sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > TARİH - KÜLTÜR ve SANAT > Aşk, Sevgi ve Evlilik
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi


Aşk, Sevgi ve Evlilik Aşk, Sevgi ve Evlilik ile ilgili herşey .

Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 01-17-2009, 05:39   #11
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart




Dokunulmamış düşlerim vardı benim. Kimseye söylemediğim ve kimsenin bozmasına izin vermediğim düşlerim vardı. İçinde sen olan ama senin bile bilmediğin, dokunulmamış, kirletilmemiş, bozulmamış düşlerim vardı. Beni bu kadar mutlu eden onlardı.

Sana bakarken masallar yazardım ben, seni dinlerken, sana dokunurken, her harfinde bir düşü saklayan masallar yazardım. Kimse bilmezdi. Sen de bilmezdin. Kirlenmesin diye söylemezdim.




Bazen söz biter
Acı kalır içinde
Gecelerin de geçmez olur
Gündüzlerin de

Sonra bitti. Ansızın bitti. Sen gidiyorum dediğin an bozuldu düşlerim. Beklemediğim bir zamandı, beklemediğim bir cümleydi, belki onun için bu kadar yaktı canımı.

Kimselere dokundurmadığım düşlerimin üzerine basa basa gittin. Kirlendi düşlerim.

Alışmaya çalıştım. Nefes almaya çalıştım. Yaşamaya çalıştım. Çalışmakla olmuyordu. Yaşamam için yeni düşler gerekiyordu. Sen yoktun, kurduğum bütün düşler yokluğunla kirleniyordu. Nefes almakla yaşanmıyordu.

Yaşamam için seni sevmem gerekiyordu.

Sonunda bıraktım kendimi..


Rüzgara bırakırsın
Bir kuru yaprak misali
Nerede bulacaksın bilemezsin
Sonunda kendini

Seni sensiz yaşamayı öğrendim sonunda. Seninle sensiz nefes almayı. İçinde senin olduğun düşleri senden uzakta kurmayı. Sana bakmazken, sen dinlemezken masallarıma düşler saklamayı.

Artık sadece seninle değil herkesle paylaştığım dünyada, sadece seninle değil herkesle paylaştığım anlarım vardı. Sen olmayınca yaşam bir masal değildi.

Yaşamdı.

Sıradandı.


Sen Gittin
Herşey Gitti
Sevinçler
Mutluluklar
Hayaller
Artık herşey sıradan
Herşey basit
Ben de seni sevmekten hiç korkmadım Sevgilim

Seni bu kadar çok sevdiğim için kızdım kendime. Bir gün gideceğini anlamadığım için. Durmaksızın sonsuza kadar süreceğini sandığım düşler kurduğum için kızdım. Yaşadıklarımı herkesin yaşadıklarından ayrı tuttuğum için kızdım. Sen bitti dediğinde o kadar çok acı çektiğim için kızdım.

Hala bile bu kadar acı çektiğim için kızdım.

Gidiyorum dediğinde biraz daha kal demediğim için kızdım.


Bazı anlar vardır ya
Ya vardır ya yoktur
Göremezsin karanlıktan
Çarparsın duvarlara
Ama yine de yürürsün
Bir sonraki adımın boşluk olsa bile
Gözlerine bakmaktan
Hiç korkmadım
Sevgilim...


O kadar çoktu ki sana biriktirdiklerim, sensizliğinde bitiremedim. O kadar çok sevmiştim ki seni, sevmekten vazgeçemedim.

Oysa sen bitirdin.
Oysa sen vazgeçtin.
En Gitmez dediğimdin
Gittin..

Sen
Gittin.


Herşey Gitti...
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-17-2009, 15:12   #12
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart



Senden Kalan

Yalnızlık;”Senden” bana kalan bir dost oldu.

Yalnızlıkla;”Senin” gelmeyeceğini bildiğim günlerde , sabaha kadar oturup “Seni” beklemelerimle beraber geldi…
Nerden bilirdim ki “Senden” bana yalnızlık kalacak diye.

Yalnızlık;”Senin” yokluğunda seni beklerken teselli verdi bana. Hep ona sığındım yokluğunda. Kimseyle konuşamadıklarımı,sana olan özlemimi yalnızlıkla paylaşmaya başladım.

Korkuyor muydum ?

Evet ! Yalnızlıktan korkuyordum.Çünkü yalnızlık bana geldiği zamanlarda “Sen” olmuyordun.Ben ise akan gözyaşlarım,kanayan yüreğim ve yalnızlığımla senin gelmeni bekliyorduk.Bazen geliyordun.İlk önce arabanın sesi , daha sonra açılan ve kapanan bahçe kapısı ve odama gelen ayak seslerin.Nasıl yer etmişti kulağımda yer etmişti o sesler.O sesleri duyduğumda öyle mutlu oluyordum ki. Çünkü Onların ardından “Sen” geliyordun.Çünkü “Sen” geldiğinde akan gözyaşlarım durur , yalnızlığım giderdi…Ben mutlu huzurlu uyurdum….

Sonraları nedendir ? Yalnızlığım daha çok uğrar oldu.”Sen” ise gelmez oldun

“Sen” gitmiştin ve “Senden” bana yine yalnızlık kalmıştı.

“Seni” öyle özlüyordum ki ne resmin ne kokun yetiyordu.Ne ağbim ne de annem kimse özlemimi anlamıyor dindiremiyordu…

Bazen arıyordun! ‘İyiyim’ diyordun.Merak ediyordum gerçekten iyimisin diye.Bana soruyordun nasılsın?Bende hep iyiyim diyordum.Aslında iyi değildim.Sana Yalan söylüyordum…

Çünkü; “Sen” yoktun ve ben yalnızdım .Nasıl iyi olabilirdim ki!Soruyordun –Bir şeye ihtiyacın var mı ? Yok diyordum.Ben sana yine yalan söylüyordum…
O an en çok “sana” ihtiyacım vardı “Baba” yalnızlığıma değil .Sana ihtiyacım var desem gelecek miydin?Hayır gelmeyecektin.

En son da ;son gidişin koymuştu.Çünkü sen eşyalarını alıp giderken “senin” yerine yalnızlığım taşınıyordu.Yalnızlığımı hiç istemedim “senin” gitmenide.Ama benim istediğim hiç olmadı.

Ben artık senden arta kalan yalnızlığımla seni bekler oldum.Hani belki,hani aklına düşerde gelirsin diye…
Yalnızlığımla her şeyi paylaştım.İyi kötü ne varsa.En çokta “seni” Hep benimleydi.Artık yalnızlığımdan korkmuyordum.Alışmıştım,sevmeye bile başlamıştım.

“Seni” tekrar bulduğumda yalnızlığım gitmedi.Neden mi? Çünkü o beni hiç bırakmamıştı.Yalnızlık “senden” arta kalandı.Ama seninleyken bile yalnızlığımı yaşıyordum.

Aradan yıllar geçti.Artık “sen” gelmiyorsun bende “seni” beklemiyorum.
O araba sesi , o açılan – kapanan bahçe kapısını hala hatırlıyorum.Ama “seni” hatırlayamıyorum.Yalnızlığımı hatırlıyorum .Şu an hala benimle…

“Sen” beni terk ettin.Ama “senden” arta kalan yalnızlık hala beni terk etmedi “Baba”…

Ben aslında yalnızlık yerine hep “seni” istedim!

Ama “sen” bir daha hiç gelmedin…

..
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-17-2009, 15:13   #13
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart

Kaç kere sil baştan sevdim seni hatırlamıyorum
Kaç kere sil baştan sevmemek...
Bir sevdim, bir sevmedim
Ama aslında hep sevdim
Kafan mı karıştı?
Bu nasıl sevgi diyorsun şimdi
Bende bilmiyorum ki
Bilsem izin verir miydim?
Hoşuma mı gidiyor sanıyorsun acı çekmek
Allahım bu nasıl bir sevgi diye sordum durdum
Ama kimse cevap veremedi bana
Adını senelerdir koyamadım
Nedendir bilinmez bir türlü anlayamadım
Bu nasıl bir sevgi
Bu nasıl bir şey

Kaç kere isyan ettim, bitti dedim
Ama olmuyor
Olmuyor işte, olmuyor
Sensiz bu dünyada yaşanmıyor
Hani şarkılarda geçiyor ya
“kolaysa sen unut”
Hadi kolaysa sen unuttur

Kaç kere ağlamaktan yoruldu gözlerim
Biliyor musun?
Nerden bileceksin ki
Zaten hiç kimse bilmiyor ki
Güçlü görünmek adına kuytu köşelerde ağladım sel sel
Aman kimse görmesin
Aman birileri görüp de benim için üzülmesin
Peki, söyler misin bana
Şimdi kim ödeyecek bu gözyaşların hesabını
Kim?

Rüzgârın külleri savurduğu gibi savurdun beni
Bir oyana bir bu yana
O kadar dağıldım ki
Şimdi parçalarımı toparlayamıyorum bile
Suçum günahım neydi ki bunları yaşıyorum
Kimin canını bu kadar yakmış olabilirim ki
Kime bu kadar vurmuş olabilirim
Söyler misin kime
Bunun başka izahı yok
Bu bana verilmiş bir ceza
Bana da cezamı çekmek düşüyor

O iki kelimeyi şimdiye kadar kimseye söyleyemezken
Birden çıkı verdin karşıma
Ve kendiliğinden döküldü dudaklarımın arasından
Belki rahatlarım söyledikten sonra diye düşündüm
Arkadaş kalırım dedim
Ona bile razıydım o zamanlar
Ama daha beter gömüldüm bu bataklığın içine
İstemiyorum artık
Ne olursun çıkar seni içimden
Daha fazla katlanamıyorum bu acıya
Daha fazla dayanamıyorum bu mutsuzluğa

Aslında bu bende ki AŞK değil
Bunun adı SEVGİ
Ne derler bilirsin!
Aşk ölür sevgi baki kalır

Belki ben bunları yaşarken,
sen gülüyorsun, dalga geçiyorsun benimle
Bense kendimden nefret ediyorum
Neden mi?
Beni şimdiye kadar hiç kimse bu durumlara düşürmedi
Bir daha da hiç kimse düşüremeyecek
Yalvarıyorum uzak dur benden
Ne seni üzmek istiyorum ne ben üzülmek istiyorum
Bilirsin beni sen üzüldüğünde ben daha çok üzülüyorum

Sakın sanma diğer kadınlar gibi intikam alacağımı
Bunu sana asla yapamam
Senin gözünden akan bir damlacık gözyaşına bile dayanamam
Gelecekse kötülük senden gelsin be
Yeter ki senin canın sağ olsun

Sen her şeyi zamana bırakmaya devam et
Artık zaman tükeniyor
Önümüzde ne var bilmiyoruz
Sen hala ertele bu sevgileri
Gerçi hayat senin
Ama sana bir tavsiye bir daha sakın başkalarını peşinden sürükleme
Gerçi kimse benim kadar sürüklenmez
benim kadar sevemez seni

Sevgim helal olsun sana
Helali hoş olsun

Sana bunları yüzüne söyleyecek cesaretim yoktu
Sağlıcakla kal
Benim yerime de,
Çünkü ben artık taşıyamıyorum bu yükü omuzlarımda

Aysu Dede
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-17-2009, 15:13   #14
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart




Üzerinden oldukça zaman geçmiş eski şarkıların ve eski dizelerin… Bir sonbahar türküsü bilirim, bir de Ankara’nın boş bakışlı gözlerini.


Henüz çok olmadı; olsa olsa bir iki yıl… Yine böyle çok sancılandığım bir dönemde, kelimelerin kucağına kendimi bırakıp içimde birikenleri teker teker kendimden uzaklaştırmaya çalıştığım zamanların birinde, posta kutuma isimsiz bir şekilde bırakılan birkaç dizeye rastlamıştım. Bazen tanımadığınız birilerinin, tanıdıklarınızdan ne kadar çok yanınızda olduğunu görmek, insanı acıtabiliyor. Onca şeyi birlikte yaşa, göğüs ger; sonrasında yaşanan her şeyin, koca bir hiçmişçesine hatıralarından kayıp gittiğine şahit ol…

Hepimizin bireysel bir alanı vardır bilirsiniz ve o alan korunaklıdır....biz izin verdiğimiz sürece, bizim dışımızda birileri o alana girebilir.... Sadece güvendiğimiz, dostluğunu ispat etmiş, zarar vermeyeceğine inandığımız kimseler girebilir... Ancak çoğu insan, o alanı korumayı bilemediği için zarar görür, hatta kötü sonuçlarla karşı karşıya kalır... Bazılarımız bundan ders alır, tecrübe edinir... Bazıları ise yüreğini bile bile yağmaya açar...tabii, bedel ödemeyi göze alarak...


İşte bir gün içimden bağırdığım, yakındığım anların birinde ,o hiç bilmediğim, sesini duymadığım kişi bana şöyle yazmıştı :


"yüreğini kolayca açıveren biri, aldanmaya en müsait olandır aynı zamanda"


Bir kaç gündür aklımı zorluyor bu cümle… Belki de yüreğimi kolayca açabildiğim içindir. Canımı yaktığını hissettim.. Niye? Dedim.. ve nihayetinde, hep içine hep içine akan yaşamların durağında, yine aynı otobüsü beklerken buldum kendimi..

Onca güvensizliğin, onca gerçeğin gün gibi aşikar olduğu zamanlarda bile, yine de yakın durmayı seçmişim hep..
İyi niyet sevgiden mi besleniyordu? Yoksa onun da mı bir ayağı çukurda, diğer gözü aynadaydı? ….ve neden meraklar, heyecanla bu kadar doğru orantıda yaşanıyordu?

Öyle ya insan, arzuladığı bir şeye ulaştığında, heyecan biter ve yerini alışmışlığa, basite indirgemeye bırakır,“geldim, gördüm, yendim…” basitliğine…

Oysa hepsi bu kadar mıdır? Ya ötesi?

Ne kadar sığ bakıştır, şu üç kelimeden görmek bir gizi…
“eriştim ve heyecan da bitti işte!”


Hedeflenen menzilin ötesinde ve dahi içinde bile, her zaman, bizim görmediğimiz ve belki bakmayı dilemediğimiz bir başka giz ve gerçek vardır…….ve gerçek; hiçbir zaman, bizim gördüğümüz gibi değildir…
Hayat dediğimiz şeydir bu!

Ne zaman ne şekilde oyunlarla karşımıza çıkar, hiç kestiremeyiz ve biz buna karşı hazırlıksız olduğumuz için, her yeni sürprizine karşılık, elimizden fazla bir şey gelmeyeceği açıktır…


Her şeye rağmen bu hayata nedense küfredemiyorum.. Çok şey verdiğim halde benden iki kat fazla almasına da lafým yok! Varsa yoksa sinirimi kusana kadar her şey dilimde.. Zehirli sözlerimin de süzüleceği bir an illa ki gelecek… Ki belki de doğal akışım bu benim hayatta… Bir yılanın deri değiştirmesi gibi… Yenilenmek adına, geçmişin elbisesini giye giye onu eskitmek…ve ondan eser kalmadığı anda yeni bir şeylere adım atabilmek…


……….“yeni” ile neden belli bir dönem barışık olamadığımı henüz kestiremedim ve üzerimdeki giysiyi taşımaktan da hiçbir şekilde vazgeçmedim…
………‘insan’da çıkılacak yolculuğa tahammül etmek bazen gerçekten zor…


Ehh, benim de öğrendiklerim var elbette… Ayıkladığım ve sakladığım… Bundan sonra kapının kolu, hangi elin dokunuşuna bırakır kendini usulca bilemiyorum ama; sanırım o hiç tanımadığım insanın sözüyle yazıyı sonlandırmak iyi olacak:


İçindeki ‘sen’i, sen biliyorsun ya!.. ona hitap edebilecek bir ses mutlaka duyarsın, hayatının bir safhasında. O, karşına bir şekilde çıkarılır.
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-17-2009, 15:14   #15
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart

Gözlerimden yaş misali düşüşünü seyrediyorum öylece
Nasıl süzüldüysen içime,aynı şekilde gidiyorsun işte...sessizce

Ne değiştirebilir şimdiden sonra bu kaderi?
Sen mi?
Güldürme beni...Her gidişinde dünyamı bir hiçe çeviren,görmezden gelen hüsranımı...ve uğruna nice ağıtlar yaktığım,nice şiirler yazdığım,adını kalbime kazıdığım...
Sen...?
N'olur güldürme beni haline...

Gelirsen diner sandığım yalnızlık durulmuyor
Meğer kendimeymiş yalnızlığım,ağır geliyor...

Yaralarım onarılmaz artık.Aşkından kurtuldum ya,illa bir iz yapışacak yakama.Çek gölgeni peşimden,inan sensiz daha mutluyum ben...
En acı anlar boğazımda düğüm işte.Ne kadar yutkunsamda,hazmedemiyorum onca kırılmışlığı.Sendeki ise;sadece vicdan rahatsızlığı...

Hiç beklemediğin anda;
vuracağım kalbinin orta yerinden ta...

Aniden gelişin gibi,
Ve gidişin gibi,
Hatta tekrar tekrar dönüşün gibi olacak herşey.
Tüm acılarımı yakıp küllerini göndereceğim sana.
İbret-i âlem olsun diye,çektiklerimi,beni biraz olsun anla diye,bir daha dönme diye!!!

Gün oldu,devran döndü
Sen niyetlendin bu kez sevdama
Gel bakalım kapıma
Hâlâ açan bir ben var mı ardında?

Üzgünüm...Seni tekrar sevemeyecek kadar ruhsuzum artık
Bu kez de sen anla!!!
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-17-2009, 15:15   #16
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart



Seni sevmenin adını da koyabilirim bugün ! terk etmeninde. Kalemimin ucunda bir kelimeye asabilirim de seni veya çizebilirimde.

Solgun hazan sabahında kirpiğimdeki çiy tanesinden düşürebilir, şakaklarımdaki beyaz yapraklara savurabilirim seni!yanağımdan dudaklarıma devrilen bir nehirde yapabilirim.

Bugün seni ! kendi bedenimde yakabilir, firari uykulara satabilirim gözlerini.

Sokaklarımda vuslat karanlığına fener alayı kedi gözler. Korkunun ve telaşın oynak bebekleri kırmızı. Avuçlarımda bir tutam mavi ve sarı hüzünler ! ıslak.
Seni bugün, yan yana resimlerimden ayırtıp, kör bir makasa kurban edebilirim..

Saçlarının kırık telleri dolanır ayaklarıma, giderken bıraktığın izlerin ! bedevi ruhumu getirir dizlerinin dibine. Tek sarılışımın serap olmuş süresi, alnına değen dudak izlerimden yeniden doğurur güneşi. Seni bugün, yedinci çizgide yapabilirim şavkıma..

Ütopyamın cenderesinde kıvranırken hırsım, şeceremin namusunu kirletebilirim seninle. Kendimi ! kendimle aldatıp eski bir kanepede, uğruna dik tuttuğum başımı eğebilirim lanet bir aynada ! yine kendime.

Bir acı bin acıya haber salar yokluğunda. Geri durmuşluğunun bilinmezliği yıldızı bol geceler yaşatır saçlarıma, ki ben-esmerken toprağında..

Küf yeşili solumalar tüner hıçkırığıma. Bir beyaz ten’e değmez olsaydı parmaklarım. Arı kovanı uğultusuyla beynimde sesinin çınlaması ve bileğimden tırnak uçlarıma sancı / titreme telaşı ! Unutmak isteyişimin kadehime dolan sıvısı dimağımı kuruturken, -ki terin tuzu yakmışken dil ucumu, sarhoş olamıyorsa ‘’seni seviyorum’’ denen iki kelime!

Dert etme ! bırak../ zıvanası bozuk say sevgimi. Düşün ki taştan bir bağıra yaslamışım başımı.
Ve bir mezar hırsızına emanet etmişim düşlerimi.

Vakitsiz ötüşlerin bülbülüyüm, gül’e kırmızı yanışım ondandır. Her eylül sonu gözlerimi alıp gitmem servi saçlı mayıslara vurgunluğumdandır!

Düşün ! seni ağustos yanmışlığımla buğday rengi bir gecede bulmuştum. Ben seni toprağa düşen ilk cemre gibi sevmiştim.

Ne gözlerine, ne de kumralına saçının ! ben seni avucuma düşen tek siyah saç telinde sevmiştim.

Gömleğime gölge yüzün, esmer duruşun, kocaman gözlerinle ! ne kara kaşına ne titrek dudağına yanmıştım. Ben seni bedenine kazınmış o yarada sevmiştim.

Yeni umutlarla gelen baharın ardından, kan ter içinde bir yaz’ı satıp hazana, yine bir Eylül akşamı
kırık dökük yanlarımla ! çakıl taşlarındaki muhabbet izlerine elimi sürüp, ben seni son kez köhne bir iskelede beklemiştim.

Suskunluğuma sapladığım hançer, daha ulaşmadan sen olan yere. Parmaklarımda bıraktığın üşümeyi
bir çingene falındaki umutlarla ısıtıp, kırk iki dakikalık bekleyişin meraklı gözleriyle ! saatimi sana ilk sarıldığım anda durdurmuştum.

Kim alıp götürdü seni benden? Hangi çıngırak dil zehrini akıttı düşlerine ve olmadığım hangi şiirle dağladın yüreğini. Ben hiçbir kelimeye sığdıramazken sevgimi, sen hangi düz çizgide teğet geçtin onurunu. Oysa ben sana bırakmıştım yen’i sen olan kolumu.

Şimdi, eski bir hikaye gibiyim. Bu aşkın iki kahramanını da yenmiştir şiir. Eflatun bir gecede tren yollarına serilmiş iki beden ve yangın artığı gibi gözlerinden düşüşüm ! ağlayışlarımda iliğimi kurutan gözyaşımla / bitmiştim. Oysa ben seni kemiğimde ilik diye sevmiştim.

Diklen kadınım, sen benim sevdamsın derken ! belki derin bir uykunun güvenli kollarındaydın.
Yan yana koltuklarda dirsek teması yaşandı bu sevda. Sen sustun, ben sustum / en mahrem yanımızdı sessizlik. Şimdi aleni bir çığlıkta tek ses, sensizlik / bensizlik.

Kime sattın beni? masum bir çocuğun anne şefkati düşlerine mi? Yoksa bir kadının onurunu temizleyen insan yanıma mı?

Kime sattın beni? Şuh bir bakışın sevdamı ele geçirme isteğine mi? Yoksa bir gelip iki giden geri duruşunun cenderesine mi?

Utanmaz bir kelimedir yaşam. İçinde sakladıklarıyla alnın şavkında etiket. Onca çizgide sıkışmış insan olabilme ehliyeti ve yüreğin kıvrımında sızlayan ar damarı / kopmuş gerçekten!

Geri dönüşüm olmaz asil sevdamı ! ayakları altına almış bedene / bakışı oynak iki göze..ama ben çekip almışım kokladığım gül’ü avuçlarından ve tek yolculu bir limanda elimde dönüşü olmayan tek bilet..

Vapur yanaşmak üzere ! gelsen de boş. Belki geç, belki erken ! son sözüm HOŞÇAKAL’ dır asıl (sana) giderken.

Küf tut şimdi ve eskit kendini düşlerimle. Kelimeleri kirleten bir mektup gibi..!
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-17-2009, 15:16   #17
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart



senin girdiğin yer benim candamarım,
senin istendiğin yer hayata bağlantım,
senin olduğun yer kalbim, tam ortasındasın...
yürek aşkı tanıdı seninle,
umut besliyor artık senli günlere,
hayatın akışı bile senin gözlerinde,
yağmur hiç yağmasın senin yüzünde....
kayıp geçilmiş ömrün ifadesini öğrendim sayende,
ne kadar geç olsada kaderim, çıktın ömrüme,
sevilip el üstündesin nefes aldığım sürece,
bir yeminsin,benimsin kelime kelime hece hece...!!!!
dularım gecene,gündüzüne, seninle geçireceğim ömrüme,bitmesini istemediğim sevgine......
sanadır hayranlığım,bağlılığım, sanadır benim son yalvarışım...
benim ol, benimle ol.... beni kendi yerine koy...
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-18-2009, 05:48   #18
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart




Bu ayrılığa bir şeyler yazılmalıydı,günlerdir boğazıma düğümlenen sonuçta kararsız kaldığım yaşanılan gerçek.Ne olacak peki şimdi??


Bu gece ona çok çekmeyi istediğim bir mesaj var."Seni gerçekten özleyeceğim aşşşkkk”..çekemedim.Sanki saygısızlık olacaktı bu vazgeçmişliğim.Tüm şarkılar bir süre bana hitap edecek,hepsi acıklı..Ah sevgilim kanatlarının altında o kadar güvenliydim ki söyleyemedim..Tanıyanıma çok inandırıcı gelmeyecek bir ayrılık yazısı bu,öyle ya,çok acı çekiyor olmalıydım çok ağlamalıydım,çırpınmalıydım,iyi de bunlar olsaydı zaten ayrılmazdık kii..Boyun eğseydim beni bırakma deseydim,hep yaptığın gibi çiçeklerinle karşıma dikilseydin hala içimdeydin..
Beni seviyor,onu seviyordum.Beni seviyor ona kendini iyi hissettiriyorum,tüm egemenlik duygularının tatminini sağlıyorum,genelde susuyorum mutlu oluyor,hayatımı ona göre programlıyorum hoşuna gidiyor,itiatkarlığımı çekiyor canım...Gülümsedim..
Bende sevmiştim yönlendirilen olmayı,her kadın ister çekip çevrilmeyi,her kadının arzusudur kendinden güçlü bir erkeğin kanatları altında yağmurdan korunmak..Her kadının içinde vardır delice düşünülmek..Keşke bana bu duyguyu hissettirmek onda kalsaydı..Yolculuk çekmiyor içim...Onu seviyorum..Bana babamı yaşatıyor,yanında güvende hissediyorum kendimi,uzun zaman geçmiş olsa da hala dokunuşlarını düşünmek heyecanlandırıyor..Genel de o konuşuyor,mutlu oluyorum..Geçmiş zaman dili kullanmak kursağıma takılıyor,neyse yokuz artıkL((
Onu beni, mutlu edecek her şey salktı balkondan,son soluk veriş bu, son acılanmalar..Ahhhhh... ilk günlerimizde de güvensiz degilmiydim,tıpkı bu ayrılıktan sonra olacağım gibi, o zaman da çekimser,kötümser,aşka yelken açmamak için kaskatı değilmiydim??Alkışlanası biriyle ayrılık yaşıyorum..O günlerde nasıl da güvensizliğimi kırmak üzere çilingirliği üstlenmişti ..
Benim güzel sevgilim,nasıl da kazanmıştı beni o güvenliligle..
Biz kadın milleti böyle küçücük bir ayrıntıdan kocamaaan sevdalar yaşatıyoruz işte ve bunu bilen adamlarsa karşımıza dikilenler..uzun kalıyorlar hayatta..
Şuan nerde düşüncesi yok mesela..tamam kabul çok inandırıcı değil,azıcık diyelim..Gerçekten,ölecek veya hastaneye kaldırılacak kadar değilim,ağlamadan da yazabiliyorum..BUNU NASIL MI BAŞARDIM??Pek hoşlanmadığım bir cevabı var.O başardı..Bütün beraber olduğumuz zamanlar içinde,bende aşık olduğu tavırlarımı birden küçümseyerek yaptı bunu..Son tartışmalarımızda çok sık yaptı..belki farkında olmadan büyük ihtimalle farkında olmadan yaptı ki;şuan çırpınmayışıma çok şaşkınım..ona, onura eden çekimser ve her şeyin doğrusunu onun bildiği tavrımı hafife alıp aşağılamasaydı....Ahhhh çok yakarışlı olurdum kaçırırdım aklımı..
Ahhh bir tanem bana hep dürüst ol derdi..zekana hayranlığımı hep zikrettim ama bu benim aptal olduğum anlamına gelmezdi..İçinde bir şey kalmasın,hep erkeğim konuşsun diye susandım,konuşamıyan damgası yemek hep mideme oturdu..Elbet yaşamışlıkların ve zekanla benden öndeydin ve sana hayrandım,bütün bunların içinde hiç hafife almadın beni..ya şimdi...
Sen bende bir kez daha kendini sevdin,seni seven ,seni büyüten beni.İçime çektim ve kendime o kadar aşık ettim ki seni,bi duman gibi attın içine çektiğin gibi..Çok inanmış,çok sevmiş ve teslim olmuşluğumun diyeti,ayrılığımız ikimizin de ödediği..

Beni seviyor,onu seviyorum....
Eyyy Aşşşşkk..
Eyyy Sevgili..
Yüreğimin gülen gamzeli yüzü...
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-18-2009, 05:49   #19
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart



sarı sayfalarda adresi yok hüznümün
çobanların kavalından süzüldüm ve geçtim
tenime değmeden utandı yanık ezgiler
ah dilim..!..Ben sana “seviyorum” deme demiştim
yüksek sesli konuşmalar geceyi uyandırdığından beri uykusuzum
çelişkiler aşk’ın yolunu kesmiş
sen bana bakma ey sâki..!.Demindeyim vedaların ve huysuzum
seni, diline biber süremediğim yalancı anıların yanına koydum süt düşüm
kurallara uy, konuşma
seslensen de dönüp arkama bakmayacağım
..hoyrat olma sevda, dokun ama hırpalama..kadınlığımdan utanmadım, midesiz yalanlardan utandığım kadar..tutkunun kalbine kim sapladıysa bıçağı çeksin hemen, intikamım acı olur sonra, tat alamazsınız..
rüzgar..!..Okşarken acıtıyorsun özlemleri
dilimde anlamını bilmediğim kelimeler var
öpüşlerimden akan sızı efsunlu
kanım kaynıyor, ateşimin altını kısın
dibi delinince aldanışların,
küçük bir çocuk gibi inandığım sözler kıyıya vurdu,
gidip bakmadım
gömdüm ihanetleri../..kimse başlarında ağlamasın
dünde bıraktım saflığımı, acı(ya)madım

..çığlık atan kavuşmaların dili tutuldu..her şey bir anda değişebiliyor, saç telinin rengi bile..koynundayım dalgaların..göğsümü gıdıklıyor sarnıçlarımdaki serseri çocukluğum..göz yaşlarımı çekinmeden içti la minör haylazlıklar..açıldı göz kapaklarım..!.Görüyorum..
tahrik oldu hırsım
soyunuyorum kalpazan bakışlardan
deli yanımı tuttun ey hayat!..
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 01-18-2009, 05:50   #20
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart




Çok bekleyişlerim oldu benim de her insan gibi..Beklediğim zamanlarda gelmeyen bir roman kahramanı idin benim için ,tam beklemelerden umudu kesmişken..Bekleme!! O aradığın hayalini kurduğun, gelmeyecek dediğim kahramanım yani sen bir anda zamansız apansız çıktın karşıma..Bir gecelik buluşmalar, birbirini kovalayan zamanlar, tüketilen onca cümle arasından geriye çocuk masumiyeti elinden alınmış bir kırık kalp bıraktın bana.Bıraktığın şey her ne olursa olsun seninle konuşmaya gelmek için, geleceğini bilmek duygusu,seninle olan zaman dilimlerine misafir olma arzusu,sana olan özlemimin seni gördükçe büyüyor olması acısını dindiremediğim bir yara gibi bütün vücudumu sarıyordu.Bana bir o kadar yakın ve bir o kadar uzak bakışlarını üzerimde hissetmek benimle konuşurken duyduğun hazzı benim sana olan sevgimle kıyaslamak mutlu ediyordu beni..Karanlıktan oldum olası korkmuş bir canlı olarak seninle olan karanlığa karşı duyduğum cesaret sana açılan gece kapıları ürkütmüyordu beni;umuduma sığınmıştım ya o da severse beni diye.Huzur bulduğum korkusuzca yaşadığım bitmesini istemediğim gündüzleri aramıyordum artık çünkü senin karanlığında mutluydum ben.

Aslında hayat olanı inkar etmektir çoğu zaman ,insan kendini inandırmak istediği şeylere inandırıyordu.Sende yaşadığım şey hayatın ta kendisiydi bana ait olmayanı benimmiş gibi yaşadım hep.Acı olan da buydu belki de.Çünkü alnımdaki yazgının adı bir ömür sensiz kalmaktan başka bir şey değildi artık benim için.Gideceğini bile bile ,başkasına ait olduğunu göre göre birini istemek,bana gelsin diye edilen dualar, yalvarışlar ve anlamsız yakarışlar sadece kendini kandırmaktı benim için..Gerçekle yüzleşmekten korktuğum anları giderek daha az hatırlamaya çalışıyordum.Sabahın ilk ışıklarıyla çağırmaya başladığım insafsız gecelerde senin haylini büyütüyordum odamın duvarlarında.Duvarlara gözlerimle çizdiğim yüzünü görsen acırdın halime ;belki de son verirdin bana yaptığın bu zulme..Seni sevmek zor iş her yürek taşıyamaz bu ağırlığı,her göz bebeği saklayamaz seni gözlerinde ve her avuç taşıyamazdı seni gizlice ellerinde ama ben seni hem yüreğimde taşıdım ,hem gözlerimde sakladım , hem de avuçlarımda gizledim seni yaşadığım her dakika..Ve biliyor musun avuçlarımı hiçbir zaman sıkamadım şöyle güçlüce canın acımasın diye..

Kendim bir aşk yaşattım ve kendimi adı yalnızlık olan bir aşkın içine düşürdüm beni kurtaracağını düşünerek.Tuhaf gelecek ama sensizlik bende yalnızlıktan ziyade kalabalıklar oluşturmaya başladı.Her yüzde sen vardın her ses senin sesindi artık.Gördüğüm yüzlerle senin yüzün arasında tek fark vardı benim için..Ne mi?
Hiçbir göz senin baktığın gibi bakmıyordu bana…

Korkularımda büyüyor her gece acaba yarın gün senle doğup senle batacak mı diye.. Bir umut besliyorum içimde ve benim için umut bir ağacın gövdesine sarılmış daldaki son yaprak olsa bile ben yaşamaya sebep, seni seçtim. Umudumsun sen benim..
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 11:53


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2023

2007-2023 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog