02-19-2009, 14:23 | #1 |
Konya Türbeleri
Mevlâna Türbesi (Karatay)
Mevlâna Türbesi 6.500 m2’lik bir alan içerisinde yer almaktadır. Aynı zamanda büyük bir külliye görünümündeki bu alana üç kapıdan girilmektedir. Batı yönündeki Dervişhan Kapısı denilen kapıdan Mevlâna Müzesi’ne girilmektedir. Mevlevi dervişlerinin bu kapının karşısında da türbe kapısı bulunmaktadır. Avlunun ikinci kapısı güneyde olup, buna da Hamuşan Kapısı ismi verilmiştir. Üçüncü kapı ise kuzeyde, dergâh şeyhine özel olan Çelebi Kapısıdır. Hz. Mevlana 17 Aralık 1273’te 66 yaşında iken karaciğer rahatsızlığından ölmüştür. Mevlâna Gül Bahçesi denilen bugünkü türbenin bulunduğu yere gömülmüştür. Mevlevi tarihlerine geçmiş bir bilgiye göre; Mevlâna’nın babası Sultan-ül Ulema hayatta iken Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat ile burada yürürken, “Buraya gelince torunlarımın kokusunu duyuyorum” demişti. Bu söz üzerine Alâeddin Keykubat’da bu bahçeyi Sultan-ül Ulema’ya hediye etmiştir. O zamanki geleneğe göre zenginler, devletin önde gelen kişileri mezarlık yerine kendi mülklerine gömülüyorlardı. Sultan-ül Ulema öldüğü zaman buraya gömülmüş, etrafı duvarlarla çevrili türbesi de buraya yapılmıştı. Hz. Mevlana da öldüğü zaman babasının başucuna gömülmüştür. Üzerine de bir türbe yapılmaya başlanmıştır. Selçuklu Emiri Süleyman Pervane’nin karısı Gürcü Hatun, Emir Alemeddin Kayser ve Sultan Veled’in birlikte çalışması ile Mimar Tebrizli Bedreddin bu türbeyi 1274’te yapmıştır. Hz. Mevlana’nın Türbesi Selçuklu döneminde yapılmış diğer türbelerle karşılaştırılamayacak özelliklere sahiptir. Mevlana’nın ölümünden sonra yapılan ilk türbenin ne şekilde olduğu kesinlik kazanamamıştır. Kanuni Sultan Süleyman, kare planlı, kesme köfeki taşından bir mescidi bu yapı topluluğuna eklemiştir. Aynı dönemde yapılan semahanenin Mimar Sinan’a ait olduğu iddia edilmişse de bu iddia kesinlik kazanamamıştır. Türbe kapısının ahşap iki kanadı Selçuklu üslubunda, geometrik ve rumi motifleri ile süslenmiştir. Üzerine Sultan Veled’in “Ey talib, öğüdümü canla başla kabul et. Doğruların eşiğine baş koy” anlamında Farsça bir beyit kabartma olarak yazılmıştır. Türbe kapısından Tilavet Odası diye isimlendirilen, daha önce Bevvap (kapıcı) ve Dervişlerin kuran okuduğu, kubbeli küçük bir salona geçilmektedir. Buradan üzeri gümüş levhalarla kaplanmış ceviz ağacından, Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa’nın oğlu Hasan Paşa’nın yaptırdığı gümüş bir kapı ile Huzur-u Pir denilen türbe salonuna girilmektedir. Bu salon üç kubbe ile örtülü olup, aşıklar girişi (dahil-i uşşak) ismini almıştır. Bu salonun sağında ve karşısında iki kubbenin örttüğü ve mezar sandukalarının bulunduğu bir set ile karşısındaki iki kubbeli ikinci sete ve Mevlana’nın üzerindeki yeşil kubbeye Kıbab’ül-Aktab (kutupların kubbeleri) ismi verilmiştir. Salonun solunda semahane ve mescidi bir birinden ayıran kemerlerin altındaki sette de ikişer sıra halinde altı sanduka yerleştirilmiştir. Bu altı mezarın Mevlana ve babası ile birlikte Belh’ten Konya’ya göçen dervişlere ait olduğu söylenmektedir. İlk türbenin dört ayağa oturan güneydoğu ve batı yanları kapalı, kuzey yönü eyvanlı, üzeri piramidal örtülü Selçuklu kümbetlerine benzediği sanılmaktadır. 1396 yıllarına doğru dıştaki çini kaplı dilimli külah yapılmıştır. Sultan II.Beyazıt devrinde de türbenin doğu ve batı duvarları kaldırılarak buraya bazı ilaveler yapılmış, içerisi kalem işleri ile bezenmiştir. Bugünkü türbenin Anadolu’daki en yakın benzerleri Sivas’taki Şeyh Hasan Türbesi ile Akşehir’deki Seyyid Mahmud Hayrani Türbesi’dir. Günümüzdeki türbe dört paye üzerine oturmuş 25 m. yüksekliğindedir. Bu yüksekliği ile de XIII. yüzyılda yapılmış hiçbir türbe ile karşılaştırılamaz. Türbe gövdesi dıştan 16 dilimli silindir şeklindedir. Gövde taş bir kornişle sona erer. Bunun üzerine yine 16 dilimli konik bir külah yerleştirilmiştir. Türbenin dilimli külahının çinilerinin Alaeddin Ali Bey’in eseri olduğu sanılmaktadır. Gövde ve külah üzerindeki firuze renkteki çiniler zaman zaman yenilenmiştir. Bundan ötürü de bu kubbeye Yeşil Kubbe (Kubbe-i Harda) ismi verilmiştir. Kubbe gövdesinin üst kornişinin altındaki lacivert şeride beyaz sülüs yazı ile Besmele ve Ayet-ül Kürsi yazılmıştır. Külahın en üst noktasında altın kaplama bir alem bulunmaktadır. Türbenin içerisi içten kubbemsi piramidal şekildedir. Tepe noktasından sekiz köşeli bir yıldızın kolları etrafa dağılmaktadır. Yeşil kubbenin altında Mevlana ve oğlu Sultan Velet’in mavi mermerden yapılmış sandukaları bulunmaktadır. Bu sandukaların üzerinde 1894 yılında Sultan II. Abdülhamit’in hediye ettiği deri üzerine siyah atlas kaplamalı büyük bir puşide örtülmüştür. Mevlana’nın ölümünden sonra mezarı üzerine yerleştirilen ilk sanduka ahşaptan olup, XVI.yüzyılda buradan kaldırılarak babası Sultan-ül Ulema’nın üzerine konulmuştur. Selçuklu devri ağaç işçiliğinin en güzel örneklerinden biri olan bu sanduka Selimoğlu Abdülvahit ve Hüsameddin Muhammed isimli iki ustaya aittir. Sanduka kündekâri ve oyma tekniğinde yapılmıştır. Sandukanın ön, arka ve yanlarında Ayet-ül Kürsi, Mevlana’ya ait beyitler, Divan-ı Kebir’den seçilmiş gazeller ile Mesnevi’den alınmış beyitler yazılıdır. Yeşil Kubbe’nin batısında ve Mevlana’nın başucunda eşi Kerra Hatun (1292), Mevlana’nın kızı Melike Hatun (1306), Mevlana’nın oğlu Muzaferüddin Emir Alim Çelebi (1277), Mevlana’nın torunu Celale Hatun (1283), Kadı Tacettin’in kızı Melike Hatun (1330), Çelebi Hüsamettin (1284) ve bu dergâhta postnişinlik yapmış çelebiler ile onların ailelerine ait 65 sanduka bulunmaktadır. Mevlana’nın sandukasının üzerini örten stalâktitli kubbeye Post Kubbesi ismi verilmiştir. Mevlana’nın sandukasını Huzur’dan ayıran gümüş bir şebeke vardır. Gümüş Kafes adı verilen bu şebekeyi 1579 yılında Maraş Mirimiranı Mahmut Paşa 1579 yılında Kalemkâr İlyas isimli bir ustaya yaptırmıştır. Bu kafesin üzerindeki gümüş plakada Şair Mani’nin 32 beyitlik Türkçe bir şiiri yazılıdır. Sultan II. Selim aynı yere iki minareli bir cami eklemiştir. Sonraki yıllarda Hüsrev Paşa Türbesi (1527), Mehmet Bey Türbesi (1534), Hasan Paşa Türbesi (1573) ve Sinan Paşa Türbesi (1574) aynı yere yapılmıştır. Bu arada Mevlana dergâhı da çeşitli ilavelerle genişletilmiş ve büyük bir külliye görünümünü almıştır. Osmanlı sultanlarının hemen hepsi de bu yapı topluluğuna yeni ilaveler yapmışlardır. Hürrem Paşa Türbesi (Karatay) Mevlana Külliyesi’nin avlusunda matbahın doğu yönünde bulunan Hürrem Paşa Türbesi, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Vezir İbrahim Paşa tarafından 1527 yılında şehit düşen Hürrem Paşa için yaptırılmıştır. Kesme taştan, sekiz köşeli planı olan türbenin üzeri kubbe ile örtülüdür. Kuzey yönündeki giriş kapısı üzerinde kubbeli bir kapı siperi bulunmaktadır. Türbe içerisinde Karaman Beylerbeyi Hürrem Paşa (1526) ve Şam vilayeti sancağında Mutasarrıflık yapmış olan Hacı Bey’in (1533) mezarları bulunmaktadır. Hasan Paşa Türbesi (Karatay) Mevlana Külliyesi’nin güney yönünde dergâha bitişik olan türbe, 1573 yılında ölen Karaman Beylerbeyi Hasan Paşa için yaptırılmıştır. Kesme taştan sekiz köşeli planı olan türbenin üzeri kubbe ile örtülüdür. Klasik Osmanlı mimarisine göre yapılan türbenin giriş kapısı üzerindeki kitabesinde, Hasan Paşa için yaptırıldığı belirtilmektedir. Türbenin kuzeyindeki pencerelerden biri kapı şekline sokulmuş ve Mevlana Türbesi’ne açılmaktadır. Sinan Paşa Türbesi (Karatay) Mevlana Külliyesi’nin güney yönünde bulunan Sinan Paşa Türbesi kitabesinden öğrenildiğine göre, 1574 yılında yapılmıştır. Türbe kesme taştan sekiz köşeli olup, üzeri kubbe ile örtülüdür. Klasik Osmanlı türbe mimarisi üslubunda olan türbenin kuzeydeki giriş kapısı üzerinde yapıldığı yılı gösteren kitabesi bulunmaktadır. Türbe içerisinde Karaman Beylerbeyi Sinan Paşa’nın sandukası bulunmaktadır. Murat Paşa Kızı Türbesi (Karatay) Mevlana Külliyesi’nin avlusunda, Sinan Paşa Türbesi’nin kuzeyinde bulunan bu türbe, Karaman Beylerbeyi Kuyucu Murat Paşa’nın kızı Fatma Hatun için 1585 yılında yapılmıştır. Kesme taştan yapılmış olan türbe, sekiz köşeli plan düzeninde olup üzeri kubbe ile örtülüdür. Klasik Osmanlı türbe mimarisi üslubundaki türbenin giriş kapısı üzerinde 1585 yılında Fatma hatun için yapıldığını gösteren kitabesi bulunmaktadır. Türbe içerisinde Fatma Sultan’ın mermer mezar sandukası bulunmaktadır. Burası daha önce dergahın kütüphanesi olarak kullanılmıştır. Mehmet Bey Türbesi (Karatay) Mevlana Külliyesi’nin güney avlusunda bulunan Mehmet Bey Türbesi, sülüs celi kitabesine göre 1534 yılında ölen Mevlevi muhibbi Mustafa Paşa’nın oğlu Mehmet Bey için yapılmıştır. Türbe Hamuşa’nın (Mevlevi Mezarlığı) doğu yönündedir. Türbe dört mermer sütunun taşıdığı küçük bir kubbeden meydana gelmiştir. Kubbenin altındaki taş döşeme üzerinde Mehmet Bey’in sanduka şeklindeki mezar taşı bulunmaktadır. Gömeç Hatun Türbesi (Merkez) Konya Musalla Mezarlığı Mevkii’nde bulunan Gömeç Hatun (Kız Kulesi) Türbesi XIII.yüzyılın sonlarında yapılmıştır. Türbenin Anadolu Selçuklu Sultanı Rükneddin Kılıç Aslan’ın karısı Gömeç Hatun’a ait olduğu söylenmektedir. Türbe Selçuklu mimari üslubunda yapılmış olup, alt kısmında beşik tonozlu mumyalık, üst kısmında da merdivenlerle ulaşılan tek eyvandan oluşan zemin bölümü bulunmaktadır. Türbe duvarlarının altı kesme taştan, üzeri de tuğladan yapılmıştır. Giriş kapısı çini bezemelidir. Türbenin dış görünümü bir kaleyi andırmaktadır. Eyvan kemerlerinin içerisi mozaiklerle bezenmiştir. Şeyh Aliman Türbesi Konya Aliman Mahallesi’ndeki mezarlık içerisinde bulunan bu türbe Selçuklu dönemi şeyhlerinden Aliman için 1288 tarihinde yaptırılmıştır. Moloz taştan yapılmış olan türbe, dikdörtgen planlı olup, üzeri kubbe ile örtülmüştür. Kalender Baba (Şeyh Ebubekir) Türbesi Konya Musalla Caddesi’nde, Musalla Mezarlığı yakınında bulunan bu türbe, vakfiyesinden öğrenildiğine göre Ebubekir Niksari isimli bir bilgin için 1428 tarihinde yapılmıştır. Türbe Selçuklu mimari üslubunda Karamanoğlu yapısıdır. Sekiz köşeli bir plana sahip olup, üzeri piramidal bir çatı ile örtülüdür. Duvarları tuğladan örülmüştür. Fakih Dede Türbesi (Karatay) Konya Burhandede Mahallesi’nde bulunan bu türbe, mutasavvıf ve bilgin Burhaneddin Fakih Paşa için 2454 yılında yaptırılmıştır. Türbe Karamanoğlu dönemi ile Selçuklu dönemi mimarisinin bir araya getirilmiş örneğidir. Türbe kare planlı olup, gövde sekiz köşelidir. Üzeri tuğladan piramidal bir külahla örtülmüştür. Türbenin üzeri kubbe ile örtülü olup, bunun üzerine silindirik külah oturtulmuştur. Giriş kapısı üzerinde 1454 tarihini içeren nesih yazılı çini mozaiklerle süslü kitabesi bulunmaktadır. Burası firuze, mor, mavi ve lacivert çinilerle bezenmiş olup, üzerlerine çiçek ve yaprak motifleri işlenmiştir. Kapı giriş kemerinin köşe dolguları da firuze ve mavi çinilerle kaplanmıştır. Türbenin içerisinde Fakih Dede’nin basit bir sandukası bulunmaktadır. Şeyh Şücaeddin Türbesi (Merkez) Konya Musalla Mezarlığı’nda, Şeyh Halili Türbesi yanında bulunan Şeyh Şücaeddin Türbesi’nin yapımı ile ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadır. Kitabesi bulunmadığından yapım tarihi tartışmalıdır. Türbenin gövdesi kesme taştan, üzeri 16 dilimli tuğla kubbe ile örtülüdür. Giriş kapısı söveleri mermerdendir. Kubbe eteği mukarnas friz ile bezenmiştir. Türbe içerisindeki mermer lahit sülüs yazılar, geometrik motifler ve kabartma yaprak, çiçek motifleri ile bezelidir. Şeyh Halili Türbesi (Merkez) Konya Musalla Mezarlığı’nda bulunan bu türbe kitabesinden öğrenildiğine göre; 1597 yılında yaptırılmıştır. Düzgün kesme taştan yapılmış olan sekiz köşeli türbe, on iki köşeli bir kasnağa oturan tuğla kubbe ile örtülüdür. Önde sivri kemerli iki sütuna oturan kubbeli bir girişi vardır. Tac-Ül Vezir Türbesi (Selçuklu) Konya Dede Bahçe’nin doğusunda Selçuklu Sultanı II.Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Vezir Taceddin Mehmed’in 1239-1240 yılında yaptırmış olduğu medresenin yanında türbesi de bulunmaktadır. Günümüze yalnızca türbe gelebilmiştir. Türbe Tac-Ül Vezir ile torunları Celaleddin Kasım Bey ve Şeyh Sureti’ye aittir. Türbe medreseden daha önce yapılmıştır. Taş temeller üzerine tuğla gövdeli, sekiz köşeli plandadır. Üzeri piramidal bir külah ile örtülmüştür. Piramidal külahın altındaki kubbe kasnağında yarım daire şeklinde, sekizgen nişler bulunmaktadır. Ali Gav Türbesi (Selçuklu) Konya Tarla Mahallesi’nde bulunan Ali Gav Medresesi ve Türbesi’nin kitabesi bulunmamakla beraber, yapı üslubundan XII.yüzyılın sonu ile XIII.yüzyılın ilk yarısında yapıldığı sanılmaktadır. Medrese ve türbenin mimarı ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Türbede Hacı Bayram Veli’nin soyundan Ali Gav gömülüdür. Kesme taş temeller üzerine yapılmış olan türbe eyvanlı bir yapıdır. Türbenin çevresinde ve içerisinde Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün 1966 yılında Y.Mimar Önge tarafından yapılan onarımı sırasında firuze renkli çini parçaları bulunmuştur. Bunlardan firuze sırlı bir kandillik bugün Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Türk İnşaat ve Sanat Eserleri Müzesi’nde bulunmaktadır. Sultanlar Türbesi (Karatay) Konya Alaeddin Camisi içerisinde bulunan Sultanlar Türbesi’nde, Selçuklu sultanlarından Sultan I.Mesut, Sultan II.Kılıçaslan, Sultan II.Rüknettin Süleyman, Sultan I.Gıyaseddin Keyhüsrev, Sultan I.Alaeddin Keykubat, Sultan II.Gıyaseddin Keyhüsrev, Sultan IV.Kılıçaslan ve Sultan III.Gıyaseddin Keyhüsrev gömülüdür. Türbe klasik Selçuklu türbe mimarisi üslubundadır. Türbenin on köşeli kesme taştan bir gövdesi vardır. Üzeri kubbe ile örtülü olup, dışarıdan bu kubbe piramit biçiminde on cepheli bir külah ile örtülmüştür. Tuğla külahın ilk yapıldığı dönemde çinilerle kaplı olduğu günümüze gelen izlerden anlaşılmaktadır. Külahın çevresinde lacivert üzerine beyaz harflerle yazılmış çini bir kitabe bulunmaktadır. Bu kitabede; “Bu imaretin yapılmasını Kılıçaslan’ın oğlu Mesud’un oğlu Kılıçaslan’ın emrettiği” yazılıdır. Buradan anlaşıldığına göre türbe Sultan II.Kılıçaslan zamanında yapılmıştır. Ayrıca türbenin doğusundaki bir pencere üzerinde de mimarının Abdulgaffar oğlu Yusuf olduğu yazılıdır. Gövde içerisindeki duvarlarda nişler bulunmaktadır. Türbe içerisindeki sandukaların çinileri dağılmış, sökülmüş, bir kısmı da kaybolmuştur. Arta kalanlar gelişi güzel sandukaların üzerine yapıştırılmıştır. Lacivert zemin üzerine beyaz harflerle yazılı olan çini kaplamalarda burada gömülü olanların isimleri yazılıdır. İlk yapıldıklarında tamamen çini kaplı olan bu sandukalardan dört tanesinin üzeri harç ile sıvanmıştır. Alaaddin Camisi Avlusundaki İkinci Türbe (Karatay) Alaaddin Camisi avlusunda bulunan ikinci türbe, Sultanlar Türbesi’nin batısında olup, görkemli bir görünüşü vardır. Sekizgen planlı türbenin gövdesinden sonraki bölümü yok olmuştur. Üzerinin kubbe veya külahla örtülü olup olmadığı bilinmemektedir. Prof.Dr.Semavi Eyice’ye göre yarıda kalmış olması da muhtemeldir. Türbe içerisinde mihrabının bulunmasına rağmen burasının bir mescit olarak yapıldığı da iddia edilmiş ancak, bu kesinleşmemiştir. Kesme taştan yapılan türbenin köşeleri zencerek kabartmaları ile işlenmiştir. Kapısı çift renkli taşlardan yapılmış, iki yanına sütunçeler yerleştirilmiştir. Kapının üzerinde bulunan kitabe levhası boş bırakılmıştır. İçerisinde hiçbir sanduka bulunmamaktadır. Bu da türbenin tamamlanmadığını göstermektedir. Türbenin yan cephelerindeki pencereler kapısında olduğu gibi kemerler içerisine alınmış ve buraları kabartma frizler ve mukarnaslarla süslenmiştir. Tavus Baba Türbesi (Meram) Konya Meram ilçesi’nde bulunan Tavus Baba Türbesi, Sultan I.Alaeddin Keykubat döneminde (1220-1237), Konya’da ölmüş olan Şeyh Tavus Mehmet-el Hindi’ye aittir. Türbe XIII.yüzyılda taş ve tuğladan yapılmıştır. Üzeri tonozla örtülü olup, dıştan kubbelidir. Kesme taş ve tuğladan yapılmış olan bu türbe oldukça sade bir görünümdedir. Ateş-Baz Veli Türbesi (Meram) Konya Meram ilçesinde, eski Meram yolu üzerinde bulunan bu türbe 1285 yılında ölen Mevlevi dervişlerinden Ateş-Baz Yusuf’a aittir. Türbe kesme taştan, sekiz köşeli bir plan göstermektedir. Üzeri sekizgen piramidal bir külah ile örtülmüştür. Türbenin altında mumyalık bölümü bulunmaktadır. Giriş kapısı taş söveli ve yuvarlak kemerlidir. Kesikbaş Türbesi (Karatay) Konya Kalenderhane Mahallesi’nde bulunan bu türbenin kitabesi bulunmadığından ve kaynaklarda da ismine rastlanmadığından kime ait olduğu bilinmemektedir. Türbe XIII.yüzyıl Selçuklu türbe mimarisi üslubunda yapılmıştır. Türbenin sekizgen bir kaidesi ve sekizgen bir gövdesi bulunmaktadır. Üzeri sekizgen bir konik kubbe ile örtülmüştür. Emir Nurettin Türbesi (Meram) Konya Sephavan Mahallesi’nde bulunan bu türbe, Selçuklu Emiri Nurettin’e aittir. Türbe XIII.yüzyıla tarihlenmekte olup, kesme taştan sekiz köşeli bir plana sahiptir. Üzeri sekizgen konik külahla örtülmüştür. Tahir ile Zühre Türbesi (Selçuklu) Konya Beyhekim Mahallesi’nde bulunan bu türbenin Türk folklorunda ismi geçen Tahir ile Zühre’ye ait olduğu söylenmektedir. Türbenin yanında küçük bir de mescit bulunmaktadır. Türbe taş ve tuğladan yapılmış olup, içerisinde alçı rölyeflerle süslü bir de mihrabı bulunmaktadır. Türbenin üzeri tuğla bir kubbe ile örtülmüştür. Hoca Fakih Türbesi (Meram) Hoca Fakih Mescidi’nin yanında bulunan bu türbeyi, Ahmet Fakih Kudbüddin adına 1221’de Şeyh Aliman tarafından yaptırılmıştır. Batı yönünden türbe mescide bitişik olup, aralarında bir kapı bulunmaktadır. Bu kapı üzerindeki Selçuklu sülüsü ile yazılmış dokuz satırlık Arapça kitabesinin mezar sandukasına ait olduğu sanılmaktadır. Bu kitabe sonradan buraya konulmuştur. Türbe kesme taştan kare planlı olup, üzerini tuğla ile örülmüş mukarnaslı bir kubbe örtmektedir. Yapının dış cephesinde üç sıra halinde altı pencere bulunmaktadır. İç mekânın ortasında ahşap sanduka bulunmakta olup, bu sanduka asıl sandukanın üzerine geçirilmiştir. Türbenin altında mumyalık kısmı vardır. Nasreddin Hoca Türbesi (Akşehir) Konya Akşehir ilçesi surlarının doğusunda kendi ismi ile tanınan mezarlıkta bulunan Nasreddin Hoca Türbesi’nin yapıldığı tarih kesinlik kazanamamıştır. Değişik zamanlarda yapılan onarımlarla özgünlüğünü yitiren bu yapıyı Akşehir Kaymakamı Şükrü Bey 1905 yılında yaptırmıştır. Eski yapıdan yalnızca ortadaki ana türbe bölümü günümüze gelebilmiştir. Bu ana türbe bölümünü altı sütunu birbirine bağlayan sivri kemerlerden oluşan bir revak çevrelemektedir. En dışta 12 köşeli mermer kaideye oturan 12 sütun sıralanmıştır. Türbenin üzerini 12 köşeli çinko külahlı bir çatı örtmektedir. Mermer sandukanın başucunda Nasreddin Hoca’nın yaşamını simgelemek üzere ölüm tarihi olan h.683 (1284) ters olarak 386 şeklinde yazılmıştır. Bugünkü görünümüyle bu türbenin mimari bir özelliği bulunmamaktadır. Şeyh Seydi Mahmut Hayrani Türbesi (Akşehir) Konya Akşehir’deki Şeyh Seyit Mahmut Hayrani Türbesi, Şeyh Seyit Mahmut Hayrani’nin ölümünden sonra 1204 yılında yapılmıştır. Türbeyi Karamanoğlu II. Mehmet 1409’da Seydi Muhiddin’e yeniden yaptırmıştır. Türbe taş kaide üzerinde, kare planlı tuğladan silindirik gövdelidir. Üzerini yine dilimli bir külah örtmektedir. Dilimlerin araları dikey tuğlalarla örülmüştür. Üç renkli sırlı tuğla süslemeler ve sonraki yıllarda buraya eklenen yıldız ve haç biçimi çinilerle görkemli bir görünüş elde edilmiştir. Türbenin giriş kemeri alınlığında rumi, palmet, altıgen ve yıldız motifleri ile bezeli kitabesinde türbenin mimarının Asli Bin Abdullah olduğu yazılıdır. Türbenin içerisi kubbe ile örtülüdür. Kubbenin içerisi firuze çinilerden altı köşeli yıldızlar ve kare şeklindeki altıgen motifleri ile bezenmiştir. Doğu yönündeki giriş kapısı ceviz ağacından tek kanatlı olup, devrinin en iyi ağaç işi örneklerindendir. Bugün bu kapı Akşehir Müzesi’nde korunmaktadır. Türbenin üzerindeki ağaç işçiliği ve yazı sanatı yönünden önemli olan sandukası İstanbul Türk ve İslam Eserleri Müzesi’ndedir. Şeyh Hasan Türbesi (Akşehir) Konya Akşehir ilçesine 3 km. uzaklıktaki Alanyurt Köyü’nde bulunan Şeyh Hasan Türbesi Hamidoğulları Beyliği döneminde yaptırılmıştır. Türbenin yapımı kitabesinden öğrenildiğine göre; 1370 yılında tamamlanmıştır. Türbe Şeyh Hasanoğlu Hacı İbrahim Sultan isimli zaviyenin içerisinde bulunuyordu. Bu zaviyeden günümüze yalnızca türbe gelebilmiştir. Türbenin dış duvarları düzgün mermer bloklardan örülmüş olup, kare planlıdır. Üzeri konik bir kubbe ile örtülüdür. Türbenin üç cephesinde dikdörtgenler içerisine alınmış birer penceresi bulunmaktadır. Doğu cephesinin ortasında bulunan giriş kapısı türbe boyunca yükselmektedir. Kapı ve güney cephedeki pencerelerinde mermer bezemeler dikkati çekmektedir. Türbenin içerisinde bulunan ve ağaç işçiliği yönünden son derece değerli olan sandukalar XX.yüzyılın başlarında yurt dışına kaçırılmıştır. Eşrefoğlu Kümbeti (Beyşehir) Konya Beyşehir ilçesi Eşrefoğlu Camisi’nin doğu duvarına bitişik olan türbe, Emir Seyfettin Süleyman için 1301 tarihinde yapılmıştır. Kümbet kesme taştan sekizgen gövdeli, klasik türbe mimarisi üslubunda olup, içten kubbe dıştan konik bir çatı ile örtülüdür. Türbeye iki yanlı dik basamaklı merdivenlerle çıkılmaktadır. Türbenin altında mumyalık kısmı bulunmaktadır. Türbenin dış cephesi son derece sade olmasına karşılık içerisi çini mozaiklerinin zengin örnekleri ile bezenmiştir. Ayrıca kubbenin tümü kıvrık dallar, palmetler, Rumiler ve yıldızlarla kaplanmıştır. Kubbe kasnağı kufi yazıyı andıran çinilerle bezelidir. Üç Kızlar Türbesi (Akşehir) Konya ili, Akşehir ilçesi merkezinde Taş Medrese yanında bulunan Üç Kızlar Türbesi’nde Sahibi Ata Ali’nin kızları gömülüdür. Türbe medrese girişinin solunda bulunmaktadır. Kare planlı bir yapı olup, güney duvarı üzerinde revaklı avluya açılan basık kemerli bir kapısı vardır. Bu kapının üzerine de sivri kemerli bir pencere yerleştirilmiştir. Türbenin altında mumyalık kısmı bulunmakta olup buraya giriş yan taraftaki hücreden merdivenledir. Mumyalık kare planlıdır. Üzeri yıldız tonozlarla örtülmüştür. Zemini toprak olarak bırakılmıştır. Bazı yayınlarda burada üç sandukanın bulunduğu belirtilmektedir. Ancak bunlar günümüze gelememiştir. Türbenin üzeri tromplu bir kubbe ile örtülmüştür. Trompların üçgen yüzlerinde firuze sırlı tuğlalarla baklava şeklinde bir bezeme meydana getirilmiştir. Kubbe içerisindeki incelemede firuze sırlı tuğlalar kullanıldığı anlaşılmaktadır. Kubbe eteğinde günümüze çok azı gelebilmiş kufi yazı taklidinde geçmeli, geometrik, çini mozaik tekniğinde yapılmış bir kuşak bulunmaktadır. Kubbe göbeğinde ise yine çini mozaik tekniğinde geometrik geçmeli bir bezeme bulunmaktadır. Ebu Derda Türbesi (Ereğli) Konya Ereğli ilçesi Ebu Derda Mezarlığı’nda bulunan bu türbenin kime ait olduğu ve hangi tarihte yapıldığı kesinlik kazanamamıştır. Türbenin bugünkü yapısının mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır. Kare planlı olup, üzeri sekiz köşeli kasnağın taşıdığı bir kubbe ile örtülüdür. Türbe moloz taştan yapılmıştır. Giriş kapısı sivri kemerli olup, iki yan kenarda ikişer penceresi bulunmaktadır. Ahi Zekeriya Türbesi (Ereğli) Konya Ereğli ilçesi Meydanbaşı Mezarlığı yanında bulunan bu türbe kitabesinden öğrenildiğine göre Sait Ahi Zekeriya’ya aittir. Mermer sanduka üzerinde Ayet’ül Kürsi ve Kelime-i Tevhit yazılıdır. Sandukanın diğer tarafında “Merhum Mağfur Şehit ve Sait Ahi Zekeriya Helva-i meftundur. Allah kabrini nurlandırsın” yazılıdır. Türbe moloz taştan yapılmış olup, mimari yönden bir özellik taşımamaktadır. Mustafa Bey Türbesi (Ereğli) Konya Ereğli ilçesi, Alparslan Mahallesi’nde bulunan bu türbe Kaptan-ı Derya Aşçı İbrahim Paşa’nın dört yaşında ölen oğlu Mustafa Beyê aittir. Kitabesini Ahmet Dürri Efendi yazmış ve bir de şiir eklemiştir. Türbe 1710 yılında yapılmış, 1778 yılında da Çelebizade İsmail Asım Efendi’nin eşi Ematullah Hanım buraya gömülmüştür. Bunu belirten bir kitabe de ayrıca eklenmiştir. Türbe moloz taştan, kare planlı olup, üzeri kubbe ile örtülüdür. Mimari yönden bir özellik taşımamaktadır. Seyit Harun Türbesi (Seydişehir) Konya Seydişehir ilçesi Pazar Yeri’nde bulunan Seyit Harun Camisi ve Türbesi’nin, Seyit Harun’un ölümünden önce 1320’de yapıldığı sanılmaktadır. Seyyid Harun Camisi’nin kuzey cephesine bitişik olan üç kümbetten sağdaki ilk kümbet Seyyid Harun-ı Veli’ye aittir. Vakıflar Genel Müdürlüğü yakın tarihlerde bu türbeyi onarmıştır. Türbe iki katlı ve 6.10x6.10 m. ölçüsünde kare planlıdır. Kaide ve gövdesi taştan, sekiz köşeli kasnak üzerine oturan kubbesi tuğladan yapılmıştır. İçeriden kemerler üzerine oturan kubbe, dışarıdan piramidal bir külahla örtülmüştür. Türbenin giriş kapısı sağda olup, basık kemerli kapı ile üzerindeki niş arasındaki bölüme mermer kabartma sülüs yazı ile bir kitabe yerleştirilmiştir. Bu kitabenin mealen anlamı şöyledir: ” Bu kutlu türbe, yoksulların efendisi, Allah’ın rahmetine kavuşmuş ve günahları bağışlanmış olan Seydi Harun'un yirmi üç rebi'ül-evvel yediyüz yirmi de ölmesi üzerine inşa edildi”. Türbenin içerisinde bulunan sandukanın üzeri sıvanmıştır. Tuğla örgülü olan bu sandukanın baş ucundaki kemeri firuze renkte, altıgen, dörtgen ve üçgen çini levhalarla doldurulmuştur. Bunların ortasındaki çini pano üzerinde Allah sözcüğü yazılıdır. Türbenin içerisindeki üç pencereden biri camiye açılmaktadır. Pencerelerin lentoları çevredeki antik kalıntılardan derlenmiştir. Bezemelerinden anlaşıldığına göre bunlar Bizans dönemine aittir. Ayrıca kıble duvarında da sivri kemerli bir mihrap bulunmaktadır. Türbenin çift kanatlı ahşap kapısı Beylikler dönemi üslubunu yansıtan oyma tekniğinde yapılmış bezemelerle süslüdür. Türbe onarımlarla özgünlüğünü kısmen yitirmiştir. Seyit Harun Ailesi Kümbeti (Seydişehir) Konya Seydişehir ilçesi girişinde, Rüstem Bey Kümbeti’nin arkasında bulunan bu kümbetin de ne zaman ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Büyük olasılıkla bu türbe XIII.yüzyılda Selçuklu döneminde yapılmıştır. Kesme taştan kare planlı bir yapı olan türbenin üzeri kubbe ile örtülüdür. Basık kemerli kapısının üzerinde ve sağ tarafındaki duvarlarda antik yapılardan derlenmiş taş süslemeler görülmektedir. Giriş kapısı üzerinde Selçuklu sülüsü ile yazılmış bir kitabe varsa da okunamamıştır. Halife Sultan Kümbeti (Seydişehir) Konya Seydişehir ilçesi, Seyit Harun Camisi’nin kuzey cephesi önündeki kümbetlerden ikincisinin son onarım sırasında tek satırlık kitabesi yerine oturtulmuştur. Bu kitabenin bir kısmı ek******. Çok azı okunabilen kitabeden türbenin kime ait olduğu anlaşılamamıştır. Kümbetin dış duvarları onarılmış ve gövde ile kubbesinin kesme taştan yapıldığı anlaşılmıştır. Kubbenin üzerinde konik bir külah bulunmaktadır. Kümbetin giriş kapısı basık ve küçük olup, kuzey yönündedir. Bu kapı bir Bizans yapısından derlenmiş bloklardan çerçeve içerisine alınmıştır. İç duvarları tamamen sıvalı ve badanalı olan kümbetin içerisinde üç sanduka bulunmaktadır. Bu sandukaların üzerleri sıvanmış ve üzerinde olduğu düşünülen yazılar tamamen kaybolmuştur. Sultan Hatun Türbesi (Seydişehir) Konya Seydişehir ilçesinde, Seyit Harun Camisi’nin ve Halife Sultan Kümbeti’nin kuzey duvarına bitişik olan bu kümbet, buradaki üç kümbetten en küçüğüdür. Kare planlı 3.45x3.55 m. Ölçüsünde olup, kümbetin profilli gövdesi kesme taştan yapılmıştır. Bu gövde sivri kemerlerle çerçeve içerisine alınmıştır. Kemerlerin içerisinde ikişer pencere bulunmaktadır. Bu pencerelerden alttakiler dikdörtgen ve büyük, üsttekiler ise sivri kemerli ve küçüktür. Kümbetin giriş kapısı doğu yönündedir. Türbe mimari yönden diğerleri ile aynı üslupta yapılmıştır. Kümbetin içerisinde beş mezar bulunmaktadır. Bunlardan en güneyde bulunanın baş ve ayak ucunda birer taş olup Sultan Hatun’a aittir. Diğer mezarlar Selçuklu üslubunda sanduka şeklinde olup, Emir Şah Bey ibn Turgut Bey, Rüstem Bey bin Halil Bey, Ali Bey ibn Rüstem Bey, Düürühant Hatun’a aittir. Bu mezar taşlarının üzerindeki ölüm tarihleri dikkate alındığında türbenin XV.yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır. Şeyh Emin Bey Türbesi (Seydişehir) Konya Seydişehir ilçesi, Alaylar Mahallesi’nde Akyol Mezarlığının kuzeydoğusunda bulunan Şeyh Mehmet Emin Bey Türbesi, sandukasının üzerindeki mermer kitabesinden öğrenildiğine göre 1854 yılında yapılmıştır. Şeyh Emin Bey Nakşibendî tarikat şeyhlerindendir. Sandukanın başucundaki mermer kitabe: “Hu El-Merhum el mağfur tarikat-i aliyye-i ve saadattan olup terk-i Ma'seva ile mürşid-i meşayih-i aliden El hac Abdullah Kuddüs Efendi Medresesinde ve rütbesinde iken cezbe-i Rahmani ile irtihal eden Şeyh Muhammed Emin Efendi Ruhuna Fatiha Sene 1271 (1854)”. Türbe moloz taştan yapılmış olup, 4.35x4.35 m. Ölçüsünde kare planlıdır. Türbe 2 m. Yükseklikte ve üzeri açıktır. Hacı Yusuf Efendi Türbesi (Seydişehir) Konya Seydişehir ilçesi, Değirmenci Mahallesi’nde bulunan Hacı Yusuf Efendi Türbesi’nin kitabesi bulunmamaktadır. Bununla beraber, Hacı Yusuf Efendi’nin 1880 yılında öldüğü bilinmektedir. Türbe 4.30 m. Çapında yuvarlak ve kesme taştan yapılmış, üzeri de taştan basık konik bir külah ile örtülmüştür. Türbenin içerisi beton bir kubbe ile örtülüdür. Giriş kapısı ile üç penceresi yuvarlak kemerlidir. Türbe mimari yönden bir özellik taşımamaktadır. Alaiyeli Türbesi (Seydişehir) Konya Seydişehir ilçesi, Alaylar Mahallesi’ndeki Akyol Mezarlığının kuzeydoğusunda bulunan bu türbe de kesin olmamakla beraber XIX.yüzyılda Seydişehir’de müderrislik yapan Alaiyeli Baki Hoca’nın gömülü olduğu söylenmektedir. Türbe kare planlı, moloz taştan yapılmış üzeri kiremitli bir çatı ile örtülmüştür. Mimari yönden bir özelliği bulunmamaktadır. Şeyh Abdullah Efendi Türbesi (Seydişehir) Konya Seydişehir ilçesinde, Seyit Harun-ı Veli Hamamı’nın kuzeybatısında bulunan bu türbe 1903 yılında ölen müderris ve Nakşibendî tarikatı şeyhi Hacı Abdullah Efendi için yaptırılmıştır. Türbe dikdörtgen planlı olup, yarı keme taştan yapılmış üzeri ahşap kiremitli bir çatı ile örtülmüştür. Türbe 1955 yılında temelinden itibaren onarılmıştır. Türbe içerisinde kitabesi olmayan 7-8 mezar bulunmaktadır. Bu mezarlardan isimleri öğrenilenler Şeyh Abdullah Efendi, oğulları Şeyh Hocaken, Hacı Ahmet, Hacı Şakir efendilerdir. Ayrıca Nakşibendî tarikatı müritlerinden Uşaklı Hacı Hekim Ali, Şeyh Abdullah’ın eşi Hacı Arife, Şeyh Abdullah’ın kızı Şerife Kadın, Şeyh Hocaken Efendi’nin eşi Emine Hanım ve aileye mensup diğer kişilerin mezar taşlarıdır. |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|