Yüksek tansiyon özellikle orta yaşlardan itibaren sağlığı tehdit eden önemli bir problemdir. Sessizce geliştiği, çoğu zaman belirti vermeden ilerlediği için “Sessiz Katil” olarak da bilinen bu problem geçtiğimiz dönemde tekrar gündeme geldi.

Gerçekten de yüksek tansiyon sorununda kanın damar duvarına yaptığı basınç yükseldiğinden damar duvarlarınız bundan zarar görür. Bu durumdan en çok kalp, beyin, göz ve böbrek damarlarınız etkilenir. Yani kalp damar hastalığı, kalp yetmezliği, inme-felç, göz içi kanamaları, böbrek yetmezliği gibi sorunlara daha yatkın hale gelirsiniz. Maalesef çoğu kişi baş ağrısı, çarpıntı, halsizlik, gerginlik hissi gibi belirtileri yüksek tansiyon sorununa bağlamadığından, bu sorun uzun zaman kalabilir. Bu durumda önemsemediğiniz belirtiler sinsice damarlarınıza ve organlarınıza zarar verebilir.

Tansiyon yüksekliğiniz olup olmadığını anlamanın en iyi yolu kan basıncınızı doğru bir şekilde ölçmektir. Farklı gün ve zamanlarda üç-dört kez tansiyonunuzu ölçtürerek tansiyon yüksekliğiniz olup olmadığını anlayabilirsiniz. Bu ölçümleri yılda bir-iki kez tekrarlamalısınız. Eğer büyük (sistolik) tansiyonun 120-135, küçük (diastolik) tansiyonun 80-95 arasında ise tansiyonunuzu daha dikkatle izlemeli, hemen doktorunuza başvurmalısınız. Büyük tansiyonunuz 135 mmHg’yı, küçük tansiyonunuz 95 mmHg’yı geçiyorsa vakit kaybetmeden ciddi bir tedavi planı uygulamalısınız.

NELER YAPACAKSINIZ?

• Ailenizde yüksek tansiyon görülüyorsa sizde de bu sorununun oluşabileceğini bilmelisiniz.
• Yine 35-40 yaşlarından itibaren riskinizin artacağını hatırlamalısınız.
• Bunun dışında kilo fazlalığı, aşırı tuz tüketimi, fiziksel aktivitenin yetersiz olması, kan şekeri yüksekliği, sigara kullanımı da yüksek tansiyon eğiliminizi arttıran faktörlerdir.
• Stres ve uyku problemlerine karşı da dikkatli olmalısınız.
• Bu nedenle yüksek tansiyonu önlemek için öncelikle fazla kilolarınızdan kurtulmanız, haftada 2-3 kez 30-40 dakikalık ılımlı egzersizler yapmanız gerekiyor.
• Aşırı alkol, kafein ve tuzdan kaçınmanız, sigarayı bırakmanız da şart.
• Potasyum, kalsiyum, magnezyum ve proteinden zengin, toplam yağ, doymuş yağ ve kolesterolden fakir bir beslenme planının da oldukça faydalı olduğunu belirtelim.
• Tuzlu yiyecek ve içeceklerden uzak durmaya da gayret etmelisiniz.
• Düzenli olarak tansiyonunuzu kontrol ettirmeniz de çok iyi bir önlemdir.
• Amerikan Kalp Birliği’ne göre sıcak hava vücudunuzun aşırı susuz kalmasına, sıcak çarpmasına ve inme geçirmenize neden olabiliyor. Aşırı sıcak su ve tuz kaybına yol açarak kalbin daha fazla çalışmasına ve aşırı enerji harcamasına neden oluyor. Özellikle hamam, sauna gibi ani sıcak hava ortamlarına maruz kalan vücutta oluşan değişiklikler kan akımı, tansiyon ve damarları etkiliyor. Eğer yüksek tansiyon gibi kalp damar sağlığınızı etkileyen bir sorununuz varsa bu durumun sizi kalbi krize kadar giden bir sorunlar ağına sokabileceğini bilmelisiniz. Bu nedenle çok sıcak havalarda dışarı çıkmamaya, vücudunuzun susuz kalmaması için sık sık su içmeye özen göstermelisiniz.

Dr. Ece Hattat