|
Aşk, Sevgi ve Evlilik Aşk, Sevgi ve Evlilik ile ilgili herşey . |
Seçenekler | Stil |
01-29-2009, 20:50 | #21 |
Acıların en koyusu yüreğimde,elime aldığım basit bir kalemle. Asilce seni anlatmaya,seni yaşamaya çalışıyorum.. SEN..deli mavi hoyrat esinti.. SEN..yüreğimin üstüne kapanmaz yaralar açan VE SEN.. aşk nedir bilmeyen yalancı varlık.. Kimbilir kimlerin dizinde uyuyorsun şimdi.. Ben bu gece biraz daha yorgun,huysuzum halbuki bu gece sensizliğin bilmem kaçıncı gecesi unutmalıyım seni öyle değil mi?Hatırlamamalı,ismini anmamalıyım..Ne zordur ki ! Böyle bir ihtimal bile yok.. Şimdi buraya yazıyorum seni benden sonra bir kaç kişi okuyup ellerine,yüreğine sağlık diyecekler..Bilmeyecekler ki bunlar benim sessiz çığlıklarım,sana yakınlığım,hepsi senden bir alıntı bir parça,ve bilmeyecekler ki.. Ben günlerce yitik rüzgarlarla uyandım.. Geceleri sen diye kapattım gözlerimi.. Ve nihayetinde uykuda terk etti beni..şimdi yapayanlızım! Gitmek neyi değiştirdi söylesene? O gördüğün düşler gerçeğe dönüştümü,ben karaları bağlarken sen pembe günler mi yaşıyorsun..peki mutlumusun söylesene..? Tamam.. Al işte bütün rüyaların gerçekleşti birer birer.Oysa ne sözler verilmişti değil mi???Mutluluk denen o zavallı varlığı yutan feleğe bir çomakta biz sokucaktık.Yıkıcaktık umutsuz yolları yerine yeni ümitler yapacaktık.. yürekler dolusu isyanım var sana anlasana..?? Affetmiyeceğim seni.. Sana her yazışımda birkez daha, Bir kez daha nefret edeceğim senden.. Sen beni kimlere,nelere değiştin.. Oysa sen canım,sevdiğim,sevgilim.. nelere değmiştin.. Nerden bilebilirdim ki sevmenin diğer adınında ayrılık olduğunu |
|
01-29-2009, 20:51 | #22 |
Beni sende bırakıp kaçtıgımda çıkmaz sokaklara sapıyordu yüreğim.Tüm çıkışlarımın sana vardıgı bir boşlukta,çıkışlarını kaybetmiş bedensiz bir ruh toparlamaya çalışıyordu dagılan duygularını,boş sokakların ıssız kuytularından.Parmak uçları güçsüz,parçaları yarım… Dönüşü olmayan yolların beşiğinde sallanıp duruyorum şimdi. Ninnilerim çocuklugumda asılı,ben çocuklugumun sana hasret bir köşede aglayan hıçkırıklarını dinliyorum.Zincirlere vurulmuş bedenimle bir mahsende gelip kurtarmanı bekler gibi, penceresiz odalara mahkum ruhumla yalnızlıga muebbet kalıyorum.Yaralı kelimelerim iyileşemeden yıgılıyor bir köşeye. Sıgamıyor ruhum bedenime.Tüm aitlik,sahiplik kavramlarımı yitirmiş gibiyim.Düşlerim bile onlara dalmaktan ötelerde.Hata defterlerim önümde bir bir diziliyor.Sorulara kayıtsız donuk gözlerim,tek sesli boşlukta yankılanan kendi sesimle baş başa kalıyorum yeniden.Tüm dengeleri yitirmiş en kontrolsuz noktadayım.Hapsedilmiş kulede prensin beni kurtarmasını beklemek yerine ejderhaya yem olmayı seçiyorum.Belki de aşk denen canavarla yüzleşme sahnesi yaratıyorum boş bir tiyatronun terkedilmiş salonunda.Kendimden tüm kaçışlarımı susturup, sırrı dökülmüş aynaların parçalarını topluyorum ve yeni aynalar yaratıyorum etrafıma.Gözlerimi kaçırmadan kendimle yüzleşebilmek adına... Eksiliyorum gitgide.Tamamlanmaya çalıştıkça kaybettigim ruhumla eksiliyorum.Sesler dolaşıyor havada sana benzer,benim sende bıraktıgım parçaya benzer.Gölgeler vuruyor eşyasız odamın duvarlarına.Kuytulara sıgınamayacak kadar çırılçıplak kalıyor ruhum.Ellerini arıyor çaresiz boş avuçlarım.Gözyaşlarım akmakla akmamak arasında donuk bakışlarıma kilitleniyor.Omzuna benzer bir sıcaklık arıyorum akıtmak için gözyaşlarımı.Koskoca bir boşlugun bedenimi saran yokluguyla yüzleşme anına rastlıyor arayışlarım.Yokluk üşütüyor tenimi,boşluk ürkütüyor yüreğimi.Dudaklarımı ısırıyorum gölgelerin bıraktıgı ürpertiyle.Kanatıyorum dudaklarımı bilinçsiz bir telaşla.Çivilenmiş gibi ayaklarım nerde oldugunu bilmediğim kapıya yönelemiyorum.Gece basıyorum ruhuma.Agarması beklenen günışıgı aydınlanıyor bir yerlerde.Bunu bilmenin yetmediği bir zaman diliminde oyunun bittiği yerdeyim.Belki de bizi hiç almadıkları oyunun bittiği yerde.Biz mi geç kaldık yoksa erken gelip kurallarını mı bozduk bilemediğim bu oyunun bittiği yerde. “Gidelim” demiştim oysa “kaçalım” demiştim.Tüm büyüsü bozulmuş aşklardan,yalanlardan,bencillikten,insana dair tüm kötü duygulardan sıyrılıp kaçalım demiştim.Aşkımızı saklayıp gögsümüzün altında, kimseye sezdirmeden uzaklaşmalıydık oysa maskeli yüzlerin gizlenmiş kinlerinin arasından.Ama sen oyunu seçtin ben oyun bitmeden kaçmayı. Şimdi boşlugunda bir yanım,diger yanım beni sende bırakıp kaçtıgım anda… |
|
01-29-2009, 20:51 | #23 |
İşte öldüm, gözlerimi diktim semaya da ruhumu karanlığa gömdüm. İşte öldüm, benliğimden vazgeçip geleceğimi kızgın kumlara gömdüm. İşte öldüm, dönüşü olmayan gidişlerin tozlarını boğazıma gömdüm. Oysa daha yapacak ne çok iş vardı hayata dair. Saçlarını örecektim doğmamış çocukların ve gözlerinden öpecektim görülmemiş rüyaların.. Yazdığım satırları bir bir ipe dizecektim de boynuma asacaktım her bir namesini kemanımın.. İşte öldüm, bırakıp da gittim borç aldığım mutluluklarını hayatın. Söylenmemiş sözlerimi koluma takıp da öldüm. Yetişmeyen yarınların iyileşmiş yüreklerine selam gönderemeden öldüm. Oysa yüzünü silecektim kirlenmiş umutların.. Bir yudum daha içecektim ince belliden ve dökecektim çayımı dostlara pürüzlü yüreğimden.. İşte öldüm, beklenmeyen anları besteleyip de öldüm.. Gül dikecektim kanayan ellerine ağlayanların, gözyaşı biçecektim yolunda okuduğum kitapların..Bir ah sesi duyup da kızacaktım kölesine merhametsiz yaşanmışlıkların.. İşte öldüm, bekleyenlerime kavuşamadan öldüm, acısını tüttürdüğüm dünleri el salladığım iskeleye gömdüm.. İşte öldüm, şimdi çürüyen bedenimi kimler temizleyecek… Açık kalan gözlerimi kimler örtecek… Yaşamadığım sevdaların ve uğruna yanamadığım umutların sisli perdelerini kimler indirecek… İşte öldüm, bıraktığım izlerimi kaldıramadan öldüm.. Belki ellerinden tutacaktım sürgün yüreklerin, acısını isteyecektim suskun dillerin.. Bir toprak olacaktım göstermemek için yeşilini nazlanan ve toplayacaktım damlalarını güneşin hayallerimi canlandıran.. İşte öldüm, okuduğum kitapların sayfalarını sayamadan öldüm, elimde ne varsa geceye emanet edip de yıldızlardan özür dileyerek öldüm.. Ay her gece bana şahitlik etti diye gizlerimi torbaya koyup maviye gömdüm.. İşte öldüm, saçımı kesip de her bir teline günlerimi yazamadan öldüm.. Umudun rengini seçemeden öldüm.. Oysa daha bedelini ödeyecektim günahlarımın ve kan dökecekti gözlerim uğruna en yüce davaların.. Bir adım daha atamadan öldüm.. Şimdi yerde uzanan her bir zerremi toplayın, çatlamış duvarları solgun bedenimde saklayın.. İşte öldüm, beni ölümle başbaşa bırakın..! |
|
01-29-2009, 20:52 | #24 |
Varlığının ya da yokluğunun anlamı yok artık... Anlam yüklediğim tek şey yabancılığın... Yokluğun bile acıtmıyor canımı ama bu yabancılık kanatıyor yüreğimi. . . . ! |
|
01-30-2009, 01:58 | #25 |
Sustuğum Cümle... Sessizliğimi sesinle süsle ey gece… Bir damla göz yaşı ol düş çehremden! Susuyor yerle gök arasındaki her şey Konuşan çığlığıdır sönmeyen yüreğimin Çıldırıyor sabrımın sabredemeyen sabrı! Can çekişen kalbime,Bir ah de yeter…! Dursun zaman!Yeter artık!Bu benim bana yaptığımı görsün de dursun! Bin çelişki içinde eritip de kalbimi,alevden kaselerde ikram ederim ye’se…Hayır…Bu kadar yeter.Bu gelen Hak’tan değilki başa taç olsun.Benim bana yaptığımı görsün zaman!Ve dursun artık…Ne olur dursun… Sükuneti kim icat etti?İlk susan kim!?O’nu bulalım ve vuralım O’nu… Her gece uykumu emanet ettiğim ayyaş vakitler.Gözlerim kapansalar uyuyamazlar,açık kalsalar bakışlarımdan delinir tavan…Kendimi alamıyorum kendimin çelişkisinden… Üzerime yürüyor sanki her şey,yerle gök arasında sıkışıp kalıyorum.Bütün şehirler ve şiirler susuyor sonra.Çocuklar geçiyor bölük pörçük uykularımdan,bütün sevdiklerimi ve sevmekten kendimi men ettiklerimi,bir defter üzerine çizip de karalamak yahut defteri yakmak, ya da denize fırlatmak istiyorum.Nasılsa bunca kalabalığa rağmen yalnızım,demekki yoklar!Allah’ım gerçek mi bu!?Bu çıldırtan düşünce,kalbin cinnet anına mı has acep? Üşüyorum…Sorularım kar tanelerine tutunmuş, beynimi kurşunlarcasına yağıyorlar geceme!Hatta bu üşümek de değil,donuyorum kalemin yazmaktan korkan renginde,buz kesiliyor bedenim!Bütün şiirlerim yanarken ben üşüyorum!Yenmem gerek kendimi…Düşmemeliyim derdimin siyahına,küçücük küçücük dertler,birleşmişler de beni yıkacaklarmış!İnanmam!Biz neler atlattık kalbim seninle!Ne gözyaşlarını uğurladık.Güçlüyüm ben!Her şeyden öte ve her şeyden ziyade,elimi uzattığım bir Rab var.Er yada geç O’na yönelişime ses verecek.Göz yaşımı dindirecek bir sevinç…Evet O’nunla konuşmalıyım,anlatmalıyım O’na içimi acıtan her şeyi ve nedenini bulamadığım, bir türlü akıtamadığım ne kadar gözyaşı varsa,anlatmalıyım… Kalem hoşça kal…Ben sana derdimi yazdım!Lakin dinmedi içim!Adını koyamadığım sızı dinmedi!Sessizliğim hala bende.Ve çığlığım en derinimde…Hoş gör beni…Ayazım ben işte böyle,ellerim ceplerimde ve yüzümü ıslatan yağmur,aklımda sormaktan korktuğum sorularım,içimde dinmeyen fırtınam ve dilimde mayhoş bir şarkı…Biraz deliyim ben…Ve en ayazı,hala çocuğum… Hoş gör beni ne olur…Aklım kalbimde ve kalbim yersiz yurtsuz…Hoş gör!Bozma çıldırtan sükunetimi…Sabrıma sabredemeyen sabrımı,koy heybene,çekil,git… |
|
01-30-2009, 01:58 | #26 |
Ağlamak istiyorum hıçkırıklarla Yokluğuna sitemler yağdırmak geliyor içimden Ve sesim kısılasıya kadar bağırmak Seni deliler gibi sevdiğimi haykırmak istiyorum Bir kurşun olmak istiyorum kimi zaman Yalnızlığın beynine çakılmak için Kimi zaman da hain bir bıcak Kaderin göğsüne saplanmak için Bozguna uğradı hasretinden Gönlümün tüm sahilleri Umutlarım can çekişiyor Gelmeni istiyorum Kara bulutlar çökmeden Ağıtlar yakılmadan gençlik günlerime İsyan etmek istiyorum bu sonsuz eziyete Bazen acımasız kasırgalar esiyor içimde Her gün batışında semaya uzanan ellerimi Duvarlara taslara vurup kırmak Karşı koyamadığım bu sonsuz eziyete Bazen de bir şiir olmak istiyorum Hasretine yazılmış Yokluğunun acı zulüm ve ölüm olduğunu anlatıp Ve sensizliğin matemine gömülmek istiyorum Bir dünya istiyorum Acıdan kederden yıkımdan uzak Seninle paylaşmalıyım tüm güzellikleri Yalnızlığın olmadığı |
|
01-30-2009, 02:03 | #27 |
ßuqün saNa yaßanCıyım yüReqim dü$üNmeden dökmek istiyoRum iÇimdekiLeri ßeLki ßiRaz kırıL istiyoRum ßana ßiraz üzüL ßiraz anLa vazqeÇ istiyoRum HayaLLerden KimßiLiR ßeLki de ßenden... saÇmaLamak istiyoRum aLaßiLdiqine ßaqıRmak, duRup dururken qüLmek, nedeNsizCe Tersine ya$amak istiyoRum hayatı anLa i$te saÇma Ne vaRsa yapmak istiyoRum keNdimCe ve seNde saÇmaLa istiyorum aCımasızca BeLki de... qeLi$i qüzeL aqLamak istiyoRum saNa heR ßir damLa da ßensizLiqe aLı$ istiyoRum aLı$ ki koLay oLsun qitmek Can yakmadaN YaraLamadaN yaLan hiÇßir qidi$, aCısız qitmez qideRse "o" qitmek oLmaz... ama seN qit ve öyLe ßir qit ki heR adımda, seNden deqiL kendimdeN vazqeÇtiqimi hissettir aCıyLa... yüReqim sözün özü; vazqeÇ, saÇmaLa ve qit istiyoRum izinsizce...! ßen qidemiyoRum... seN qit i$te ! |
|
01-30-2009, 02:05 | #28 |
Git gideceksen bekleme Farklı değilsin sen de Gideceksen bekleme “Adam olmaz” dedin senden “Adam nedir” dedim içimden Fark etmezdi değişseydim Güvenseydim ya da salıverseydim Git gideceksen bekleme Farklı değilsin sen de Gideceksen bekleme Git gideceksen bekleme Başka bir şey söyleme Gideceksen bekleme “Artık olmaz” dedin senle “Çok eskitti beni bu hikaye” “Tamam” dedim “tamam kabul” Laf anlatılmaz ki gerçeğe Ben üşümem sen geç beni Sıkı giyin kandırma kendini Bir şairin şiirinden ibaret Tüm bildiğin büyük ihtimalle.. |
|
01-30-2009, 02:05 | #29 |
Kalbimden Sana Taç Mahal Yaptım Sana ne verebilirdim? Bülbülü versem, Sabırsızdır, sitemlidir. Gülü versem, Gül yerinde güzeldir. Yıldızlar mı? Senin yanında sönük kalır. Ay, yüreğindeki mehtabı kıskanır.. Bendeki sana bakarak, Başladım mabedimi yapmaya. Kalbinin temizliğini kullanarak, Bembeyaz mermerler oluşturdum. Gözlerinden aldığım parlaklıkla, Mermerlerin içine, pırlanta koydum. Sevmeye doyamadığım ruhunla, Kubbe var oldu, tüm vakarıyla. İnsanca yaşamaktaki azminle, Minareler göklere uzandı, haşmetle. Bana akan sıcaklığınla, Duvarların her yerine, 'Seni seviyorum' yazdım. Yüreğinden taşan sevginle, Öyle bir bahçe oluştu ki, Kaşmir´deki Shalimar´dan görkemli. Şah Cihan görseydi, Sana gıpta ederdi. Mümtaz´a olan sevgisi, Seninkinin yanında azmış derdi. Üzgünüm canım.. İçimdeki seni, Hiçbir kalıba sığdıramadım. Yere, göğe koyamadım. Kalbimden sana yakışır, Taç Mahal yaptım. Şahı sen, Sultanı benim. Saltanatın ise, Yüreğim...! |
|
01-30-2009, 02:06 | #30 |
Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar yeryüzünde sizin kadar yalnızım !!! |
|
Konuyu Toplam 4 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 4 Misafir) | |
|
|