sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > SONFORUM BÜYÜK ATLAS - ŞEHİR REHBERİ > İçanadolu Bölgesi > Diğer İçanadolu İlleri
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi


Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 02-19-2009, 15:33   #1
Kullanıcı Adı
Fırtına_
Standart Niğde Genel Bilgi

Niğde Genel Bilgi


İç Anadolu Bölgesi’nde, Orta Kızılırmak Bölümünde yer alan Niğde, kuzeyinde Kırşehir ve Nevşehir, doğusunda Kayseri, güneydoğusunda Adana, güneyinde Mersin, güneybatı ve batısında Konya, kuzeybatısında da Ankara ili ile çevrilidir. Niğde’nin batı kesimi dalgalı düzlükler, kuzey, orta, doğu ve güney kesimleri dağlık alanlardan oluşmuştur. İlin kuzeyini Ekecek (Ekecik) Dağı (2.137 m.), orta kesimini Melendiz-Hasan Dağları, güneyini ve doğusunu Orta Torosların uzantısı olan Bolkar Dağları ile Aladağlar engebelendirmektedir. Niğde’nin en yüksek noktası Aladağlar üzerindeki Demirkazık Doruğu’dur (3.756 m.). Onun dışında Lorut Dağı Kol Tepesi’nde (3.588 m.), Aladağ Huş Tepesi’nde (3.333 m.), Hasan Dağı (3.268 m.) ve Pozantı Dağı (2.703 m.) ilin diğer yükseltileridir. İlin doğu kesimindeki Obruk Platosu, Aksaray Ovasının uzantısı ve Ereğli Ovasının kuzeydoğusu düzlük alanlardır.

İlin kuzeyindeki Ekecek Dağı’ndan kaynaklanan sular, Kızılırmak vasıtası ile Karadeniz’e dökülür.Kuzey ve kuzeybatıdaki küçük akarsuların bazıları Tuz Gölü’ne dökülürken, bazıları da bataklıklarda sona erer. İlin en önemli akarsuyu Melendiz Dağı’nın yamaçlarından kaynaklanan, Ihlara Vadisinden akan Melendiz Suyu’dur. Bunların yanı sıra Niğde’nin orta kesimlerinden kaynaklanan küçük dereler il içerisindeki kapalı havzalarda sona erer, bazıları da Ereğli Ovasına kadar uzanır.

Niğde’de Obruk ismi verilen küçük göller bulunmaktadır. Bunların yanında Gebere, Mamasın, Akkaya ve Gümüşler Barajlarından ötürü küçük yapay göller de vardır. Ayrıca Tuz Gölü’nün güneydoğu kesimi il sınırları içerisinde kalmaktadır. Yüzölçümü 7.795 olan ilin toplam nüfusu 348.081'dir.

Orman açısından yoksul olan ilin bitki örtüsü bozkır (step) görünümündedir. İlde, İç Anadolu Bölgesi’nin özelliğini taşıyan Karasal İklim hüküm sürmekte olup, yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve genellikle kar yağışlıdır.

İlin ekonomisi tarım, hayvancılık ve sanayie dayalıdır. Yetiştirilen tarımsal ürünlerin başında; buğday, arpa, çavdar, patates, ayçiçeği, şeker pancarı, soğan, nohut, mahluttur. Meyvecilikte ise, elma başta olmak üzere, kavun, karpuz, üzüm yetiştirilir. Ayrıca domates, lahana gibi sebzeler de yetiştirilmektedir. Hayvancılıkta küçük ve büyükbaş hayvan besiciliği yapılmakta olup, özellikle sığır, koyun, kıl keçisi, Ankara keçisi yetiştirilir. Hayvansal ürünler sucuk ve pastırma yapımında, süt ürünleri fabrikasında değerlendirilmektedir. İlde halıcılık ve düz yaygı dokumacılığı oldukça yaygındır.

Niğde kalkınmada öncelikli iller kapsamında olup, ilde un, nişasta, şeker, meyve suyu, şarap, yem, yün ipliği, halı, çimento, beton direk, tuğla, kiremit, makine yedek parça fabrikaları ile tuz üretim ve ambalaj tesisleri bulunmaktadır.

Niğde yer altı kaynakları bakımından oldukça zengindir. Antimon, civa, volframit, tuğla ve kiremit hammaddesi, kurşun, çinko, demir, jips, altın ve gümüş içeren yataklar vardır.

Niğde’nin en eski adının Nahita veya Nekide olduğu sanılıyor. Bu addan ilk önce ünlü tarihçi İbn Bibi bahsetmiştir. XIV. yüzyılda Nakide kelimesi Nikde, Nigde okunacak şekilde yazılmış, bu sözcük Cumhuriyet döneminde de Niğde şekline dönüşmüştür.

Niğde tarihinin Neolitik Döneme (M.Ö. 7250-5500) kadar indiği, Bor Bahçeli Kasabası Roma Havuzu yakınındaki Köşk Höyük’ten ve Bor Pınarbaşı Höyüğünden çıkartılan eserlerden anlaşılmaktadır. Ayrıca Hitit Dönemine (M.Ö. 2000-7000) ait eserler ise Kömürcü Köyü Göllüdağ Örenyeri’nden çıkartılmıştır. Helenistik Dönemde (M.Ö.330-30) Niğde bölgesi Büyük İskender’in komutanlarından Eumenes’in kurduğu Pergamon Krallığı sınırları içerisinde kalmıştır. Tepe Bağları ve Ulukışla Porsuk Höyük kazılarından bu döneme ait eserler ortaya çıkarılmıştır. M.Ö. 30 - MS. 395 yıllarını kapsayan Roma Döneminde Niğde bölgesi tarihinin en önemli dönemlerinden birini yaşamıştır. Bu dönemde Tyana (Kemerhisar Kasabası) çevresinde yoğun bir yapılaşma görülmektedir. Saraylar, mabetler, su kemerleri ve yerleşim birimleriyle oldukça büyük bir kent konumuna getirilmiştir. M.S. 395 yılında ise Bizans egemenliği altına girmiştir. Bizanslılar zamanında yöre, Sasani, Pers ve Arapların istilalarına uğramıştır. Tyana kenti 931 yılındaki Arap İstilası sonucu büyük ölçüde yıkılmıştır.
Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra Niğde yöresine Türkmen boyları yerleşmiştir. Anadolu Selçuklu Hükümdarı I.Alaeddin Keykubat zamanında Niğde ve yöresi parlak bir dönem yaşamıştır. Anadolu Selçukluları Kösedağ Savaşında (1243) Moğollara yenilence bölge Moğolların uç beyliği olan İlhanlıların idaresine geçmiştir. 1357 yılında da yöreye Karamanoğulları egemen olmuştur. Fatih Sultan Mehmet zamanında, 1471’de Niğde Osmanlı topraklarına dahil olmuştur.

XIX.yüzyıl sonlarında Konya Vilayetine bağlı Niğde Sancağı konumunda idi. Cumhuriyetin ilanından sonra, 1924’te il yapılmıştır.

Niğde’de günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Köşk Höyük, Göltepe-Kestel , Porsuk Höyük, Güllüdağ Hitit Kalıntıları, Tyana Örenyeri, Gümüşler Örenyeri ve Manastırı, Kavlaktepe Yeraltı Şehri, Tyana Kalıntıları, Tyana (Kemerhisar) Su Kemerleri, Bahçeli’de Roma Havuzu, Niğde Kalesi (XIII.yüzyıl), Alaaddin Camisi (1223), Sungur Bey Cami ve Türbesi (1335), Paşa Cami (XV.yüzyıl), Şah Mescidi (1413), Hanım Camisi (1452), Dış Cami (XIV.yüzyıl), Bor Ulu Camisi (1410), Rahmaniye Camisi (1717), Ak Medrese (1409), Hüdâvend Hatun Kümbeti (1312), Gündoğdu Türbesi (1344), Şeref Ali Türbesi (1276), Bor’da Sokollu Mehmet Paşa Bedesteni, Sungurbey Kütüphanesi (1335), Saat Kulesi (1866), Başhanı, Sarı Han, Misli Han, Paşa Hanı, Hatıroğlu Çeşmesi, Türk sivil mimari örneklerinden evler bulunmaktadır.
Ayrıca, Demirkazık Tepesi, Köşk, Keten Çimeni, Kayardı Bağları, Fertek Fatih Parkı, Bahçeli Gezi, Gebere Barajı Mesire Yeri, Gümüşler Barajı, Kenetçimen Mesire Yeri, Darboğaz Gezi ve Mesire Yerleri ilin başlıca doğal güzellikleridir. Ayrıca ilde Kocapınar Suyu ve Çamuru, Kemerhisar İçmesi, Çiftehan Kaplıcaları bulunmaktadır.
Fırtına_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Sonforum'un önerileri

Okunmamış 02-19-2009, 15:33   #2
Kullanıcı Adı
Fırtına_
Standart

Niğde Gezgin Gözüyle

Niğde ve yöresi antik ören yerleri bakımından oldukça zengindir. Bu ören yerleri kazı buluntularının çoğu Niğde Müzesi'nde sergilenmektedir. Önemli ören yerleri, Köşk Höyük ören yeri (Bor-Bahçeli Kasabası), Göltepe-Kestel ören yeri (Çamardı), Göllüdağ ören yeri (Göllüdağ), Porsuk Höyük ören yeri (Ulukışla-Darboğaz), Tyana ören yeri (Bor-Bahçeli) olarak sıralanabilir.
Kuşkayası Mezarlığı: Niğde'ye yaklaşık 40 km uzaklıktaki Karaltı Kasabası'nın yakınında bulunmaktadır. Kasabanın Güneybatısında bulunan kaya mezarları bir vadinin iki yamacında sıralanır.
Gümüşler Ören Yeri ve Manastırı: Niğde'ye 9 km. uzaklıktaki Gümüşler kasabasındadır.Bizans sanatının Anadolu'daki en güzel ve en iyi korunmuş eserlerinden biridir. 1973 yılında arkeolojik sit alanı kabul edilen manastır oldukça büyük ve geniş bir kaya kütlesi içine kazılmıştır. Kaya oyuğu şeklinde dört sütunu bulunan kilisenin duvarlarını freskler kaplamaktadır. Kilisedeki fresklerin güçlü ve canlı anlatımları, barındırdığı yeraltı şehri, büyük mezarlık odası ve oldukça büyük kaya kütlesine kazılmış yerleşim birimleriyle birlikte arıtılmış savunma önlemleri nedeniyle Gümüşler ören yeri ve manastırı döneminin önemli din merkezlerinden biri olduğunu göstermektedir.

YAZI: BUKET COŞKUNERKonstantin ve Helena Kilisesi yaklaşık 1400 yıldır ayakta; 1977'de dinamitlenmesine ragmen Bizans sanatının Kapadokya' daki eşsiz ogelerini hala taşıyor ve yeni koruyucu örtüsünün altında keşfedilmeyi bekliyor.
SAHİPSİZ MiRAS Konstantin ve Helena Kilisesi, Kudüs'e uzanan "Kutsal Hac Yolu" Üzerinde, Nigde'de... On dört asırı aşıp 1977'de dinamitlenen kiliseden kalanlar kurtanlmayı bekliyor.


Eleni'yi kurtarmak
Kapadokya, Perslerin soyleyişiyle "Guzel Atların Ülkesi" yani "Katpa*
tuka"ydı bir zamanlar. Artık güzel atları yok Kapadokya'ın ama dagları ve kaya*Iarı binlerce yıllık efsaneleri anlatmaya devam eder okumasını bilenlere. Bugün Kapadokya Avanos-Urgup-Goreme uçge*ninde sıkışsa da ilk ve ortaçaglarda sınırları surekli genişleyip daralan ama her zaman jeopolitik önemini korumuş bir bölge oldu. Volkanik kayalardan başka Kapadokya'ya kimligini kazandıran ikin*ci unsur ise, birçogumuzun reddettigi bir miras olan Bizans'ın dini yapılarıdır. Bi*zans Kapadokyası Küçük Asya'nın göbe*ginde, kara ticaret yollarının kilit nokta*sında, yüzlerce yıl kutsal bir merkezdir. Dogunun çin, Hint gibi uygarlıkları bir yana bırakılırsa, bin yüz Yıllık tarihiyle dünyanın en uzun omurlu imparatorluk*larından biridir ve Anadolu toprakların*da sayısız sanat eseri bırakmıştır. Bizans uygarlıgında sanat, ortaçag Avrupa'sında oldugu gibi yalnızca dinin hizmetindey*di. Bizim Bizans, kendilerinin ise Roma dedikleri imparatorlukta, Hıristiyanlıgın devlet dini kabul edildigi 4. yüzyıldan iti*baren, daha çok da 5. ve 6. yüzyıllarda, imparatorlugun her bölgesinde oldugu gibi, Kapadokya'da da yogun bir imar et*kinligine girişilir. Bu yüzyıllar, istan*bul'da Hagia lrini, Hagia Sofia ve adları daha az bilinen mimari harikaların inşa edildikleri yüzyıllardır.

NİĞDE’DEKİ TARİHİ ESERLER VE TURİSTİK YERLERİ
Niğde ili târihî eserleri ve tabiî güzellikleri bakımından zengin iller arasında yer alır. Selçuklu devri Türk eserleri bakımından Konya, Kayseri ve Sivas’tan sonra gelir. Bakımsızlık yüzünden birçoğu yıkılmıştır.

Niğde Kalesi: Kalenin temeli M.Ö. 8.yy. da Geç Hitit Döneminde yapılmış, Roma-Bizans Selçuklu, Osmanlı Döneminde onarım görmüştür.

Alâaddin Câmii: Birinci Alâaddin Keykubâd zamânında Niğde Sancakbeyi Zeyneddin Başara tarafından 1233’te yaptırılmıştır. Selçuklu sanatının günümüze kadar en iyi korunmuş eserlerinden olup, mihrap ve minberi çok güzel bir sanat âbidesidir. Niğde’nin en eski câmisi olup Mîmar Sıddık bin Mahmûd ve kardeşi Gâzi yapmıştır. Sarı ve kül renkli kesme taştan yapılan câminin doğu kapısı son derece güzel geometrik motiflerle süslüdür. Câmi süslemeleri bakımından Selçuklu devrinin en kıymetli eserlerinden biridir. Damalı minâresi câmiye ayrı bir güzellik katmaktadır.

Sungur Bey Câmii ve Türbesi: Moğol asıllı Sungur Bey tarafından 1335’te yaptırılmıştır. On sekizinci asırda geçirdiği yangından sonra yeniden yapılmıştır. Mîmârî özelliği ve taş işçiliği şahâne olan câminin süslemeleri çok zengindir. İlk yapıldığında iki minâreliydi. Câminin yanında Sungur Beye âit sekiz köşeli bir türbe vardır.

Paşa Câmii: On beşinci asra âit Osmanlı eseridir. Ali Paşa tarafından yaptırılan câmiyi oğlu Murâd Paşa genişletmiştir. 1909’da tâmir gören câminin yanında türbe ve çeşme vardır.

Şah Mescidi: Sungur Bey Câmii yakınında olup 1413’te yaptırılmıştır. Kare plânlı bir câmidir.

Hanım Câmii: Alâaddin Tepesinin doğusunda olup 1452’de yapılmıştır. Arife Hanım tarafından tâmir ettirildiği için Hanım Câmii olarak bilinir. Karamanoğulları devri eseridir.

Dışarı Câmii: On altıncı asır Osmanlı eseridir. Tek kubbelidir. İnce işçilikli ve sedef kakmalı minber Sungur Bey Câmiinden getirilmiştir.

Ulu Câmi: Bor ilçesindedir. Karamanoğlu Alâaddin Bey tarafından 1410’da yaptırılmıştır. Câmi dikdörtgen biçimindedir.

Ak Medrese: Karamanoğlu AlâaddinAli Bey tarafından 1409’da yaptırılmıştır. Adını kapısındaki beyaz mermerden alır. Selçuklu mîmârî tarzının çok güzel bir örneğidir. Ali Bey Medresesi de denir. 1936’da restore edildikten sonra arkeoloji müzesi olarak kullanılmaktadır. Geometrik motiflerle süslü giriş kapısı çok güzeldir.


Saat Kulesi: Kalenin batı burçlarından birinin üzerine inşa edilmiştir.

Hüdâvend Hâtun Kümbeti: Moğol İlhanlı vâlisi Sungur Bey zamânında, Dördüncü Kılıç Arslan’ın kızı Hüdâvend Hâtun tarafından 1312 senesinde yaptırılmıştır. Sekizgen plânlı yapı içten kubbe, dıştan piramit çatı ile örtülüdür. Doğusunda bulunan taçkapı yıldız geçmeler ve çeşitli motiflerle süslenmiştir.

Gündoğdu Türbesi: Hüdâvend Hâtun Kümbetinin yanındadır. 1344’te ölen Hakkı Besvap için yaptırılmıştır. Kare plânlı yapı içten kubbe, dıştan piramit çatı ile örtülüdür. Türbenin kapısı geometrik, bitki ve örgü motiflerinden meydana gelen kuşaklarla çevrilidir.

Sungurbey Kütüphânesi: Emîr-ül-ümerâ Seyfeddîn Sungur Ağa tarafından 1335 senesinde yaptırılmıştır. Günümüzde İl Halk Kütüphânesi olarak kullanılmaktadır.

Eski Eserler:

Niğde Kalesi: Selçuklu Sultânı Birinci Alâaddin Keykubat yaptırmıştır. Selçuklu ve Osmanlı devirlerinde onarım gördüğü kitâbe ve motiflerden anlaşılmaktadır. En son Fâtih devrinde İshak Paşanın emriyle tâmir ettirilmiştir. Safevî ve Akkoyunlu tehlikesi sona erince kale tâmir ettirilmemiştir. Bugün kale ve onu çevreleyen üç sıra hâlindeki surlardan pek azı kalmıştır.

Niğde Müzesi: 1976’da yapılmıştır. Antik Çağa âit eserlerle, Selçuk ve Osmanlı devrine âit 12 bin eser sergilenir. Akmedrese de müze olarak kullanılmaktadır.

Tyna Harâbeleri: Bor ilçesinin Kemerhisar bucağı yakınındaki şehir kalıntıları, Hititlere âit ve M.Ö. 2000 yılında önemli bir merkez olan Tuvana şehrine aittir.

Güllüdağ Harâbeleri: Niğde’nin 40 km kuzeyinde Bozköy ve Kömürcü köyleri arasında Güllüdağ’da bir Hitit şehridir. Şehir kalıntıları 3 km2dir ve surlarla çevrilidir. M.Ö. 8. asırda yangın neticesi yıkılmış ve bir daha yapılmamıştır. Savaş ve tapınak kalıntıları vardır.

Kaya Kilise ve Manastırlar: Roma ve Bizans devrinde Ihlara Vâdisinde kayalara oyulmuş kilise ve manastırlar olup, bâzısı bir saatte gezilecek kadar büyüktür.

Su Kemerleri: Kemerhisar-Bahçeli kasabaları arasında Roma devrinden kalma su kemerleridir.

Roma Havuzu: Bahçeli kasabasındadır. Etrâfı mermerle çevrili Roma devrine âit bir havuzdur.

Gümüşler Manastırı: Niğde’ye 8 km mesâfede Gümüşler kasabasındadır. Roma devrinde yapılmıştır.

Demirkazık Tepesi: Çok güzel manzaraları olan bu dağ yaz ve kış ayrı güzelliklere sâhiptir. Kayakevinin bulunduğu bu dağ, kış sporlarına müsâittir. Dağcılık tesisleri ve alabalık üretme çiftliği vardır.

Hasan Dağı: Çok güzel manzaralı bir dağdır. Konik biçimde krater gölü vardır. Kış sporlarına müsâittir.

Köşk: Bor ilçesinin Bahçeli köyü yakınında yeşillik ve sulak bir mesire yeridir.

Keten Çimeni: Suyu bol, manzarası güzel ve yeşil bir yayladır.

Kaplıca ve İçmeler:

İl toprakları şifâlı su kaynakları bakımından zengin bir bölgede yer alır. Başlıca kaplıcaları şunlardır.

Kocapınar Suyu ve Çamuru: İl merkezine 2 km uzaklıkta Niğde-Bor yolu üzerindedir. Suyu mîde, barsak ve romatizmal rahatsızlıklara iyi gelmektedir. Tesisi yoktur.

Kemerhisar İçmesi: Bor ilçesine 10 km mesâfede Kemerhisar köyü yakınındadır. Suyu içme olarak mîde, barsak, karaciğer ve böbrek hastalıklarında faydalıdır.

Çiftehan Kaplıcaları: Ulukışla ilçesine 35 km uzaklıkta Çiftehan köyünde olup, Ankara-Adana kara ve demiryolu üzerindedir. Konaklama tesisleri mevcuttur. Kaplıcanın suyu içme olarak, böbrek ve ****bolizma bozukluğundan ileri gelen şişmanlık ve gut hastalığına, banyo ile romatizma, nefrit, nevralji, kadın ve cilt hastalıklarına, eklem kireçlenmesine, bâzı bel fıtıkları ile siyatik ağrılarına, kalça ve eklem kireçlenmelerine iyi gelmektedir.


Kayardı Bağları Mesire Alanı: İl merkezinin 2km. batısında, Ha*mamlı Köyü’ne kadar devam eden, Uzandı Deresi kenarındaki yeşillik alandır ve gezi-mesire için çok elverişli bir bölgedir.


Fertek Fatih Parkı (Mandilmos): İl merkezine 10 km. mesafedeki Fertek Kasabası’ndadır. Belediye tarafından yapılan çevre düzenlemeleriyle, mesire için uygundur.

Bahçeli Gezi ve Mesire Alanı: Bor îlçesi sınırları içindeki. Bahçeli Kasabası’na çok yakın bir alandır. Niğde’nin çok önemli tarihi değerlerinden biri olan Roma Havuzu etrafındaki yeşil alan, mesire yeri olarak kullanılmaktadır. Bu bölge yakın bir zamanda çevre düzenlemesi yapılarak, geniş halk kitlelerinin kullanımına açılacaktır. Ayrıca bölgeye 2 km. uzaklıktaki Kemerhisar Kasabası’nda bulunan M.S. II. yüzyıl Roma Dönemi eserleri olan Su Kemerleri ile birlikte Roma Havuzu çok önemli bir gezi bölgesidir.

Gebere Barajı Mesire Alanı: İl Merkezinin 12 km kuzeyindeki ba*raj göletinin çevresindeki bölgedir.

Gümüşler Barajı Mesire Alanı: İl merkezine 9 km. uzaklıktaki Gümüşler Kasabasına yakın baraj göletinin çevresindeki bölgedir.

Ketençimen Mesire Alanı: Niğde ve Çiftlik İlçesi sınırları arasında, Tepeköy’e yakın konumdaki bölgedir.

Demirkazık Gezi ve Mesire Alanı: Dağçılık ve Kış Turizmi açısından önem taşıyan Aladağlar’ın eteklerinden geçen Ecemiş Çayı ve Demirkazık Dağevi çevresindeki bölge, mesire alanı olarak kullanılmaktadır. Dağevinden başlayıp Kayseri-Yahyalı Kapuzbaşı Şelaleleri’nde son bulan trekking ve gezi rotası, Niğde turizmi açısından büyük önem taşır. Çamardı İlçesi’ndedir.

Darboğaz-Meydan Gezi ve Mesire Alanı: Yine dağçılık ve kış turizmi açısından önem taşıyan bir bölgedir. Ulukışla İlçesi sınırları içinde bulunan Bolkarlar da trekking için oldukça elverişlidir. Darboğaz Kasabası çevresin ve kasabaya 8 km. uzaklıktaki Meydan Yaylası mesire alanı olarak kullanılmaktadır.
Fırtına_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 18:51


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2023

2007-2023 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog