sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > TARİH - KÜLTÜR ve SANAT > Dini Konular
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi


Dini Konular Dinimizle ilgili herşey .

Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 04-01-2011, 12:39   #1
Kullanıcı Adı
Melancholy
Standart Ruhumuz bedenimizle, dünyamız ahiretimizle irtibatlıdır

Efendimiz hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışın" sözüyle, hayatımızın bir denge üzerine kurulu olduğunu belirtiyor.


Buna göre ihtiyacımız miktarınca; hem dünya için hem de ahiret için çalışmalı ve hayatımızı bu denge üzerine bina etmeliyiz. Ancak, Efendimizin bu hadisi sık sık dillendirilse de, günümüz insanı daha ziyade dünya işlerini ahiret işlerine tercih ediyor, neredeyse vaktinin tamamını dünya için harcıyor. İnsanların bu doyumsuzluğu doğurduğu sonuç itibariyle tek dünyalı bir insan modeli ortaya çıkarıyor. Yani, çalışmalarımız, yaşam tarzımız ve beklentilerimiz sekülerizmin renklerini taşıyor ve bizler her geçen gün dünyaya biraz daha bağlanıyoruz.
Hayat bir mücadeleden ibaret, elbette yaşadığımız sürece rızık peşinde koşacağız, vaktimizin bir kısmını buna harcayacağız ancak bütün bunlar hiçbir şekilde bizi manevi bağlarımızdan ayrıştıramayacak ve ayrıştırmamalı...

Hayat bir denge üzerine kurulmuştur ve bu bütünlük içinde dünyayı ahiretten ayırmak imkansızdır. Ruhumuz bedenimizle nasıl irtibatlı ise, ahretimiz de dünya ile öyle irtibatlıdır. Ahiret alemini yaşadığımız hayatın iç alanında yer alırken, dünya hayatı dış alanında yer alır. Bu anlamda dünyayı ahiretten bağımsız düşünmek mümkün değildir. Dinimiz, insanların dünyadan ellerini eteklerini çekmelerini ve hayatlarında başka hiçbir şeye yer vermemelerini istememektedir. Aynı şekilde, insanların tamamen dünyaya yönelmelerini maddiyata karşı aşırı hırs beslemelerini de kabul etmemektedir. Çünkü her iki durumda da Efendimizin tavsiye ettiği denge bozulmaktadır.

Toplumdan uzaklaşmak ve edilgen bir nesne gibi kabuğuna çekilmek insanın doğasına uygun değildir. Aksine dinimiz insanların bir arada yaşamalarını birbirlerine destek vermelerini istemektedir. Diğer taraftan, kişinin tamamen dünya işlerine yönelmesi ise, insanlar arasındaki sevgi ve yardımlaşma bağlarını zayıflatmakta ve insanları katı kalpliliğe, açgözlülüğe bencilliğe cimriliğe götürmektedir. Hayat bir tahtaravalli gibi iki tarafı da dikkate almayı ve bunu bir denge içinde tutmayı gerekli kılıyor. Nitekim Yüce Allah "Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste ama dünyadan da nasibini unutma. Allah sana ihsan ettiği gibi sen de (insanlara) iyilik et Yeryüzünde fesat çıkarmağa çalışma. Allah fesat çıkaranları sevmez" (Kasas 28-77)buyurur. Buna göre bizler yaşadığımız dünyadan kopamayız ancak burada ahiret için yatırım yapmaya gayret ederiz. Yani ne dünyayı küçük görür, yerden yere vururuz ne de dünya hayatının ahiret için bir imkan olduğunu göz ardı ederiz. Efendimiz "sizin en hayırlınız, ahireti için dünyasını dünyası için ahiretini terk etmeyip, her ikisini birlikte yürüteninizdir. Zira dünya ahirete ulaştırıcı bir vasıtadır. Sakın inanlara yük olmayınız" buyurmaktadır.

Hazret-i Peygamber dünya işlerine dalıp ahireti unutanları uyardığı gibi sadece ahiret için çalışanlara da hayatın bir denge üzerine kurulu olduğunu öğretmiştir. Rivayete göre Sahabelerden bir grup Peygamber Efendimizin zevcelerine gelir ve Peygamberimizin nasıl ibadet ettiğini sorarlar. Aldıkları cevap üzerine kendi amellerini azımsayarak "geçmiş ve gelecek günahları affedilmiş olan Peygamber Sallallahü aleyhi Vesellem böyle ibadet ederken bizler ne haldeyiz diye düşünürler. İçlerinden biri "Bundan sonra ben geceleri uyumayıp devamlı namaz kılacağım" der. Diğeri "Ben de sürekli oruç tutacağım" der. Bir diğeri ise, "Ben de hanımlarımdan ayrılacağım ve asla evlenmeyeceğim" der. Bu şekilde sözleşirler. Onların durumu Resulullah'a iletildiğinde Efendimiz bu kimseleri çağırır ve onlara "Allah'a yemin ederim ki, ben Allah'tan sizden daha çok korkarım, daha çok sakınırım. Fakat ben bazen oruç tutarım, bazen iftar ederim. Namaz kılarım, uyku da uyurum. Kadınlarla da evlenirim. Kim benim sünnetimi terk ederse o benden değildir" der.

İslâmiyet, kişinin dünya işlerinde olduğu gibi ibadet hayatında da dengeli olmasını, kendi nefsini, aile fertlerini ve sorumlu olduğu insanları ihmal edecek tarzda aşırılığa gidilmemesini esas alır. Bu anlamda, Efendimiz az da olsa, devamlı ve sürekli yapılan ibadeti öğütlemiş; iş ve ibadet hayatında dengeli olmayı emir ve tavsiye etmiştir.


Milligazete
Melancholy isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Sonforum'un önerileri

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 16:14


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2023

2007-2023 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog Snus Satın al düşmeyen takipçi satın al