|
Kitap Dünyası Kitaplarla ilgili tüm paylaşım burada. |
Seçenekler | Stil |
03-13-2010, 12:39 | #1 |
Hattatların Gecesi (Yasmine Ghata) Özeti,Konusu,Karakterleri
Hat sanatının büyülü dünyasında bir kadın ... “Hattatlar içlerinden yazar, sonra kararan bedenlerinden küçücük bir parçayı harfler aracılığıyla dışa yansıtırlar.” Yasmine Ghata, Türk hat sanatının 20. yüzyıldaki önemli temsilcilerinden olan büyükannesi Rikkat Kunt’un hayatından esinlenerek, onun dilinden yazdığı bu ilk romanında şiirsel ve yalın anlatımı ile büyülü bir atmosfer yaratıyor. Yaşamdaki düş kırıklıklarının acısını sanatı ile dindirmeyi başarmış duyarlı bir kadının iç dünyasını yansıtırken, eski önemini yitiren bir sanat dalını incelikli bir yaklaşımla anıyor. ‘Hattatların Gecesi’, yazıya tutulmuş bir ayna. İçte ve dıştaki yolculuklarımızın tanıklığı aynı zamanda. Fransa’da en çok satanlar listesine giren ve 2004 yılı Renaudot Ödülü’ne aday gösterilen bu roman, yazarın hiç tanımadığı büyükannesine ulaşma isteğinin, onunla paylaştığı hat sannatı aşkının ürünü. 1975 doğumlu, Türk-Lübnan asıllı bu genç yazarın romanı, ilginç bir tesadüf sonucu yazılmış. Sorbonne Üniversitesi’nde sanat tarihi okuyan ve İslam sanatları üzerine uzmanlaşan genç kadın, Louvre Müzesi’ndeki Sabancı Koleksiyonu hat sanatları sergisini gezerken tanıdık bir isme rastlamış. Büyükannesi Rikkat Kunt’un önemli bir hat sanatçısı olduğunu bu sayede keşfetmiş. ‘Hattatların Gecesi’, dilindeki ustaca yalınlık ve anlatımındaki şiirsellik ile “kadın kitabı” betimlemesini bambaşka bir düzleme taşıyan, edebi değeri yüksek bir yapıt. Duyarlı bir kadının hayata, sanatına bakışındaki özgünlük, yaşadığı acıları anlatırken kendine acımaktan uzak ifadesi, düşük kırıklıklarının tesellisini sanatında buluşu... Bir solukta okunan, sürükleyici, etkileyici bir roman. Yazar, ölmüş büyükannesi ile iletişim kurma arzusunu yansıtırcasına, kitabın anlatıcısı olarak büyükannesinin ruhunu seçmiş. Daha ilk cümleden bize ölümünü haber veren Rikkat Kunt, ilk evliliğinden başlayarak hayat hikayesini anlatıyor. Yaşarken sık sık ölmüş hattatların ruhları onu ziyarete geliyor, sanatına yön veriyorlar. Harf devrimi ile birlikte bu sanatın yok olmaya yüz tutmasından ve hattatların terk edilmişliklerinden bahseden Yasmine Ghata’nın geçmişe özlemi kuşkusuz sanatsal ve duygusal açıdan değerlendirilmeli. Yazar da önemi eleştirme yetkinliğini kesinlikle kendinde görmediğini açıkça ifade ediyor ve “Acı çeken bir meslek grubu, Cumhuriyet’teki gelişmeler karşısında önemsiz kalıyor” diyor. Duyarlı, acılarını içine gömen, gerçek bir sanatçının öyküsünü anlatan ve kuşkusuz edebi açıdan da değerlendiren bir kitap... Dünya Kitapları, 128 sf. Fransızca’dan çeviren: Aysel Bora Dizi: Roman |
|
|
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|