YİNE HER ZAMAN Kİ TELAŞIM VAR İŞ LE HAYATLA OLAN KOŞUŞTURMALAR..DOLUYUZ DOLUYUM HAYATLA ARAMIZDA BİR BOŞLUK YOKKİ ZAMAN AYIRAYIM ..Her zaman Seni bir köprünün ayağında unuttum. İşim çoktu, başım kalabalıktı, ancak şimdi gördüm. Şimdi gördüm gözlerinden süzülen o iki damla yaşın yanaklarında çamurlaştığını. Seni mahallemin arka sokağında unuttum. Bankaya gitmiştim, faizler yükselmişti, hemen para yatırmalıydım. Servetime servet katmak çok önemliydi benim için. Ayaklarından çok yüreğinin üşüdüğünü şimdi fark ettim. Seni trafik lambalarının altında unuttum. Aslında çok unutkan değilimdir ama bilirsin, . İyi bir kariyer sahibi olup, makamımda rahat rahat oturmalıydım. Elindeki mendille beraber hayallerini sattığını az önce anladım. Sen bana öfkelendiğinde tepkim ağır oldu, ittim-kaktım seni, cezalandırdım. “Adam ol” dedim adamlığı kendim bile öğrenememişken. “Git ne halin varsa gör, ama karşıma suçlu olarak gelme” dedim sana karşı işlediğim suçları göz ardı ederek. Sana analığı-babalığı aslında sokakların yaptığını neden bu kadar geç anladım ki? Afedersin çocuk, afedersin…
Yavrum senin derdin ne, anlat bakalım” demek zorumuza gitti. Oysa onların da bir zamanlar bizim gibi hayalleri vardı. Belki okuyup “adam” olacak, adam gibi yaşayacaklardı. Doktor olup çocuklarımıza, bizlere şifa dağıtacaklardı. Öğretmen olup evlatlarımızı okutacak, eğitime katkıda bulunacaklardı. Mimar-mühendis olup, koca koca binalar yapacak, birçok insana başını sokacak evler sağlayacaklardı. Olmadı. Depremde yıkılan evler gibi, başlarına yıkıldı hayalleri. Bu enkazın altında kalanların çoğu koptu gitti aramızdan. Ya bir çöplükte bulundu cesetleri ya da bir yolun kenarında. Şifa dağıtacakken, kendi sağlıklarından olduklarını fark etmediler bile. Nice çocuklarımızı eğitecekken, kendi eğitimsizliklerinin bedelini ödediler ama bunu hiçbir zaman bilemediler. Sorsanız “Nasıl düştün bu yollara?” diye, “Anlatsam roman olur” derler ama hiçbir zaman bilmezler hayatlarının, sadece üçüncü sayfa haberlerinin birkaç satırından ibaret olduğunu. Yazık etmişlerdir bunca gence. Hayır hayır. Yazık etmişizdir. Bizler “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” zihniyetiyle, bir kenara atmışızdır onları ancak itirafı bile ürkütmüştür nedense. Açlıktan, sefaletten, parasızlıktan, eğitimsizlikten sebep içlerinde patlayan isyan volkanlarının bir gün bizleri de yakacağını düşünmek ne kadar korkunç değil mi? Ya da boşverelim, bize ne elin çocuğundan…Afedersin çocuk, afedersin…
Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü
sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.