sukuttan sonra

**kAcAhK** · 07-18-2008, 13:54

Söyleyemeyip içime attığım bütün zamanlara selam olsun. İçimde kalacaklar..

Söyleyip de bir türlü anlatamadıklarım merhaba. Asla anlatılamayacaksınız..

Ben, kuş kanadına takılı kalmış ufacık bir saman çöpüyüm. Önce yükselip aşkın gönderine, ateşe düşmüş kehribar yumuşaklığında eriyip yiten kelebek cesetidir suretim. Aklım, kırkayağın kırk bir türlü romatizma ağrılarına eşlik etmede. Ellerim şairin sözünü haklı çıkarma derdiyle gül yaprağı devşirir.

Kainatı sardım önce, kocamandım. Bir damla suda yittim. Kıtalar aşılmışken, aşkın “kûn” emriyle beraber yedi düveli çoktan sarmalamışlığının keşfiyle, yeniden yazıcılığı verildi ellerime aşk-ı Yunus’un.

Söyle sevgilim, sonu yazılmamış hangi hikayeyi diledin ki yazıcılığımdan, takatim yitik, kalemim kekeme. Dilimdeki kekrelik mi ciğerlerime kadar inen sızı. Sızlayan hangi yaram yine ve gözümden sızan karanlıklar, kaç körebede daha sobelenecek.

Dikenlerinin batmadığı hangi gül ağacı altında unutulmuş dileklerim. Yüzümden uçup giden hangi tebessümün provaları. Yanağıma konan gamze, içime batan çukur, yüreğime inen kuyu, yanağıma saplanan yoksunluğundur sevgilim.

İsmi esirgenmiş bir sevginin varlığına ispat söz değildi bildim. Söz olsa olsa dile gelir, kalemle işlenirdi en fazla. Akılda tutulurdu akıl tükenene dek. Oysa bildim, sonsuztan sonsuzluğa akanın sonu olmadığını.

Sonsuzluğumun içinden çıkagelen ey! Kulağına hangi adın fısıldanmış olursa olsun, hayaldekini hakikate kavuşturan suretindir. Evveli ve sonrasında kaç söz söylenmiş olursa olsun, aşk tektir.

Gitsen bile, gelmesen hiç. Ve döndün zira. Gitmemişken hiç. Aşk daimdir.

Yektir

aski yunus

07-18-2008, 13:54	#1
Kullanıcı Adı kAcAhK	sukuttan sonra Söyleyemeyip içime attığım bütün zamanlara selam olsun. İçimde kalacaklar.. Söyleyip de bir türlü anlatamadıklarım merhaba. Asla anlatılamayacaksınız.. Ben, kuş kanadına takılı kalmış ufacık bir saman çöpüyüm. Önce yükselip aşkın gönderine, ateşe düşmüş kehribar yumuşaklığında eriyip yiten kelebek cesetidir suretim. Aklım, kırkayağın kırk bir türlü romatizma ağrılarına eşlik etmede. Ellerim şairin sözünü haklı çıkarma derdiyle gül yaprağı devşirir. Kainatı sardım önce, kocamandım. Bir damla suda yittim. Kıtalar aşılmışken, aşkın “kûn” emriyle beraber yedi düveli çoktan sarmalamışlığının keşfiyle, yeniden yazıcılığı verildi ellerime aşk-ı Yunus’un. Söyle sevgilim, sonu yazılmamış hangi hikayeyi diledin ki yazıcılığımdan, takatim yitik, kalemim kekeme. Dilimdeki kekrelik mi ciğerlerime kadar inen sızı. Sızlayan hangi yaram yine ve gözümden sızan karanlıklar, kaç körebede daha sobelenecek. Dikenlerinin batmadığı hangi gül ağacı altında unutulmuş dileklerim. Yüzümden uçup giden hangi tebessümün provaları. Yanağıma konan gamze, içime batan çukur, yüreğime inen kuyu, yanağıma saplanan yoksunluğundur sevgilim. İsmi esirgenmiş bir sevginin varlığına ispat söz değildi bildim. Söz olsa olsa dile gelir, kalemle işlenirdi en fazla. Akılda tutulurdu akıl tükenene dek. Oysa bildim, sonsuztan sonsuzluğa akanın sonu olmadığını. Sonsuzluğumun içinden çıkagelen ey! Kulağına hangi adın fısıldanmış olursa olsun, hayaldekini hakikate kavuşturan suretindir. Evveli ve sonrasında kaç söz söylenmiş olursa olsun, aşk tektir. Gitsen bile, gelmesen hiç. Ve döndün zira. Gitmemişken hiç. Aşk daimdir. Yektir aski yunus

Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)

Kullanıcı ismi		Beni hatırla
Şifreniz