sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > TARİH - KÜLTÜR ve SANAT > Şiirler ve Yazılar
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi


Şiirler ve Yazılar Beğendiğimiz yada yazdığımız şiir ve yazıları burada paylaşabiliriz.

Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 03-29-2008, 13:05   #1
Kullanıcı Adı
geist-madchen
Standart Bitiyor zaman. Tüm saatler kum saatinin içinde birbiri üstüne yığılıyor. Sahte mutlul

Bitiyor zaman. Tüm saatler kum saatinin içinde birbiri üstüne yığılıyor. Sahte mutluluklar giyiniyor sözcükler. Sen-ben savaşında imtiyazsız yarınlara bugünden açıyorum gözlerimi. Savaşacak kadar bile yakın olmayışımızı bilirim. Bilirim, acı verişindir bu kadar sözcük dizdiren. Ömrümü ömrünün ardında sürüyen…

Aynaları kırıldı mutluluğumun. Söz dinlemeyen yanımı artık çok iyi tanıyorum. Ayağım takılıyor bir acıya ve yokluğunun üstüne düşüyorum.
Hala üşüyorum…
İğne deliğinden geçiriyorum sevdayı. Sen oluyor nakışımın adı. Bir an sen oluyorum anlayışsız, vurdumduymaz… Sonra bana dönüyorum. Bak hala ağlıyorum… Harf harf işlerken kelimelerimi, şimdiden yerleştiriyorum acılarımı parmaklarımın ucuna. Son düşen cemreyi de ayırıyorum payıma.

Kapatıyorum gözlerimi. Hadi git yâr, geldiğin gibi. Acıttığın yerden tüm acılarımı da topla git hadi.
Anlamadım yâr
Sen mi yâr olmadın yoksa ben mi yarenlikten uzaktım? Hangi kıyıya vurmuştu aramızdaki eksik o taş? Hangi şarkıda yarım kalmıştı notamız? Hangi satır içine sığdırabilmişti de seni; sen bulunmazım olmuştun?
Ah yâr sana bağlamazsam sözcüklerimi, hep anlamsızlık oluyor yüreğimin dili. Sana bağlandığında da gözyaşına paralel oluyor. Yok, mu önümde senden gayri gidecek bir yol?
İçim yine aynı mısra´ları tekrarlıyor

Yamaçlarımda senli güzel düşerim var
Ama düşlerime damlayan zehir de sensin yâr

Bulamadım yâr. Seni bu kadar ararken kendime bir mutluluğu da bulamadım. Zamandan bir bir çalıp saatleri sızlayan yanlarıma kattım. Ben acıyı aşka yama yaptım. Hafife almadım duyuları. Kuytu köşelerde ölümüne besledim sevdayı. Acıydı bildiğim aşkın ön adı.

Hiçbir şehre sığmadı yüreğim. İstanbul sen de yüreğimi ayaklarına doladın. Ve sen düştün ben kanadım. Ezildim, yarama yine koskoca bir kenti bastım.

Büyük bir uykudan ibaret sandım satırlarda yaşamayı. Kelimeleri vurdum kumsallara. Canımı ağrıttım ardında. Ve bir taş daha attım içimin karanlık dehlizine. Hüzün meskenine kilitli aşk hangi makamı kabul ediyordu ki sözlerine? Hangi yaram düşlerimi sana vurduğumda acı damlatmıyordu?

Gerçeğimde olmayan yâr gönlümden git!
Hadi git!
Ben sarsılan bir şehrin enkazı olmaya razıyım. Ben, yine kâbuslar saklarım yatak başlarımda. Ve sana şiirler biriktirmekten vazgeçerim. Sessizliğimin sesini dinlerim bir sonbahar sabahında.

Hadi git yâr!
Daha fazla sen yüklenemiyor kalbim.
Daha derin düşleri kaldıramıyor bedenim. Kalmadı lügatimde içimi yakmayan bir söz. Bendeki resmini sakladığım sandık; bir çift göz…

Yâr! ekseni değişti artık dünyamın. Ne geceleri uykuya teslim ediyorum düşüncelerimi. Ne de sabahları gündoğumlarıyla yeni bir yelken açabiliyorum kurtuluşuma. Her benle başlayıp senle devam etmek zorunda olan gün, dikenli bir dal oluyor bana.

Hadi gönlüm
Defalarca düş uçurumlardan, kan-revan ol. Ve boşalt içini. Damarlarından ansızın geçen ve “yar”ı anlamlı kılan ezinci katlet. Bitir bu sonsuz şiiri. Son bulsun ağıt tadındaki sevgi söylemleri. Yâr yüreğimdeki ‘is’ini başka bir yere sevk et hadi.

Ah yâr gün gün mısralar döktün içime. Yüreğimi sana dair söylenmiş mısralarımla yıkadın. Ben hep sana uzaktım. Yollarda kaybolsam sen önüme çıkan tuzaktın. Ben, her gece gözyaşlarımla yıkadığım masallarımı saçlarına yolladım. Saçlarından kulaklarına musalla taşı gibi bir soğuklukla inip, beni sana anlatır sandım.
Yanıldım…

Hicran yağmurlarından sıyrılıp ötelerde kendimi aradım, bulamadım…

Hayatımın gençlik satırlarında adı geçen yâr.
Sırtımı her döndüğümde bir can yitirdim bu bahar…

İdama giderken hislerim, güneşim yüzünü görmeyi bekledim hep. Kalemi kırık bir aşkı mühürledim yüreğime. “unuttum” diye haykırırken bile unutmadığımı ispatlıyordum kendime.

Yoruldum yâr
Bütün kapılarımı kapatmaya hazırlanıyorum gönlümün. Kimliğimi hediye edip bu şehre, her bir adımımda anıları sürükleyip ardımdan ve rotamı da ekleyip nabzıma gidiyorum… Mutlu günlerin gelmesini bekleyen çehremdeki çizgileri siliyorum. Ceplerimi dolduruyorum yedekteki acılarla. Her sabah yüzümü yıkadığım tavana asıyorum hayallerimi. Ansızın içime düştüğün günden beri ayakları burkuldu ömrümün. Ve ben her gün bir daha ölmek için uyanır oldum uykumdan. Paslandı gözlerim. Sen kendin için kal yâr ben senin için giderim. Bu defa sürgünlere giden yüreğime bedenimi de eklerim. Bağdat olurum yıkılırım kurşunlara. Filistin olurum kalırım duvarlar arasında. Ama yine de İstanbul’u saklarım alınyazımda.

Nerde olursam olayım unutma yâr; yarın yeni bir gün ve her yeni günde olduğu gibi Bitiyor zaman. Tüm saatler kum saatinin içinde birbiri üstüne yığılıyor. Sahte mutluluklar giyiniyor sözcükler. Sen-ben savaşında imtiyazsız yarınlara bugünden açıyorum gözlerimi. Savaşacak kadar bile yakın olmayışımızı bilirim. Bilirim, acı verişindir bu kadar sözcük dizdiren. Ömrümü ömrünün ardında sürüyen…

Aynaları kırıldı mutluluğumun. Söz dinlemeyen yanımı artık çok iyi tanıyorum. Ayağım takılıyor bir acıya ve yokluğunun üstüne düşüyorum.
Hala üşüyorum…
İğne deliğinden geçiriyorum sevdayı. Sen oluyor nakışımın adı. Bir an sen oluyorum anlayışsız, vurdumduymaz… Sonra bana dönüyorum. Bak hala ağlıyorum… Harf harf işlerken kelimelerimi, şimdiden yerleştiriyorum acılarımı parmaklarımın ucuna. Son düşen cemreyi de ayırıyorum payıma.

Kapatıyorum gözlerimi. Hadi git yâr, geldiğin gibi. Acıttığın yerden tüm acılarımı da topla git hadi.
Anlamadım yâr
Sen mi yâr olmadın yoksa ben mi yarenlikten uzaktım? Hangi kıyıya vurmuştu aramızdaki eksik o taş? Hangi şarkıda yarım kalmıştı notamız? Hangi satır içine sığdırabilmişti de seni; sen bulunmazım olmuştun?
Ah yâr sana bağlamazsam sözcüklerimi, hep anlamsızlık oluyor yüreğimin dili. Sana bağlandığında da gözyaşına paralel oluyor. Yok, mu önümde senden gayri gidecek bir yol?
İçim yine aynı mısra´ları tekrarlıyor

Yamaçlarımda senli güzel düşerim var
Ama düşlerime damlayan zehir de sensin yâr

Bulamadım yâr. Seni bu kadar ararken kendime bir mutluluğu da bulamadım. Zamandan bir bir çalıp saatleri sızlayan yanlarıma kattım. Ben acıyı aşka yama yaptım. Hafife almadım duyuları. Kuytu köşelerde ölümüne besledim sevdayı. Acıydı bildiğim aşkın ön adı.

Hiçbir şehre sığmadı yüreğim. İstanbul sen de yüreğimi ayaklarına doladın. Ve sen düştün ben kanadım. Ezildim, yarama yine koskoca bir kenti bastım.

Büyük bir uykudan ibaret sandım satırlarda yaşamayı. Kelimeleri vurdum kumsallara. Canımı ağrıttım ardında. Ve bir taş daha attım içimin karanlık dehlizine. Hüzün meskenine kilitli aşk hangi makamı kabul ediyordu ki sözlerine? Hangi yaram düşlerimi sana vurduğumda acı damlatmıyordu?

Gerçeğimde olmayan yâr gönlümden git!
Hadi git!
Ben sarsılan bir şehrin enkazı olmaya razıyım. Ben, yine kâbuslar saklarım yatak başlarımda. Ve sana şiirler biriktirmekten vazgeçerim. Sessizliğimin sesini dinlerim bir sonbahar sabahında.

Hadi git yâr!
Daha fazla sen yüklenemiyor kalbim.
Daha derin düşleri kaldıramıyor bedenim. Kalmadı lügatimde içimi yakmayan bir söz. Bendeki resmini sakladığım sandık; bir çift göz…

Yâr! ekseni değişti artık dünyamın. Ne geceleri uykuya teslim ediyorum düşüncelerimi. Ne de sabahları gündoğumlarıyla yeni bir yelken açabiliyorum kurtuluşuma. Her benle başlayıp senle devam etmek zorunda olan gün, dikenli bir dal oluyor bana.

Hadi gönlüm
Defalarca düş uçurumlardan, kan-revan ol. Ve boşalt içini. Damarlarından ansızın geçen ve “yar”ı anlamlı kılan ezinci katlet. Bitir bu sonsuz şiiri. Son bulsun ağıt tadındaki sevgi söylemleri. Yâr yüreğimdeki ‘is’ini başka bir yere sevk et hadi.

Ah yâr gün gün mısralar döktün içime. Yüreğimi sana dair söylenmiş mısralarımla yıkadın. Ben hep sana uzaktım. Yollarda kaybolsam sen önüme çıkan tuzaktın. Ben, her gece gözyaşlarımla yıkadığım masallarımı saçlarına yolladım. Saçlarından kulaklarına musalla taşı gibi bir soğuklukla inip, beni sana anlatır sandım.
Yanıldım…

Hicran yağmurlarından sıyrılıp ötelerde kendimi aradım, bulamadım…

Hayatımın gençlik satırlarında adı geçen yâr.
Sırtımı her döndüğümde bir can yitirdim bu bahar…

İdama giderken hislerim, güneşim yüzünü görmeyi bekledim hep. Kalemi kırık bir aşkı mühürledim yüreğime. “unuttum” diye haykırırken bile unutmadığımı ispatlıyordum kendime.

Yoruldum yâr
Bütün kapılarımı kapatmaya hazırlanıyorum gönlümün. Kimliğimi hediye edip bu şehre, her bir adımımda anıları sürükleyip ardımdan ve rotamı da ekleyip nabzıma gidiyorum… Mutlu günlerin gelmesini bekleyen çehremdeki çizgileri siliyorum. Ceplerimi dolduruyorum yedekteki acılarla. Her sabah yüzümü yıkadığım tavana asıyorum hayallerimi. Ansızın içime düştüğün günden beri ayakları burkuldu ömrümün. Ve ben her gün bir daha ölmek için uyanır oldum uykumdan. Paslandı gözlerim. Sen kendin için kal yâr ben senin için giderim. Bu defa sürgünlere giden yüreğime bedenimi de eklerim. Bağdat olurum yıkılırım kurşunlara. Filistin olurum kalırım duvarlar arasında. Ama yine de İstanbul’u saklarım alınyazımda.

Nerde olursam olayım unutma yâr; yarın yeni bir gün ve her yeni günde olduğu gibi senli ölüme hazırlanıyor gönlüm…



geist-madchen isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Sonforum'un önerileri

Okunmamış 03-29-2008, 15:10   #2
Kullanıcı Adı
morciii
Standart

nerden buluyon kızzz bunları sağol
morciii isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Okunmamış 03-29-2008, 15:11   #3
Kullanıcı Adı
geist-madchen
Standart

çoğu pc de kayıtlı gördüğüm yerde kaydediyorum
geist-madchen isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 17:24


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2023

2007-2023 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog Snus Satın al düşmeyen takipçi satın al