilere.. Hep nefes al emi.. Seninle hayatlansın bu hayatım....“ |
|
01-23-2009, 04:57 | #65 |
Suskular sinmiş duvarlara… Sabrım sınanıyor acıların örsünde…Bir yük vagonunda gider gibi geçiyorum yılların üzerinden..Vagon yükü acılar taşıyorum sol yanımda… Ve hiç unutmuyorum sevgi expresinde hep bir kaçak olduğumu… Yol boyu mırıldanıyorum türkümü…Sesimde gurbetin ateşi ve yüreğimde tutsak bir sevdanın sızısıyla yana-yakıla yaşıyorum… Bir tufanda boğuldu sevinçlerim.. Ne vakit Uçursam beklentilerimi umudun gökyüzüne; soğuk rüzgarlar döve döve içeri aldı beni… Mermileşmiş yasaların kesin hükümlerine geçmedi , sayfalar dolusu savunmalarım..Ne yana dönsem hükümlü duvarlar örüldü gözlerime…. Şimdi kan kaybeden bir yaradır içimdeki bozgun… Zafere gidilecek yollar ortadayken,kelime oyunları arasına sıkıştırılan , yüklemsiz cümleler kaldı avuçlarımda… Yine yanlış notalarına bastım hayat türküsünün… Kanlı bir yenilginin,kangren olmuş düşlerini kesiyorum kör bir bıçakla.. Koca taşlarla vuruluyor habil yüreğime; Ölüm kusuyor kabil soylu haydutlar… Öldürülüyorum faili meçhul satır aralarında… Şimdi hangi kapısını aralasam düşüncelerimin; Adını özgürlük koyduğum tutsaklığıma açılıyor bahçesi Sonra ;hapislik başlıyor içimde …Odamın ışıklarını gündoğumuyla söndürmeyi öğreniyor uykusuzluğum…Üstümde kuşları vurulu sağır bir gökyüzü… Uzaklara sürgün edilmiş bedenimle, başımı ağırtan cümleler biriktiriyorum yenikliğimin kavrukluğunda… Uykusuzum… Uyanıyorum gecenin kör bir vaktinde; Birden bire duvar,birden bire hüzün.. Aç karınla sigara içmeyi dayatıyorum ciğerlerime… Nereye sığınsam bıçak gölgesi düşüyor yalnızlığıma.. Uykusuzum,Zulmün bağrında şafaklar sökülüyor demir meridyenlerle çizilmiş penceremde... Vuruluyor gölgelerin acıyan yanlarıyla taptaze papatyalarımın ömrü… Örülüyor kalbime birbirini tutan keskin tel örgülerle.. Güneşim kolumda türküler okurdum oysa...aldırmadan yağan soğuk yağmurlara.. Şimdi yatağını unutmuş dalgın bir ırmak akışlarım.. Ne denize ulaşabildim ..Ne de ırmak kalabildim... Durgunum... |
|
01-23-2009, 22:46 | #66 |
Merhaba Kader''im..
Merhaba Güz Hazanının Hüzünlü Yanı.. Merhaba yüzbinlerce kelimenin tamamını tek bir kelime ile silebilecek kadar güçlü manalı kelime.. Bilemezsin sana duyduğum özlemin nasıl da bir gecenin doruk noktasında ızdıraba dönüştügünü ve bilecegini zannetmiyorum sana olan hasretin ölüm sebebim olacagını ve zannediyorum ki bilirsin ölmememin nedeninin bir gün gözlerine bakabilme umudu olduğunu... An kalbime saplıyor paslı hanceri ve benim ellerim hiç titremediği kadar titriyor.Ben seni özlüyorum.Gözümün önünde bilmediğim hayalin.Bir rüzgar esiyor,dünya yerinden oynuyor,bir fırtına bir kıyamet almış başını gidiyor.Umrumda mı sanki yeryüzü ? Hayalin karşımda.Asilce bana bakmakta.Başın dik alnın ak..Ve azraile bile inat gülümsüyorsun..Oysa ben üşüyorum,ellerim titriyor.. Ağaçlar filizleniyor.Mevsimler evrime uğruyor.Bir yangının tam ortasındayım elimde tuttuğum yüregim bir kor ve erimekte,oysa ben sana uzatmak istemiştim... Sen huzursun dünyamsın.Olabilecegin herşeysin.Bütün kaleleri fethettin,piyonlar düştü,muhafızlar esir,şah mat oldu...Ellerim ensemde kenetli,nefes dahi almıyorum.Öl desen ölürüm..Sen herşeyden önce ve herşeyden sonra ve şimdi ve sonsuza dek Kader''imsin... Sen... Sen... Sen herşeysin... Sen Umutların Filizlendiği Bozkırların sahibisin.. Fermansın. Hükümsün. Hükümdarsın. Herşeysin. Kainatta ki bütün canlıların mutlulugunu kıskanacak mutluluklara sahip olman dileği ile... |
|
01-25-2009, 05:50 | #67 |
Sen.Yüzümdeki gülüşlerinellerimdeki terlemeninyüreğimdeki deli atışın sebebi.Her gece uykumher sabah güneşim.Yıldızımay'ımakan kanım.Bitmeyen masalım.Bahçedeki çiçeğimçiçekteki rengim.Gökyüzümdenizimmavim sen.
Sevdamın adresiaşkımızın menziliiçkimdeki tatyaşadığım hayat sen.Sebebimniyetimgeleceğimgeçmişimbilinmezl iğimbelirsizliğimkararlılığımkararsızlığım sen.Bitmez yolculuğumsonsuzluğum.Sengözümelimyüreğim.Bebe ğim sen. Hani gidecek olsanyollarına sererim tüm kır çiçeklerini.Bilirim basamazsın çiçeklere de yine kalırsın benimle.Üzülecek olsaniçim erirkalırım öyle.SENİ ÜZEN BİŞEY BENİ BİN ÜZER İNAN.Kırıyorsam senibu benim dengesizliğimdendirşaşırmışlığımdandır.Kendimle kavgalıyım ben.Bir yanım sana tutkunbir yanım çok bencil.Kayboluşlara vuruyorum kendimiseni üzdüğümü bilmeden.Her kayboluşum yara açıyor sende biliyorum.Ah bennasıl da vurdumduymaz olabiliyorum bazen.Bakma bana birtanemiçimdeki aşkın büyüklüğünü ölçme bunlarla.Seviyorum diyorsam seniöyle.Gereğinden fazla 'erkeğim'bazenbağışla. Seni bilirim benbir tek seni.Seni söylerimseni duyarım her yerde ve her zaman.Sensiz olmaya gücüm yok artıksensizliğe katlanmak benim harcım değil.Seni her şeyinleay parçası yüzünleduruşunlagülüşünlebakışınlakonuşmanlaç ocukluğunlaolgunluğunlakızgınlığınlaşaşkınlığın lagüçlülüğünlezayıflığınla kabul etmişim bi kere.NE DEĞİŞNE DE DEĞİŞTİR BENİ.Biz böyle sevdik birbirimizi.Seni sen yapan ne varsa kabulümdür hepsi. Seni özlemek diye bir şey de var bu hayatta ve bu bazen öylesine dayanılmaz oluyor ki.YOKLUĞUNU YAŞAMAYI BECEREMİYORUMÜZGÜNÜM.İçimdeki o 'fazla erkek'yokluğunda çekiliyor bir köşeye ve ben güçsüzlüğümle başbaşa kalıyorum.Katlanamıyorum anlasensizliği 'yok' hükmünde sayıyorum.Sensizlik diye bir şey yoköyleyse sensiz kalmak da yok. Şimdi hangi denizin kıyısındaysanhangi göğün altındaysan önce o sonsuz maviliğe sonra da başını yukarı kaldırıp yıldızlara bak.Aşkımıyüreğimiiçimdeki seni mavilere yükleyip gönderiyorumtut onu.Tut ve bırakma.Ben maviyi sende buldumbeni BAŞKA RENKLERLE KANDIRMA. |
|
01-25-2009, 05:50 | #68 |
Bırakıp gitmek istiyorum her şeyi herkesi… Yüreğim yanıyor içim acıyor. Canım çok yanıyor Tanrım… Elimde bir oyuncak çocukluğuma geri dönmek istiyorum. Sorumsuz sorunsuz mutlu… Okadar uzak ki umut ettiğim şeyler bana. Okadar zor ki bu yüreğin tamiri. Bir tanem bebeğim gözlerini bana sarılmanı özledim. O kadar özledim ki seni isyan edesim geliyor. Sen şimdi kaçıncı uykunda sarılıyorsun yanındaki bedene. Mutlu musun? Ben aklına geliyor muyum? Düşünüyor musun beraber geçirdiğimiz saatleri? Ona da bana baktığın gibi sevgi dolu bakıyor musun? Ona da bana sarıldığın gibi sıkı sıkı sarılıyor musun? Ona bakarken de gözlerin parlıyor mu? Ben yalnız ben çaresiz senin bana gelmeni bekliyorum. Karşılık beklemeden sadece beni sarmanı beklerken seni sevmeye seni içimde büyütmeye devam ediyorum… Sen biriciğim sevdiğim meleğim… O kadar işledin ki içime o kadar tanıdıksın ki bırakamıyorum unutamıyorum seni!!! Ne yapacağımı ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Sadece bana gelmeni bana sarılmanı bekliyorum küçük bir çocuğun sevgi beklediği gibi… Geldiğinde yüzümü gömeceğim göğsüne doyasıya sarılacağım sana… Yine alacağım o sevgi dolu yüzünü ellerimin arasına. Bana sarıldığında nefes bile almayacağım ürkütmemek için seni. Sen yeter ki gel yeter ki sevgini esirgeme benden. Yine git sonunda istersen. Sesimi çıkartmayacağım…
|
|
01-25-2009, 05:50 | #69 |
Bir başıma bu kentin sokaklarında yürüyorum.Üşüyorum.Ne kadar uzaksan bana o kadar soğuyor hava.Sen yoksansıcaklık hep mevsim normallerinin altında.Bu yüzden meteoroloji raporları bile umrumda değil.Kar mı yağıyor yoksa yağmur mubana ne?Ben senin hasretinle sırılsıklamım zatendaha ne kadar ıslanabilirim ki?
Burada mısın değil misin belli değil.Bazen gidişlerin kahramanı oluyorsunbazen sonsuz kalışların.Doyumsuz gecelerdesin kimi zamanbazen de yalnız karanlıklardasın.Bitmek bilmez bir şarkısın;amaben mi notaları yanlış basıyorum da sen bu şarkıyı söylemiyorsun?Neden susuyorsun? Aşkın sessizliği ne kadar korkunç olur bilir misin?Bir tek kelimeye hasret geçen gecelerin hesabını soracağın kimse de yoktur üstelik.Kendi kendiyle konuşana deli derler yabeni çoktan akıl hastanesine kapatmaları gerekirdi.Hem de iflah olmaz hastalar bölümüne. Yokluğuna alışmaktan korkuyorumne kadar kötü.Yokluğunu yürüyorum sokaklarda.Yokluğunu içiyorum kadeh kadeh.Hiç gelmeme ihtimalin bir idam mahkumuna dönüştürüyor beni.Hiçbirşey yapmadan beklerler ya hücrelerindeölümün soğuk nefesini hissederek.Anlamlı olan bir şey yoktur onlar için.Belki de bir an önce ölmektir akıllarından geçenbu bekleme işkencesi bitsin diye.Bu yokluk hissi öldürecek beni. Gelebilme ihtimalin ise yüreğimdeki kuşları havalandırıyorkanat seslerini duy.Gelmek iste yeter kiyorulmayasın diye kuşlarım taşır seni bana.Bir görsem yüzünüah bir dokunsam sana.Göreceksinsevdanın çiçek çiçek açtığınıumudun bir yangın gibi alev alev ikimizi birden sardığını.Anladım ki mümkün değil seni sensiz yaşamak.Ben o gönlü genişlerden değilim.Madem içimdesinyüreğimde taşıyorum senio zaman yanımda da olmalısın.Sensiz yaşanmayacak bu aşk ötesi yok. Şimdi yalnız geceleri seviyorum.Seni yıldızlarda buluyorum.Daha bir dayanılır oluyor sensizlik sancısı.Mümkünü yok çıkmayacaksın aklımdanbu yüzden geceel ayak çekilmişkenhiçbir ses yokken seni düşünmek(yokluğunu değil ama)daha iyi.Bütünüyle sen oluyorsun o zaman her yerde.Ne kadar yakışıyorsunuz birbirinizesen ve gece.ZAMAN GEÇERHERŞEY UNUTULURBİR ÖRTÜYLE KAPLANIR ACILARAMA.''BİR TEK SENİ UNUTAMAM''. |
|
01-25-2009, 05:51 | #70 |
Hiçbir duygumu ertelemedim ben. Yaşayacağım hiçbir şeyi sonraya bırakmadım. Sonra diye bir şeyin olmadığını biliyorum çünkü. Hep yarına dair hayaller kurmak gelmesi mümkün olmayacak zamanları beklemek benim işim değil.
Aşk zamana meydan okur ama sen karşı koyamazsın ona. Orada durup öylece bekleyemezsin geleceği. Bir adım atmalısın bir el uzatmalısın aşka doğru! Aşkın anahtarı cesaret değil mi yar? Cesur olmak gerekmez mi bir sevdayı yaşamak büyütmek için? Kaç gece yalnız geçti hesaplasana. Kaç gece bir sonraki günü düşünerek geçti. Neler yapabilirdik neler yaşayabilirdik düşünsene! Her sabahı birlikte karşılamak vardı seninle. Gözünü açar açmaz ilk gördüğün şey ben olurdum ve sen benim yüzümde mutluluğu görürdün. Bu kentin sokaklarında el ele dolaşabilirdik. Girmediğimiz sokak kalmazdı. Bakışlara aldırmadan sokağın ortasında sarılıp öpebilirdim seni. Bir şarkıyı sözlerini bilmesek bile bağıra çağıra söyleyebilirdik. Sonra bir filme gider bir kitap okur bir martının bir lokma simit kapabilmek için vapurların peşinden bıkmadan uçuşunu izleyebilirdik.Paylaştığımız her an beynimize bir daha çıkmamak üzere kazınırdı. Özlerdik birbirimizi delicesine. Bir saati yalnız geçirsek bir sonraki saati iki saatlik yaşardık. Peki biz ne yaptık. Aşkı bir bekleyişin sırtına yükleyip ona sadece uzaktan bakmakla yetindik. Her an aşkı yaşamak varken her gün birbirimizi yeniden keşfetmek varken bu yolda birer kaşif olmak varken sürgünleri yaşamaya mahkum ettik birbirimizi. Bu sürgünlüğe son vermenin zamanı geldi artık. Sana huzur vaat etmiyorum. Aşkta huzur arayan yanılır. Ben tutkunun en koyu sevdanın sözcüğüyüm. Onlar adına konuşuyorum. Gözlerinin içine bakıp "Seni Seviyorum" demek istiyorum. Aşkın akışına kapılıp hiçbir kaygı duymadan gidebildiğim yere kadar gitmek istiyorum. Kokunu içime çekmek teninin sıcaklığıyla irkilmek istiyorum. Yaşama senin adınla anlam katmak mutluluğu bulmak ve bir daha kaybetmemek istiyorum. Seni istiyorum eey yar! Canıma bir can daha katmak için ruhumun yalnızlığına yüreğimin acısına son vermek için daha mavi bir deniz daha mavi bir gökyüzü daha mavi bir sevda için. Seni İstiyorum Yarın Öbür Gün Öbür Hafta Öbür Ay Öbür Yıl değil. Şimdi! |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|