02-20-2009, 11:35 | #1 |
Kayseri Dergâhları
Kayseri, Danişmend, Eratna, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde medreselerde yapılan ilim çalışmalarının yanı sıra aynı zamanda da önemli bir tasavvuf merkezi idi. Bu nedenle kentte bir çok tarikat faaliyette bulunmuş ve bunun sonucu olarak da şehirde çeşitli dergahlar kurulmuştur.
Kayseri’de Mevlevilik, Ahilik, Bektaşılık, Kalenderilik, İshakilik, Bayramilik, Rıfailik, Nakşibendilik ve Halvetilik ile ilgili dergahlar kurulmuştu. Ancak bunların büyük çoğunluğu günümüze gelememiştir. Bunların başında da Suyakanmış Zaviyesi, Bostancı Baba Zaviyesi, Şeyh Musa ve Şeyh Hamid Zaviyesi, Ali Dede Zaviyesi, Ali Cafer Zaviyesi, Şadgeldi Zaviyesi, Kadıhan Zaviyesi ve Şeyh İsmail Zaviyesi gelmektedir. Bununla beraber, Beylikler döneminde yapılan türbe-zaviyeler fonksiyonlarını yitirmiş olarak günümüze ulaşabilmiştir. Bu tür zaviyeler yerleşim alanlarının dışında, ıssız yerlerde kurulmuşlardır. Burada yaşayan dervişler tasavvufla meşgul olurken diğer yandan da toprak ve hayvancılıkla uğraşır geçimlerini sağlarlardı. Bu dergahlardan ötürü de Kayseri çevresindeki pek çok köy onların isimleriyle anılmıştır. Şeyh Turesan Zaviyesi (İncesu) Kayseri, İncesu ilçesinde Başköy yakınında tepelerin üzerinde bulunan bu dergah, Sultan I.Alaeddin Keykubat’ın (1236-1246) eşi Mahperi Huand Hatun tarafından h.635 ‘de (1237) yaptırılmıştır. Adına zaviye yaptırılan Şeyh Turesan’ın kimliği konusunda değişik tezler ortaya atılmışsa da Prof. Dr. Osman Turan, Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra, Kayseri fatihi olduğunu ileri sürmektedir. Zaviye, 21.18x14.12 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı olup, üzeri toprak damla örtülmüştür. Moloz taştan yapılan zaviyenin doğu yönünde giriş kapısı bulunmaktadır. Giriş kapısı üzerinde kitabesi ve bunun üzerinde de salona açılan penceresi vardır. Mehmet Çayırdağ’dan öğrendiğimiz bu kitabenin bazı bölümleri kırılmış ve kaybolmuştur; “Bu meşhed Büyük Sultan Gısed-dünya ve’d-din acem ve arab sultanlarının sultanı Fethin babası müminlerin emiri, Keykubad’ın oğlu Keyhüsrev’in saltanat günlerinde,onun emriyle Büyük Melike Saffetü’d-dünya ve’d-din.....tarafından imar edilmiştir.” Giriş kapısından sonra üzeri tonozla örtülü bir avluya girilmektedir. Bu avlunun iki yanına odalar yerleştirilmiştir. Orta tonozlu odanın batısı da türbeye ayrılmıştır. Kapalı avlunun solundaki mekan, mescittir. Mescidin ahşap kapı kanatları orijinaldir. Mescidin kıble duvarında kenarları basit silmelerle çevrili mihrap nişi olup, yapının 60 cm. dışına taşmaktadır. Giriş kapısının solunda, orta avluya açılan ikinci kapıdan türbeye girilmektedir. Üzeri tonozla örtülü türbenin ortasında oldukça iri bir sanduka görülmektedir. Türbenin doğu ve güney duvarında iki mazgal penceresi vardır.Türbenin karşısında oda ve mutfak bulunmaktadır. Zaviyenin kuzeyinde han kısmı bulunmaktadır. Bu bölümün duvarlarında nişler ve hayvanların bağlandığı delikli taşların izleri görülmektedir. Şeyh Hacı İbrahim Tekkesi (Develi) Kayseri, Develi ilçesi Havadan Köyü’nün 1.5.km. kuzeybatısında bulunmaktadır. Tekkenin kitabesi bulunmamaktadır.Yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Tekke yedi cepheli, moloz taştan bir avlunun ortasında yer almaktadır. Sekizgen gövdeli kubbeli bir türbe ile avlunun kuzeydoğu köşesinde aşhane denilen bir mekan, güneyde avlu dışında bir mescitten meydana gelmiştir. Bunlardan aşhane denilen mekan kare planlı olup batı yönündeki, iki yanında birer pencere olan bir kapıdan içeriye girilmektedir. Aşhanenin kuzey duvarı ortasında bir ocak ve bu ocağın iki yanına birer dolap nişi açılmıştır. Avlunun ortasındaki sekizgen planlı türbe dergahın en gösterişli yapısıdır.Türbe kare kaide üzerine sekizgen gövdeli olup içten ve dıştan kubbe ile üzeri örtülmüştür. Mumyalığı olmayan türbe gri, bej ve kırmızı renkli taşlarla örülmüştür. Günümüze gelemeyen bir giriş bölümünün türbe önünde olduğu izlerden anlaşılmaktadır. Türbenin batı, güneybatı, güneydoğu ve kuzey cephelerinde birer pencere açılmıştır. Kapının bulunduğu cephe dışında bütün cephelerde birer mazgal pencere açılmıştır. Türbe içerisindeki mihrap beş köşeli olup bir sıra kaval silme ile çevrelenmiştir. Avlunun güneyine mescit yerleştirilmiştir. Mescidin doğu cephesinde bir giriş mekanı vardır ve bu bölümün sonradan buraya eklendiği açıkça kendisini belli etmektedir. Moloz taştan yapılmış olan mescidin güney duvarında mihrap bulunmaktadır. İki yanında kum saati ve sütuncelerle sınırlanan mihrabın üzeri üçgen şeklinde kabartmalarla bezenmeye çalışılmıştır. Bu yapının doğu-batı doğrultusundaki kalıntıların tekkenin asıl mescidi olduğu sanılmaktadır. Günümüze kalıntıları gelebilmiş olan bu yapının sivri tonoz örtülüleri ve giriş kapısı açıkça kendisini belli etmektedir. Ayrıca dikdörtgen planlı olan bu yapının güney duvarı ortasında mihrap ve bunun iki yanında birer pencere olduğu açıkça görülmektedir. |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|