Trabzonspor'un neden bileği bükülmüyor ?

**Melancholy** · 11-15-2010, 11:39

Şenol Güneş neyi başardı da Trabzonspor yıkılmadan ilerliyor? Hayri Beşer yazdı:

Hayri Beşer'in yazısı

Gelin, isterseniz oyunun stratejik dehlizlerinde boğulmak yerine dünkü maçın bize hatırlattığı basit futbol gerçekleri üzerinde sörf yapalım.

90 dakikayı bir karede toplamak mümkün olsa sanırım ortaya çıkan fotoğrafı şöyle yorumlardım: Trabzonspor ideale doğru koşuyor.

Hemen açayım; modern futbol oynarken savunmanın, savunurken de oynamanın adıdır. Şenol Güneş, işte bunu başarmış. Delişmen Burak'ı seyrediyorum. Bir yandan rakip savunmanın oksijenini tüketen koşular yapıyor, gol attırıyor, bir yandan da Bursaspor'un geriden rahat çıkamaması için takım presinin en hakiki halkalarından biri olduğunu unutmuyor. Azıcık boş verdiğinde ise Güneş'in sert mancınıklarından nasibini alıyor.

Bordo-Mavili takımın bilge teknik direktörü, olağanüstü işler yapmıyor, doğru işler yapıyor. Sistemi ve kolektif ahengi bireyselliğin önünde tutuyor. Bunun yanı sıra takımdaki 'yetenekli sergüzeştler'in özgürlük alanlarını da kısıtlamıyor.

Sahalarımızdaki Rivaldo tarzının temsilcisine bakıyorum. Hünerli sol ayağına sığınmıyor. Birkaç bilek hareketiyle tribündeki adama oynamıyor. O da işleyen Trabzonspor çarkının bir neferi olduğu bilinciyle topun kıta sahanlığında dolanıyor. Yüksek sezgi gücü ve tekniği sayesinde de Bursaspor'un namağlupluk keyfiyetini sona erdiren golleri atıyor.

Peki bu Trabzonspor'un bileği bükülmez mi? Elbette bükülebilir.

Evet bu takımın artık bir tarzı var, bir oyun ezberi var. 90 dakikanın her anını sabır ve soğukkanlılıkla yaşama olgunluğu var. Her türlü atak organizasyonunu gerçekleştirebilme pratiği var. Fizik gücü var, yardımlaşması var... Daha sayabileceğimiz birçok artısı var.

Ancak ve ancak Trabzonspor, çok üst düzey oyunculardan kurulu bir ekip değil. Takım oyunu sayesinde orta sahanın 'kreatif' yetersizlikleri dikkat çekmiyor. Ayrıca rakipler tarafından çok ciddi prese maruz kalmıyorlar.

Bursaspor Bordo-Mavili ekibi nasıl aşardı? Yüksek tempo ve adam eksiltme özelliği olan silahlarıyla... Peki kimlerle yapacaktı bunu? İşte bu sorunun cevabını bulmakta zorlanıyorum. Sercan'a bakıyorum, kayıplarda. Volkan Şen'i gözlerim arıyor. 66. dakikada oyuna dahil oluyor. Ne var ki, kendini çizgiye hapsettiği için bitirici işler yapamıyor. Bu manzarada ev sahibi takımın tek sığınağı duran toplar. Öyle de yapıyorlar. Bu strateji ise Giray ve Egemen'i iyice parlatmadan öte bir anlam ifade etmiyor.

Trabzonspor şu ana kadarki bütün büyük oyunlarını kazandı. Üstelik 3-2 galip geldiği F.Bahçe derbisi dışındaki maçlarda kalesinde gol görmedi. Bursaspor ise zirve yarışındaki rakipleri karşısında henüz galibiyet sevinci yaşayamadı. Ertuğrul hocanın en çok bu gerçeğe kafa yorması gerekiyor.

Zaman

11-15-2010, 11:39	#1
Kullanıcı Adı Melancholy	Trabzonspor'un neden bileği bükülmüyor ? Şenol Güneş neyi başardı da Trabzonspor yıkılmadan ilerliyor? Hayri Beşer yazdı: Hayri Beşer'in yazısı Gelin, isterseniz oyunun stratejik dehlizlerinde boğulmak yerine dünkü maçın bize hatırlattığı basit futbol gerçekleri üzerinde sörf yapalım. 90 dakikayı bir karede toplamak mümkün olsa sanırım ortaya çıkan fotoğrafı şöyle yorumlardım: Trabzonspor ideale doğru koşuyor. Hemen açayım; modern futbol oynarken savunmanın, savunurken de oynamanın adıdır. Şenol Güneş, işte bunu başarmış. Delişmen Burak'ı seyrediyorum. Bir yandan rakip savunmanın oksijenini tüketen koşular yapıyor, gol attırıyor, bir yandan da Bursaspor'un geriden rahat çıkamaması için takım presinin en hakiki halkalarından biri olduğunu unutmuyor. Azıcık boş verdiğinde ise Güneş'in sert mancınıklarından nasibini alıyor. Bordo-Mavili takımın bilge teknik direktörü, olağanüstü işler yapmıyor, doğru işler yapıyor. Sistemi ve kolektif ahengi bireyselliğin önünde tutuyor. Bunun yanı sıra takımdaki 'yetenekli sergüzeştler'in özgürlük alanlarını da kısıtlamıyor. Sahalarımızdaki Rivaldo tarzının temsilcisine bakıyorum. Hünerli sol ayağına sığınmıyor. Birkaç bilek hareketiyle tribündeki adama oynamıyor. O da işleyen Trabzonspor çarkının bir neferi olduğu bilinciyle topun kıta sahanlığında dolanıyor. Yüksek sezgi gücü ve tekniği sayesinde de Bursaspor'un namağlupluk keyfiyetini sona erdiren golleri atıyor. Peki bu Trabzonspor'un bileği bükülmez mi? Elbette bükülebilir. Evet bu takımın artık bir tarzı var, bir oyun ezberi var. 90 dakikanın her anını sabır ve soğukkanlılıkla yaşama olgunluğu var. Her türlü atak organizasyonunu gerçekleştirebilme pratiği var. Fizik gücü var, yardımlaşması var... Daha sayabileceğimiz birçok artısı var. Ancak ve ancak Trabzonspor, çok üst düzey oyunculardan kurulu bir ekip değil. Takım oyunu sayesinde orta sahanın 'kreatif' yetersizlikleri dikkat çekmiyor. Ayrıca rakipler tarafından çok ciddi prese maruz kalmıyorlar. Bursaspor Bordo-Mavili ekibi nasıl aşardı? Yüksek tempo ve adam eksiltme özelliği olan silahlarıyla... Peki kimlerle yapacaktı bunu? İşte bu sorunun cevabını bulmakta zorlanıyorum. Sercan'a bakıyorum, kayıplarda. Volkan Şen'i gözlerim arıyor. 66. dakikada oyuna dahil oluyor. Ne var ki, kendini çizgiye hapsettiği için bitirici işler yapamıyor. Bu manzarada ev sahibi takımın tek sığınağı duran toplar. Öyle de yapıyorlar. Bu strateji ise Giray ve Egemen'i iyice parlatmadan öte bir anlam ifade etmiyor. Trabzonspor şu ana kadarki bütün büyük oyunlarını kazandı. Üstelik 3-2 galip geldiği F.Bahçe derbisi dışındaki maçlarda kalesinde gol görmedi. Bursaspor ise zirve yarışındaki rakipleri karşısında henüz galibiyet sevinci yaşayamadı. Ertuğrul hocanın en çok bu gerçeğe kafa yorması gerekiyor. Zaman

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)

Kullanıcı ismi		Beni hatırla
Şifreniz