|
Köşe Yazıları Beğendiğimiz yada kendi yazdığımız köşe yazılarını paylaşabiliriz. |
|
Seçenekler | Stil |
|
04-09-2008, 18:32 | #1 |
Türkiye masaya oturmaya zorlanıyor
Türkiye masaya oturmaya zorlanıyor
Diyarbakır ve Batman olaylarının ardından İmralı'dan ve dışarıdan gelen yorumlara bakalım... "Olayların nedeni, devletin çözüm üretmemiş olmasıdır" görüşü mesajların ortak yönünü oluşturuyor. "Devletin çözüm üretmesi"nden kastedilen nedir? Öcalan'ın Türkiye'ye getirilmesi ve Avrupa Birliği süreciyle birlikte gündeme sürülen talepler "kültürel hakların tanınması" çerçevesinde tutuluyordu. Kürtçenin yasak olmaktan çıkarılması, Kürt kültürünün gelişmesine engel olunmaması, Kürtçe öğrenim ve yayının sağlanması gibi... Türkiye'nin AB süreciyle hızlanarak bu yönde attığı her adım sonrasında yeni talepler gündeme getirildi. Bu kez talepler siyasiydi. Kürt kimliğinin tanınması, anayasal ve yasal güvenceye alınması, Kürtçenin eğitim dili olması, genel af ilan edilmesi gibi... Hepsini kapsayacak şekilde de Kürtlerin Türklerle birlikte kurucu ulus olduklarının Anayasa'ya geçirilmesi... Masa talebi Bugün gelinen yeni aşamada PKK ve siyasi yandaşlarının dış dinamiklerden de yararlanarak Ankara'yı "masaya oturmaya" zorladığı söylenebilir. "ETA ve IRA" örnekleri verilerek PKK'nın silah bırakmasının koşulları için bu hedefin gözetildiği açıkça görülüyor. Bu yaklaşımın ilk kademesi "özerklik"ten başlıyor. ABD ve AB'nin sorunun sadece güvenlik sorunu olmadığı başka boyutlarının da bulunduğunu dile getirmeleri, Kuzey Irak'taki gelişmeler gibi dış faktörler de PKK'nın ve siyasi alandaki parti ve kuruluşların lehine bir ortam yaratıyor. Terörle mücadele Bu ortam içinde Diyarbakır ve Batman'daki olaylar PKK'nın yeni bir yönteme yöneldiğinin işaretlerini taşıyor. Özellikle cenaze törenlerinin bundan sonra kitlesel eylemlere dönüştürüleceği anlaşılıyor. Cenezeler ve çocuklar kullanılarak, güvenlik güçlerinin baskı altına alınmasının, buna uluslararası baskının da katılmasını sağlamanın hedeflendiği söylenebilir. Bu noktada Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) özel hedef olarak seçildiği görülüyor. TSK'ya başka nedenlerle itirazı olan, Türkiye'nin temel nitelikleriyle sorunu bulunan kesimlerin de -bilerek veya bilmeyerek- farklı gerekçelerle ama aynı amaca yönlendirildikleri de gözleniyor. Bu durum hukuki eksikliklerden daha etkili oluyor. Sivil itaatsizlik Diyarbakır ve Batman'da görüldüğü gibi, eylemlerde öne sürülen çocukların askere ve polise taş atmaları "intifada" görüntüsü veriyorsa da, durumu "sivil itaatsizlik" olarak tanımlamak yanıltıcıdır. Sivil itaatsizlik, pasif eylem biçimidir, şiddet barındırmaz. Yaşananlar ise, sivil itaatsizlikten çok öte bir nitelik taşımaktadır. Önümüzdeki süreçte Diyarbakır'da ve Batman'da yaşananların, bu illerde dahil olmak üzere Güneydoğu ağırlıklı olmak üzere tekrarlanma olasılığı yüksektir. FİKRET BİLA |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|