Pil teknolojisini kullanan elektrik motorlu süper spor otomobiL

[DİGİMAX]

Teknoloji dünyası gelişimini aralıksız olarak sürdürürken hayatımızda önem arz eden pek çok ihtiyacımıza da yeni alternatifler sunuyor. Gelişen teknolojinin günlük hayatımıza hızla giriş yaptığı alanlardan biri de otomobil endüstrisi. Ekonomi çevrelerine yönelik olarak yayın yapan çeşitli gazete ve dergilerin yıllık olarak duyurduğu dünyanın en büyük şirketleri sıralamasında özellikle son yıllarda petrol şirketlerinin üst sıraları domine ettiğini görüyoruz. Dünya petrol rezervinin çok büyük bir kısmına sahip olan ülkelerde yaşanan siyasal gerginlikler petrol fiyatlarının önlenemez bir şekilde tırmanmasına neden olurken bizim ki gibi ülkelerde uygulanan yüksek vergi politikası benzin pompa fiyatlarının ciddi derece de artmasına neden olabiliyor. Tabi Türkmenistan gibi vatandaşlarına ücretsiz benzin dağıtmayı hedefleyen uç örnekler de zaman zaman gündeme gelmiyor değil. Bu noktada devreye giren teknoloji özellikle son yıllarda yakıt tüketimi konusunda önemli avantaj sağlayan melez otomobilleri bizlerle tanıştırırken bununla da yetinmeyen araştırmacılar elektrik motorlu üstelik süper-spor sınıfında yer alan otomobiller ile durumu bir adım daha ileriye taşıyorlar.

Toyota Prius ve Honda Civic Hybrid bir süredir satılmakta olan ve ülkemiz yollarında görmeye başladığımız "Melez Otomobil" türünün ilk örneklerinden sadece ikisi. Enerji verimliliği esas alınarak hazırlanan günümüz melez otomobillerinde gelişmiş pil teknolojisi ortak nokta olma konusunda hızla yaygınlaşırken nikel-****l hydride (NiMH) piller ve lityum-iyon bataryalar sıklıkla tercih edilmekte. Hatta çok kısa bir süre içerisinde Lityum-İyon pil kullanan süper spor otomobillerden 248 beygir gücündeki Tesla Roadster, Amerika'da yollara çıkacak. 100km hıza yaklaşık 5.7 saniyede ulaşan otomobilin hız göstergesi maksimum süratte 200km'ye kadar ulaşabiliyor. Çalışmaları bilişim dünyasının en önemli merkezlerinden biri olarak kabul görülen Silikon Vadisinde gerçekleştirilen otomobile yeni ve daha da iddialı bir rakip İngiltere'den geliyor.





Lightning Car Company (LCC) firması elektrik motoruyla çalışan 700 beygir gücündeki yeni otomobili Lightning GT'yi duyurdu. Aralarında Ferrari, Porche, Lamborghini, ve Chevrolet gibi pek çok spor otomobil üreticisinin güncel modellerinden daha yüksek güç sağlayan Lightning GT yakıt konusunda ise bahsettiğimiz üreticilerin modellerini rakip olarak bile görmüyor. Peki Lightning GT'yi özel yapan, arkasında yatan teknoloji nedir? Asıl konumuz olan teknolojik detaylara birlikte bakalım. Elektrik motoru kullanan Lightning GT'yi yakıtla çalışan rakiplerine karşı sahip olduğu en önemli avantajların başında kullanılabilir maksimum gücü herhangi bir hızda sağlayabiliyor olması gösterilebilir. Bununla birlikte Lightning GT, NanoSafe ve Hi-Pa Drive adı verilen iki çok önemli teknolojiyi esas alıyor. NanoSafe teknolojisi 2000 yılında Amerika merkezli Altaimano firması tarafından geliştirilmeye başlandı. Nano teknolojinin geldiği son noktanın en güzel örneklerinden biri olan teknoloji ile yüksek güç sağlayabilen ve bir o kadar da güvenlikli piller hazırlayabilmek mümkün kılınıyor. Grafit materyal yerine nano titanate materyallerin tercih edilmesiyle termal anlamda daha stabil, toksik veya ağır ****l içermeyen piller de bu teknoloji ile hazırlanabiliyor.

Lightning GT'de de kullanılan NanoSafe pil teknolojisinin belirtilen faydaları bunlar ile sınırlı değil. Yeni teknoloji sayesinde günümüzün 3-5 yıl kullanım ömrü sunabilen pilleri yerine çalışma ömrü 12+ yıla varan bataryalar hazırlayabilmek mümkün. Üstelik bu teknoloji ile hazırlanan piller 15.000 defa şarj ediltikten sonra bile toplam kapasitesinin %85'ini sağlamaya devam edebilyor. NanoSafe pilerin en önemli noktalarından biri de şarj süreleri. Şarj süresi saatler süren pek çok pil alternatifinin aksine Nanosafe piller yaklaşık 10 dakikada yeniden şarj edilerek tam dolumu gerçekleştirebiliyor. NanoSafe piller hakkında üzerinde durulan bir diğer önemli nokta ise güç! Gelen bilgilere göre, bahsi geçen piller tipik lityum-iyon pillere göre çok daha fazla güç sağlayabilmekte. NanoSafe teknolojisinin bahsettiğimiz avantajlarını tescilleyen bir önemli gelişmede geçtiğimiz Aralık ayında Tucson, Arizona'da gerçekleşti. Dennis Berube adlı yarış pilotu, NanoSafe teknolojisini esas alan EV Drugster aracıyla yaklaşık 250km hıza 8 saniyenin altında ulaşarak bu alanda yeni bir dünya rekoruna imza attı.





NanoSafe teknolojisinin yanı sıra Hi-Pa Drive adı verilen özel bir teknoloji de yine Lightning GT kullanılıyor. Motor teknolojisinde devrimsel bir yenilik olarak değerlendirilen Hi-Pa Drive temel olarak motor ve elektronik sürüş sistemlerinin tek bir ünitede birleştirilmesini ve bu sayede günümüzde yaygın olarak kullanılmakta olan sistemlerine nazaran 20 kata varan oranda daha yüksek güç yoğunluğu elde edilmesini amaçlıyor. Ayrıca bu teknoloji sayesinde tork miktarının da ciddi şekilde arttırılabildiği bildrilirken spor otomobiller için son derece önemli olan güç-ağırlık dağılımı hususunda da çeşitli avantajlar sağlanabiliyor. Ayrıca toplam enerji transferi ve çok seviyeli yedekleme teknolojileri sayesinde sistemde meydana gelen tekil bir hatanın aracın güvenli işleyişine etki etmediği de belirtiliyor. Hi-Pa Drive teknolojisinin sahip olduğu avantajlarından ötürü Volvo tarafından firmanın "ReCharge" kod adlı konsept otomobilinde de kullanıldığı ifade ediliyor.

700 beygir, 100km hıza 4 saniye'de ulaşabilmek ve elektrik motoru... Yapısında ağırlıklı olarak kevlar kompozit ve karbon fiber kullanılan Lightining GT'nin etiket fiyatı 300.000$ olarak belirlenmiş durumda.