12-13-2007, 00:09 | #1 |
Tekke-Tasavvuf Edebiyatı
TASAVVUF EDEBİYATI
Halk edebiyatının "tasavvufi halk edebiyatı" türü 12’nci yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Konusu Allaha ulaşmanın yolları, ahlak ve nefsin terbiyesidir. Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en büyük şairi Yunus Emre’dir. Anadolu’da 19'uncu yüzyıla değin çeşitli tarikatlarla gelişen bu edebiyat geleneğinin sürmesinde en önemli rolü Alevi-Bektaşi ve Melami-Hamzavi şairler oynadı. Tasavvuf edebiyatı şairleri, yalın bir dille, hece ölçüsüyle ya da aruzun heceye yakın yalın kalıplarıyla şiirler yazdılar. Tasavvuf şiirinin genel adı, özel bestelerle okunan ve tarikatlara göre değişik isimlerle anılan ilahilerdi. Nazım birimi dörtlüktü. Ama gazel biçimde yazılmış ilahiler de vardır. Bu edebiyatın düzyazı biçimini ise evliya menkıbeleri, efsaneler, masallar, fıkralar ve tarikat büyüklerinin yaşamlarını konu alan yapıtlar oluşturur. Eserler dörtlük birimiyle yazmıştır. Genellikle yarım uyak kullanılır. En büyük sairleri Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli, Pir Sultan Abdal, Abdal Musa gibi önemli sairleri vardır. Bu şairler tarihin ve günümüzün en önemli şairleridir TEKKE EDEBİYATI NAZIM TÜRLERİ Din ve tasavvufla ilgili kavramı duygu, düşünce, ilke ve kuralları halka yaymak amacıyla bir tarikata bağlı şairlerce yazılan şiirlerdir. İLAHİ: Din ve tasavvuf konularının işlendiği şiirlere “ilahi” denir. Tanrıyı övmek, ona yalvarmak için yazılan şiirlerdir. Özel bir ezgiyle okunur. Koşma gibi uyaklanan ilahilerde 4+4 duraklı 8’li ölçü kullanılır. Cennet cennet dedikleri Birkaç köşkle birkaç huri İsteyene ver sen anı Bana seni gerek seni Yunus Emre NEFES: Bektaşi şairlerinin yazdıkları tasavvufi şiirlere denir. Nefeslerde genellikle Hz. Muhammet ve Hz. Ali için de övgüler bulunur. Pir Sultan Abdal şâhımız Hakk’a ulaşır yolumuz On iki imam katarımız Uyamazsın demedim mi? Aleviler, bu türde yazılmış olan şiirlere “DEME” adını verirler. İlahi, nefes ve demeler, bestelenerek söylenir. ŞATHİYÂT-I SOFİYÂNE: İnançlardan alaylı bir dille söz eder gibi yazılan şiirlerdir. Görünüşte saçma sanılan bu sözlerin, yorumlandığında tasavvufla ilgili türlü kavramlara değindiği anlaşılır. Bu tür şiirlere genellikle Bektaşi şairlerinde rastlanır. Medrese hocalarına göre bu şathiyeler küfür sayılır. 1. Yücelerden yüce gördüm Erbabsın sen koca Tanrı Âlem okur kelâm ile Sen okursun hece Tanrı NUTUK: Tarikata yeni katılanları bilgilendirme ve tarikat kurallarını öğretme amacı taşıyan şiirlerdir. Ey özün insan bilen/ Var edep öğren edep Ey edep erkân bilen/ Var edep öğren edep DEME: Bektaşi tarikatından olan tekke ozanlarının söyledikleri şiirlerdir. Bu şiirler tekkelerde, tören sırasında makamla ve çoğu zaman sazla söylenirdi. Gel beni sarı tanburam Sen ne için inilersin İçim oyuk derdim büyük Ben anınçün inilerim Devriye: Tasavvuf inancına göre evrendeki canlı cansız her şey Allah’tan gelmiştir yine Allah’a dönecektir. Bu felsefeyi yansıtan şiirlere devriye denir. Cihan var olmadan ketmi ademde Hak ile yekdaş idim ben Yarattı mülkü çünkü o demde Yazdım tasvirini nakkaş idim ben |
|
|
|
Konuyu Toplam 3 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 3 Misafir) | |
|
|