08-17-2010, 12:57 | #1 |
** Aşk Senfonisi **
Sema göklere merdiven dayamaktır Sema sevgilide fani olma gayretidir. Sevgiliye olan naz ve niyazdır. Pervanenin ateşe uçmak için sıçramasıdır. Ney ise âşıkı sarhoş eden bir iksirdir. Bir aşk masa-lıdır sema, ney kendi dilinde bu masalı anlatır. Sema aslından uzak düşen bir canın kıvranışını, çırpınışını ifade eder. Semazene, aynı dertten muztarip olan ney eşlik eder. Ney ve semazen birbirlerini en iyi anlayan iki dostturlar. Semazenin yüreğini oyan aşk ateşiyle neyin içini oyan aynı ateştir. Ayrılığı en çok onlar yaşamıştır. Ney kamışlıktan, asli vatanından ayrılmış can da mutlak varlıktan ayrı düşmüştür. Ve o ayrılan mekâna doğru çeken İlahî bir tılsım vardır. Aşıkların senfonisi Ney bir aşk senfonisidir. Öyle bir aşkın senfonisidir ki: "Eritir, harap eder, helak eder, çıldırtır." Sema âşıkların gıdasıdır. "Semada sevgiliyle buluşma hali vardır." diyen Mevlana "Hal ehlinin gönüllerini sevgi arıtır." demektedir. Semaya giren dünyadan çıkar. Aşkın kollarını boynuna dolaması sonucu semazen sema ederek aşkı kucaklar ve bağrına basar. Sema sevgilide fani olma gayretidir. Sevgiliye olan naz ve niyazdır. Pervanenin ateşe uçmak için sıçramasıdır. Mevlana'ya göre neyin çıkardığı sesler İlahî aşkın ateşleridir. İçine üfürülen maddi soluk değildir. Bir kimsede bu ateş olmazsa o yok olsun daha iyidir. Ney çevreye aşk ateşleri saçmaktadır. Sema mana alemine uçuş Ney mürşid-i kamildir. Kuşlara uçmayı öğreten bir üstaddır. Neyin sesi kişinin Rabb'isiyle arasında olan perdeleri yırtar kulun aşık olduğu Allah'ı seyretmesini temin eder. Ney yerinden ayrı düşmüş olan herkesin dert arkadaşıdır. Onun ses perdeleri bizim hicaplarımızı yırtmıştır. Mevlana'ya göre sema; "Kendinden geçmek ve Hakk'a vasıl olmak suretiyle "Bela" sesini işitmektir. Gömlekten Yusuf'a vasıl olma kokusunu duymak suretiyle Yakub'un derdine deva olmaktır. Allah'la bir olma zamanını yakalama sırrıdır. Sema maddî âlemden mana âlemine bir yolculuk bir dalıştır. Sema güzellikler senfonisi, bir temaşa abidesidir. Ney ayrılığın türküsünü, ağıtını yakar. Güneşin sıcaklığının tesiriyle denizden uçan buharlar havada bulut olur. Sonra dağlara ovalara yağmur halinde düşerler. Bundan çaylar, dereler, ırmaklar, nehirler oluşur. Fakat oradan buradan, yakından uzaktan toplanıp çıktıkları yer olan denize kavuşurlar. Nehirler ırmaklar, dereler, taşarak coşarak denize kavuşuncaya kadar dert ve hicranla feryat eder dururlar. Aynı derdin feryadını Yunus "Beni bir dağda buldular/Kolum kanadım kırdılar/Dolaba layık gördüler/Derdim vardır inlerim" şeklinde ifade ederek dağların duygularına tercüman olur. Ney ayrılığa isyandır Sema "Gene gel gene, ne olursan ol, ister kafir ol, ister ateşe tap, ister puta, ister yüz kere tevbe etmiş ol, ister yüz kere bozmuş ol tevbeni, umutsuzluk kapısı değil bu kapı, nasılsan öyle gel" seslenişiyle bütün gönüllere bir kucak açmadır. Sema semadaki ay gibi güneş gibi dünya gibi olmak onların dillerince onların hallerince bir niyazdır. Sema "medresem dünyam tekkem âlem" diyen mana erinin aşkında doruğa ulaşmasıdır. Ney ayrılığa isyan borusu çalış, sema sessiz bir başkaldırıştır. Sema varlıktan yokluğa geçiş, kozayı yırtıp kelebekleşmedir. Ney'e üflenen her nefes aşığın ateşine üflenen bir soluktur. Üflendikçe ateş artar ve kabına sığmaz. Eriyen âşık semayla öteler ötesine yükselir. Sema bir şeb-i arustur ney de bu düğünü ilan eder. Sema göklere merdiven dayamaktır, âşığın miracıdır. Sema aşkından sarhoş olan âşığın mecnunlaşmasıdır. Sema eden semazen başta nefsi olmak üzere her şeyi ayaklar altına alır ve döne döne bunları çiğner. Sema aşkın yürümesidir. Aşk yürümeye başlayınca her şey onun ayaklarına serilir. Sema "bana seni gerek seni" ifadesinin pandomimidir. Ney şekli ile elif gibi vahdeti temsil eder, sema da iki iken bir olmak, vahdet-i vücuda ulaşmaktır. Sema her şeye gözleri kapamak bir şeyde her şeyi görmektir. Âşık için ney bir bahanedir, her ses sevgiliden bir davettir, sema bu davete icabettir. Sema sevgiliye bir dilekçedir Ney sevgilinin kapısının zilidir, musikinin tesbihidir, sema döne döne bu kapıyı ısrarla çalmaktır. Sema sevgiliye duyulan kara sevdanın tüm siyahlıklardan arınmış saf halidir. Sema ateş denizinde sevgiliye yelken açmaktır. Sema aşk rüzgârının sesi, sema bu rüzgâr önünde kuru bir yaprak olmaktır. Ney âşıkı sarhoş eden bir iksir, sema İlahî sarhoşluk halidir. Ney bir ateş, sema ateşten gömlektir. Sema yandıkça eriyen bir mum, ney bu mumun yanan fitilidir. Ney aşkın tecellisi, sema buhar olmaktır. Velhasıl ney aşkın özü, özeti, sema sevgiliye beyaz bir dilekçedir. HÜSEYİN ÖZCAN |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|