03-16-2009, 00:28 | #1 |
Vesveseden muzdarip olanlar için..
Fısıltı hışırtı ve fışırtı gibi gizli ses fiskos. Kalpte meydana gelen şüphe tereddüt vehim kuruntu iç üzüntüsü nefis ve şeytanın meydana getirdiği iç karışıklığı anlamları için kullanır. Vesveseden kurtulmanın çaresi nedir? Zıddı tereddütsüz kararlı emin ve azimli olmak demektir (el-İsfahanî el-Müfredât İstanbul1986 819 vesvese mad). Vesvese kelimesi Kur'ân'da dört yerde geçmektedir. Şeytanın Cennette bulunan Âdem (a.s) ve Havva validemize nasıl vesvesede bulunduğu Yüce Allah tarafından şöyle haber verilmiştir: "Derken Şeytan çirkin yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldadı (vesvesede bulundu): - Rabbiniz başka bir sebepten dolayı değil sırf ikiniz de birer melek ya da ebedi kalıcılardan olursunuz diye sizi bu ağaçtan menetti" (el-A'raf 7/20). Bu âyette geçen vesvese kelimesi fısıldama şeklinde anlaşılmakta ve tercüme edilmektedir. Bir de şeytanın Cennete nasıl girdiği ve Âdem (a.s) ile Havva validemize nasıl vesvesede bulunduğu hususunda alimlerin farklı yorumları vardır. Bu hususta çeşitli görüşler ileri sürülmüştür (Geniş bilgi için bk. el-Maverdî en-Nuketü ve'l-Uyun Beyrut 1992 II 210). Kur'ân'ın başka bir yerinde Tâhâ sûresinin 120. âyetinde de şeytanın Âdem (a.s) ve Havva validemize yaptığı bu vesvese dile getirilmiştir. Vesvese ile ilgili diğer bir âyetin meali de şöyledir: "Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin ona ne vesvese verdiğini (fısıldadığını) biliriz. (Çünkü) biz ona şah damarından daha yakınız" (Kaf 50/16). Bu âyette de Yüce Allah'ın kudretine işâret buyurulmaktadır. O insanı yaratan yoktan var edendir. İnsanların gizli ve açık her şeylerinden haberdardır. İnsanın kalbinden geçirdiği vesvese ve düşüncelerin tamamına vakıftır. Nitekim Hz. Muhammed (s.a.s) bu âyetin tefsiri mahiyetinde açıklamada bulunurken; "Şüphesiz Yüce Allah ümmetimden olan kişilerin kalbinden geçirdikleri şeyleri söylemedikleri ve işlemedikleri takdirde affeder; günah olarak saymaz" diye buyurmuştur (Buharî Itk 6; İmân 15; Neseî Talâk 22; İbn Mâce Talâk 16). Başka bir âyette ise vesvese hakkında şu bilgiler verilmiştir: "De ki: Sığınırım ben insanların Rabb'ine insanların padişahına insanların ilâhına. İnsanlara kötü şeyler fısıldayan o sinsi vesvesecinin şerrinden. O ki insanların göğüslerine (kötü düşünceleri) fısıldar. Gerek cinlerden gerek insanlardan (olan bütün vesvesecilerin şerrinden Allah'a sığınırım)" (en-Nas 114/1-6). Burada geçen "vesvâs" kelimesi şeytan için kullanılmıştır. Yani bununla şeytan kastedilmektedir ve vesvese de onun eseridir. İnsana vesvese veren şeytan iki türlüdür. Biri cinlerden ve diğeri de insanlardan olan şeytanlardır. Bu şeytanlar insanların kalbinde vesveseyi meydana getirecek akıl ve fikirlerini çeler onları kötü emeller işlemeye sevkeder. Allah yoluna gitmekten insanlık gayesine ermekten alıkor. Nihayet din ve imandan çıkarır ebedi helâke sürükler. İnsanların kalbine fısıldayıp duran onları gaflete düşüren her şerrin başı olan vesveseyi meydana getiren herşey "hannâs" ve "vesvas" olarak kabul edilir (ez-Zemahşerî el-Keşâf Mısır 1977 VI 265 vd). Hiç şüphesiz şeytanın verdiği vesvese insanı imandan ve ibâdetten uzaklaştırır; fert aile ve toplumun hayatında çeşitli sıkıntıların meydana gelmesine sebep olur. Medine çevresinde badiyede yaşayan Müslümanlar koyun ve sığır kesip etini satmak üzere şehre getiriyorlarmış. Bu eti yemekten çekinen bazı Müslümanlar Hz. Muhammed (s-.a.s)'e giderek; "Ya Rasûlüllah! Bazı badiye halkı bize et getirip satıyorlar. Bunların hayvanı keserken besmeleyi söyleyip söylemediklerini bilmiyoruz" diye sormuşlar. Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.s) şu cevabı vermiştir: "Bismillah deyiniz ve sonra bu eti yeyiniz" (ez-Zebidî Sahihi Buhârî Muhtasarı Tecridi Sarih Tercemesi trc. Kamil Miras Ankara 1974 VI 354 vd). Rasûlüllah (s.a.s) bununla vesveseden uzak durmaya işaret buyurmuştur. Başka bir konu ile ilgili olarak Hz. Muhammed (s.a.s)'e şöyle sormuşlar: 'Ya Rasûlüllah! Birisi namaz kılarken abdestim bozuldu diye gönlünde bir vesvese hissederse bu kişinin namazı bozulur mu bozulmaz mı? Hz. Muhammed (s.a.s) bu soruya şu cevabı vermiştir: "Hayır. Bir yellenme sesi veya bir kokuyu duymadıkça namazı bozmaz" (ez-Zebidî a.g.e. VI 355). Burada da Rasûlüllah (s.a.s) vesveseden uzak durmayı abdestin bozulduğuna dair kanaat hasıl olmadıkça namazı bozmamayı tavsiye etmiştir. Fıkıh usulünde de vesvese kötü bir şey olarak kabul edilmiştir. Her şeyde tereddüt ve vesvese ile hareket edenin sözüne itibar edilmemiştir. Hz. Muhammed (s.a.s) vesvese ile hareket edenin talâkının geçerliliğini kabul etmemiştir (Buharî Talâk 11). Yani hanımını boşayıp boşamadığını veya söylediği sözler hakkında vesvese içinde olan bir kişinin talâkı (boşaması) geçerli kabul edilmemiştir. Görüldüğü gibi Kur'ân ve sünnette vesvese tasvib edilmemiştir. Bilhassa vesvese ile ilgili bütün âyetlerde vesvesenin şeytandan geldiğine işaret buyurulmuştur. Buna göre İslâm vesveseden sakınmayı istemiştir. Çünkü vesvese faydalı değil zararlı olan bir şeydir. vesveseye kapılan insan ibadetlerinde yanılır çeşitli hatalara düşer ve haz almaz. vesvese insanı yanlış ve batıl yollara saptırır. Hatta vesvesenin neticesinde insan akli dengesini bile kaybedebilir. Vesvese ve Stresin çaresi 1- Önce derdinizin tıbbı ilgilendiren yönünü uzman ve tercihen inançli bir doktora (çünkü ruh hastalıklârını tedavide inançlı doktorlar daha başarılı oluyor) sağlam bir teşhis yaptırın ve tavsiye edeceği tedavi yöntemini titizlikle uygulayın. 2- Günahlarınızâ tevbe edin sağlam bir tevbe ile affedilemeyecek hiçbir günahın olmadığını bilin. Bu arada annenizden babanızdan helallik ve dua isteyin. 3- Namazlarınızı kılmaya ve kılmadıklarınızı kaza etmeye başlayın; namazların arkasından çokça dua edin. 4- Hergün tekrarladığınız belli bir zikriniz olsun. Meselâ günde yüz defa manasını düşünerek "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah" deyin. Bu sıkıntılardan kurtulmak için Rasulullah Efendimizin (s.a.s.) öğrettiği mübarek bir duadır. Yine günde yüz defa "istigfar" yüz defa da "salatü selam" okursanız çok iyi olur. 5- Her cuma günü öğle namazının farzından sonra yerinizden kalkmadan yedişer defa "Ihlâs" "Felak" ve "Nas" surelerini okuyun. Bu sayede diğer Cumaya kadar Allâh sizi şerli ruhların şerrinden korur. 6- Her sabah ve her akşam üç defa manasını düşünerek "bismillahillezî lâ-yedurru me'asmîhi şey'un fi'1-ardı velâ fi's-semâ" duâsını okuyun. 7- Kimse kimsenin günahının cezasını çekmez: Ancak "belâ" okumak kötü bir iştir. Belâ okunan o belâya müstehak değilse "belâ" döner okuyanın başına gelir. Bu yüzden okuduğunuz belâlara tevbe edin size belâ okuyanlardan helâllık alın ve bir daha okumamaya çalışın. 8- Allâh'a güvenin. |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|