sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > SOSYAL-OYUN-SİNEMA-MEDYA > Beyaz Perde Güncel
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi


Beyaz Perde Güncel Beyaz perdeden haber ve yorumlar,sinema eleştirileri bu bölümde.Kısaca sinema ile alakalı herşey

Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 01-27-2009, 15:56   #1
Kullanıcı Adı
Hasret
Standart Duygu verirken duyguları sömürmedik

Tarık Akan'ı beş yıl sonra kamerayla buluşturan 'Deli Deli Olma' filmini yöneten Murat Saraçoğlu: Biz bir sevgi hikayesi çektik. Duygu yoğunluğu çok yüksek bir film ama duyguları sömüren bir durum yok!.

Kars'ta çekilen ve 17 Nisan'da vizyona girmesi planlanan 'Deli Deli Olma' filminin başrol oyuncusu Tarık Akan, "Sevdiğim bir iş gelmediği için beş yıldır film çekmiyorum. Bu senaryoyu ilk okuduğumda çok sevdim. Biz çok doğru bir film çektik... Bir sevgi hikayesi anlattık" dedi. Yönetmen Murat Saraçoğlu ise Malakan kültürü üzerinden yansıtılan hikayenin; 'duygusal ama duygu sömürüsü yapmadan' aktarıldığını vurguladı. Filmde oğlu Barış'la kamera karşısına geçen Tarık Akan, 'Deli Deli Olma'nın çekim sürecini Murat Saraçoğlu'yla birlikte anlattı.



FİLMDE HİÇ HATA BULAMAZLAR
* Bu projeden önce Rusya'dan Kars'a göçe zorlanan ve burada asimile olan Malakanlar'la ilgili bilginiz var mıydı? Senaryoyla birlikte mi araştırmaya başladınız konuyu?
TARIK AKAN:
Bir oyuncu olarak bir konuyu ele aldığım zaman köküne kadar inmek, araştırmak benim görevimdir. Araştırmalarla çok malzeme çıkarıyorum kendime. Bu filmde de öyle yaptım... 'Malakan' sözünü Kars'a gittiğim zamanlarda duyardım ama çok fazla üstünde durmazım. Bu senaryoyla birlikte Malakanlar'ın saçından ayakkabısına kadar bütün renklerini ben çıkarttım. Filmi seyreden bir Malakan, bu filmde asla bir hata bulamaz. Bu konuda çok iddialıyım!
MURAT SARAÇOĞLU: Senaryoyla birlikte daha detaylı araştırdım Malakanlar'ı. Tabii ki 93 Harbi ve sonuçlarını gayet iyi biliyordum ama bu sosyal grupla ilgili araştırmalarım senaryoyla birlikte derinleşti. Hikâye bir yıldır elimdeydi zaten. Uzun zamandır işin ve konunun içindeyim aslında.

* Araştırmalarınıza nereden başladınız?
T.A.:
Malakanlar'ın arkalarında bırakmış oldukları önemli bir kültür var. Resimleri var ve Rusya'da hâlâ yaşayan Malakanlar var. Türkiye'de de Adapazarı tarafındalar. Kars'ta artık pek kalmamış. 1962'de göndermişiz onları. Şu anda dünyadaki Malakan sayısının 3 milyon olduğu söyleniyor. Biz Türkiye'de kalanları bulup, konuştuk. Onlardan çok bilgi, malzeme, resim aldık.

PİYANO YOLCULUĞUNUN HİKAYESİ
* Neden bugün halen var olan azınlık kültürlerden değil de, olmayan bir Malakan kültürü üzerinden hareketle bir Kars filmi çekiliyor?
M.S.:
Filme hikâye bazında bakarsak bir adam ve bir kadının piyano yolculuğunun hikâyesini anlatılıyor. Birarada yaşama duygusu, insan sevgisi, yalnızlık gibi birçok duyguyu barındırıyor içinde. Bu senaryoyu yazan arkadaş Karslı. Oradaki atmosferi iliklerine kadar hissederek yazmış.
T.A.: Türkiye'nin her yerine dışarıdan çok fazla akımlar girmiştir. Kars tarafından Malakanlar, diğer yerlerden Araplar, Ermeniler, Azeriler... Anadolu varolalı beri, farklı kültürlerin çok önemli bir geçiş yeri olmuştur. Her filmin bir duygusu vardır. Bu film ağırlıklı olarak gerçek bir sevgiyi anlatıyor. Sevgisizlik üzerine kurulu bir film yoktur. Bu sevginin konusu; Malakanlar ve Karslılar. Biz de bu sevgiyi çok güzel anlattık. Malzememiz de Anadolu insanı oldu.

* 'Bugün yoklar ama anılarını sevelim' sonucunu mu çıkaracağız filmden?
T.A.:
Aslında o da var. Burada Türkiye'nin azınlıklara karşı politikalarının yanlışlığı da söz konusu. Şayet bizler 1962 yılında binlerce Malakan'ı Rusya'ya göndermemiş olsaydık; Kars, Erzurum, Ardahan, Hopa coğrafyası bugünkü görünümünden on kat daha güzel bir görünüme sahip olurdu. İnsanlar daha refah ve hoş yaşardı. Tabii bugün yaşamadıkları için bunu ispat edemeyiz, sadece iddia edebiliriz. Ama onların bırakmış olduğu bir kültür var ve bizler de bu filmle 'Buyrun beyler gözlerinizi açın' diyoruz. Çok doğru bir şey anlatıyoruz. Bunu bizzat yaşayan birinin elinden çıkmış bir hikâye ile azınlık kültürlerin güzelliklerini sevmeyi anlatıyoruz. İnsanların birbirini sevmesini anlatıyoruz...
M.S.: Duygu yoğunluğu çok yüksek bir film ama bu yoğunluk içinde insanların duygularını sömüren bir durum yok. Biz oyuncularda da buna çok dikkat ettik. Duyguları sömürmemeye çalıştık. Filmde var olan duygunun gerçeğini vermeye ve seyirciyi buna inandırmaya çalıştık. Bunu çok doğru yaptığımıza da inanıyorum...
Hasret isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Sonforum'un önerileri

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 18:05


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2025

2007-2025 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı