sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > SAĞLIK - KADIN-ERKEK-CİNSELLİK > Sağlık - İlgili Haberler ve Son Gelişmeler > Aile ve Çocuk
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi


Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 06-28-2009, 17:30   #1
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart Konuşmayan çocuk seçici dilsiz olabilir !

Konuşmayan çocuk seçici dilsiz olabilir

Doğuştan duyma engeli yok ama 18 ayını doldurduğu halde hâlâ konuşmuyor mu ya da evde konuşuyor ama okulda bir yıl geçmesine rağmen ağzını bıçak açmıyor mu? Çocuğunuz bu durumda 'seçici dilsizlik' sorunu yaşıyor olabilir. Öncelikle kendini güvende hissetmesini sağlayın, sonra tedavisi kolay.

Çocuğunuz 18 ayını doldurduktan sonra hâlâ konuşmuyorsa ya da sadece sizinle iletişim kurup, misafirleri ve arkadaşlarını yadırgıyorsa; 'seçici dilsizlik yaşıyor' olabilir. Özellikle ana okuluna başlayan çocuklarda durumun daha da belirgin şekilde kendini gösterdiğini söyleyen İnternational Hospital İstanbul Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Aysel Ekşi, sorunun nedenleriyle ve tedavi seçenekleriyle ilgili ayrıntılı bilgiler verdi:





* Seçici dilsizlik nedir? Çocuğun konuşma dilini anlama ve konuşma yeteneği geliştiği halde, bazı sosyal durumlarda, konuşmayı devamlı reddetmesidir. Bazen evde bile bazı aile bireylerinin yanında konuşmaması söz konusu olabilir ama bu çocuklar genellikle evde normal olarak konuşurlar. Bazen kardeşleriyle veya anne babadan biriyle konuşur, onlarla iletişimi iyidir ama başka kişilerle konuşmuyor olabilirler.

* Ya istekli görünüp eylem olmuyorsa? Çocuk konuşmayı reddetmesine rağmen iletişim kurmaya istekli görünebilir; örneğin yüz ifadesiyle, beden diliyle, kafasını sallayarak onayladığını ya da kabul etmediğini belli edebilir. Bazılarının fısıldadığı, tek heceli kelimeler çıkardığı da görülür. Çoğunlukla ağlama, anneye aşırı tutunma ve diğer endişe belirtileriyle ortaya çıkar.

* Hangi yaşta belli olur? Başlangıç yaşı 3 ile 8 yaş arasındadır. Bozukluk genellikle tedavi edilebilir, hatta bazılarında kendiliğinden düzelme gözlenir. Ne kadar sürede iyileşme görüldüğü hakkındaki araştırmalar kesin değilse de çoğunda birkaç yıl veya ayda geçer, genellikle 10 yaşından önce düzelme görülür.

* Utangaç olamaz mı? Okula başlayan çocuklarda aşırı utangaçlık çok normaldir. Ama seçici dilsiz olanlar; çoğunlukla ileri düzeyde utangaç, saplantıları olan, endişeli çocuklardır. Bu çocuklar, sosyal durumlarda diğer bütün çocuklardan çok daha utangaç, ürkek ve içe kapanıktır. Depresyon, endişe ve obsessif-kompulsif bozukluk denilen belirtiler de kendilerinde var olabilir. Bazı çocukların kendi seslerini duymaktan rahatsız oldukları, seslerinin hoş olmadığı duygusuyla seslerini duymak istemedikleri için konuşmadıkları da sanılıyor. Bazen de depresyon eğilimiyle birlikte görülür.

* Gizli nedenleri var mı? Önceki yıllarda, bunun çocuğun küçük yaşta uğradığı travmalar nedeniyle geliştiği ve ailede büyük bir bozukluğun var olduğu düşünülürdü. Bazı çocuklarda travmanın etkisi ve aileyle ilgili etkenler tamamen dışlanamasa da; 2000'li yıllardan itibaren bu bozukluğun, çocuklardaki yüksek düzeydeki sosyal anksiyete-endişeyle bağlantılı olduğu kabul edilmiştir. Çoğunlukla yetişkinlerde görülen sosyal fobi ile bağlantılıdır. Bu çocuklar genellikle yetişkin çağda sosyal fobik olarak nitelendirileceklerdir. Kız ve erkek çocuklarda, her iki cinsiyette de eşit oranlarda görülür, normal yetenekleri olan çocuklardır. Zeka düzeyi genellikle normaldir.

* Konuşan çocuk birden suskunlaşır mı? Şiddete maruz kalma, şiddete tanık olma, fiziksel kötüye kullanım şeklindeki ruhsal travmalar sonrasında, böyle bir suskunluk ortaya çıkabilir. Bazen belirgin olarak görülmeyen, travmatik bir etkisi olmayacağı düşünülen aile içi sorunlar ya da çatışmalara bir tepki olarak da çocuk suskunlaşabilir. Çünkü çocukta konuşmayı reddetme, bir çeşit tepkidir. Çocuğa bakan bakıcının fazla konuşmaması, çocukla yakın çevresinin az konuşması ve yeterince ilgilenmemesi de bu durumu açıklayabilir. Son senelerde televizyon karşısında geçirilen sürenin artması da çocuğu, suskunluğa iten bir diğer önemli faktördür.

* Türkiye'de bu durumda kaç çocuk var? Ülkemizde yüzde 1 oranında seçici dilsizlik vakasının görüldüğü tahmin ediliyor. Ruh sağlığı merkezlerinde başka nedenlerle tedavi olanlarda daha sık karşılaşıyoruz. ABD'de toplam çocuk nüfusunun yüzde 0.03- 0.07 oranında gözlendiği söyleniyor.

* Nasıl teşhis edilir? Teşhis kolaydır; evde normal veya normale yakın düzeyde konuşan çocuk, bir ya da bir buçuk yıl geçmesine rağmen hâlâ okulda hiç konuşmuyorsa, bu önemli bir bulgudur. Eğer çocuk evdeki yaşamında insanlarla sosyal ilişki kuruyorsa, okulda yüz ifadesiyle bazı ihtiyaçlarını anlatıyorsa, bu otistik olmadığını gösterir. Evdeki konuşmalara katılımı sağırlık olasılığını da ortadan kaldırır. Tanının konması için konuşmama durumunun, çocuğun okulda başarı ve aktivitelerde yer alma isteğini yok etmiş olması da gerekir. Bu durumda söz konusu olan gelip geçici bir inatçılık, isteksizlik veya tembellik değildir. Çocuğun okulda başarılı olmayı, arkadaşlar arasında yer almayı ya da spor faaliyetlerine katılmayı istediği halde konuşamaması; bütün bu isteklerini ve amaçlarını engeller. Bu tanının konması için bozukluk en az bir aydır devam ediyor olmalı. Bunun içine, ilk birkaç ayda çocukların okulda gösterdiği utangaçlık dahil edilmez.

* Sadece konuşma terapisi yeterli olur mu? Tedavi çeşidi ne olursa olsun, en etkili yöntem; çocuğun ailesinin de tedavide yer aldığı, tedavi yönteminin çocuğun koşullarına göre aile ile tartışıldığı yöntem. Konuşma patoloğunun, aile, okul ve diğer terapistlerle iletişim kurma açısından önemli bir rolü vardır. Seçici dilsizlik bir anksiyete (endişe, huzursuzluk) bozukluğudur, bu nedenle ruh sağlığı uzmanları ile konuşma patoloğu arasındaki ilişki çok önemli. İlk belirtiler okulda ortaya çıktığı için güçlüklerin en çok yaşandığı yerdir. Öğretmenin tutumu önemlidir. Çocuk kendini güvende hissettiği için aile ile iyi bir ilişkinin kurulması da önem taşıyor. Diğer seçenekleri ise şöyle özetleyebilirim:

* Bireysel psikoterapi: Çocuktaki genel endişeyi azaltmak ve daha iyi iletişim becerilerini geliştirmesinde yardımcı olur.

* Davranış tedavisi ve davranış değişimi: İletişim kurmasındaki başarıları, pozitif ödüllendirme yöntemiyle, bu alanda deneyimli uzmanlar tarafından yapılıyor.





İlk konuşma aslında doğduğunda ağladığı andır



* Çocuklarda konuşmanın aşamaları nasıl gelişir? Konuşmanın ilk alıştırmaları, daha doğduğumuz gün, ağlama ve sızlanmalarla başlar. Ağlarken; konuşma, dil ve çene hareketleri öğrenilmiş olur. Üçüncü ayla birlikte, 'kumru gibi ses çıkarma' anlamına gelen 'cıvıldama dönemi'ne geçilir. Bu dönemde gerçek dille alakalı olmayan, öğrenilmemiş, çevresel etkenlerden ve işitme duyusundan bağımsız olan sesler çıkarılır. İlk çıkan sesler genellikle anlamsızdır, ancak geleceğin anlamlı sözcüklerinin temelidir. Altıncı ayda hecelemeye, 9 ayda ritmik sesler çıkarmaya (ma-ma) ve iki heceyi bir arada kullanmaya başlarlar (ma-ma, da-da gibi). n0. haftayla birlikte heceler birleşir ve anlam kazanmaya başlar (baba, dede gibi). Normal gelişim gösteren çocuklar, iki yaşında konuşmaya başlar. Bu yaşta 80-100 civarında sözcüğü anlayan çocuk, ilk basit cümlelerini kurar. 3 yaşında çocuk ise anlamlı ve düzgün cümleler kurar, kendini daha iyi ifade eder ve yabancılarla anlaşabilmeye başlar.

* Konuşma bozukluğu ne zaman fark edilebilir? Çocuk 18-2n aylar arasında arka arkaya 2-3 anlamlı kelime söylemeye başlar. Normal gelişim evrelerine göre 2 yaşında, çocuğunun konuşmaya başlamış olması gerekir. 2 yaşındaki çocuk, cümleler kuramayabilir ancak, arka arkaya 2-3 anlamlı kelime söyleyemiyorsa; işte o zaman endişelenip, bir uzmana başvurulmalı. Çocuğa 0-6 yaş döneminden itibaren gelişim kontrollerinin yapılması çok önemli. Annebabalar çocuklarının konuşma problemi olup olmadığını ancak 18'inci ayda fark edebilirlerken, bir uzman bunu 8-10 aylar arasında fark edip, dil gelişim terapisini başlatabilir.
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Sonforum'un önerileri

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 01:50


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2023

2007-2023 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog