"Şimdi bahçede, ayaz - yemiş boş sıraların dışında kuşsuz bir saat kulesi kalmıştı, yapraklarını dökmüş bir atkestanesi, öğrencisiz bir basketbol alanı.
Her mevsimde aynı olan ulu bir çınar. Pusla beslenen bulutlar, kimi zaman aralarında kümelenip yardımlaşarak, kimi zaman tek başlarına kalmayı deneyerek yeni biçimlere değişiyorlardı. Durmaksızın. Bir ara güneş, son bir çabayla bulutların arasından sıyrıldı ama göğe ancak kendini çok andıran bir güneş resmi çizebildi."
Gündelik hayatın gerçeklerinde yaşayan ve gerçeği değiştirecek düşler kuran insanların öyküleri...
Tomris Uyar, Yaz Düşleri Düş Kışları ile okuyucularını gerçek ile düş arasındaki görünmez köprüden geçiriyor
Kitaptan Alıntılar:
"Kendi hikâyemi kendime anlatmaktan, durmaksızın aklımdan geçirmekten bıktım.Artık içimde eskiyor. Dısarı vuracak sözcükleri bulamıyorum.
Sizinle konusuyorum ya, bir yandan eski anılar kayıyor dilimin altından. Her seyi içice, karmakarısık, yasandığı gibi anlatmanın bir yolu bulunmadı mı?Hiç bekletmeden, dil altında eskitmeden? Sıralamalara gitmeden? Kendime tarafsızlık parantezleri koymadan?