Selçuklularda Adlî teşkilât
Adlî teşkilât
Adliye, şer’î ve örfî kazâ olmak üzere ikiye ayrılırdı. Şer’î dâvâlara kadılar (kâdılar) bakardı. Kâdı’l-kudât denilen baş kâdı, Bağdat’ta bulunur, merkezde mahkeme başkanlığı yapardı. Baş kâdı, diğer kâdıları da teftiş ederdi. Kâdılar, şer’î dâvâlar, tereke(mîrâs), hayrât ve vakıf işlerine bakarlardı. Selçuklu Türkleri,Hanefî olduklarından, dâvâlar ve meseleler bu mezhebin hükümlerine göre hâlledilirdi. Yanlış bir karar verilmişse, öteki kâdılar durumu sultâna bildirerek, düzeltme yapılır, hatânın önüne geçilirdi. Kâdıların yetişmesine çok dikkat edilirdi.
Örfî mahkemelerin başında Emîr-i dâd denilen adâlet emîri bulunurdu. Bunlar; devlete, kânunlara ve emirlere karşı gelenlerin dâvâlarına, siyâsî suçlara bakarlardı. Bir nevî olağanüstü mahkemeler demek olan Dîvân-ı mezâlim’e başkanlık ederlerdi. Kazaskerler (Kâdıaskerler), ordu mensuplarının dâvâlarına bakardı. Dîne aykırı görülen her harekete muhtesip, ânında müdâhale ederdi. Adliye mensupları, bağımsız olup, büyük ve eyâlet dîvânlarına bağlı değildiler.
|