sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > TARİH - KÜLTÜR ve SANAT > Aşk, Sevgi ve Evlilik
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi Forumları Okundu Kabul Et


Aşk, Sevgi ve Evlilik Aşk, Sevgi ve Evlilik ile ilgili herşey .

Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 11-04-2008, 03:48   #1
Kullanıcı Adı
..::duyguseli::..
Standart Yüz Güzelliği Mi, Huy Güzelliği Mi..?







Osmanlı Devleti’nin son devirlerinde yüksek mevkî sahibi memurlardan birinin, itina ile yetiştirdiği bir kızı; yine kendisi gibi üst kademedeki diğer bir memurun ise bir oğlu vardı. Aile büyükleri, bu iki değerli genci birbirlerine uygun gördüklerinden evlendirmek istediler. Neticede her iki âile de çocuklarını evlendirmek üzere aralarında anlaştılar. Önce söz, sonra nişan, derken sıra düğüne geldi. Düğün merasimi, gelinin gideceği konakta yapılmaktaydı.


O günün usûllerine göre, her iki genç, birbirlerini ancak düğün günü göreceklerdi. Gelinin babası duvağı kapalı olarak salona getirdiği kızını; kısa fakat mânâlı bir konuşma ile damada teslim etti. Kendilerine ayrılan bir odada, genç damat, müstakbel hayat arkadaşının duvağını açıp da yüz görümlüğünü taktıktan sonra ânî bir fenalık geçirerek yere düştü. Orada bulunan yakınlarından birkaç hanım, hemen damadı kaldırarak ayılması için gerekeni yaptılar.
Ayılıp kendine gelen damat ile gelini, kendileri için hazırlanan koltuklara oturtup, ferahlandıracak bir şerbet ikram ettikten sonra baş başa bıraktılar.

Gelin, üzgün ve mahzun söze başladı:



“–Muhterem beyefendi, sizin biraz önce geçirmiş olduğunuz hâlin sebebi, bence mâlum!.. Küçük yaşta geçirmiş olduğum ağır bir çiçek hastalığının yüzümde bıraktığı izler, bir ömür yüzüne bakmaya mecbur olduğunuz hanımınıza karşı size bir soğukluk ve sıkıntı verdi. Ancak bu benim elimde olan bir kusur değil. RABBİM, bu hâli bana lâyık görmüş, elimden ne gelir ki… Şimdi sizden istirhamım şu: Kırk gün evinizde bir misafir olarak kalayım. Bu müddetin sonunda, anlaşamadığımız gerekçesiyle evime döneyim. Bu konuda lütfen anlayış gösterin. Bu hâlden, ikimizden başka hiç kimsenin haberdar olmamasını bilhassa istirham ediyorum!..” diyerek, üzerindeki şahane gelinlik ve başındaki tacı ile gözleri yaşlı bir hâlde damadın ayaklarına kapandı.

Damat, ne diyeceğini şaşırmıştı. Gelini yerden kaldırarak yanına oturttu. Kapıldığı heyecan sebebi ile fenalaştığına gelini inandırmaya çalıştıysa da, genç kız düşüncelerinde kararlıydı.


Konaktaki düğün, âilenin şerefine uygun olarak bütün ihtişamı ile devam etmiş, fakat iki genç arasındaki bu hadise, büyük bir sır olarak kendi aralarında kalmıştı. Aradan günler geçmiş; genç gelin, başta kayınpederi ve kayınvalidesi olmak üzere, konağın içindeki hizmetkârlara varıncaya kadar, güzel ahlâkı, hizmeti, tevâzuu, davranışları ve konuşmaları ile herkesin kalbinde taht kurmuştu.
Günlerden bir gün, sabah saatlerinde damat beyin oda kapısı hafifçe vuruldu. Kırk gün tamamlanmıştı. İçeri giren, mahzun yüzünü büsbütün solgun gösteren siyah elbisesi ile gelin hanımdan başkası değildi. Kendisine konaklarındaki kırk günlük misafirliği sırasında gösterdikleri nâzik muâmele sebebiyle teşekkürlerini bildirerek, düğün günü aralarında alınan karar gereğince, kırk gün dolduğundan, evine dönmek üzere müsaade istemekteydi.


Ayağa kapanma sırası şimdi damada gelmişti; gözyaşlarını tutamayarak:

“–Muhterem hanımefendi, eğer siz beni beğenmediyseniz ve evinize dönmekte kesin kararlıysanız, ona bir diyeceğim olamaz. Ancak şunu bilmenizi isterim ki, siz benim için artık vazgeçilmez bir eşsiniz. Şunu bilin ki; havasız, susuz yaşarım, ama siz olmadan aslâ!.. Sizi tanıdıktan sonra başka bir hayat arkadaşıyla olmama imkân yok!..”

Bu ve benzeri sözlerle genç kızı ikna ederek kararından vazgeçirmek üzere yalvardı ve neticede muvaffak oldu.


İki değerli insan, ayrılmamak üzere birbirlerine kavuşmuş olmanın sevincini yaşadılar. Onların ömürleri, her gün yenilenen bir balayı olarak sürüp gitti.

Ve en önemlisi; aralarındaki bu sırrı, anlayabilecekleri çağa gelince çocuklarına açıkladılar. Böylece onlar da âile saadetinde gönül temizliğinin ve güzel ahlakın, her şeyden daha önemli olduğunun harika bir misalini bizzat görmüş oldular.
..::duyguseli::.. isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Sonforum'un önerileri

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 10:25


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2025

2007-2025 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı