Sırtlanlaşmış İsrail!
Altmış yıldır, İslam coğrafyasının tam kalbine bir hançer gibi saplanan ve bu altmış yıl boyunca, insanlık dışı saldırılarını aralıksız sürdüren “Katil Amerika'nın soysuz uşağı Siyonist İsrail”, bu son saldırısı ile sırtlanları dahi dehşete düşürecek bir vahşete imza atmıştır.
İsrail bu büyük vahşete imza atarken, arkasında sadece Amerika yoktu. Kalemlerinden kan damlayan bir sürü aslını, tarihini, kültürünü ve tüm değerlerini inkar eden kalemşorlar vardı. Bu kalemşorlar o kadar İsrail hayranıydı ki, bütün dünya İsrail'in vahşetlerini telin ederken onlar alkışlıyordu. Altmış yıl boyunca, bütün dünya İsrail'i “terör devleti” olarak nitelerken, bizim İsrail hayranı kalemşorlar; işlenen bu cinayetler karşısında, vatanını ve namusunu savunanları sürekli “terörist ve militan” olarak sıfatlandırdılar.
Yahudi uşaklığını büyük bir zevkle sürdüren bu aslını inkar eden kalemşorlar, İsrail'i mazur göstermek için, HAMAS tarafından ateşkesin delindiği haberlerini ve benzeri iftiraları, hiç utanmadan aralıksız sürdürdüler. Şu elin gavurunun yaptığı araştırmaya bakın da, belki biraz utanırsınız
Independent gazetesinin Ortadoğu konularındaki deneyimli muhabiri Robert fisk ise, “Liderler yalan söylüyor, siviller ölüyor ve tarihten ders alınmıyor” başlıklı yazısında büyük devletlerin krize bakışlarını şöyle irdeliyor: “Bush yönetiminin tepkisi ve Gordon Brown'ın anmaya değmeyecek pısırıklıktaki uyarısı, Araplar için yıllardır bildikleri bir şeyi yeniden hatırlatıyor: “Hasımlarınıza karşı ne kadar mücadele ederseniz edin, batı her zaman İsrail'in yanında olacaktır.” Tabii baba Bush`tan oğluna, Clinton'dan Blair ve Brown'a kadar batılı liderlerden de taraflara itidal çağrıları; sanki hem Filistinliler hem de İsraillilerin ikisi de F-18 savaş uçakları, topçu bataryaları ve Merkava tanklarına sahip... Hamas'ın el yapımı roketleri 8 yılda yalnızca 20 İsraillinin ölümüne neden oldu... İsrail savaş uçaklarının bir günlük baskının bilançosu 320 ölü...”
Az da olsa aklı, vicdanı ve namusu olanlar; çoğunluğunu çocukların, kadınların ve yaşlıların oluşturduğu yüzlerce sivilin ölümü ve yaralanması karşısında dehşete düşerken, hatta dünyanın birçok yerindeki savaş karşıtı Yahudiler dahi bu vahşeti kınarken, bizim “Yahudi'den çok Yahudiciler” alkışlamaya devam ediyor.
Rahmetli Üstat Necip Fazıl'ın, bu gibi satılmışlar için; “Alçağın da bir seviyesi vardır. Bunlar çukur…” şeklindeki tabiri kullanırken ne kadar haklı olduğunu şimdi çok daha iyi anlıyoruz.
Bu satırları kaleme alırken, bir taraftan da televizyondan bu vahşetle ilgili haberleri izliyorum. İnsanın kanını donduran bu görüntüler karşısında; zerre kadar imanı, vicdanı ve namusu olan kardeşlerimizi, Yahudi mallarına karşı boykota davet ediyorum. Bu noktadan hareketle, tüm devlet yetkililerini de İsrail vampiri ile olan ilişkilerde daha dikkatli olmaya, saldırıdan iki gün önce Türkiye'ye gelip devlet yetkililerimizle görüşen, bu görüşme sırasında, ülkemize güvence veren İsrail Başbakan'ı gibi alçaklara güvenmemeleri gerektiğine ve İslam dünyasının en azılı düşmanı olan, eli kanlı bu ülke ile aramızdaki tüm ilişkilerin askıya alınması için, tüm yetkilileri göreve davet ediyorum.
habervaktim
|