|
Köşe Yazıları Beğendiğimiz yada kendi yazdığımız köşe yazılarını paylaşabiliriz. |
Seçenekler | Stil |
10-27-2008, 10:23 | #1 |
Türkiye’nin, “Saadet”e ihtiyacı var!
Evet, Türkiye’nin hem ultra mutluluk anlamında “saadet”e ihtiyacı var. Hem de siyasi parti anlamında “Saadet”e.
Saadet Partisi’nin yeni Genel Başkanı Numan Kurtulmuş, ayağının tozuyla, anamuhalet partisi olacak etkin bir siyaset anlayışını vaad etti. Gerçekten de, Türkiye’nin buna ihtiyacı var. Etkin bir siyasi muhalefete o kadar susadık ki... Siyasi iktidarı, eleştirileri ile doğru istikamete yönlendirecek bir muhalefet.. Yıkıcı değil, yapıcı bir muhalefet.. Temel hakların kısıtlanması için uğraş veren değil, daha fazla özgürlük isteyen etkin bir muhalefet! Bugünkü anamuhalefet partisi CHP’nin, şu an hangi konuda iktidara ciddi bir eleştirisi var, söyler misiniz? Varsa yoksa, dini kavramlarla ilgili olarak, insanların haklarını kısıtlamak için yapılan eleştiriler. Bizim bildiğimiz, iktidarlar baskıcı olur.. Muhalefet ise daha fazla özgürlük ister. Türkiye’de ise, düne kadarki tablo tam tersi idi. İktidar; biraz ağırdan da alsa, daha fazla özgürlük yanlısı.. Ana muhalefet ise, özgürlüklerin daha fazla kısıtlanması taraftarı! Umarım; muhalefetin düştüğü bu yanlış konumu, Saadet Partisi’nin yeni genel başkanı, tersine çevirir.. Muhalefeti, esas durması gerektiği noktaya çeker; “temel haklar konusunda, iktidarın icraatını yetersiz bulan” ciddi eleştirileri, Numan Bey’in Genel Başkanlığı ile birlikte müşahade ederiz. “Saadet Partisi’nin kaç milletvekili var ki” diye itiraz edenler olabilir!. Bu iş, milletvekili ile olmaz, yürek ile olur. AKParti’nin 330 milletvekili var.. Ama karşısındaki 9 mahkeme üyesine, söz geçiremiyorlar işte.. 330 milletvekili, TBMM içindeki ağırlıklarını gösterip, 100’ün altına inen CHP’ye, gerekli dersi veremiyorlar.. Bir zamanlar Necmeddin Erbakan Hoca’nın, 24 milletvekili ile yaptığı icraatı, bugün 330 milletvekili ile yapamıyorlar.. Laf olsun diye yazmıyorum bunları.. Somut örnek de vereyim size.. Daha önce de kısaca değinmiştim.. Kendi başımdan geçen, birebir içinde olduğum bir olay.. Yıl 1973.. Ortaokula başlayacağım. Ama, askeri muhtıra sonrasında, İHL’lerin orta kısımları, normal ortaokul haline dönüştürülmüş. Meslek dersleri kaldırılmış. “İHLhavası soluyalım da, varsın meslek dersleri olmasın” düşüncesi ile, İHL’nin orta kısmına kaydoluyorum. O yıl, MSP-CHPkoalisyon ortaklığı gerçekleşiyor. Eğitim yılının hemen hemen başı.. 24 milletvekili olan Necmeddin Erbakan, gelecek seneye falan tehir etmeden, hemen o yıl, İHL’lerin orta kısımlarını açtıran kararı hükümete aldırıyor. Düşünün, askeri muhtıra ile ortaokulun kapatılmasının üzerinden daha bir yıl geçmiş.. Senin sadece 24 milletvekilin var.. Ve hemen o yıl, hatta yılın sonunu da beklemeden, ikinci yarıyıl başlamak üzere, hemen meslek derslerini ortaokula koyduruyorsun! Bir bu icraata bakın. Bir de bugünkü AKParti’nin çekingen icraatlarına. AKParti kurmayları, şu savunmayı yapabilirler: “Görmüyor musunuz Anayasa Mahkemesi’ni.. Çıkardığımız kanunları hemen iptal ediyorlar!” Görmesine görüyoruz tabii. Ama bu kısır çekişmeye, biraz da AKParti sebep olmuyor mu? Kararlılığını gösterse, “Anayasa Mahkemesi’nin yapısı dahil, her şeyi masaya yatırıyoruz. Sonu neye varırsa varsın, aklın emrettiği, objektif tüm değişiklikleri yapıyoruz” desin, tartışmayı başlatsın.. Fransa’da, Almanya’da, Hollanda’da, Avusturya’da, Amerika’da nasıl ise, Anayasa Mahkemesi’nin yapısı, koysun hepsini önümüze.. Sonra da, “İstemezükçü takım, buyursun, arzu ettiğini seçsin” desin.. “O da olmaz, bu da olmaz.. Türkiye’nin özel durumları ..” deyip, hikâye mi okuyacaklar? “Ben teklifimi sundum, bundan sonrası ‘Zırtooo! artık” deyip yollarına devam etsinler. “Fransa’dakini istemiyorsunuz,Almanya’dakini istemiyorsunuz, Hollanda’yı, Amerika’yı istemiyorsunuz. Siz ne istiyorsunuz peki?” deyip, gereken değişikliği yapsınlar.. “Ama darbe olur. Temel yapı değiştirilmek isteniyor gerekçesi ile asker yönetime el koyar!” Haydi oradan!.. Çok dinledik biz, bu mavalları.. Ne olacaksa olsun artık.!. Darbe yapacak birileri varsa, buyursunlar yapsınlar.. Şu an yaşananlar, darbe döneminde yaşananlardan daha mı iyi sanki? Başörtü ile okuyamazsın. Kur’an Kursu’na gidemezsin. Memursan, namazını vaktinde kılamazsın. Ama “Darbe olmadı ya!” diye sevindirik olursun! Böyle bir ülkede, darbe yok mu sayıyorsunuz siz? İşte, 330 milletvekiline rağmen, “Yapılacak bir şey yok” havasına mahkûm edilmiş AKPartililer de, belki Numan Kurtulmuş başkanlığındaki Saadet’in muhalefeti ile kendilerine çeki-düzen verirler.. Kimbilir belki de bu vesile ile, sadece iktidar değil, muktedir de olurlar! Ali Karahasanoğlu Vakit |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|