Yokluğunda yanmaya alışmak…
Yana yakıla beklesem de seni, her an varlığına ölesiye ihtiyaç duysam da gururuma yediremiyorum bazen, olmayana bu kadar bağlılık koyuyor biraz benliğime. Gün oluyor sana çaresizce ihtiyaç duyuyorum, gün oluyor tamam diyorum insan kendi kendine yetebiliyormuş... Çaresizce, söylediğime kendim bile inanmayarak. Kalbimi kandırıyorum işte aklımca. Ama ne kalbim ne de beynim inanmıyor yalanlara… Dilim ve beynim tasdik ediyor ama gel gör ki kalbim… İçimin ta derinlerinde bir yer sızlıyor bazen, titretiyor kalbimi sancısı. Nedendir bilmem aklıma hep sen gelirsin böyle olduğunda. Sanki seni düşünsem, biraz ağlasam , biraz özlesem geçecek gibi geliyor.İşte yine öyle bir sancı ve yine sen; kalbimin içinde, beynimin içinde, cümlelerimin içinde kısacası hayatımın ta içinde…
Nerelerdesin ey kaderime yazılan? Kalplere bu hissi veren, bizi birbirimize yazan Allah hissettiriyordur belki bu zor halimi sana, ve ne kadar ihtiyacım olduğunu sana…
Gelsen… Otursan yanıbaşıma… Yaslasam başımı omuzlarına ve iç çeke çeke ağlasam sabahlara kadar… Sarılsam sana hem de hiç bırakmamacasına, doymamacasına… Yoksun ya yanımda şimdi tek başına sırtlamak zorunda kalıyorum tüm zorluklarını hayatın, ve işte böyle gücüm tükeniyor bazen… Yolumu şaşırıyorum bazen şu hayat yolculuğunda. Gelsen,elimden tutsan yolumu yoluna, elimi eline, kalbimi kalbine eklesen…
Gel ey gözlerimin görmek istediği; gel de şu yaralarımı sar. Kabuk bağlayamadı bir türlü yaralarım. Gel ki merhemi ol yaralarımın. Gel ki yoldaşı ol hayatımın, gel ki…
Canımı en çok acıtan ne biliyor musun? Yoksun, hala hayatımda bir sen yoksun. Sensizliği taşıdım bunca yıl hep yanımda. Yoruldum… İçimi acıttı olmayışın ama kimselere diyemedim. Çünkü biliyorum ki bu seninle benim aramda…