01-02-2013, 18:16 | #1 |
türk tarihinin kadın kahramanları
türk tarihinin kadın kahramanları
türk tarihinin kadın kahramanları Tarihte Kahraman Türk Kadınları NENE HATUN 1857-1955 Erzurumun Pasinler ilçesine bağlı Çeperler Köyünde dünyaya geldi.Henüz 20 yaşında bir gelinken 1877-1878 yılları arasında yapılan Türk-Rus Savaşında (93 Harbi) Aziziye Tabyasını sopayla,taşla, kazma, kürekle savunanlara katılarak cesurca savaştı.Daha sonra oğlunu Çanakkale Savaşında şehit verdi. Kurtuluş Savaşı başladığında yaşı ilerlediği için cepheye gidip eskisi gibi savaşamadı. Atatürkü çok sever ve takdir ederdi. 1954 yılında 3. Ordu Müfettişi Orgeneral Nurettin Baransel Paşanın gayretleriyle kendisine “3. Ordunun Nenesi” ünvanı verildi. Cüzi de bir maaş bağlandı.1955 yılında anneler gününde “Yılın Annesi” seçildi. Erzurum manevraları sırasında Amerikan Generali Ridgway bu yüce insanın elini öptü. Nene Hatun bir kahramanlık ve analık sembolü olarak 98 yaşına kadar yaşadı. 22 Mayıs 1955te zatürre hastalığından vefat etti.Kabri, uğruna savaştığı topraklarda, Aziziye Şehitliğindedir. HALİDE ONBAŞI (EDİP ADIVAR) (1884-1964) İşgallerin ardından İstanbul'da yaptığı konuşmalarla halkı işgallere karşı uyandırmaya çalıştı.1919'da Sultanahmet Meydanı'ndaki mitingde yaptığı etkin konuşma sonrası hakkında tevkif kararı çıkınca, eşi ile birlikte Anadolu'ya kaçarak Kurtuluş Savaşına katıldı. İstanbul Hükümeti tarafından Mustafa Kemal ile birlikte hakkında ölüm kararı verilen altı kişiden biriydi. Mustafa Kemal onu Garp Cephesine tayin etti. Kendisine önce “onbaşı” , sonra da “üstçavuş” rütbesi verildi. Savaşı izleyen yıllarda Cumhuriyet Halk Fırkası ve Atatürk ile siyasal görüş ayrılığına düştü. 1917'de evlenmiş olduğu ikinci kocası Adnan Adıvar ile birlikte Türkiye'den ayrıldı. 1939'a kadar dış ülkelerde yaşadı. 1939'da İstanbul'a dönen Adıvar 1940'ta İstanbul Üniversitesi'nde İngiliz Filolojisi Kürsüsü Başkanı oldu, 1950'de Demokrat Parti listesinden bağımsız milletvekili seçildi. 1954'te istifa ederek evine çekilmiş ve 1964'te ölmüştür. Değerli yazarımız Kurtuluş Savaşını ve Türk kadınlarının mücadelesini anlatan ve Türk klasikleri arasına giren pek çok esere imza atmıştır. NEZAHAT ONBAŞI Eşini yitiren 70. Alay Komutanı Hâfız Hâlid Bey, 8 yaşındaki kızı Nezahat'ı kimseye emanet edemeyip, yanına almıştı. Küçük Nezahat Çanakkale cephesinde muharebe havasına alışmış, Alay İzmit'e nakledildiğinde talimlere katılarak mükemmel at binmesini, silah kullanmasını öğrenmiş ve 12 yaşında "onbaşı" rütbesini almıştı. Babasının yanında cepheden cepheye koşmuş, çarpışmalara girmiş ve 100'den fazla düşman askeri öldürmüştü. Nezahat Onbaşı 30 Ocak 1921 yılında T.C.nin İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmesi önerilen ilk vatandaşıdır. Bursa Milletvekili Operatör Emin (Erkul) Bey'in bununla ilgili önergesi şöyledir: "Büyük Millet Meclisi Riyâsetine, Muhtelif cephelerde, bilhassa son Gördes ve İnönü muhârebelerinde bilfiil çarpışmalara katılan ve her an askerleri teşcî eden 70. Alay Kumandanı Hâfız Hâlid Bey'in kerîmesi 12 yaşlarındaki Nezahat Hanım'a ilk İstiklâl Madalyası'nın verilmesini teklif ve bu teklifin hey'et-i umumiyenin tasdikine arz edilmesini ricâ ederim." Bu öneri TBMM de hararetle kabul edilmiş, ancak Kurtuluş Savaşının hengamesi içinde işleme konulamamış, daha sonra da kararın yerine getirilmesi unutulmuştu. Kendisi de hiçbir zaman ne "Madalyamı verin!" talebinde bulundu, ne de TBMM Başkanlığınca alınmış kararın yerine getirilmesi için müracaat etti.Nihayet karardan 65 yıl sonra 78 yaşında bir nine iken TBMMnin “Şükran Belgesine” kavuşmuştu ve bu duygulu anda gözyaşlarını tutamamıştı. ŞERİFE BACI 1921 yılı Kasım ayında İnebolu'ya önemli miktarda savaş malzemesi gelmiştir. Malzemenin bir an önce Kastamonu'ya iletilmesi gerekir. Cepheye gidemeyip de köylerinde kalan yaşlılar sakatlar, kadınlar, Menzil komutanlığının malzeme taşınması haberi üzerine kağnılarla yola çıkarlar. İnebolu'dan kağnılara yüklenen cephaneler Kastamonu'ya doğru yol alır. Bu cephane kollarında hep kadınlar vardır. Bunlardan biri de Şerife Bacıdır. Şerife Bacı top mermileri ıslanmasın diye kazağını mermilerin üzerine örtmüş, yavrusu ölmesin diye üzerine abanmış ve soğuktan ölmüştür, ama ölene kadar vücut sıcaklığını yavrusuna vermiştir. Bugün Kastamonu'da şanına layık güzel bir anıtı var (üstteki resim). Kastamonulular şehit Şerife Bacının adını her yerde yaşatıyorlar. FATMA SEHER ERDEN (ERZURUMLU KARA FATMA) 1888de Erzurumda doğdu. Subay Suat Derviş Bey ile evlenip Balkan Savaşına katıldı.I. Dünya Savaşında Kafkas Cephesine gitti.1919'daki Kongre günlerinde, Mustafa Kemal'le bizzat görüşebilmek için Sivas'a gitti.Bu görüşmenin ardından, Milis Müfreze Komutanı olarak Batı Cephesinde görevlendirildi. 300 kişiyi aşkın birliği ile Başkomutanlık Meydan Muharebesinde Mehmetçikle birlikte destanlar yazdı. Büyük Taarruzun ilk günlerinde General Trikupisin birliğine esir düşmüşse de, kaçarak yeniden Müfrezesinin başına geçmişti. Kahraman kadın Kurtuluş Savaşından sonra “üstteğmen” rütbesi ile emekli oldu. Emekli maaşını Kızılaya bağışladı. 1954 yılında TBMM kendisine yeni aylık tespit etti. HALİME ÇAVUŞ (KOCABIYIK) Kastamonuda doğan, anne-babasının “kızım gitme” şeklinde yalvarışlarını dinlemeden mücadeleye katılan Halime Çavuş, uzun yıllar Halim Çavuş zannedildi. Kurtuluş Savaşına giderken erkek kılığına girdi, erkek gibi traş oldu, saçını kazıttı ve kimseye kadın olduğunu söylemeden Türk askerinin arasına karıştı.Mühimmat taşımada birçok görev yaptı. Bir Düşmanın açtığı ateş sonucu bir ayağı sakat kaldı.Bir keresinde İneboludan cepheye cephane taşırken Mustafa Kemal Paşaya rastladı. Ancak rastladığı kişinin O olduğunu bilmiyordu (daha önce resmini bile görmemişti ki). Mustafa Kemal Paşa “Sen üşüyor musun böyle?” diye sordu. “Bey, 100 bin kişi kurtulacak. Ben öleceğim de ne olacak?” dedi. Paşa kafa kağıdını istedi. Verdi. “Sen kız mısın?” “Evet.” Gün geldi savaş bitti, ancak o ne asker üniformasını çıkardı ne de her sabah traş olmaktan vazgeçti. Savaş sonrası Mustafa Kemal tarafından Ankaraya çağrıldı. Ailesi önce korktu, Paşa Halimeyi neden çağırıyordu ki? “Gitme” dediler,o yine dinlemedi ...Kapıda yavere “Paşa hangisi bilmiyorum” dedi. Yaverin “soldaki ” demesiyle koşup elini öptü. Onun “ Seni yollamıyorum, bizim kızımız ol” önerisine “Annem babam beni bekler” şeklinde cevap veren Halime Çavuş, “Ben ana-babaya itiatli evlada saygı duyarım” diyen Mustafa Kemal Paşa tarafından çeşitli hediyeler verilerek tekrar evine yollandı ve kendisine maaş da bağlandı.75 yaşında hayata gözlerini yumdu. HAFIZ SELMAN İZBELİ Kastamonu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Kadınlar Kolu kurucularından ve Kastamonuda ilk kadın meclisi üyesi, sıkı bir Atatürk hayranı ve kendi deyimiyle bir “Cumhuriyet kadını”idi… Kurtuluş Savaşı sırasında Kastamonu daki kadınları toplamış, asker için çorap, kazak, fanila ördürüp cepheye göndermişti.Varlıklı bir aileden geliyordu. Asker Kastamonuya geldiğinde hepsini yolda karşılayıp doyurmuştu. Hep “Ben Cumhuriyetçiyim” dermiş. Savaştan sonra yeni baştan herkes gibi Türkçe harflerle okuma yazmayı öğrenmişti.Hafız Selman Hanıma milletvekilliği de önerilmişti. “Hafız olduğum için başımı açamam. Başımı açamayacağım için de milletvekili olamam” diyerek kabul etmemişti. Mustafa Kemalin Kastamonuya geldiği sırada İzbeli Konağını ziyaret ettiği ve karşılıklı kahve içtikleri söylenmektedir. GÖRDESLİ MAKBULE HANIM 1921de eşi Ustrumcalı Ali Efe ile birlikte Milli Mücadelede çete savaşlarına katılmıştır. 17 Mart 1922de Akhisar Sungurlu hududu üzerinde bulunan Koca Yaylada elinde silah düşmanla en ön safta savaşırken başından vurularak şehit edilmiştir. ÇETE EMİR AYŞE Yunan askeri Aydına doğru geldiğinde iki arkadaşı ile birlikte Menderesin diğer tarafına geçmeye çalışan Emir Ayşe, arkadaşlarının kayıktan düşüp boğulması sonucunda geri dönmüş ve Çanakkalede ölen kocasından kalan tek hatıra elmas küpelerini bozdurup kendine bir tüfek almış, dağa çıkmış, Yörük Ali Efeye katılmıştı. Aydının kurtuluşu olan 7 Eylül tarihine kadar Yunanlılarla savaşmıştı.Çete savaşları yapmıştı. Aydın kurtulduktan sonra silahını Ali Efeye teslim edip memleketi İmamköye dönmüştü. Savaş sonrası Atatürk İstasyon Meydanında Çete Emir Ayşenin de aralarında bulunduğu kahramanlara İstiklal Madalyası takmıştı. “Savaştım Yunana karşı, elimde kalan en değerli şey Atatürkün göğsüme taktığı İstiklal Madalyasıdır” demişti. TAYYAR RAHMİYE Osmaniyenin Kaziyeler Köyünden olan Rahmiye Hanım 9.Tümenin 1920 yılında Fransızlar ile yaptığı muharebeye müfrezesiyle katılmıştı. Başlıca görevi, keşif ve cephe gerisinde kundakçılık yapmaktı. Osmaniye yakınındaki demiryolu tünelini o patlatmıştı ve bölgedeki düşmanın cephane ikmalini büyük sekteye uğratmıştı. 1920de Fransızlara karşı harekete geçildiği sırada askerlerde bir duraksama olunca “Ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum da siz erkek olarak yerlerde sürünmekten utanmıyor musunuz?” demiş ve aynı muharebede ateş hattında kalan iki arkadaşını korumak için ileriye atıldığında şehit olmuştu. TARSUSLU KARA FATMA (ADİLE ONBAŞI) Asıl adı Adile olan, Adile hala, Adile Onbaşı diye bilinen kahraman silah arkadaşları arasında “Kara Fatma” olarak anılırdı. 8-10 kişilik milis kuvvetiyle Afyon Savaşına katılmış, Tarsusun kurtarılmasında da büyük yararlılıklar göstermiştir. KILAVUZ HATİCE Adanada Fransızlara karşı verilen mücadelede yer alan ve milis kuvvetlerine katılan Kılavuz Hatice, 8 Mayıs 1920de milli kuvvetler Pozantıda taarruza başladığında, kritik bir duruma düşen Fransızları kandırarak kılavuzluk eder. Hatice, kılavuzluk yaptığı Fransızlara yanlış yol göstererek Karboğazına sokar. Boğazda sıkışan Fransızlar, Türk askerine esir düşer. SAİME HANIM Milli Mücadele döneminde 15 Mayıs 1919da Kadıköyde düzenlenen mitinge katılmış mitingden sonra tutuklandıysa da kaçarak mücadeleye katılmış, yaralanmış ve İstiklal Madalyası almıştı. Savaştan sonra İstanbul Lisesinde edebiyat öğretmenliği yapmıştır. YİRİK FATMA Gaziantepte Fransızlara karşı verilen savaşta (1 Nisan 1920-8 Şubat 1921) çete teşkilatına katılmak isteyen Yirik Fatma gelmesini istemeyenlere karşı «Benim kanım, sizinkinden daha mı şirindir?» cevabını vermiş ve çetecilerle birlikte yola çıkmıştı. NACİYE HANIM 20 Mayıs 1919 tarihinde İstanbul Üsküdarda düzenlenen mitinge katılan ve söz alan kahramanımız bu mücadelede kadınların da erkeklere yardım edeceği konusunda teminat vermişti. FAİKA HAKKI Erzurumda toplanan “Şark Vilayetleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti”nin (Temmuz- Ağustos, 1919) de etkisiyle kadınlar da protesto hareketine giriştiler. 1919un Kasım ayında Erzurum Kız Lisesi Müdiresi Faika Hakkı, Muradiye Camiinde toplanan kadınlara hitaben yaptığı konuşmada, onları etkin protestolarda bulunmaya çağırmıştı. Onun teklifi ile İstanbulu işgal etmiş olan İtilaf kuvvetleri temsilcilerine ve ABD Senatörlerine tepki telgrafları çekilmişti. SULTAN HANIM Adana bölgesinde çarpışan partizan müfrezesi geçici olarak Toros Dağlarından geri çekilirken, Sultan Hanım da inekleriyle beraber onlara katılmış, çete dağda kaldıkça ineklerinin sütüyle onları beslemişti. Müfrezedekiler onu sevgiyle “anne” diye çağırmıştı. SÜREYYA SÜLÜN HANIM Van doğumlu Süreyya Hanım, Erek kasabasında 500 kişilik bir çeteye katılmış, 1,5 aylık bir çatışmadan sonra yaralanınca Erzuruma dönmüştü. NAZİFE KADIN 9 Mart 1922de Çanakkale Bigadiç civarını kuşatan Yunan ordusu Komutanı Nazife Kadından bilgi istemiş, ancak o bilmediğini, bilse bile asla söylemeyeceğini ifade etmiş, bunun üzerine Yunanlılarca fırına atılarak şehit edilmiştir. DOMANİÇLİ HABİBE Kurtuluş Savaşı sırasında cahil evladının düşmana yol gösterdiğini duyunca İnegöle inmiş, bir kurşunla oğlunu yere serip ardına bakmadan geldiği dağlara geri dönmüştür. SATI ÇIRPAN Millet mekteplerinde okuma yazmayı öğrenen Satı Hanım, Kurtuluş Savaşında cepheye sırtında mermi taşımıştı. 1934 yılında Atatürkün kadınlara seçme ve seçilme hakkı vermesiyle meclise giren ilk 18 kadın milletvekilinden biri olmuştu. BİTLİS DEFTERDARININ HANIMI Kahramanmaraşta düşmana karşı verilen mücadelede en fazla yararlılık gösterenlerin arasında bulunmaktaydı. Kayabaşı Mahallesinde 8 düşmanı öldürmüş daha sonra erkek elbisesi giyerek milis kuvvetlerine katılmıştı. İnönü Savaşlarına Katılan ve Madalya Alan 12 Kadından İsimleri Tespit Edilenler: Ali kızı Alime, Hacı Osman kızı Fatma, Besim kızı Şükriye, Musa kızı Fatma, Veli Onbaşı kızı Ayşe, Molla İbrahim kızı Fatma, Ali kızı Ayşe, Molla Hasan kızı Fatma |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|