sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > TARİH - KÜLTÜR ve SANAT > Aşk, Sevgi ve Evlilik
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi


Aşk, Sevgi ve Evlilik Aşk, Sevgi ve Evlilik ile ilgili herşey .

Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 01-20-2009, 06:05   #41
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart



Bugün uğurladım seni..
Çaresizliğin koynuna sığındığım o gün işte bu gündür..

Sınırlar ötesi bir gidişti bu gidişin, "küçüğüm" dediğin "büyük" sevdalını öylece yapayalnız bırakıp da gittiğin gün..

Gözyaşım yanağımı ıslatırken, genzimi yakan bir "gitme" sözcüğünü ifade edemedim. Lal oldu susmak bilmeyen dilim.

Kuruttuğum küçük bir karanfili mektubumun arasına koymak geçti içimden, sonra... sonra vazgeçtim. Düşündüm ve onun yerine sana mektubumla beraber sürekli canlı tuttuğum ümitlerimi, özlemimi, sevdamı mektubumun içine koyup gönderdim..

Ve Cantanem ! Biliyor musun? Yanağımı ıslatan gözyaşlarımı hiç silmiyorum..
Kimbilir diyorum umut işte.. Belki kurumadan sen gelirsin kimbilir?


Seni sevmekten hiç vazgeçmeyenin, sevdiceğin..

..
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-20-2009, 06:06   #42
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart



hep düşünmüşümdür... yüreğin adresi var mı...
galiba var...
ve sanırım ben yüreğimin puluyum...
yüreğim sevgi dolu mektubunu bana gönderdiğinde....
gelen zarfın pulu oluyorum...
bazen açamasam da cesaret edip...
ne yazdığını hissedebiliyorum...
aynı hislerle....
kalemsiz kağıtsız...
aynı zarfla ve aynı pulla....
cevap verebildiğimi biliyorum...


benim mektuplarımın herzaman karşılığı vardı...
ve hiçbir mektubu karşılıksız bırakamadım...
karşılığı olmalı mıydı bunu bilmiyorum ama yüreğimin karşılık beklemediğini kocaman hissedebiliyorum....


umut mu.... yüreğin adı umut....
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-20-2009, 06:07   #43
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart




"Sebepsiz duruşunu seviyorum hayatımdaki..."

Çok fazla dağıtabilirim içimden geçen tadın damağımda bıraktığı yalnızlığı ve belki hiç olmamışçasına yazabilirim aklımdan geçenleri...
Kime ne?

Tahta masanın birkaç parçaya bölünmüş düşünce ağından kurtulalı, aslına bakarsanız fazla zaman da geçmedi.. Duvardaki yüzlerden biri değildi gece'm.... ve altına fark ettirmeden düşürdüğüm gölgem, 'artık' bir yılın kalanı değildi...
Varlığınla rahatsız ettiğin bir teni, varlığından söküp atmak bazen anlamsızlaşsa da; yıktığım her hücrenin yapı taşları bana ait...
Gökyüzüne bakmalı, aylak aylak dolaşıp tenlerin mahzenlerine girmeli ve biraz da soluklanmalı... Bir sigarayı yakmak kadar lütüfkâr bir geceyi kollarının arasına alıp sıkıca sar(ıl)malı...
Sana ne?

" Kim kaybettirdi kadınlığını dudaklarının arasından? ... ve yokluk hangi iklimin kanatlarına kazıdı, aynadan tenine düşen çocuksu bakışlarını?
Sen sadece sarıl..."


Çok az da olsa mırıldanabilirim senli satırları... Ya da sayıklayabilirim bunalımlı duruşlarını hep bir sigarayla anımsadığım...
Size ne?


Siyah ve loş bir akşamın masama uzanan elini tutunca başladı bu yolculuk... Ben kimim? sorusunun altına saklanmış tanınma dürtüleri ikimizin de bakışlarındaydı... Önce bakmış sonra da yıllardır benimle bütünleşmiş bir hikayenin renklerini sektirmeden sıralamıştın... Sonrası kopuk kopuk da olsa mısraların sarhoşluğunda sıralanan saat dilimleri... Uzun aramalar, iyi geceler tonunun mahremiyeti sarsan dokunuşları, kaybedilmiş koca bir yılın düzensiz hesapları ve amansız bir uyku...
Sen beklenmeyensin, biraz da bundan ya sana olan tutukluğum, dizlerimin bağını kahkahalarla eş değer tutan...
Hiç kimse bilmesin...


" Uyandığında fısılda göz kapaklarıma.. ve sakın öpüp gitme."


Bu uzun bir soluk.. Nerede bırakacağımı bilmediğim.. Yılın ilk karını avucuna almak gibi... Ya da başlayan bir soğuğu içine çekmek gibi...
Yalnızlık mı, o sadece küçük dikdörtgen kutunun ağırlığı kadar içimde... Dumanına bırakınca dudaklarımı dağılıp gidiyor her kelimenin haylaz dokunuşunda...


" Uyandığında omzumda bırak dudaklarını ve sakın gitme..."
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-21-2009, 04:05   #44
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart




Düştüm cümlelerimden..Susuyorum..Susuzluğuma can ver nefesinle..."

Katransı bir geceden sonra " gül " doğumlarına şahit yüreğimle akıyorum satırlara. Ağustos ayazlarına maruz kalmış kalemimi kıyılarında umut dalgalarına vuruyorum..Susuzum biliyorsun. Ve bir o kadar uykusuzum.Giydir gözlerini Harami karanlığı gözlerime.Dudaklarım çölleşmiş. Vur bulutların nemini senli cümlelerimin benli boylarına..Durma öyle..Kaldır başını (son) baharlardan. Topla gülüşlerini vadesi dolmamış zamandan. Sancıları bağladım yüreğimin yamalarına. Karanlıklarda kaldım. Susuzluktan çatlıyor yüreğim.. Çölleşmiş topraklarıma " susmalarınla " düş...Yağ üzerime bulut bulut..Sal üzerine ıslak kirpiklerini. Savur gölgelerini delice bağrı yanık göğsüme. Eğ başını göğsümün kanayan yanına..Sesini aç yüreğimin..Duy yüreğimin kuruyan çığlıklarını..Hadi sevgili..Susuzluğuma yürek susuşlarınla can ver ..Geleceğime bin kurşun sıkan kuraklığa inat sözlerim ol nadasa bırakılmış dudaklarımda...Dua dua savrul yalnızlıktan kavrulmuş denizlerime. Varlığınla düş susuzluğuma.

" Mülteciyim zamansızlığın...Adressizim...Kıyılarında yaşamama izin ver....."

Sınır dışı hallerimi bilirsin sen. Kovulmalarımı, imla bozukluklarımı..Mülteciyim zamansızlığın. Adımlarımı çektim adreslerimden..Bir bavulu bile doldurmayan ömür sahifemi düştüm satırlardan..Adressizim. Hayat yekun yetersiz. Bakiyelerim hep karanlığa bölünüyor. Menzilim sen tut beni.. Ve öyle bir sev ki beni; ölüm bile hayran kalsın sevdana. Züleyha'nın Yusuf'u sevdiği gibi sev gibi.Gözünü karat..Kapat perdelerini.Benden başka göz bilme ..Adımdan başka hiçbir cümleyi alma dudaklarına.Avuçlarına yasla uykusuz gözlerimi.Öyle bir sev ki; Leyla gibi savur dudaklarından beni mim''siz çöllerine..Susuz bırak beni...Kurusun geçmişim..Yeter ki senin yanında olsun son nefesim..Sırtlan beni geleceğimi / kız düşlerimi..Kimliğimden soyunmuş bu adamı hüviyetine al..Sahiplen adressiz ellerimi..Yalnızlık etiketini, fişlenmiş geçmişimi, Filistin askısı gören kimliksizliğimi savur tozlu raflara. İçimdeki kekeme çocuğu sev. Şefkatine al öznesiz cümlelerimi..İki dudağından gayri bir yer bilmeyeyim.. Devrildim bir kez karanlığın ayak dibine..Yaralarım Eyyub gibi kanar. Sancılarım İsa gibi sabrımı yoklar...Hadi ölümle yamamadan hüviyetsizliğimi al beni cümlelerine.Ben susayım. Kapat üzerimi sesli kelimelerinle..Dizlerim kan revan. Köklerim ise ağıt figan..Kapındayım..Kıyılarındayım...Dağınıklığımı , yarımlığımı sen TAMAMLA.. Ve sonra her şeye göğsünü gerip benim sende YAŞAMAMA izin ver..

" Sürgüle Kapılarını..Ört üzerine Umutlarını..Sen ve Ben..Biz'iz artık..."

Beni ve seni biz yaptığın için diline kepenk vurmak isteyecek rüzgarlar.Beni hayatına aldığın için karanlıklar üşüşen saçlarına..Ayazlar kıyılarına dolacak..Küfür kokan yangınlar zorlayacak kapılarını..Sana kast edecek zaman. Beni yüreğine aldın diye bıçağın keskin yüzü beklese de seni, sakın boynunu bükme kekeme gecelere.Rest çekecek ölüm..Sen beni yaşat sonu ölüm ile müjdelense de susma sen..Eteğine uzanırsa militan yüzlü karanlıkların eli sakın çekinme elini tetiğini götürmeye.Vur alnı ortasından bize uzanan ayrılıkları.

Korkma sakın. Tek bir adım atma geriye..Bu doğum sancılı olsa da vakit tamam. Gün; güle, karanlık, fecre gebedir...Dilin vurgun yese de toprağa susmak yakışmaz sevgili...Tek toprağa vurulmaz kelepçe. Hadi durma öyle..Bağır bağırabildiğin kadar.. Yaşa beni gücün yettiği kadar..

" Yüreğinin sesini biraz daha aç ;
Çünkü hiçbir " gül " topraksız....
Hiçbir hayat " umutsuz " yeşermemiştir..."
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-21-2009, 04:05   #45
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart



sonbaharda yazı yaşamıştı yüreğim gelişinle.belki basit kalır ama bir idam mahkumunun son anda kurtuluşu gibi,kimsesiz bir çocuğun anasına kavuşması gibiydi yaşattığın mutluluk..yüreğimi avuçlarıma alabilseydimde senin için nasıl çarptığını gösterebilseydim keşke..

gidişinse ölüm gibiydi.ölüm gibi sesiz ve birr o kadarda fırtına kopartan yürekte..ve ölüm gibi gerçekti seninde gidişin..ama bilirsin inanamayız ölümlere alışamayız..bende ne inanabiliyorum ne de alışabiliyorum senin gidişine..

sensizlik bir ilmek oldu artık hergece boynuma taktığım..hergece yeni bir bilmece çözümüne ulaşamadığım..bilmiyorum ne olacak tükendikçe gece ben tükeniyorum..yüreğe söz geçmiyor..hergece özlemin gözlerimde yaş olup akıyor...

en umutsuz anımda çıkmıştın karşıma..mucizem demiştim..şimdiyse en büyük ve tek güçsüzlüğüm sensin..

bazen gitmek istiyorum buralardan..ama,yüreğim yaralı bir kuş sanki sapan değmedik yeri kalmamış..ve bu halde nasıl ve nereye gidebilirim..ölüm beni hiç korkutmadı biliyor musun..seninle bir dakika geçirebilmenin ihtimalini düşlerken gitmek istemiyorum bu kentten...

kimi aradıysam sende bulmuştum..annem oluyordun göğsüne yatıp ağladığım..babam oluyorun özlemimi gidermeye çalıştığı..en büyük derdimde çarem oluyordun..ben annemi özlüyorum..ben babamı özlüyorum..ben seni çok özlüyorum..

rüya gibiyken herşey şimdi kabuslar içindeyim..ellerim yerine birkez olsun dokunabilseydin yüreğime,orda senin için çırpınan çocuğun farkına varabilseydin..birkez olsun benim gözlerimle bakabilseydin kendine..bakabilseydinde gözlerimin aşkla baktığı tek insan olduğunu görebilseydin..şimdiyse o gözlerde sadece gözyaşı var..herşeye rağmen en güzel damlaları sana akan...

ve bil ki gitmiş olman hiçbir şeyi değiştirmiyor...
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-21-2009, 04:06   #46
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart



Sen benim söylenmemiş sözümsün;

Üzgünüm yürek çekmecemdeki hiçbir kelimeyle izahat edemedim yüzündeki sıcak iklimleri.İtiraf ediyorum kaç kez yeltendim “ seni “ benle anlatmayı..Kaç kez sınır ihlallerinde bulundu yüreğim. Kaç kez luğatımdaki kelimeleri söktü kuyudaki Yusuf sırf kekeme yüreğimle adını bir kez bile olsun anabilmek için..Bana kazandıklarını anlatacak tek bir cümle bulamadım ebedi lahzâsı geniş dimağımda. Kızma ne olur. Seni “ sana “ benli cümlelerle anlatmaya kalkıştığım için..Sevdan miktarı susuyorum. Ketumdum senden önce ama sevdanda dilsizim..Çünkü tüm kelimelerim sana dair..

Sen benim tazeliğini yitirmemiş gülümsün;

Dört mevsim sağanak halinde gözlerime dolan gülüşlerimsin. Sen gülerken yüzümü “ yüzüne “ kapattım. Kirli aynalardan söktüm gözlerimi. Boğuluyorum yüreğimin iç denizlerinde. Gözlerindeki gökkuşakları lazım bana. Çocukluğumdan bakiye uykusuzluğuma ört gözlerini..Üzerime giydir zamansızlığı. Dudaklarıma sür sonsuzluğu..İç ceplerimde biriktirdiğim onlarca gün var..Serp yüzündeki tükenmez güneşi gün doğumuna aç karanlık odama..Yıllarda aynı yeri dolandığım gölgelere bırak nefesini. Yitirilmişlikleri bıraktım. Aynalarıma doğur gözbebeklerini..Bitsin.Sona ersin bayram sabahı yetimliğim..Yüzünü, güneşi ser yüzüme..Kapat günümü, ömrümü mevsimlerinle..Varsın ölüm senin göğüs kafesinde soluklanırken yakalasın beni. İhbar ediyorum. Benden “ beni “ göç eyledim. Kepengini indirdim ömür sahifesini. Senden başka her yer gurbettir bana. Bendeki “ ben “ bile sıladır bu cana..Kapatıyorum. Adın kadar yer kaplıyorum dudaklarında. Hüviyetsizdim senden önce. Şimdi sükutta tüm çığlıklarım. Yüzümü kapattım yüzüne. Senin gözlerinden başka doğrulan her yön haramdır bana. Gayri ben “ bana “ yabancı..Bendeki “ beni “ kaybettim. Hükümsüzdür benliğim. Çünkü bendeki “ ben “ sana ait…


Sen bilmediğim,
Sen görmediğim bir coğrafyanın ceylanıydın..
Şimdi ise bana yeniden öğreten kadın..

Senden önce yitirdiğim nice müsvedde gecelere yanıyorum. Sen karanlığa yıldız asmaya uğraştığın saatlerde ben geceyi eliyordum erbain düşlerde..Üzgünüm heba oldu senden önceki ben..Şimdi senin varlığındaki her saate bir gülüş ekliyorum. Her gece bir dua..Uzuvlarımdan sızan kanamalı bir hüznün sınırdayım. Bir nevi kendimden firar. Senin göğüs kafesinde ölmek sunulmadan iflah olmaz bu bıçkın yürek..Aynı zaman diliminde geçmemiş çocukluğumuza inat ölümümüz aynı mevsime denk gelsin..Beni senin olmadın hiçbir ölüm avutmaz sevgili. Ya bıçak olursun deşersin yaramı ya da şerbet olup ölümle müjdelersin ünlemi bol canımı..

Bendeki beni kaybettim..Zayi düşülsün adım italik tadındaki küçük puntolara ..Sanadır ilticam. Sanadır göçüm. Yadırgansa da benliğimin uluorta kendinden vazgeçişi, benim yürüyüşüm sana. Kavuşmalarım sana. Yüzünü sür yüzüme. Damarlarımda inkişaf etsin umut sağanağı taze baharların. Kirli yüzümü arındır beyaza boyandığım yangınlarınla..İlmek ilmek ör beni sana. Gayri adım çıksa da meczuba, gayri sonumdur kavuşmam sana…

Kabul et beni sevgili. Sana geldim. Kapındayım. Bana istinad edilecek su-i zan’lara ya da ruhuma giydirilecek tüm sıfatlara dünden razıyım. Yeter ki solgun benzim senin yüzünde can bulsun. Bak hüviyetimde adım yok. Senden ötesi hiçlik..Senden öncesi karanlık..Sensizlik ise tanımsız..Kendimden tek bir kelime alıntı yapmadan çöktüm gül yüzlü divanına. Sevdandan öte üryanım. Kimliğine al beni. Sesine kat suskunluğumu..Yüreğinin sevda örtüsüyle ört çıplak cümlelerimi.Sür yüzünü yüzüme..

Hadi unuttum ezberimdeki tüm replikleri.
Acele et..Güneş doğuyor kirpiklerinin bir adım ötesinden..
Eğildim yüreğinin baş ucuna..
Hayatın en gerçek suflesini ver dudaklarıma…
Fısılda misk-i amber kokulu mutlulukları kulağıma
Gayri ben SEN’İM…
Gayri ben sana AİT’İM…

Düştüm bendeki “benden” …
Şimdilerde bende varolamayan “ beni “
Bundan böyle sende yaşat gayri..
Nasıl, hangi şekilde diye sorma
Adım kadar yalın..
Ve bir o kadar alıntısız..
Hiçliğimin paragraf başında
Hüviyetim SENİNLEDİR…


Yüreğindeki sevda ağırlığınca susuyorum..
Kapatıyorum tüm sol anahtarlarını..
Verdiğim zayilere aldanma sen…
Bendeki “ ben “ bundan sona “ bensiz…
Gayri bendeki “ ben “ SENSİN..

Bundan sonraki mevcudiyetim;
Adının kapladığı yer kadar..
Yüzümü “ yüzüne “ kapattım..
Dilsizim..
Ve bir o kadar SEN..


ismail sarıgene
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-21-2009, 04:07   #47
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart




İşte sonunda sen apayrı bi sabaha ben senden ayrı bi sabaha uyanıyorum.
İşte bi gün başlıyor bin bir kovalamaca bin bir karmaşayla her günüme bi anlam katıyor yüreğim nasıl güzel bu gün nasıl güzel geçti tüm günüm...
Oysa kandırıyorum kendimi yine...
Seninde güzel geçiyor biliyorum benden ayrı tam istediğin gibi mutlusun işte...
böylesini tahmin ediyorum.
belki ben de mutluyum sensizliğe inat...
ama inan sensiz ne kadar olabiliyorsa o kadar fazlası gelmiyor elimden.


Yazmak bile işkence inan sensizliğin hangi iklimi bu sanıyorsun sonbaharındayım.
Sensiz bi sonbahar üşüyorum...
biliyorum
yokluğunun birde kışı da var.
karlara inat yüreğim kor yangınlarında için için ağlayarak geçecek.
Biliyorum unutuyorum hayatın akışında kayboluyorum işte!
sabah bin bir acı ile uyanıyorum yüreğime derin bi acı saplanıyor
Ama ben anneme yalancı bi gülümseme ile "günaydın" diyorum....
Anlamasın bu acımı çok üzülür biliyorum
sen bana kıydın ama ben hala sevdiklerime kıyamıyoum bu hayatta..


akşam oluyoo tüm şehir kararıyo benim üzerime yokluğunun karanlığı çöküyor...
Cam kenarlarında sokak lambalarının gölgesinde her geçeni sana benzeterek...
düşünerek hayal ederek yokluğunu yaşıyorum.
ve gece oluyo ben le başbaşa yalnızlığımla ortak..
senli günlerime ağlıyorum
sana ağlıyorum
sensiz kimsesiz bi başıma bıraktığın şu hayata alışmaya çalışarak...

offf be bitanem ne olurdu bu kadar sevdirmseydin kendini?
ne olurdu?
almasaydın tüm umutlarımı aşkımı ve bana kalan son seni...
Beni bana bıraksaydın bari hem sensizilik hem bensizlik bu kadarı fazla..
ne seni unutabiliyorum ne senden geriye kalanları işte..
bu hiçlikle bu boşlukla baş etmek zorundayım..
kimseye söyleyemeden kimse bilmeden sesiz sesiz yaşamak zorundayım...
İşte yine sabah oldu
Sen bensiz ben sensiz bi sabaha uyandık yine...
Nerdesin canımdan çok sevdigim nerde???

Sen mutlusun işte..
Bense mutluyum numarası yapmaktayım çaresizce....
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-21-2009, 04:07   #48
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart

Hey sen ordaki, evet evet arkana bakma yüzün asık oturan sen deilmisin sanki, bu boş sokaklardaki köpeklerin geceleri mekan edindiği kaldırımlarda oturan. Yoksa içten içe bendemi öyleyim? Kısacık bir konuşmaya, belki ufak bir gülümsemeyle harmanlanmış bir günaydına hasret ben miyim yoksa o kaldırımdaki...
Senelerden hangisi, bugün günlerden ne bilmeyen benmiyim yoksa? Zar zor arada temiz kalan yerlerden ışık veren sokak lambasının altında parıldayan ışık huzmesi yanağımdan sinsice akan gözyaşlarınmı?
Kolunda benden eski bir saat olan yabancı, saatine neden bakar dururki gecenin bu saatlerinde? Belkide kirli işler çeviriyordur kimbilir...
Hergece bıkmadan usanmadan biraz bile yorulmadan ay çıkıyor ya sahneye, şarkılarını mırıldanıyor ya her zaman; insanın içine işleyen bir ses varya hani işte! Ben orda bulurum huzuru, ben kimseden bulamadığım yakınlığı onda bulurum her gece, gün yavaş yavaş ağırırken, bende gerçekte var olmayan ama var olanlardan daha bilindik kişiler gibi kaçarım ışıklardan. Gün ışığı var ama ben yokum sabahlarda!
Günaydın beklerim diyorsun ya; sen sana bile görünmeyi beceremesken nasıl bir selam verir insanlar! Aynada olan bir gülümsemeyi üstüne alınsan da; o varolanların... bırak özgür kalsın düşünceler beyinlerde; bırak özgür kalsın duygular havada!
Yalnızlık kendini tanımlarken sana bir ayna ile yaklaşıp gösteriyorsa herkese, bir sen körsün demekki önünde duran gerçeğe! Bir sen kaçaksın demekki hayata, varolmaya!
Evet, bu gece ayla birlikte bir çocuk da sahnede...
Şarkılar adeta mutluğun düşmanı, hüzün kokuyor hava, boğuyor...
Bu geceden kaçmak ne çok isterdim oysa! Bir gecede olsa yatağımda yalnızda olsam uyumayı ne çok isterdim!
Hey çocuk; sen sevgi nedir bilirmisin? Peki ya sevgiden nefret etmeyi? Mutsuzda olsan mutsuzluğunu sevmeyi öğrenmek nedir öğrettiler mi sana? Korkmuş gözlerle bana bakma, bana yalancıymışım gibi bakma! Göreceksin, önce ufukta yaşayanlarda ve en son sana gelecek o illet; ya da sana öyle gelecek!
Alışırsın sende herkes gibi, herkesin yaptığını yap, görme onu! Bırak o seni görecek nasıl olsa! Kaçabildiğin kadar uzağa kaç! En çok da gecelerden kaç çocuk! Geceler hapis eder seni sevgisizliğe! Nefreti tadan kaçar gün ışığından. Yüzünde kalan bir kaç iz vardır ya hani, anlaşılır yaşanılanlar! Bedel ödemek gerek sevgiye ya...
Biliyorum korkuyorsun ama bekle...
Eğer yaşıyorsan, tattığın her duyguya bir bedel ödeyeceksin...
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-21-2009, 04:08   #49
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart



Gidenin ardından yakılan ağıtlarda anlatılan sevgilere yakın değilim ben. Kendi ateşinin dumanında boğulanlara merhamet duymam.
Ben; bendeyken sevdanın peşine düşen gölgeyim.
Sende beni sendeyken sev diyenler yakındır bana...
Hayalsi aşkları yüceltenlerin girdabına kapılmadan, sanki gidene duyulan özlemde var olacakmış gibi peşine düşenlere de uzağım.
Bakma sen " hiç bilmedin" diyenlerin yaktığı ağıtlara. Eğer bilmemişse giden, bildirmemiştir ki gönderen...
Eğer sen;
Sevdiğinin rüzgarında sürüklenip geçmiş acıların yangınlarında yanmayı, yakılmayı göze alabiliyorsan!
" Seni seviyorum" ların karşılıksız kaldığında; bir kez ve bin kez daha tekrarlamak ağrına gitmiyorsa!
Avuç avuç topladığın yıldızları, üfleyerek yare göndermekten usanmıyorsan her gece!

Bir ses beklerken sessizlik duvarına çarptığında geri dönmüyorsan ve kendi kelimelerinle okşuyorsan sevdiğinin yaslı gönlünü!
Kırık parçalarını onarmak yerine, kendi kırıklarından bir demet sunarken sen; uzanmayan ellerine küsmüyorsan!
Onlarca kişinin kuşattığı kaleni sonuna dek koruyup, ondan gelen tek kelimeyle yıkılmasına izin veriyorsan ve o hala "benimsin" demiyorsa!
Tanımadığın birinin senden önce açtığı yaralara gözyaşların merhem olacaksa ve gözlerine kan dolana kadar ağlamaktan vazgeçmiyorsan onun yaraları kapansın diye!
Neden olduğunu bilmediğin suskunluklara konuşkanlığını kalkan edinebiliyorsan!

Yağmalana, yağmalana sana kalan bile eriyip gitmişken sadece onun için çoğaltabiliyorsan bir damladan sabır pınarı!
"Ölüler ölmez" çığlıklarına kulaklarını tıkayıp yaşam olsun, yaşamak olsun adı diye adsız sevdanı karşılık beklemeden ayaklarının altına seriyorsan. Tekmelemeyip, ezmeyip usulca yanından geçtiğini görmezden gelebiliyorsan!
Kapını çalan ellerin hiç olmayacağını bilmene rağmen "belki" gelir diye evini değiştirmiyorsan, hatta sokağını!
O kış mevsimini yaşarken ve kar altında gönüllü boğulmayı göze almışken; hüznün mevsimini giymiş olan sen, ikiniz için bahar olabiliyorsan!

Buğulu camların ardından bakan ona; "hey ben buradayım" diyebilecek kadar cesursan ve o hala senden tarafa bakmamaya direnirse. Sen olduğun yerden kıpırdamazsan !
Onu tanıdığın gün diktiğin bitki boy vermiş, çiçek açmış olmasına rağmen o bilmiyorsa ve sen hala sulamaya devam edip ilk gördüğünde bir yaprağını gizlice kitabının arasına koyabilmeyi hayal ediyorsan!
Rengi solmuş fotoğrafları saklayan albümünün ilk yaprağına kendininkini çıkarıp onunkini koyuyorsan!
Ve sonu "gökten üç elma düşmüş" diye biten masallara hala inanıp avuçlarını açmış bekliyorsan!
Rengine, kendi rengini ekle. Varsın uyumsuz olsun! Varsın yakışmasın.

Varken göstermelisin sevdiğine, sevgini... Göster ki; gittiğinde, gitmek zorunda kaldığında bile hatırlasın seni..
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-21-2009, 04:08   #50
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart





Ver ellerini bana çok üşüyorum..ısınamıyorum..sıgınagım kalmadı ellerinden başka..hiç bir yere sıgamıyorum!ver gözlerini bana,birşey göremiyorum,cok yorgun düştüm aglayamıyorum..başka bir sıgınagım kalmadı hayatta..sen benim olmadan ölemiyorum!!!




Çabam yok!
umudum sıfırın altında,
ellerim buz,
gözlerim siyah...




Sebebim kaldı sananlardansın sende,sen gidersen de yaşarım sananalardansın!aç bi gözlerini bak sen bende en derinde yaşananlardansın!!!



Çabam yok!
umudum sıfırın altında,
ellerim buz,
gözlerim siyah...




Kırıp döküp bırakılacak yaşanmışlıklar mı kaldı artık buz kesmiş ellerimde!!Hissetmiyorum ki,soğuk ciğerime işlemiş aldıgım nefesten bir tat almıyorum ki!!!Sensizlik ruhuma kilitlenmiş!!!


Çabam yok!
umudum sıfırın altında,
ellerim buz,
gözlerim siyah...




Çıkardım yüreğimdeki kirli elbiseleri...Ne çamur kaldı ne pas senden eser!!Peki ne bu ellerimde ki lekeler?Ağlattıgımız bulutlara sende benim gibi hesap ver!!!Dünden [kal]ma öfkeler,küfürlenmiş kelimeler,hepsi senin olsun,senden bana tek kalan artık yazılmamaış hikayeler..
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 13:02


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2023

2007-2023 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog