Yazar: Hasan Ali Toptaş
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
"Gerçek nereye gizlenirse gizlensin arada bir kendiliğinden parlayıp söner..." Küçük bir kasabadaki eski bir aşkın peşinden giden, gizemlerle ve hayallerle dolu bir hikaye, daha doğrusu bir hikayeler labirenti Kayıp Hayaller Kitabı. Labirent dememizin nedeni kitabın neresinden başlarsanız başlayın çıktığınız noktanın aynı olması ve öykünün bir labirentin düzenli karmaşasını okura hissettirmeyi başarması. “Yüzyılın son çeyreğindeki Türk edebiyatının birkaç kilometre taşından biri. O bir kurgu-dil sanatçısı; ödün vermez bir biçim ustası; yirminci yüzyıl edebiyatının vardığı çizginin en uç noktası” diyor Yıldız Ecevit yazar Hasan Ali Toptaş için.
Türk edebiyatı deyince akla gelen ilk (ve popüler) isimlerden olmasa da edebiyat çevrelerinde sıkça hakkı teslim edilen bir yazar Toptaş. Popüler kültür çarkına katılmamayı seçerek, az ama öz yazan ve romanlarını “taşra”da kuran Hasan Ali Toptaş, Kayıp Hayaller Kitabı’nı kendisi gibi adı Hasan olan bir köy çocuğunun gözünden anlatıyor. Roman ilerledikçe Hasan’ın hayalleri çevresindekilerin hayallerine karışıyor ve labirent yavaş yavaş tamamlanıyor.
Bir söyleşisinde yazmak ve taşra yaşamının yazmaya olan etkisi ile ilgili bir soruya cevap olarak “Benim hayatımın yirmi beş yılı küçük taşra kasabalarında geçti, o kasabalar hâlâ öyledir sanıyorum. Kitapçı denen yer yine kırtasiyecidir, yazmak yine boş iştir, kitap deyince akla yine ders kitabı geliyordur ve kırtasiye dükkanlarının bir rafında yine yalnızca Ömer Seyfettin'in, Halide Edip'in ve Yakup Kadri'nin birkaç kitabı vardır. Taşra kasabalarında geçen yıllarımın herhalde bende olumsuz etkisi de olmuştur ama, ben bugün dönüp baktığımda, o etkinin bile zamanla olumlu sonuçlara yol açtığını düşünüyorum... O kasabalarda yaşadığım yalnızlığın şiddeti de belki beni tümüyle harflerin dünyasına itti. Yazıyı benim için hayatın bir parçası değil, tümü kıldı. Küçük taşra kasabalarında geçen o yaşantı, muhtarı, bağbozumu şenlikleri, minibüsleri, kayıpları, sessiz kadınları, sinema salonuna kaçak giren çocukları, bunalan insanları, kederleri, çıkmazları, gaz lambasının ışığında anlatılan hikayeleri ve daha başka şeyleriyle, yazdığım romanların ve öykülerin örgüsünde de yer aldı tabii” diyor Toptaş.
İş Kültür yayınları tarafından basılan Kayıp Hayaller Kitabı Türk edebiyatının ana çizgisinden ayrılıp civarda neler olup bittiğini görmek isteyen okurlar için bulunmaz bir fırsat, iyi okumalar.