sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > SAĞLIK - KADIN-ERKEK-CİNSELLİK > Sağlık - İlgili Haberler ve Son Gelişmeler > Aile ve Çocuk
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi


Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 01-25-2009, 19:42   #1
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart Estetiğe götüren 100 yıllık hastalık

Estetiğe götüren 100 yıllık hastalık

Kendinizi, burnunuzu, saçlarınızı veya bacaklarınızı beğenmiyor olabilirsiniz. Ne o plastik cerrahları araştırmaya başladınız mı yoksa? Uzmanlar 100 yıllık geçmişi olan bir hastalıktan söz ediyor: Dismorfofobi.

Çoğumuz zaman zaman vücudum keşke şuna benzeseydi, keşke daha uzun boylu ya da burnum şöyle olsaydı diye düşünmüşüzdür. Kişinin vücudunun herhangi bir bölgesinden (algılamasındaki çarpıklık sonucu) hoşnutsuz olup, bunu yoğun olarak düşünmesi psikiyatrik bozukluk olan “Dismorfofobi” rahatsızlığının belirtileridir. Amerikan Hastanesi Psikiyatri Bölümü’nden Dr. Gülçin Arı Sarılgan, kişide hafif derecede bir fiziksel anomali olabileceğini (örneğin:kepçe kulak, kemerli burun gibi) ancak dismorfofobi rahatsızlığında kişinin kaygısının beklenilenin çok üzerinde olduğunu belirtiyor.

Özgüven eksikliği olan, aşırı mükemmelliyetçi, takıntıya eğilimli ve şüpheci kişilik yapısına sahip olan bireylerde daha fazla görülür. Psikiyatrik bozukluk ”Vücut Dismorfik Bozukluğu” olarak tanımlanır. Depresyon, obsesif – kompulsif bozukluk, sosyal fobi ve yeme bozuklukları ile beraber de görülebilir.

En çok şikayet edilen organlar: Yüzdeki kusurlar (özellikle burun), daha sonra saç, cilt, meme, kalça, baldır, genital organlar (penis).Ancak kişi bütün bedeniyle ilgili de takıntılı olabilir.

Bugüne kadar yapılan kapsamlı çalışmalarda bu hastalıktan mustarip olan kadın – erkek oranının eşit olduğu saptanmıştır. Vücut Dismorfik Bozukluk tanısı ilk olarak ortalama 30 yaşında konur. Vakaların büyük çoğunluğunu çalışmayan ve hiç evlenmemiş kişiler oluşturur. Bu bozukluğa sahip kişiler, ilk belirtilerini tipik olarak ergenlik veya erken erişkinlik devresinde geliştirirler. Bozukluk hafif olarak çocukluk ya da ergenlik ya da 20’li yaşlarda başlayabilir. Genellikle orta sınıf ailelerden gelen vakaların ancak çok küçük bir oranına bu teşhis konulabilir. Plastik cerrahi servislerine yatan ancak % 2’lik bir grupta bu bozukluk teşhis edilebilir.

Bu bozukluğa sahip hastalar sıklıkla dermatoloji (cilt hastalıkları) ve plastik cerrahi kliniklerine başvururlar. Yüzündeki akne, yara izi ya da güzelliğini bozduğunu düşündüğü herhangi bir nedenle kişi dermatoloji kliniklerine başvurabilir. Vücut dismorfik bozukluğa sahip bir kişi rinoplasti (burun estetik ameliyatı), mammoplasti (göğüs büyütme veya küçültme), yüzdeki kırışıklıkların, şişkinlik ya da gerdanındaki sarkıklıkların düzelttirilmesini isteyebilir. Ancak ameliyattan sonra kişi çoğunlukla rahatlayamaz, uzun süreli takip çalışmaları kozmetik cerrahi tedaviden sonra ileri evrede sıklıkla daha şiddetli psikopatolojinin ortaya çıktığını göstermektedir.

Tekrarlayan veya tedaviye dirençli bazı depresyonlarda kişi ancak vücudunun rahatsız olduğu bölgesini düzelttirdiği zaman tüm çökkünlüğünden kurtulacağını zannedebilir.

Genellikle bu bozukluk kişi tarafından bir sır gibi saklanır. Ancak kişinin zamanın büyük çoğunluğunu ayna karşısında kendini kontrol ederek geçirmesine ve kendinden emin olabilmek için sıklıkla başkalarına nasıl göründüğünü sormasına sebep olur. Sosyal ortamlarda yaşadığı sıkıntıya bağlı olarak kişide sıklıkla uykusuzluk, depresyon ve anksiyete gelişir. Sosyal izolasyon, ilişkilerde tatminsizlik, utanç ve düşük benlik değeri de sıktır.

Hastanın sosyal, mesleki ve özel hayatında bozulmalara yol açan bir bozukluktur. Bu bozukluk 100 yıldan uzun zamandır bilinmekte ve “dismorfobia” olarak adlandırılmaktadır.

Vakaların;

• % 90’ında hayat boyunca bir majör depresif atak,
• % 70’inde anksiyete bozukluğu,
• % 30’unda ise psikolojik bozukluk öyküsü mevcuttur.

En sık başlangıç yaşı 15 – 20 (Kadınlarda daha fazla görüldüğü söyleniyordu. Ancak son yıllarda kadın ve erkek oranının eşit olduğu düşünülüyor.)

Etyolojisi (bozukluğun nedeni) bilinmemekle birlikte, bazı vakalardaki bozukluğun patofizyolojisinden serotonin sorumlu tutuluyor. Kültürün ve sosyal etkileşimin de rolü önemlidir. Çünkü özellikle bazı ailelerde stereoptik bir güzellik anlayışı sıkça vurgulanır. Psikodinamik modele göre ise vücut dismorfik bozukluğa cinsel ya da emosyonel bir çatışmanın ilişkisi, bir vücut bölümüne yansıtılmaktadır. Bazı vakalar reflektif yüzeylerden kaçar, rahatsız olduğu bölgeyi makyajla ya da giysiyle (şapka, peruk gibi aksesuarlarla) kapatmaya çalışır. Vakaların 1/3’ü tamamen eve kapanır çünkü kendisiyle alay edileceğine inanır ve vakaların 1/5’i nitihar teşebbüsünde bulunur.

Kişinin kaygısı zaman içinde artıp, azalabilir ancak eğer tedavisiz bırakılırsa genellikle kronik bir seyir izleyebilir.

Tedavisinde antidepresan ve antipsikotik ilaçların yanı sıra psikoterapi uygulanır.Davranış terpileri de uygulanmaktadır. Ancak tedavinin ne kadar süreceği konusunda halen tartışmalar bulunmaktadır.

Plastik cerrahi kliniklerine başvuran hastalarda öncellikle bir psikiyatrik değerlendirmenin uygun olacağını belirtmek isterim.Çünkü bu rahatsızlığa sahip olan kişiler bir estetik cerrahi girişim geçirseler dahi genellikle cerrahi operasyonun sonucundan da memnun olmazlar.Kişi hastalığının psikolojik kökenli olduğunu genellikle kabul etmediği için teşhisi ancak bir uzman koyabilir.
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Sonforum'un önerileri

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 18:52


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2023

2007-2023 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog