Özellikle Avrupa pazarlarında yaşanan daralmayla ihracatı yüzde 30 düşen moda ve hazır giyimcilerin, krizden en az etkilenen ülkelerden İran pazarına girme hazırlığı yaptığı bildirildi.




Hem ihracatçı, hem de iç piyasa için faaliyet gösteren 13 dernek ve 1700 üyesi bulunan Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu Başkanı Nedim Örün, konuyu ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, İran pazarına girmek için koleksiyon hazırlamanın önemine işaret etti.
Moda ve hazır giyimin tasarım-konfeksiyon, üretim ve pazarlama ayağıyla birlikte yürütülmesi durumunda Türkiye'nin İtalya gibi dünyada kendine yer edinebileceğini vurgulayan Örün, ''Sadece konfeksiyon sektörü olmaya devam edersek, Çin'e daha önce kaptırdığımız avantajlar nedeniyle büyük ölçüde eriyip gideriz'' dedi.
Örün, sektörün bunun bilinci ve 2005'te kotaların kalkmaya başlamasıyla sadece konfeksiyon değil, moda ve hazır giyim sektörü olma yönünde tercihte bulunduğunu ve bu yolda çok hızlı ilerlediğini belirterek, ''4 yılda çok önemli mesafe aldık. Artık tasarım departmanı olmayan firma yok gibi. Bunu kurmayanlar da bitmeye mahkum. Yoksa ülke olarak Avrupa'nın fasoncusu olmaktan öteye gidemeyiz'' şeklinde konuştu.
Türk moda ve hazır giyiminin İtalya, Fransa ve İspanya'nın ardından dünyada dördüncü sırada bulunduğunu, üretim miktarı açısından da Çin, Hong Kong ve İtalya'dan sonra dördüncü sırada olduğunu dile getiren Örün, ''Zaman zaman üçüncü sıraya geldiğimiz de oluyor. Biz artık Avrupa'ya ve dünyaya koleksiyon satar hale geldik. İspanya, İtalya, Almanya dahil bütün Avrupa'ya koleksiyon satabiliyoruz'' dedi.
''İRANLI KADINLAR TÜRK MODASINA HAYRAN''
Nedim Örün, kriz nedeniyle dış pazarlarda yaşanan daralma sonucu sektörün ihracatında yüzde 30 azalma olduğunu ifade ederek, moda ve hazır giyimcilerin diğer sektörlerde olduğu gibi yeni pazarlar arayışına girdiğini, böyle dönemlerde krizden daha az etkilenen ülkeleri bulup çıkarmak gerektiğini, bu konuda Dış Ticaret Müsteşarlığının bir çalışma yürüttüğünü söyledi.
Federasyon olarak krizden az etkilenen ülkelerde ikili iş görüşmeleri ya da workshoplar düzenlemeyi planladıklarını anlatan Örün, İran ve bazı Afrika ülkelerinin hedef pazar olarak tespit ettiklerini dile getirdi.
''Komşumuz İran diğer ülkelere göre krizden daha az etkilenen bir ülke. Petrol geliri var ve halkın refah seviyesi gittikçe yükseliyor'' diyen Örün, İran pazarına girmek için koleksiyon hazırlamanın önem kazandığını vurgulayan Örün, ''İranlı firmalar üç-beş numune yollayıp 'bana bunları üretin' demezler. Onu Avrupa diyordu bize. Gittikçe bu durum değişti, artık Avrupalı da bize 'getir koleksiyonunu, göreyim, onların içinden seçeyim' diyor. O zaman daha katma değerli ürün satmış oluyorsunuz'' diye konuştu.
İranlı kadınların dışarıda giydikleri kıyafetlerin ya da çarşafı altında son derece şık, modern giysiler giydiklerini anlatan Örün, ''Biz İran'daki hanımların dış giyimine değil, çarşafın altına giydiklerinin üretimiyle ilgileniyoruz. Çünkü çarşafı hazırlamak çok kolay, onu zaten kendileri yapıyorlardır'' dedi.
Örün, İranlı kadınların moda konusunda Türkiye'ye ''hayran'' durumda olduklarını ifade ederek, ''Özellikle İstanbul'dan İran'a çok önemli miktarda ürün satışı söz konusu. Ama bunu biraz daha kurumsal hale getirmek istiyoruz. Şimdiye kadar eski tabiriyle 'bavul ticareti', şimdiki tanımıyla 'yakın ülkeler ticareti' yapılıyor. Bunu daha kapsamlı ve kurumsal ihracat haline dönüştürmek lazım'' şeklinde konuştu.
Türk moda ve hazır giyimcilerinin Rusya, Ukrayna, Belarus gibi Doğu Avrupa ülkelerine kendi koleksiyonlarının ötesinde kendi markalarıyla ürün satışında çok başarılı olduklarını anlatan Örün, ''Türkiye'de ismi bilinmeyen birçok firma bu ülkelerde marka haline geldi. Aynı şekilde İran ve Afrika ülkelerinde de bu yaşanabilir'' dedi.
Nedim Örün, İran ve Afrika pazarlarına girmek ve buralarda söz sahibi olmak için neler yapılması gerektiği yönündeki soruya, ''Fuarlar düzenlenebilir, alım heyetleri getirilebilir, ikili iş görüşmeleri ve workshoplar gerçekleştirilebilir'' karşılığını verdi.




aa