MORRISSEY
1959 Manchester doğumlu Steven Patrick Morrissey, küçük yaştayken 1960’ların bayan gruplarına ve drama dizilerine merak sardı. Marianne Faithful ve Oscar Wilde’dan etkilenen Morrisey, büyük cüssesine rağmen yalnız bir çocukluk geçirdi. Yalnızlığını okuduğu kitaplarla ve dinlediği müziklerle kapatmaya çalışan sanatçı, çoğu kez depresyondan uzaklaşmak için ilaçlara başvurdu.

Müzik yaşantısına punk grubu The Nosebleeds ile başlayan Morrissey, 1978 senesinde Wayne Barrett yerine Slaughter & The Nose grubunun vokalistliğine soyundu. 1981 senesinde hayranı olduğu grup “The New York Dolls” hakkında bir kitap hazırlayan sanatçı, Slaughter & The Nose’un dağılmasının ardından 1982 senesinde gitarist Johnny Marr ile beraber The Smiths grubunu oluşturdu. 1980’lerin alternatif rock hareketinin öncü gruplarından biri olan The Smiths, özellikle Morrissey’in karanlık sözleri ve Marr’ın melodik besteleriyle İngiltere, İrlanda, Avusturalya ve Amerika’da ismininden çok bahsettirdi. 1983 senesinde James Dean hakkındaki “James Dean Is Not Dead” adlı kitapla bir kez daha yazarlığı deniyen Morrissey, grubu ile “The Smiths” (1984), “Meat Is Murder” (1985), “The Queen Is Dead” (1986) ve “Strangeways, Here We Come” (1987) adlı dört stüdyo albümü ile birçok derleme albüme imza attı.

1987 yılında Morrisey ve Marr’ın müzikal farklılıklarından dolayı The Smiths’in dağılmasının ardından solo kariyere yönelen Morrissey, ilk albümü “Viva Hate”i 1988 yılında hayranlarına sundu. Stephen Street prodüktörlüğünde hazırlanan albüm, İngiltere listelerinde 1 numara olurken, Morrisey albümde The Smiths’in dağılmasından duyduğu üzüntüyü bestelerinde rahatlıkla hissettiriyordu. Albümde, gitarist Vini Reilly ile birlikte çalışarak The Smiths albümlerinden daha atmosferik bir sounda bürünen sanatçı, albümden iki tane başarılı single yayınladı; “Suedehead” ve “Everyday Is Like Sunday”.

1990 senesinde “Bono Drag” adlı derleme albümü piyasaya süren Morrissey, bu albümde “Viva Hate”te hit olmuş parçalarla birlikte daha önceden hazırlamış olduğu ve hiç yayınlamadığı parçalara yer verdi. Albüm, İngiltere listelerinde 9 numara olurken, albümden çıkan single “Picadilly Palare” Amerika Modern Rock Listesi’nde 2 numara olmayı başardı.

1991 senesinde “Kill Uncle” adlı 2. solo albümünü çıkartan Morrissey, bu albümle İngiltere listelerinde 8 numaraya yerleşti. “Kill Uncle”, Morrissey’in müzikal değişim albümü olarak kabul edilirken, albümde prodüktör pozisyonunda Clive Langer ve Alan Winstanley bulunuyordu. Albümden çıkan single “Our Frank”, Amerika Modern Rock Listesi’nde 2 numara oldu ve sanatçı aynı sene albümün turnesini gerçekleştirdi.

“Kill Uncle” albümü ile istediği başarıyı tam olarak yakalayamadığını düşünen Morrissey, 1992 senesinde David Bowie gitaristi Mick Ronson prodüktörlüğünde “Your Arsenal” adlı 3. solo albümünü hayranlarına ulaştırdı. Albüm, sound olarak sanatçının pop’tan rock’a geçişini sembolize ederken, albümün konseptinde anti-Amerikanizm ve holiganlık gibi konular işlendi. İngiltere listelerinde 4 numara olan albüm, Amerika listelerinde 21 numaradaydı. Albümden çıkan single “Tomorrow”, Amerika Modern Rock Listesi’nde 1 numara oldu ve Morrissey bu albümle aynı seneki Grammy’lere “En İyi Alternatif Rock Albümü” dalında aday olarak gösterildi. 1993 senesinde “Beethoven Was Deaf” adlı konser albümünü yayınlayan sanatçı, bu albümde Paris’te ve Londra’da gerçekleştirdiği perfromanslara yer verdi. Canlı performanslarda sanatçı rock sound’uyla dikkat çekerken, albüm İngiltere listelerinde 13 numara oldu.

1994 senesinde “Vauxhall And I” adlı 4. albümüyle İngiltere listelerinde 1 numara olan Morrissey, “The More You Ignore Me, The Closer I Get” single ile de Amerika Modern Rock Listesi’nde zivedeydi. Albümde hayatındaki hatalardan ve dostluğun kıymetinden bahseden sanatçı, bir çok fana göre de en olgun albümüne imza atmış oldu.

1995 senesinde “Soutpaw Grammar” adlı 5. solo albümünü yayınlayan Morrissey, bu albümle İngiltere listelerinde 4 numaraya yerleşti. Bu albümde daha çok progressive rock temalarını işleyen sanatçı, aynı sene “World Of Morrissey” adlı derleme albümü piyasaya sürdü. 1997 senesindeki “Maladjusted” albümüyle bu tarzı devam ettiren sanatçı, albümle İngiltere listelerinde 8 numara olurken, albümden üç tane single yayınlandı; “Alma Matters”, “Roy’s Keen” ve “Satan Rejected My Soul”.

1997 senesinde “Suedehead: The Best Of Morrissey” adlı derleme albümünü hayranlarına ulaştıran Morrissey, 1990’ların sonuna doğru Los Angeles’a taşınarak İngiliz medyasından uzaklaşmayı tercih etti. Burada İspanyol kültürüyle tanışan sanatçı, 1998 senesinde de “My Early Burglary Years” adlı derleme albümü yayınladı.

2001 senesinde “The Best Of Morrissey” adlı bir başka derleme albüme imza atan Morrissey, 2003 senesinde Sanctuary Records ile anlaştı. Aynı sene Attack Records’a destek vererek yeni sanatçıların su yüzeyine çıkmasına katkıda bulunan sanatçı, 2004 senesinde “You Are The Quarry” adlı yeni albümünü sevenlerine ulaştırdı. “Your Arsenal” ve “Vauxhall I” albümleri arasında gidip gelen albüm, İngiltere listelerinde 2 numara olurken, Amerika listelerinde 11 numaraya ulaştı. Albümden çıkan ilk single “Irish Blood, English Heart”, İngiltere listelerinde 3 numara olarak sanatçının müzik kariyerindeki en başarılı single’ı oldu.

2005 senesinde “Live At Earls Court” adlı konser albümüyle İngiltere listelerinde 18, Amerika listelerinde 19 numara olan Morrissey, aynı sene “Who Put The M In Manchester?” adlı DVD’yi hayranlarına ulaştırdı.

2006 senesinde “Ringleader Of The Tormentors” adlı albümüyle İngiltere listelerinde yeniden zirveye yerleşen Morrissey, bu albümle kariyerinin en ‘rock’ albümüne imza attı. Kayıtları Roma’da yapılan albümün prodüktörlüğünde David Bowie’nin prodüktörü Tony Visconti yer alırken, albüm içerdiği zengin motiflerle senenin en önemli albümleri arasında yer alıyor. Albümden yayınlanan ilk single “You Have Killed Me”, İngiltere listelerinde 3 numara oldu ve sanatçı İngiltere’de birçok performansda bulunmak üzere turneye çıktı.

Özel yaşantısında savaş karşıtı, hayvan hakları savunucusu ve ırkçılığa karşı duran Morrisey, şu günlerde yeni albümünün tanıtım konserlerine devam ederken, bir yandan da albümden çıkacak yeni single “I Just Want To See The Boy Happy” üzerinde uğraşıyor.