|
SonForum Muhabbet Arkadaşlarınızla içinizden geldiği gibi sohbet edebileceğiniz bölüm ,sıkıntılarınızı sevinçlerinizi paylaşmaya bire bir .Sadece üyelerimiz bu bölümü görebilirler. |
Seçenekler | Stil |
01-05-2009, 23:41 | #1 |
Bir taş Birde Sapan...Sen Agla Filistinli kiz
Ağlaki yıkanır belki gözyaşlarınla Kaskatı kesilmiş ruhum Ağlaki belki dize gelir Senden bi haber şuhum... En merhametli sihahındır Bir taş birde sapan. Vurduğun gözyaşındır Seni kahraman yapan. Ağla filistinli kız ağla Ne olur susma! bizim yerimizide ağla. Biz unuttuk kardeşlerimizi Kendi derdimize düştük pek âlâ... Ama sen unutma bizim merhamet köşemizi Yağmurlar yağdırırcasına ağla. Senin tek damla gözyaşın Rahmanın katında biçilmez pahayla... dranaz |
|
|
|
01-05-2009, 23:51 | #2 |
Bir damla gözyasina Bin damla kanim feda Aglama Akmasin gözyaslarin Akacaksa bile sevinçten aksin Kalbin mutluluga kansin Aglama Sen gülümsün, baharimsin Hep gülmeye layiksin Aglama Birak benim kanim aksin Son damlasina kadar Senin ugruna Yeterki sen aglama Aglama Kudüslü cocuk |
|
01-05-2009, 23:59 | #3 |
Sensiz parlayan yıldızlarla Bitmek bilmeyen yalnızlığımla Sana geldim bu gece anne. Islak gözlerimle , Yağan yağmur tanesiyle , Senin gül tenini Toprakta koklamaya geldim anne. Sakın üzülme üşüyorum diye Hiç yağmur tanesi anne yüreğinde üşür mü anne ? Sensiz ısıtmayan güneşle , Özlemini yüklediğim yüreğimle , Üşüyen ellerine dokunmaya geldim anne. Toprağında biten dikenleri Karla örtmeye geldim anne. Sakın üzülme anne Heybeme beyaz karları yükledim diye. Sakın kederlenme anne Gözlerimde ayazları görüp üşüyorum diye. Hiç kar tanesi ana yüreğinde üşür mü anne ? Sensiz kuruyan güllerimle, Her nefesimde Sana ağlayan gözlerimle , Çiceklerin açtığı Yüreğinde ağlamaya geldim anne. Baharların konakladığı saçlarına Cennet kokulu avuçlarına Çicek kokulu nefesimi vermeye geldim anne. Sakın üzülme anne Ölümün koynunda geziniyorum diye Hiç annesine kavuşacak evlat Ölümde üşür mü anne ? |
|
01-06-2009, 00:01 | #4 |
Bağışlayın beni! Kenarlarında renkli çiçekler olan mektup kağıtlarına yazmak isterdim. Kelebek kanatları boyamayı, Kuşların ötüşünü dinlemeyi, Hatta uçurtma uçurmayı da öğrenebilirdim. Bağışlayın beni. Top ateşleri, bomba gürültüleri arasında doğdum ben. Yaşım 13. Ninniler yerine, makinelilerin takırtılarıyla büyüdüm. Renklerden ilk önce, kan kırmızısını tanıdım. Çiçeklerden önce, ölülerin arasında dolandım. Hiç saklambaç oynayamadım kelebeklerle. Üç yaşımdayken, en büyük abimi, sekizimdeyken, ortancayı kaybettim. Babamı ellerini bağlayarak götürdüklerinde dokuzundaydım. Gömdüğümüzde onumda. Ablam 15’inde terk etti evi. 15’inde kızlar okula gider. 17’sinde dantel örer. Çeyiz sandığı düzer. Bizim burada 15’inde kızlar savaşa gider. Seçme hakkı tanımaz zorbalar bir genç kız olsan bile sana. Ya evinde oturup ölümü bekleyeceksin. Ha bugün, ha yarın diye diye yaşarken öleceksin. Ya da… Ölümlerin ateşinden sesleniyorum size duyuyor musunuz? Filistin’im ben anlıyor musunuz? Ama yine de yaşıyorum işte. Çünkü kanlı topraklarda büyürken yaşamayı… Çiçek boyamayı değilse de, mezar taşlarında çiçek büyütmeyi… Kelebek kovalamayı değil ama, tüfek tutmayı öğrendik. Sokak aralarında mermi kovanlarından oyuncak yaptık. Patlamamış el bombaları topladık. Mayınların üstünde sek sek oynadık. Bu kadar nefret, bu kadar acı arasında yaşamayı… Karanlıklar arasından güneşe bakmayı becerdik. Onun için kocaman ve karadır gözlerimiz. Onun için hâlâ sımsıcaktır, düşmana taş atarken nasırlaşan minik ellerimiz. Evimizi yıktılar dün. Bir baştan bir başa mahallemizi yaktılar. Mermi kovanlarıyla misket oynarken biz, üzerimize bombalar attılar. Üç arkadaşım can verdi. Üç küçük çocuk. Bağışlayın beni, kurtaramadım! Sarkmıştı omzumdan aşağı kanlı kolum, uzatamadım. Elim düştü yere, kolum çaresiz… Kanlarımız karıştı birbirine, arkadaşlarım sessiz. İşte orada kankardeş olduk biz. Gözlerim karardı önce. Başım döndü. Ama uyumak istemiyorum. Uyursam arkadaşlarım bu dünyadan göçer diye korkuyorum. Bağışlayın beni! Tutamadım kendimi. Yapıştırmadım alnıma, açık dursunlar diye gözbebeklerimi. Kaybettim kan kardeşlerimi. Yaşım 13. Burada çocuklar çocuk olmaz. Bebeler bile yaşamak için beşikten siper yapar. Çünkü İsrail denilen zorbanın Amerikan bombaları, beşiklere bile mezar kazar. Ölümlerin içinden büyüyorum. Minicik yüreğimle, ateşlerin arasından, öfkeyle geliyorum. Dudaklarımdan dökülen özgürlük türkülerini duyuyor musunuz? Filistin’im ben anlıyor musunuz ONUN GÖNLÜ HEP SONBAHAR |
|
01-11-2009, 13:18 | #5 |
teşekkürler hasret.
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|