|
Aşk, Sevgi ve Evlilik Aşk, Sevgi ve Evlilik ile ilgili herşey . |
Seçenekler | Stil |
01-28-2009, 23:21 | #211 |
Bir tabancanın namlusuyla tetiğiyle, Kendisinden farklı, Kendisinden ayrı, Bir silahın şarjöründe tanışan iki soğuk mermi gibi, Aynı bedene sıkılan iki el kurşun gibi, Katille kurban arasında o birkaç saniyelik telaşla Sevmiştim Seni... Bilir misin sevmenin ne demek olduğunu? Sabahı edememenin ızdırabını? Kan ter içinde uyanmak nasıldır bilir misin? Yada... Gecenin kör saatine kadar gözüne uyku girmeyen ne çeker? Ne düşünür? Niye gözlerini yumup hayale dalamaz? Niye avazı çıktığı kadar bağıramaz? Neden cümleler boğazında düğümlenir insanın? Bilir misin? Daha doğrusu hiç düşündün mü? Hayal ettin mi hiç? Geceleri zaman geçirmek için Veya Uykuya dalmak için yıldızları saymak gibi bir işkenceye katlanmanın vereceği acıyı? Söyle hangisini düşündün? Hiçbirini... |
|
01-28-2009, 23:22 | #212 |
Ben, Yağmurun kokusu gibi derin iç çekişlerde Soludukça saydamlaşan. Sen, [İnce uzun bitmeyen bir yolculukta Geldikçe uzaklaşan. Yürekliysen sende beni sev bu gece Kendimi sevdiğim kadar Yaşamaksa seni sevmek Ben hiç ölmedim. Benim yaptığım sadece AKINTIYA KARŞI KÜREK ÇEKMEK... |
|
01-28-2009, 23:22 | #213 |
BIR HIC) Hiç anlamsızlıklara anlam kattın mı sen.. Sen hiç oturup bekledin mi.. Sokağın köşesindeki lambanın sönüşünü… Sen hiç anlam verdin mi sabahın en kapalı zamanında Güneşin doğuşuna… Söylesene..Sen hiç kokusunu dahi bilmediğin birinin kokusunu İçine çektinmii… Sen Dokunamadığın o göztyaşlarına dokundunmu yağmurların arasında.. Sen hiç sevdinmi….Gecenin yıldızların gidişini izlerken… Sabah olurmu dercesine |
|
01-28-2009, 23:23 | #214 |
Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Birşey Var Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına İnsan balıklama dalmalı içine hayatın Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe,bütün evrene karışırcasına Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana |
|
01-28-2009, 23:23 | #215 |
Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde
Gözlerin uzun uzun karanlığa dalarsa Bir sıcaklık duyarsan üşüyen ellerinde Ve saatler gecikmiş zamanları çalarsa Bil ki seni düşünüyorum Bir vapur yanaşırsa rıhtımına bin, acil Örtün karanlıkları masmavi denizlerde Ve dinle kalbimi bak nasıl çarpıyor nasıl O bütün özlemlerin koyulaştığı yerde Bil ki seni bekliyorum Bir sabah gün doğarken aç perdelerini, bak Sevinçle balkonuna konuyorsa martılar Kendini tadılmamış derin bir hazza bırak Dökülsün dudağından en umutlu şarkılar Bil ki seni istiyorum Gecelerden bir gece uyanırsan apansız Uzaklarda elemli, garip bir kuş öterse Bir ceylan ağlıyorsa dağlarda yapayalnız Ve bir gün kabrimde bir kara gül biterse Bil ki seni seviyorum |
|
01-28-2009, 23:23 | #216 |
Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren Bana her zaman dost, her zaman sevgili Ben senin en çok ellerini sevdim Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak Nice güzellikler gördüm yeryüzünde En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak Ben senin en çok gözlerini sevdim Kah çocukça mavi, kah inadına yeşil Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil Ben senin en çok gülüşünü sevdim Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran Unutturur bana birden acıları, güçlükleri Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman Ben senin en çok davranışlarını sevdim Güçsüze merhametini, zalime direnişini Haksızlıklar, zorbalıklar karsısında Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim Tüm çocuklara kanat geren anneliğini Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada Sensin, her şeyin üstünde tutan sevgini Ben senin en çok bana yansımanı sevdim Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni... |
|
01-28-2009, 23:24 | #217 |
Seviyorum Seni Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi Geceleyin ateşler içinde uyanarak Ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi, Ağır posta paketini, neyin nesi belirsiz, Telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi. Seviyorum seni denizi ilk defa uçakla geçer gibi. İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık İçimde kımıldanan birşeyler gibi Seviyorum seni 'yaşıyoruz çok şükür' der gibi. |
|
01-28-2009, 23:24 | #218 |
bu yoksul akşam vakti, göğsümdeki gülü şahit tutarak dünyanın en güzel yerinden bu yoksul duygularla bakmak sana gülhanede hiç gül yoktu Hep yedi kulami gerkir boğümaya şehzadeyi? kaç bin kuledeşimdi, kaç bin lüle boğulmakta. hesabı sorulmak için ille şehzademi olmak gerekir? şimdi sana herkes hüzün gerekir istanbul sana sadrı azam değil hüznü azam gerekir! yoksa toplayıp tarihi peşinden sürükleyen eteklerini taftayı kadifeyi yoksa çiniyi, minareyi yoksa tamburu ve neyi... yoksa yokmusun istanbul hangi balıkalrdın hangi kıyılara vurdun kendini hangi insanlardın hangi şehre sığdın hangi şehre sığındın istanbul |
|
01-28-2009, 23:24 | #219 |
Ne dersen de artık dinlemem seni Senin kalleş olduğunu çoktan öğrendim Kandıramazsın yalanlarınla beni Vefasızlığın acısını senden öğrendim Beni artık sev diyemem sana Başkasını sevdiğini öğrendim Kalbinde yer yok sevgiden yana Sevgisiz kalmayı senden öğrendim Senin gibi biri sevilemezki Sevilmeyecek insanları senden öğrendim Sevgi nedir bile denilemezki Taş kalpli olmayı senden öğrendim |
|
01-28-2009, 23:24 | #220 |
Bir sabah, Zamanı durdurdun sen... Ayrılığı ekledin sonbahara Mevsimin bütün bulutları, Gözlerimde birikti de Ben yağamadım bakışlarına... Söyle! Hangi güneş Baharı getirecek şimdi bana? Kadehimiz ayrılağa kalkmadı ki hiç Ben nasıl içebilirim yokluğuna... Belki, Zamansızdı sevgim En az gidişin kadar! Elde değil bu. Sen hiç eylülde sevip de Vakitsiz hüzünlere beyaz bayrak salladın mı? Bilemezsin sevdiğim... Nasıl da koyuyor adama güzün geri kalanı... Doğduğum gündeyim şimdi. Yoksun... Bir başıma içip, Kağıda gidişini karaladım... Hazanda sevmek akıl kârı değilmiş sevgili Anladım... |
|
Konuyu Toplam 4 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 4 Misafir) | |
|
|