Bartın Özel Diyaliz Merkezi Müdürü Dr. İsmail Selamet, uyku bozukluğu, bulantı, iştahsızlık, nefes darlığı, halsizlik, kilo kaybı, hıçkırık, anormal kanama, bacaklarda ve yüzde şişmelerin böbrek yetmezliğinin belirtileri olduğunu belirterek, "İleri derecede böbrek yetmezliğinde yiyeceklerimizin vücudumuzda parçalanması sırasında oluşan ve normalde idrarla atılan zararlı maddeler ve suyun fazlası atılamamakta ve vücudumuzda birikmektedir. Hemodiyaliz bu maddelerin vücudumuzdan uzaklaştırılmasını sağlayan bir tedavi şeklidir. Hasta kanı ince zardan yapılmış borucukların içinden geçirilir ve zarın öbür tarafından geçen bir sıvıya karışarak vücuttan uzaklaştırılmaları sağlanır. Hasta kanı en çok hastanın ön kolunda atardamarlarından biri ile toplardamarlarından birinin birleştirilmesiyle oluşturulmuş bir 'fistül' aracılığıyla sağlanır. Hastaların 'hemodiyalize girme gereği ortaya çıkmadan' bu fistüle sahip olmaları, zamanı geldiğinde diyalizin hemen ve hasta açısından kusursuz şekilde başlayabilmesine yardımcı olur. Fistül oluşturma işlemi cerrahi olarak küçük bir müdahaleyle gerçekleştirilir ve yaklaşık bir ay içinde fistül kullanıma hazır hale gelir. Fistülü bulunmayan hastalarda diyaliz gerektiğinde boyun ya da göğüs boşluğundaki kalın damarlara bir kateterin yerleştirilmesi ve fistül operasyonunun bundan sonra uygulanması gerekecektir. Uyku bozuklukları, halsizlik, bacaklarda, yüzde şişmeler, nefes darlığı, bulantı, iştahsızlık, hıçkırık, kilo kaybı ve anormal kanama belirti ve bulgularından biri ya da daha fazlası ortaya çıktığında ya da doktorunuz laboratuvar tetkiklerinize bakarak sizi uyardığında diyaliz ihtiyacınız ortaya çıkmış demektir. 'Hemodiyaliz', diğer bir diyaliz metodu olan ve karın boşluğuna bir kateterin yerleştirilmesi yolu ile hastaneye ya da diyaliz merkezine ayda bir kez giderek evde uygulayabileceğiniz 'periton diyalizi' ve 'böbrek nakli' bu belirtilerin tamamen ya da kısmen ortadan kalkmasına yardımcı olacaktır. Diyalizin sürdürülmesinden sorumlu olan hekimlere her tür şikayetinizin düzenli iletilmesi durumunda tedavinizde gerekli değişiklikler yapılacak ve hekimlerinizin size tavsiyeleri olabilecektir" dedi.
Diyalizin hastaların uzun ve kaliteli bir yaşam sürdürmesini sağladığını ifade eden Dr. Selamet, "Kendinizi daha sağlıklı hissetmenizi sağlar, kendi ve ailenizin ihtiyaçlarını daha etkili olarak karşılayabilmenize yardımcı olur. Uzun ve kaliteli bir yaşam sürdürmenizi sağlar. Hastaneye yatman za neden olabilecek her türlü tıbbi problemin ortaya çıkmadan engellenmesini sağlar. Yeterli diyaliz alıp almadığınızın en güvenilir yolu; diyaliz ekibinizin bunu hesaplamasıdır. Sizin yeterli dozda diyaliz
aldığınızı gösteren başlıca hesaplamalar Kt/V, URR veya üre azalma oranıdır. Diyaliz ekibiniz ayda bir kez kanınızı alıp bu ölçümleri yapar. Bazen idrar toplamanız da istenebilir. Yeterli diyaliz aldığınızdan emin olmak için Kt/V değerinin en az l.2, URR değerinin de en az yüzde 65 olması gerektiğini bilmemizde fayda vardır. Bu değerleri gerçekleştirecek kadar diyaliz almamız gerekmektedir. Hemodiyaliz genellikle haftada 3 kez uygulanır. Eğer doktorunuzun tavsiyesi farklı değilse her seans
genelde 4 saat ya da daha fazla sürer. Diyaliz sürenizi kısaltmak, diyaliz yeterliliğinizi azaltarak sağlığınızın tehlikeye girmesine neden olur" diye konuştu.
Dr. İsmail Selamet, diyaliz sayısının yeterli olmamasının hasta üzerinde olumsuz etkiler oluşturabileceğini belirterek, "Eğer ölçülen değerleriniz istenen düzeyde değilse diyaliz ekibinize ne yapmanız gerektiğini sorun. Eğer Kt/V veya URR hedefin altında ise diyaliz ekibiniz şu hususları kontrol edecektir; damar yolunuz yeterli diyalize yetecek kan akım hızını sağlayabiliyor mu? Diyalizör size uygun mu? Daha büyük diyalizör kullanma imkanı var mı? Diyaliz süreniz yeterli mi, yoksa erken çıkma eğiliminde bir hasta mısınız? Diyalizat hızınız daha da arttırılabilir mi? Kan örnekleriniz usulüne uygun alınmış mı? Hemodiyaliz seanslarınızın tek bir kez aksaması dahi diyaliz yeterliliğiniz açısından çok olumsuz etkiler oluşturabilir. Diyaliz ekibiniz sadece size özel planlanmış bir program yapacaktır. Bu planın hedefi normal Kt/V veya URR değerine erişebilmenizi sağlamaktır. Bu program ne tip ve büyüklükte diyalizöre ihtiyacınız olduğunu, tedaviniz esnasında kan ve diyalizatın ne hızda dolaşması gerektiğini ve haftada kaç kez ve her tedavinin kaç saat olması gerektiğini saptar" şeklinde konuştu.
Hastaların tedavisinde alınan diyaliz miktarının belirlenmesi için diyaliz kartı uygulaması yapıldığını söyleyen Dr. Selamet, sorunsuz diyaliz için bir takım planlamaların önemli olduğunu da söyledi. Selamet, "Kendinize aynı zamanda diyetinizi kontrol ederek ve tedaviler arasında alınan sıvıyı kısıtlayarak yardımcı olmalısınız. Fazla sıvı almanız diyaliz esnasında fazla sıvı çekilmesine ve tedavi esnasında kendinizi kötü hissetmenize sebep olacaktır" dedi.
Dr. İsmail Selamet, hedef Kt/V değeri olan 1.2'ye veya URR değeri en az yüzde 65'e gelene kadar hiçbir diyaliz tedavisinin atlanmaması, önerilen sıklık ve süreye uyulması gerektiğini belirterek, diyete ve izin verilen sıvı miktarının üstüne çıkmamaya gayret edilmesi gerektiği konusunda da uyarılarda bulundu.