04-03-2009, 01:26 | #1 |
469 yıllık mesir macununun öyküsü
A.A
.ExternalClass .EC_hurriyet2008-detailbox-newslink{font-family:Arial, Helvetica, sans-serif;font-size:13px;font-weight:bold;text-decoration:none;color:#000000;}.ExternalClass .EC_hurriyet2008-detailbox-newslink:hover{font-family:Arial, Helvetica, sans-serif;font-size:13px;font-weight:bold;text-decoration:underline;color:#990000;} Osmanlı padişahlarından Yavuz Sultan Selim'in eşi, Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Ayşe Hafsa Sultan'ın iyileştirilmesi için dönemin ünlü hekimi Merkez Efendi tarafından 41 çeşit baharat karıştırılarak elde edilen mesir macunu 469 yıldır üretiliyor. Manisa'yı Mesiri Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık, yaklaşık 500 yıllık geçmişe sahip mesir macununun dünyada eşine az rastlanan geleneklerden olduğunu belirterek, dernek olarak bu geleneği devam ettirdiklerini kaydetti. Mesir macununun Manisa protokolü tarafından yıllarca bavul ticaretiyle yurt dışına çıkarıldığını ifade eden Tanık, geleneği sürdürmek adına elde üretim yapmaya devam ettiklerini söyledi. Tanık, ne kadar üretim yapılırsa o kadar pazara sahip olunması gerektiğini belirterek, şöyle konuştu: “Mesir macununu yurt dışına ihraç etmek istediğimiz zaman dünyada gıda standartlarına yönelik birtakım çalışmalar var. Biz de dernek olarak bu standartlara uymak zorundayız. Mesela şimdi mesir macununu elde üretiyoruz. Bu mesir macunu Manisa'da imalathanemizde 15 kadın işçinin elinden çıkıyor. Elde yapıldığı için yapılabilecek günlük üretim bellidir. Ne yapmak lazım, çikolata ambalajlarında olduğu gibi makinede kenar kıvrımları tamamen kapanıyor. İhracata yönelik yapılacak üretimde bu teknoloji kullanılabilir. Yani mamul aynı ancak ambalajı tamamıyla daha kapalı. Avantajları da var, daha hijyenik ve sıcak havada da sızdırmaz olur. İhracat için ayrı bir üretim sistemi kurarak, bununla ilgili makine yatırımı da yapmayı düşünüyoruz. Ancak mesir geleneğinden derneğimiz hiçbir zaman vazgeçmeyecektir. Mesir macunumuzun da artık dışarıda aranan bir ürün haline geldiğini görüyoruz ve bu ürünümüzü dünyanın her yerine göndermek için belirli bir teknolojiyi de uygulamamız gerekiyor.” Tanık, her yıl 21 Mart nevruz günü başlayan temsili karma törenini takip eden hafta sonunda düzenlenen saçım töreniyle Mesir Festivali'nde final yaptıklarını ifade etti. Derneğe ait imalathanede görevli 15 kadın işçi tarafından mesir macununun imal edildiğini kaydeden Tanık, mesirin kadınlar tarafından kaynatılmasından kesimine ve paketlenmesine kadar elde yapıldığını, teknoloji kullanılmadan aslına sadık olarak üretildiğini söyledi. Bu geleneği bozmadan sürdürmek istediklerini bildiren Tanık, şunları kaydetti: “Saçım dışında piyasaya satışa çıkan ambalajlar, güne uygun şekilde paketlenerek tüketiciye ulaştırılıyor. En büyük özelliğimiz bu geleneği yaşatmak ve bu inanışı sürdürmektir. Derneğimizin kuruluş amacı da budur. Bu olayı ticari olarak düşünmüyoruz. Ticaret ikinci planda yer alıyor. Yıl içinde piyasada satılan mesir macunlarından elde edilen gelirlerin tamamını da Mesir Şenlikleri başta olmak üzere Manisa'nın tanıtımında kullanıyoruz.” Bu yıl kutlanacak 469. Mesir Festivali'nin yerel seçimlere denk gelmesi ve seçim yasakları nedeniyle yeteri kadar coşkulu olmayacağını düşündüklerini ve festival tarihini ertelediklerini bildiren Tanık, sadece karma töreninin yapıldığını, festivalin ise 20-26 Nisanda yapılacağını söyledi. “MESİR MACUNUNUN BAŞKA ŞEKLİ OLMAMALI” Bu yıl yenilik olarak mesir lokumu ürettiklerini söyleyen Tanık, lokumu otantik olarak ahşap ambalajda sunduklarını belirtti. Mesir lokumunun mesir macunuyla özdeşleştiğini, şekil olarak da üretimde sakınca görmediklerini kaydeden Tanık, mesir lokumunun içine mesir macununda yer alan baharatları koyduklarını söyledi. Bu baharatları kullanarak şeker veya içecek de yapılabileceğini ancak bunun geleneğe gölge düşürebileceğini savunan Tanık, şöyle konuştu: “Macunu geleneğinde eskiden olduğu gibi sunarak çok iyi anlatmamız gerekiyor. Ama macunun çeşitlendirilmesinde birtakım yenilikler düşünülebilir. Eskiden sadece çubuk şeklinde saçım mesiri yapılıyordu, oysa şimdi küçük boyda ve kavanozda kaşıkla bal kıvamında yiyebileceğiniz şekliyle de üretiyoruz. Tüketimini kolaylaştırmak amacıyla tüpünü yapıyoruz. Ancak bu ürün çeşitlerimizin hepsi kendi tekniği ve geleneği içerisinde yapılıyor. Dernek olarak mesiri çok fazla şekil ve ürün çeşidi olarak üretmek istemiyoruz.” MESİR MACUNUNUN TARİHÇESİ 1522 yılında Yavuz Sultan Selim'in eşi, Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Ayşe Hafsa Sultan hastalanınca, dönemin ünlü hekimi Merkez Efendi, 41 çeşit baharatı karıştırarak elde ettiği ürünü Sultan'a yedirdi. Bir süre sonra iyileşen Ayşe Hafsa Sultan, bu macunun her yıl aynı dönemde üretilerek halka saçılmasını buyurdu. Bunun üzerine her yıl nevruz günü 41 çeşit baharat karılarak hazırlanan mesir macunu, Manisa'daki Sultan Camisi'nin kubbe ve minarelerinden halka saçılıyor. Minare ve kubbelerden saçılan ve şifalı olduğuna inanılan mesir macununu kapabilmek için Türkiye'nin çeşitli illerinden Manisa'ya gelerek Sultan Meydanı'nda toplananlar ilginç görüntüler oluşturuyor. 41 ÇEŞİT BAHARAT 469 yıldır içeriği bozulmadan hazırlanan mesir macununun içinde şu baharatlar bulunuyor: Tarçın, karabiber, yeni bahar, karanfil, çörek otu, hardal tohumu, anason, kişniş, zencefil, tarçın çiçeği, zerdeçal, HİNDİSTANcevizi, rezene, kebabiye, sinameki, sarı halile, vanilya, darıfülfül, kakule, havlıcan, zulumba, hıyarşembe, safran, iksir, kimyon, galanga, çam sakızı, mirsafi, meyan balı, şamlı şaşlı, limon kabuğu, kremtartar, zağfiran, udülkahır, çöpçini, eskir, tiryak, ravend, limon tuzu, tekemercini tohumu, günbalı. |
|
|
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|