|
Aşk, Sevgi ve Evlilik Aşk, Sevgi ve Evlilik ile ilgili herşey . |
Seçenekler | Stil |
01-28-2009, 03:44 | #81 |
Sus pus olmuş, puslu bir İstanbul'muydu yüzün, yoksa çok bildik hüzünler mi taşınmıştı yüzüne Dolmabahçe da çay tadında.... Divit ucuyla yazılmış bir aşkın sureti vardı avuçlarında, tarih bir başka iklimin kıvamını gösteriyordu. Ben rehnedilmiş yelkovan gibi... hani akrep'i seven ama yüreği takvim yokuşlarında... Sinemada elinin elimde terleyişinin bir anlamı olmalı, sesinin sesimde yankılanmasının... sanki perdedekine üzülmüş ya da sevinmişsin de tesadüfen akmış yüzün içime... Yalan! Sen perdeye bakıyorsun, fikrin benim seyir defterimde.. ve ben amerikanca bir filmi kürtçe seyrediyorum... Kadın Beyoğlu'nun bir kış akşamında, üstündeki deri montun sahibine küs, soğukluğundan muzdarip yürüyordu... Adam da... Yürümek hiçbir şeyi çözmüyordu, bazı Aralık akşamlarında... Parmağında yaralı bir öyküyü taşıyordu adam... Kadının yüzünde bir hüzün... Hüzünlü aralık akşamında bir yüzük... Yüzüğün yüzünde dünya güzeli bir kadının kehaneti... ... Soğuğun ve karanlığın vehameti! Hayatı, bir başkasının pantolonu gibi, küçültülmüş, daraltılmış... İlk sahibinin o pantalonla yaşadığı şeyler, yani pantalonu pantalon yapan anılar, bazı ilkbahar bereleri yüzünden yapılan yamalar, ter tüketen yazlar... Hepsi daraltılmış... Yaşananlara bir beden büyük geliyor artık hayat! Bir aşkı paylaşmak için çok geç, bir paylaşıma aşık olmak içinse erken... Beni sevda yerimden vurdu yine zaman... Şimdi sana söylenecek tek cümle: Bende sana yetecek kadar ben kalmadı...
|
|
01-28-2009, 03:44 | #82 |
Bugünde seni unutmayı başaramadım.Unutmak ne kelime,daha fazla bağlanıyorum gün geçtikçe…Sensiz hep bir yanım eksik kalıyor ve kalacakta.
Ne yazayım şimdi sana,ne yapayım,neyi anlatayım bilmiyorum masal yüzlüm.Bazı insanlar vardır. Hep mutludur. Daha doğrusu o maskeyi takarlar.Kimse bilmez onun içinde kopan fırtınaları.Kimse kendini onun yerine koyamaz.O derece mutsuzdurlar aslında.Yaşamla ölüm arasında ki çizgide yaşarlar.Daha doğrusu yaşıyor görünürler.İşte bende bugünler de bu haldeyim.Ayrılığımızla yüreğimde kopan fırtınaları kimse bilmedi,bilmeyecekte.Hayat işte yaşamla başlayıp,ölümle biten bir çizgi.Ama insan bunun farkına geç varıyor.Zaten bu yüzden değil mi her şeyin kıymeti kaybedildikten sonra biliniyor.Ve işte ben masal yüzlüm ayrılıkla başlayan bu sancılı günlerimin gölgesini taşıyorum ardım sıra… Zor geçiyor artık günler. Yaşamak zor geliyor. Masal yüzlüm aslında haksızda sayılmam.Zor bir şey yaşamak artık.Ben insanlara güvenip güvenmeme noktasındayken sen gelmiştin hayatıma hatırlıyor musun? Hiç ummadığım yerden,ummadığım bir zamanda aldığım darbelerin yaralarını sarmaya çalışıyordum o günlerde.Her şey üst üste gelmişti.Ve beni,yüreğimi öldürmek için adeta savaşıyorlardı.Sense benim bu savaşta kazanmam için mücadele vermeye söz vermiştin bana.Evet oldu da o günlerin acısını unutturdun bana varlığınla. Hani tamam şimdi doğru adresteyim diyip de baktığımda yanlış yerde olduğuma göz yaşları döktüğüm günlerdi o zamanlar. Neden insanlar böyleydi ki? Bu ve bunun gibi bir çok soruya cevap aradığım günlerdi işte.Şimdi sende yoksun bak. Sevdamız kısa sürdü. Ama o kadar güzeldi ki her şey.Biliyorum sende aynı duygular içindesin.Aslında biliyorum ki sende o kalabalıklar içinde benim gibi yalnızlıklar yaşıyorsun masal yüzlüm.Sana masal yüzlüm diye hitap ediyorum biliyor musun? Ama nerden bileceksin ki.Hem bilsen de artık ne değişecek ki.Yoksun işte yoksun.Belki de hayatım boyunca seni artık göremeyeceğim.Sen nerelerdesin şimdi.Adımı ağzına her aldığında beni de yüreğinde duyuyor musun? Ah masal yüzlüm ah. Ayrılsak da sana masal yüzlüm demek,o tatlı bakışların,masum bir bebek gibi duruşun bana böyle konuşma cesareti veriyor. …. Hani ne diyorum.Sende benim gibi o yokuşları geçip yolların sonunda eve ulaşınca o derin yalnızlıklar durağında uzunca kendinle bir başına kalıyor musun be masum bakışlım.Ben evet seninle birlikte yalnız kalıyorum biliyor musun? Yüreğimdesin hala.Ayrılık kararımızla ben eski ben değilim sende eski sen değilsin.Ne olur eskisi gibi bir adım atsan yine.Hani hatırlıyor musun bir defasında bana çiçekle suyun aşkını anlatmıştın.Ben ona da razıyım masal yüzlüm. Sadece seni seviyorum demene de. Bugünlerde sana ne zaman yakın olsam bana uzak olmaya başlamıştın.Bilmeliydim bir kaybedişin başlangıcı olduğunu yaşadıklarımın.Böyle mi olacaktık biz hayat yolunda senle.Şimdi sevgili olarak çok uzağız birbirimize. Acaba bana yakın mısın. Galiba bu bize rabbimizin verdiği bir imtihan.En zoru da sevgi üzerine olanıymış.En güzel yanı da,bu sevda kısa zamanda bana çok şey kazandırdı.Ne çok şey öğrettin o koca yüreğinle bir bilsen.Bu yüzden sana ne kadar teşekkür etsem azdır bu sınavda beni yalnız bırakmadığın için.Mutlu olmam için zor da olsa yüreğine söz geçirmeye karar verdin. Sana da fazla yüklenmemeliyim masal yüzlüm.Çok haklısın her şey çok güzeldi ve hoş bir anı olarak yüreğimde yerini alacak yaşadığım müddetçe.Düşünüyorum da sen belki de benden daha kötü yalnızlıklar içindesin.Oralarda yapayalnızsın.Derdini kimselerle paylaşmayacağını biliyorum.Sen böylesin iyi tanıyorum seni.Dediğim gibi suskunluğuna da sevdalanmıştım.Yeri geldiğinde konuşmana,yeri geldiğinde de susup durmana.Ama ağlamıyorum biliyor musun sözüm var sana.Seninde bana.Hep gülsün yüzün.En güzel günler senin olsun.Sen uyurken her gece yıldızlarla selam göndereceğim sana.Yaramaz bir çocuk olup yanağından bir buse alıp kaçacağım sen uykunun en tatlı anındayken. Allah’ım bu nasıl bir duygu kimse çözememiş.Ne yaşayan ne de yaşatan anlayamamış.Masal yüzlüm senin de derin dehlizlerde yüreğin ağlıyor mu? Benim ağlıyor inan.Bir bakışın,bir gülüşün,bir selamın küçücük bir kıvılcım bu ateşi yakmaya yetiyordu.Ümitlerimiz kibrit çöpünden yapılmış bir basamaktı adeta.Bir gün biri geldi ve en alttaki o ayakta tutan çöpü çekti aldı. Senin kimi zaman beraberken yalnız olduğunu görüyordum.Geçmişte yaşadıkların ya da çevrende gördüklerin senide mi korkutuyor.Yüreğimizi nasılda acımadan eziyorlar değil mi.Benim de korkularım yok değil.Senden farksız değilim masal yüzlüm.İkimize yenilgi verdiler.Avuçlarımıza tutuşturdular ayrılık mendilini.Bize mutluluğu çok gördü bu hayat.Severken ayrılmak ne zormuş.Gözleri yüreğimde kayıp sevgili.Çok korkuyorum.Daha da fazla kaybetmekten.Can dediğim seni kaybettim.Ve bu bir başlangıç gün gelecek belki de söz verdiğimiz gibi olmayacak.Yanımda olamayacaksın.Zor günümde ben ağlarken sevgilim olmasa da sıcak bir dostum olarak benimle olamayacaksın belki de.Bir çok korkum yüzünden ki hayat ile ölüm arasındaki çizgideyim artık.Şunu iyi öğrendim bir şeyi bir gün kaybedecekmişsin gibi sevmelisin.Sen gittin,sevda gitti.Ben eski ben olmaktan korkuyorum.Seni kazanıyorum derken kaybettim masum bakışlım…Gül yüzlüm..Şairin de dediği gibi “Bende bana yetecek ben kalmadı” sevgili. Yüreğimi yüreğine sürüklerken,seni ondan ötürü sevmeyi yeni yeni öğrenirken bu sevdayı yüreğime yerleştirenden,seninle doyumsuz muhabbetleri içime serenden seninle beraber hayırlı bir ömür,senli bir cennet istedim…Rabbim bunu yazmış kaderimize. Ve biz ayrıldık…. |
|
01-28-2009, 03:46 | #83 |
Söylenmeyen sözlerin ağırlığı, demir balyalar gibi çöktü yüreğime...Bir yanardağ misali gönül dağım!Hani bazen diyorum ki patlasa bu yanardağ!...Dökse içindeki her şeyi dışarı!...Boşalsa!...Rahatlasa artık!...
Sonra duruyorum...Sonra susuyorum...İçimden çıkan lavların etrafı yangın yerine çevireceğini düşününce kilit vuruyorum dilime...."Yan!" diyorum içime!..."Sadece sen yan!" Ve "Dayan!" diyorum gönlüme!..." Herkes mutlu olsun!Sen dayan!.." Dayan be gönlüm!...Dayan ki , elbet birgün görecektir sevgili arşa yükselen alevlerini...Dayan ki , elbet bir gün sende açan alev kırmızısı güllerin kokusu yâre ulaşacaktır...Dayan ki bir gün alevlerin, sevgilinin gözyaşıyla buluşacaktır...Dayan gönlüm!... Seni de elbet bir anlayan olacaktır!... Dayan be gönlüm!..İçine akıttığın gözyaşınla bile sitem etme sevgiliye!...Derdini başına tac et "Sevgiliden geldi." diye...Ve dayan , sorma "İçime bu yangını salıp da nereye gitti?" diye!...Sen sevgine sadık ol, o seni sevmese bile!... Dayan be gönlüm!...Bîçâre değilsin Yaradan sana yâr...Kimsesiz değilsin, yanında "Kimsesizler kimsesi" var!...Biliyorum! Sığmazsın hiç bir yere bu sevdayla, dünya sana dar!...Ama dayan gönlüm!..Dayan ki her gecenin mutlaka bir sabahı var!... Dayan be gönlüm!...İçindeki aleve attığın tohumları gözyaşınla yeşert!Dayan ki her şey bitecek bir gün, kalmayacak ne gam ne dert!...Alev kırmızısı güllerden der demet demet... Bil ki!...Bil ki bir gün mutlaka bitecek bu hasret!!! |
|
01-28-2009, 03:47 | #84 |
Çok uzun zamanlardan bahsedemiyor insana , işin içine sen ve ben girince. Kısa küçük mutluluklar , kısa hatta hiç konuşulmadan edilen kavgalar. Hepsi o an için bir ömür gibi gelse de , şimdi çok uzun zamanlardan bahsetmek mümkün değil. Dün bir başkay dı bizim için , bazen bir şiir bazen ise kabus gibi , aranacak yanı yoktu hani. Bugün ise unutulmaya çalışılan bir kutu dolusu anı var elimizde. Kötüsü , iyisi ne fareder ki. Hepsinde sen vardın. Bunca zaman unutmaya çalışarak kendime ne büyük kötülük etmişim meğer. Hoş , unutamadım ya o kadar uğraşmaya. Bıraktım seni unutacağım diye kendime işkence etmeyi.heryanımı sen kapladın , içtiğim çayda senin tadın var, gittiğim her sinema filminde seninle seyretmediğim yüzlerce filmin anısı var , her güneşin doğuşu gözlerini hatırlatıyor bana. Ve özlemek hoşuma gidiyor. Bir daha asla yan yana gelmeyecemizi bilsemde . hayat devam ediyor . sen başka yöne ben başka yöne gitsekte bu böyle değiştiremiyoruz. O yüzden zamanı durdurmaya çalışmak niye. Belki ileride içtiğim çaylardan başka tadlar alacağım , kimbilir. Ama unutmayacağım seni. Mutlu olmanı dileyeceğim her an,bana yaşattığın her güzel an için.Seninle ilgili düşüncelerimi sana zamanında uzun uzun anlattım. Biraz kendini zorlarsan hatırlarsın hepsini. Ve şimdi sen kendi yolunda Mutlulukla ilerle.Ben kendi yolumda. Zamanı Durdurmaya gerek yok. |
|
01-29-2009, 02:19 | #85 |
Gidiyorum.... yani artık olamayacağım ... Vazgeçiyorum senden, bu şehirden , bu hayattan ... Özlem duyduğunda sesimi duyamayacaksın artık . Ellerini uzattığında sıcaklığını hissedebileceğin ellerim olmayacak ... Sana uzaklıkğını benim bile bilmediğim bir yere gidiyorum ...Biliyorum arayacaksın beni. Km lerce koşacaksın arkamdan, yakalamaya bulmaya çalışacaksın ... Sadece hissedeceksin varlığımı ... Dedim ya sevgilim ... Gidiyorum ... Gittiğimi bile bilemeyeceksin ... Son kez sesimi duyamayacaksın. Gözlerime bakıp Seni Seviyorum diyemeyecek, sımsıkı sarılıp veda edemeyecesin ... Diğer ayrılıklarımıza benzemeyecek bu ayrılığımız ... Sonunda geri dönmeyeceğim ... Arkamdan nefesin tükenene kadar gitme diye bağıramayacaksın ... Artık baş başa yaptığımız sabah kahvaltıları olmayacak .. Sabah yürüyüşlerimiz , akşamları telaşlarımız olmayacak ... Bir daha ay ışığının sahile vurduğunda kulağımıza gelen dalga seslerinde dans edemeyeceğiz ... Sarılamayacağız sımsıkı ... Unutacaksın beni .. yada unuttuğunu düşüneceksin belli bir süre .. Benimle yaşadığın her şeyden kaçacaksın ... Beni hatırlatan ne var sa ... Kalbinden söküp atamayacaksın ... "Yorumsuz Bir Hayatı Seçiyorum ... Doymadım İnan Kanmadım Sevgine ... Gidiyorum... Hoşçakal Can'ımın içi Hoşçakal..." |
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|