Birahaneye Mahalle Baskısı
Vatandaş, hukuk devletinde demokratik hakkını kullanıyor. Önce yaşadığı çevreye, mahallesine sahip çıkıyor. Bir durumdan rahatsız, rahatsız olduğu sorun mahallenin ortak sorunu.
Önce sivil bir inisiyatif geliştiriyor. Üç bine yakın imza topluyorlar. Birlikte, Anayasa'da zikredilen dilekçe hakkını kullanıyorlar ve topladıkları imzaları valiliğe veriyorlar. Sorun mahallelerinde bulunan bir birahane. Mahalle sakinleri birahaneden rahatsız. Birahane müşterilerinin kafayı bulduktan sonra hanımlara sarkıntılık etmelerinden, ana caddeyi işgal etmelerinden şikâyetçiler. Birahane müdavimlerinin kendi aralarında çıkarttıkları kavgalar da başka bir şikâyet konusu. Özetle söz konusu olan, mahallenin huzuru ve asayişi. Başka ne yapabilirler?
Sancak Mahallesi sakinlerinin birahane üzerinde oluşturduğu baskı ile "laik yaşam biçimi"ne karşı anayasa ve kanunların dışında en yaygın, en köklü üstelik en sosyal tehlikeyi teşhis etme imkânı buluyoruz. Mahalleden gelen baskıya karşı laik bir direnç geliştirilecek. Mahalle baskısına mahalle baskısı ile karşı konulacak. Bunun için kendi mahallenizi kuracak ve kendi baskınızı oluşturacaksınız. Eski Cumhurbaşkanı'nın yaptığı gibi, Ramazan günü elinizdeki kadehi havaya kaldıracaksınız. Resmî toplantı ve resepsiyonlarda garsonlar içki tepsilerini dolaştırırken, mahalleliler kimin alkol aldığını kimin almadığını takip edecek ve böylece "laik olmayan"ları mimleyecek. Başkaları Ramazan'da içkili lokantaların neden kapandığını merak edecek. Belediyenin işlettiği turistik yerlerde, menüde neden içkilerin yer almadığını soranlar çıkacak. İçkili mahalle baskısı, içkiye karşı olan mahalle baskısını bastıracak.
Laik yaşam biçimi üzerindeki mahalle baskısına "içki içme özgürlüğü"ne dayanarak karşı çıkınca ortaya daha büyük sorunlar çıkıyor. İçki içmek dinimize göre haram. Yerleşik dinlerin koyduğu yasakların toplumla ilgili bir nedeni mutlaka vardır. Alkollü içki reklâmlarının yasak olması ile dinin içkiyi haram kılması aynı sebebe yani insan sağlığına dayanır. Alkol beyne, karaciğere, kalbe ve akciğerlere zararlıdır. Sırf dinin haram kıldığına karşı çıkmak, genel kural olarak laikliği değil sağlığa zararlı olanı savunmaktır. Üstelik sağlığa zararlı olanı savunurken laiklik de zarar görmektedir. Çünkü doğrudan laikliğin kendisi "sağlığa zararlı", dolayısıyla akla aykırı bir prensibe dönüşmektedir.
Sancak Mahallesi sakinlerine, "birahane üzerinde kurduğunuz mahalle baskısı laikliğe aykırı" desek, "o zaman al o laikliği başına çal" cevabını hak etmiş oluruz. Hem de fazlasıyla. Tababet ve din, alkol hakkında aynı şeyi söylüyor. Alkolün yol açtığı toplumsal zararlara karşı ayağa kalkan mahalle sakinlerini "mahalle baskısı" kurmakla suçladığınız zaman, alkol reklâmı yasağı getiren Reklâm Etik Kurulu'na da, mahallenin huzuruna da karşı çıkmış oluyorsunuz.
Bize düşen, Sancak Mahallesi sakinlerinin şahsında, sağlığımıza ve huzurumuza zarar veren alışkanlıklara karşı "baskı" kuranlara destek olmaktan ibaret. Ülkemizin huzuru; akıl, ruh ve beden sağlığı, yani kamu esenliği adına Sancak Mahallesi sakinlerini ve kendisine sahip çıkan bütün mahallelileri tebrik ediyorum.
Mümtazer Türköne
|