Osmanlıca bir yazı dilidir. Osmanlıca, belirgin olarak 15.yüzyıl ortalarında biçimlenmeye başladı ve 16.yüzyıl başlarında ise son biçimini oluşturdu.19. yüzyıl ortalarına gelindiğinde ise gazeteciliğin ve Batı etkisinde olan o dönemki edebiyatın gelişmesiyle hızlı bir değişime uğramıştır. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan kısa bir süre sonra olan Dil devrimi ve Harf devrimi sonucunda gramer ve yazı dili olarak ortadan kaybolmuştur. Günümüzde liselerde ve üniversitelerde ders olarak okutulmaya başlandığı için
Osmanlıca çeviri de büyük bir önem taşımaya başlamıştır.
Genel olarak Osmanlıcanın yazı dili olarak 17.yüzyıl da başladığı söylense de aslında 16.yüzyılda da vardı. Ama 16.yüzyıldan 19.yüzyılın ikinci yarısına kadar Osmanlıca daha genel adıyla “Osmanlı Türkçesi” ayrı bir dil olarak görülmemiştir. Üç dilden bunlar; (Arapça, Türkçe ve Farsça) dan oluşan bir karışım olarak görülmüştür. O dönemlerde Türkçe ise, köyde, sokakta, evde konuşulan basit dile verilen isimdi.19.yüzyıla gelindiğinde artık bir standart yazı dili ihtiyacı doğduğu için Osmanlı dili tartışmaları başlamıştır. O döneminin edebiyatçılarının demirbaşlarından olan Şinasi, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi gibi yazarlar Osmanlıcanın belkemiğini oluşturan Türkçenin güçlendirilmesi ve yazı dilinin Türkçe konuşma diline yaklaştırılmasını o dönem talep etmişlerdir. O dönemde edebiyat anlamında da güzel Osmanlıca edebi eserler oluşmuştur. Orijinal, Osmanlıca edebiyat eserlerini Osmanlıca çeviri yardımıyla kolay bir şekilde günümüz Türkçesindeki anlamlarını öğrenebilirsiniz.
Osmanlıca çeviri için : https://www.osmanlicacevir.net/