TÜSİAD'dan krize karşı 'ortak mücadele' çağrısı


Küresel krizin, dünya ekonomilerini derinden sarstığı ekim-kasım aylarındaki açıklamaları ile 'yangına körükle gidiyor' eleştirilerine hedef olan TÜSİAD tavrını değiştiriyor.


http://www.zaman.com.tr/haber.do?hab...cadele-cagrisi

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de katıldığı dünkü Yüksek İstişare Konseyi toplantısına sağduyu mesajları damgasını vurdu. Konsey Başkanı Mustafa Koç konuşmasına "Umutlarımızın kaygılarımıza baskın çıkmasını diliyoruz." sözleri ile başladı ve "Bu ülkede yaşayan her birey, toplumsal gerilim anlarında, tansiyonu düşürmeyi ulusal bir görev olarak görmelidir." dedi. TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ise "Türkiye tüm kurumlarıyla, dikkat, hassasiyet ve işbirliği içinde krizle mücadele eder ise, hızla krizden çıkabilecek ve yeniden yüksek büyüme oranlarına ulaşabilecek potansiyele sahip dinamik bir ekonomidir." ifadelerini kullandı. İçinden geçilen zor günlerin özel sektörün girişimciliği sayesinde aşılabileceğini belirtirken, "Yalnız krizi savuşturmak için değil, kriz sonrasına bugünden hazırlanmak için de çaba gösterirsek, ortamın izin verdiği ilk anda, tüm hızımızla yeniden ileri atılabiliriz." değerlendirmesinde bulundu. Yalçındağ ayrıca, Merkez Bankası'nın faiz indiriminin iç talebi can-landıracağını kaydetti.

TÜSİAD YİK Başkanı Koç, konuşmasında terörizmin ülkede oluşturmaya çalıştığı kışkırtma ortamına dikkat çekti. Ekonomik ve siyasal gerilimler sebebiyle 2009'da terör ortamının yükselebileceği uyarısında bulunurken, "Türkiye'nin başında bunca sıkıntı varken, bir de böyle bir toplumsal çatışma ile uğraşmak zorunda kalması büyük talihsizlik olur. Bu yüzden her birey, toplumsal gerilim anlarında, tansiyonu düşürmeyi ulusal bir görev olarak görmelidir." diye konuştu. 2009'da yapılacak yerel seçimlere de değinen Mustafa Koç, Türkiye'nin enerjisi ve kaynaklarını daha yararlı kullanabilmesi için siyasi tansiyonun yükseltilmesine izin verilmemesi gerektiğini kaydetti. Koç'a göre ülke gündemi toplumsal hedeflerle uyumlu olmalı. Ülkeyi rejim tartışmalarına sürükleyecek tutumlardan da kaçınılmalı. Koç, "Önümüzdeki zor yılda siyasetin izlemesi gereken akılcı rotanın en öncelikli unsuru, yerel seçimlere haddinden fazla anlam yüklememek olmalıdır. Siyasal çatışma ile toplumsal çatışma arasındaki ince duvarın yıkılmasına yol açacak eylem ve söylemlerden arınmış bir mücadele şeklini benimseme hususunda azami gayret sarf edilmelidir." tavsiyesinde bulundu. Koç, konuşmasında 'krizde 'bize bir şey olmaz' tavrında ısrar etmeyi ve 'günah keçisi arama' çabalarını da anlamakta güçlük çektiğini ifade etti. Krize karşı AB ve IMF gibi çıpalardan destek alınmasının önemine değindi.

'Kan kaybı acilen durdurulsun'

TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ise AB müzakere süreci, demokratikleşme ve ekonomik refomlardaki yavaşlamanın Türkiye'nin uzun vadeli büyüme dinamiklerine zarar vereceğini söyledi. Yalçındağ ekonomi yönetimine, krize karşı alınan önlemlerin etkilerinin izleneceği ekonomik aktörlerle istişare edilebilecek bir model oluşturulmasını tavsiye etti. "Bizim eksikliğini hissettiğimiz ve hükümeti uyarmaya çalıştığımız nokta işte bu olmuştur." diyen Yalçındağ, "Sanırız ekonomi yönetimi, mevcut krizi geleneksel bir arz şoku gibi değerlendirmiş ve krize yaklaşımını da bu bağlamda kurgulamıştır." eleştirisini yaptı. Krizden kaynaklanan kan kaybının bir an önce durdurulmasının şart olduğunu vurgulayan Yalçındağ'a göre 2 yıl üst üste büyümenin düşük kalması, ciddi istihdam kaybına yol açacak. TÜSİAD Başkanı, konuşmasının sonunda ise Türkiye'nin tüm kurumlarıyla dikkat, hassasiyet ve işbirliği içinde mücadele ederse hızla krizden çıkabilecek ve yeniden yüksek büyüme oranlarına ulaşabilecek potansiyele sahip dinamik bir ekonomi olduğunu belirtti. Yalçındağ, "Bu zor dönemi özel sektörün girişimciliği ve yaratıcılığı sayesinde aşabiliriz. Yalnız krizi savuşturmak için değil, kriz sonrasına bugünden hazırlanmak için çaba gösterirsek, ortamın izin verdiği ilk anda tüm hızımızla yeniden ileri atılabiliriz." dedi.

Cumhurbaşkanı: Kimsenin bencil davranmaya hakkı yok


TÜSİAD'ın onur konuğu olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ekonomik krizden çıkış için işbirliği, dayanışma ve özveri çağrısında bulundu. Gül, "Böyle dönemlerde hiç kimsenin bencil davranma hakkı yoktur. Çünkü nasıl o dalga istesek de istemesek de herkesi sarsıyorsa bu geminin içinde olan herkes de sarsılacaktır." uyarısında bulundu.

Gül: Geçmişteki hataları tekrarlarsak bizi kimse affetmez

TÜSİAD'ın Ankara'da düzenlenen Yüksek İstişare Kurulu Toplantısı'na onur konuğu olarak katılan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ekonomik krizden çıkış için taraflara işbirliği, dayanışma ve özveri çağrısında bulundu. Dünya ekonomisiyle bütünleşen Türkiye'nin krizden etkilenmemesinin mümkün olmadığını vurgulayan Gül, "Büyük dalgalar denizi dalgalandırırken tabii ki Türkiye gemisini de dalgalandırmıştır. Burada önemli olan, gemi sağlam mı, değil mi." dedi. Panik havası yaymanın da kimseye fayda getirmeyeceğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı, sürecin iyi idare edilmesi halinde Türkiye'nin krizden ilk çıkacak ülkelerden biri olacağını aktardı. Bu amaçla hep birlikte mücadelenin önemine değindi. İçinde bulunulan ortamda hiç kimsenin bencil hareket etmeye hakkı olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, "Çünkü nasıl dalga istesek de istemesek de herkesi sarsıyorsa, bu geminin içinde olan herkes sarsılacaktır. Onun için yapılması gereken şey, büyük bir işbirliğinin dayanışmanın ve hep beraber özverinin ortaya konulmasından geçmektedir." diye konuştu. Türkiye'nin 2001'de yaşadığı ve milli gelirin yüzde 25'inin kaybedildiği krizi hatırlatırken, "Bu kadar tecrübeleri görmüş bir ülke eğer aynı hataları tekrar yapacaksa o zaman bizi hiç kimse affetmez." uyarısında bulundu. Cumhurbaşkanı, geleceğin çok daha iyi olacağına yönelik inancını dile getirdi.

Abdullah Gül konuşmasında, AB müzakere sürecine de değindi. İlişkilerde Türkiye'nin dışındaki etkenlerin bahane olarak kullanılmasına karşı çıkan Cumhurbaşkanı, reform süreci ve mevzuat uyumuna yönelik çalışmaların sürdürülmesini istedi. Cumhurbaşkanı Gül, "Bırakın AB küçük düşünsün, kendi içinde tezata düşsün. Bu onların itibarını sarsar. Biz kendi işimize bakalım." açıklamasını yaptı. Türkiye'nin kendi yol haritasını belirlediğine dikkat çekerken, bütçe çalışmasından sonra Meclis'in genel kurul gündeminde bulunan AB mevzuatına uyuma yönelik 30 kanun tasarısının yasalaşması gerektiğini bildirdi. Ankara, Zaman