sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > EĞİTİM - ÖĞRETİM - KARİYER > SonForum Makale Arşivi > Coğrafya
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi


Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 12-10-2010, 12:41   #1
Kullanıcı Adı
denizci
Standart enerji kaynaklarının tasarruflu kullanılması

ENERJİ TASARRUFU

Evde enerji tasarrufu enerjinin akıllıca kullanılışı anlamına gelir ve gereksiz enerji tüketimini önlemekle yapılır. Enerji ihtiyacı ve kullanımı açısından üzerinde en fazla durulması gereken grup ailedir. Çünkü toplumda aileler, diğer kaynaklarda olduğu gibi enerji kaynaklarının kullanımı ve tüketiminde de rol oynayan en önemli tüketici gruplarından biridir. Sağlıklı, rahat, temiz ve etkin bir ev ortamının yaratılabilmesi için yürütülen ısınma, aydınlatma, temizlik, kişisel bakım gibi çeşitli faaliyetler için aileler enerji kaynaklarını kullanmakta ve buna bağlı olarak her ay bütçelerinden binlerce lira harcamaktadır.

Evde toplam enerji kullanımının yaklaşık %40’ı sıcak su sağlama, yiyecek hazırlama ve pişirme, bulaşık yıkama, çamaşır yıkama, aydınlatma, kişisel bakım, eğlenme, dinlenme ve iletişim gibi faaliyetler, %60’ı da konutun sahip olduğu özellikler ile ilişkilidir.

Özellikle konutlarda tüketilen enerjinin toplam enerji tüketiminin yaklaşık 1/3 oranında olduğu dikkate alınırsa bu alanda yapılacak tasarrufun hem aile açısından hem de çevre açısından önemi ortaya çıkmaktadır.

EVLERİN ISITILMASINDA ENERJİ TASARRUFU

Isı elde etmek için elektrikli sobalar yerine gaz sobaları tercih edilmelidir.

Kötü takılmış kapı ve pencerelerdeki boşluklar ve hava girişleri kontrol edilerek gerekirse izolasyonları sağlanmalıdır.

Yerleri halı kaplamak zeminde ısı kaybını azaltacaktır.

Kalın astarlı perdeler kullanılarak pencerelerden ısı kaybı azaltılmalıdır.

Perdeler radyatör önlerini örtmeyecek şekilde kapatılmalıdır.

Odaları havalandırmak için pencereler uzun süre açılmamalıdır. 3-4 dakikalık süre yeterlidir.

Radyatörler yaldız boya ile boyanmalıdır.

Radyatörlerin üst tarafına mermer levha veya kafesler konmamalıdır.

Çamaşırlar radyatör üzerinde kurutulmamalıdır.

Kullanılmayan odalar ısıtılmamalı ve kapıları kapalı tutulmalıdır. Ancak bu odaların sıcaklığının 10 °C altına düşmemesine dikkat edilmelidir.

Kullanılan odaların sıcaklığı 18-21 derece arasında tutulmalıdır.

Bacalar kış aylarına girmeden önce kontrol ettirilerek temizletilmelidir.

MUTFAKTA ENERJİ TASARRUFU

Yiyecek hazırlama ve pişirme faaliyetlerinde doğru tipte pişirme araçlarının kullanımı ile de enerjiden tasarruf sağlanır.

Her şeyden önce yemekler mümkün olan en az suyla pişirilmeli ve tencerenin kapağı sıkı bir şekilde kapalı tutulmalı, yemek kaynamaya başladıktan sonra ocak iyice kısılmalıdır. Çünkü kaynama başladıktan sonra verilen yüksek ısı daha çok suyun buharlaşmasından, dolayısıyla da enerjinin boşa harcanmasından başka hiç bir işe yaramaz. Ayrıca kapların sadece tabanına ısı verecek şekilde alev ayarlaması yapılmalıdır. Kabın kenarlarından alev taşmamalıdır.

Düdüklü tencere olarak adlandırılan basınçlı tencereler, özellikle uzun süre pişmesi gereken yiyeceklerin pişirilmesinde yakıt tasarrufu sağladığı için tercih edilmelidir.

Basınçlı tencerelerin kullanılmadığı pişirme işlemlerinde ise pişirmenin daha kolay ve kısa sürede olması için kenarları kıvrımsız, tabanı düz, yan yüzleri dik ve tabanla birleştiği yerde hafif yuvarlak olan kaplar kullanılmalıdır.

Ocakların verimli yanmalarını sağlamak için daima temiz tutulmalıdır.

Yiyecekler pişerken fırın kapağını sık sık açmak her seferinde soğuk havanın fırın içine girmesine, dolayısıyla da enerji kaybına neden olmaktadır. Bu nedenle kapak gereğinden fazla açılmamalıdır.

Birçok yiyecek için pişirilirken fırının önceden ısıtılmasına gerek yoktur.

KONUTLARIN AYDINLATILMASINDA ENERJİ TASARRUFU

Kullanılmayan alanlar aydınlatılmamalıdır.

Çok sayıda ufak ampul yerine büyük bir ampul kullanılmalıdır.

Çalışırken masa lambası kullanılmalıdır.

Ampullerin üzerine ışığı az geçiren abajurlar kullanılmamalıdır.

Genel ışıklandırma yerine kısmi ışıklandırma tercih edilmelidir.

Duvarlar açık renklere boyanarak daha çok ışık yansıması sağlanmalıdır.

Merdiven aydınlatılmasında küçük ampullerin kullanılmasına özen gösterilmelidir.

Evimizde enerji kaybına engel olmak için halojen ve normal ampuller yerine floresan lambalar kullanılmalıdır. Böylece %40 oranında enerji tasarrufu sağlayabiliriz.

SU TASARRUFU

Damlayan musluklar tamir ettirilmelidir.

Su akıtırken daha az akıtan duş başlıkları ve muslukları kullanılmalıdır.

Diş fırçalarken musluklar kapatılmalıdır.

Mümkün olduğunca küveti doldurmak yerine duş alarak yıkanılmalıdır.

Kısa sürede duş alınmalıdır.

Sifon asgari çekilmelidir. (Her sifon çekildiğinde, beş günlük içme suyu kaybedilmektedir)

Bulaşık ve çamaşır makinelerini tamamen doldurmadan çalıştırmamalıdır.

Randımanlı su kullanan aletler tercih edilmelidir. Özellikle çamaşır ve bulaşık makinelerin böyle olmasına dikkat edilmelidir.

Sıcak su musluğu açıldığında suyun ısınmasını beklerken akıtılan suyun ziyan olmaması için kova doldurulup bu su gereken farklı yerlerde kullanılmalıdır (Örneğin, çiçek sulama, tuvalete dökme, balkon yıkama).

Ne kadar az su kullanırsak o kadar az depolanmış su gerekir ve o kadar az atık su oluşur. Biz de boşa harcadığımız suyu kesmekle su faturalarından kolaylıkla %25 oranında tasarruf sağlamış oluruz.

TÜRKİYE’NİN ENERJİ KONUSUNDAKİ SIKINTILARI

HABERLER :

1- NTVMSNBC İnternet sitesi

http://www.ntvmsnbc.com 23.Ekim.2001

Enerji Bakanı Zeki Çakan, Japonya ve Türkiye hükümetlerinin işbirliği ile kurulan enerji tasarrufu uygulama tesisinin açılışını yaptı. Çakan, açılış konuşmasında, Türkiye’nin enerji ithal eden bir ülke olduğunu ve 2000 yılı itibariyle enerji arzının yüzde 66’sının ithal edildiğini belirtti.

Çakan, 2020 yılında bu rakamın yüzde 78 olmasının beklendiğini ifade ederek, Türkiye’de enerji tasarrufunun önemini vurguladı. Çakan, şöyle konuştu:

“Sanayi sektöründe yıllık 1 milyar dolar enerji tasarrufu potansiyeli belirlenmiştir. Bu nedenle Türkiye enerjisinin verimli kullananımı ve enerji tasarrufu konularının üzerinde önemle ve hassasiyetle durmaktadır. Tasarruf edilerek kazanılabilecek enerjiyi üretmek için pahalı yatırımlara ve uzun zamana ihtiyaç vardır, oysa enerji tasarrufu daha çabuk ve ucuza elde edilen bir enerji kaynağıdır.”

Enerji tasarrufu projesi kapsamında, mini bir fabrika şeklinde yapılan tesiste verilecek eğitimin uygulanması ile enerji kullanımında yüzde 10 oranında tasarruf sağlanabileceği öngörülüyor.

2-Elektrik Mühendisleri Odası Yayınları (EMO)

http://www.emo.org.tr

Ülkemizde Enerji Krizi Yoktur. Enerjide Yönetim Krizi ve Çok Başlılık Vardır!

Enerji yetmezliği değil enerji bürokrasisi yetmezliği vardır!

Ülkemizde özellikle son on yılda deneyimli bürokratlara el çektirilerek, bir kriz ortamı yaratılmaktadır. ETKB, TEAŞ, TEDAŞ, TKİ, DSİ, EİEİ, MTA, BOTAŞ, DPT ve Hazine Müsteşarlığı arasında bir çok başlılık ve koordinasyon eksikliği vardır.

Ülkemiz bugün 26.300 MW’lık kurulu gücü ve 160.000.000.000 kwh’lik yıllık üretim kapasitesine karşın 18.000 MW’lık puant değerini ve 118.000.000.000 kwh’lik ülke ihtiyacını karşılayamıyorsa burada sorgulanması gereken enerji bürokrasisidir. Enerji yetmezliği değil enerji bürokrasisi yetmezliğini sorgulamak gerekir.

Ülkemiz bugün tüketime sunduğu her yüz birim enerjinin yirmi birimini (Ülkemizde %20 olan kayıp oranı gelişmiş ülkelerde % 6-10 arasındadır. OECD ortalaması ise % 7′dir.) yani yirmibirmilyar kwh enerjiyi kötü dağıtım hatlarında kaybetmektedir. Bu ise iki adet 1.000 MW’lık Nükleer Santralın yıllık üretimine eşittir. Altyapıya yapılacak çok daha az bir yatırımlarla kayıplar gelişmiş ülkeler seviyesine çekilebilir.

Termik santrallerimizde kapasite kullanma oranı gelişmiş ülkelerin % 15-20 gerisindedir. Termik santrallere yapılacak yatırımlarla hem kapasite kullanma oranı yukarı çekilecek hem de verimleri artacaktır. Buralarda yapılacak yatırımlarla 1.000 MW’lık bir Nükleer Santralın üretimine eşit bir üretim sağlanabilir.

Ülkemizin 2010 yılında 375.000.000.000 kwh ve 2020 550.000.000.000 kwh brüt enerji ihtiyacı olacağı söylemi bir fantezidir. Bu varsayımlar, “hiç altyapı yatırımı yapmayacağım ve bugünkünden daha kötü bir yönetimle enerjiyi çarçur edeceğim” demektir. (sadece dağıtım hatlarında yapılacak yatırımlarla % 10′luk bir iyileştirme sağlanırsa bu talep tahminleri otomatikman % 10 aşağıya çekilecektir.)

Gerek geçmiş yıllar trendi incelendiğinde gerekse gelişmiş ülkelerin durumuna bakıldığında böylesine abartılı bir talebin olamayacağı görülmektedir.

ETKB ulusal kaynakları alabildiğine küçük, talebi de olabildiğince büyük göstererek Akkuyu Nükleer Santral projesini haklı göstermeye uğraşıyor. DPT, biri 30 Haziran 1999′da diğeri ise 11 Ekim 1999′da iki kez ETKB’ye mektup yazarak, olur verdikleri projelerle ülkemizin 2000 yılından itibaren bir atıl kapasiteyle karşılaşacağını açıkça belirtmiştir.

Öncelikle gerçekçi ve merkezi bir enerji planlaması yapılmalıdır. Ülkemizde geleceğe yönelik projeksiyonlar ve planlamalar genellikle bugünkü üretim/tüketim dengesine ve bugünkü kurulu güç/puant dengesine dayandırılmaktadır. Oysa yapılması gereken fiili tüketimin esas alınması ve ondan geriye doğru gidilmesidir. Bu tüketim değerinin üstüne gelişmiş ülkelerdeki dağıtım kayıpları oranı olan %8 ilave edilmeli, daha sonra iletim kayıpları ve diğer kayıplar ilave edilmelidir. Bu noktadan hareketle önce yıllık nüfus artışı daha sonra da yıllık büyüme oranları esas alınarak gelecek yıllara yönelik planlamaya gidilmelidir. Geleceğe yönelik projeksiyonlardaki bir diğer hata ise son beş yıldaki artış trendinin gelecek otuz yılda da süreceği varsayımıdır. Oysa gerçekçi bir planlamayla artış trendinin 2010 yılı itibarı ile düşeceği söylenebilir. Bugün gelişmiş ülkelerdeki yıllık artışların % 1′ler civarında olduğu unutulmamalıdır.

Özellikle termik santrallerin baca gazı arıtma ve kül tutma tesisleri hızla devreye sokulmalı ve çevreye olan etkileri azaltılmalıdır. Böylelikle kapasite kullanma oranı yukarı çekilecektir. 1997 yılı içerisinde termik santrallerde ortalama kapasite kullanma oranı %55′tir. Bu oran % 65′lere çekilerek sisteme bugünkü kurulu güçle yaklaşık yedi milyar kwh enerji verilebilir.

Termik santrallerde hızla otomasyona geçilerek santrallerin verimi yukarıya çekilmelidir.

Uygun bir fiyat politikası benimsenerek özellikle puantın yüksek olduğu saatlerde (17.00- 22.00 saatleri arası) puantı aşağı çekebilecek önlemler alınmalı - tarifeli sayaçlar vb - ve varolan kapasite ile daha uzun süre sisteme düzenli enerji verilebilecektir. Kademeli bir şekilde az enerji tüketen ev aletleri ve az enerji tüketen sanayi tesislerine geçilmelidir.

Öncelikle ulusal kaynaklarla çözüme yönelinmeli ve gerek proje, gerek plan, gerekse başlanılmış olan ve bitirilmiş olan toplam 702 hidroelektrik santralın (sadece 510 adedinin ekonomiklik analizi yapılmıştır.) tümünün çalışmaları tamamlanmalıdır. Böylelikle hem ucuz enerji üretilecek hem de tüketime ucuz elektrik verilerek sanayinin rekabet gücü artırılacaktır. Elektrik enerjisi üretimindeki dışa bağımlılık en alt düzeye indirilecektir.

Gelişmiş ülkelerde kullanılan Energy Managment System (EMS) ve Supervisory Control And Data Acqusition (SCADA) sistemleri hızla devreye sokularak etkin bir yük izleme ve yük yönetimi sağlanmalıdır.

Dünyadaki yeni elektrik enerji üretim teknolojileri hızla gündeme alınmalı ve bu konudaki pilot uygulamalar teşvik edilmelidir.

Ülkemizin acilen bir rüzgar haritası çıkarılmalı ve bu konudaki potansiyel tespit edilmelidir. Bugün rüzgar türbinlerinde pilot uygulamalarda 1000 MW’lar düzeyine çıkılmıştır. Maliyetlerde termik santrallerde yarışabilir düzeydedir. Rüzgar konusunda hızla pilot uygulamalar başlatılmalıdır.

Güneş enerjisinde en çok oranda yararlanma konusunda teşvik edici bir politika benimsenmelidir. Fotovoltaik piller henüz elektrik enerjisi üretimi için ekonomik değildir. Ancak özellikle güneyde su ısıtmada güneş enerjili sistemler teşvik edilmeli ve bu işler için harcanan elektrik enerjisinden tasarruf sağlanmalıdır.

Fotovoltaik piller 2015 - 2020 yıllarından itibaren kwh başına maliyetlerinin makul düzeylerde olacağı bilinmektedir. Bu konudaki AR GE çalışmalarına başlanmalıdır.

Sadece %2.97’sinde yararlanılan ülkemizin 2450 MW’lık jeotermal potansiyelinin tümüyle kullanılması konusunda gerekli yatırımlara gidilmelidir.

Elektrik tüketiminde tasarrufu teşvik edici uygulamalara gidilmelidir. Elektrik enerjisinin verimli kullanımı konusunda merkezi projeler geliştirilmeli, özellikle elektrik enerjisinin yoğun olarak kullanıldığı çimento ve demir çelik sektörlerinde hızla az elektrik tüketen teknolojilere yönelinmelidir. Elektrikli ev aletlerinde kademeli olarak az enerji tüketen teknolojilere geçilmelidir.

Üretim, iletim ve dağıtımda bozulan merkezi yapı yeniden oluşturulmalı ve sistemin bütünlü¤ü sağlanmalıdır. Özelleştirme uygulanmalarından hızla vazgeçilmelidir. Özelleştirilmiş olan bölgeler derhal merkezi sisteme dahil edilmelidir.

Planlama ve karar vermede çok merkezli yapı terk edilmeli ve ulusal düzeyde konunun tüm taraflarının özellikle (EMO ve tüketici temsilcileri bu kurulda yer almalıdır.) yer aldığı Elektrik Enerjisi Ulusal Kurulu oluşturulmalıdır.

Sektördeki ekonomik olmayan küçük ölçekli yatırımlardan vazgeçilmelidir. Bu konuda merkezi kurul optimum ölçekleri belirlemelidir.

Siyasi nedenlerle kenara itilmiş olan deneyimli kadrolar derhal sistemin ilgili birimlerinde görevlendirilmelidir. Oluşturulacak olan merkezi kurula siyasi iktidarların kolayca müdahale edemeyeceği özerk bir yasal statü kazandırılmalıdır.

Başta Avrupa Enerji Şartı (ki bu sözleşmeyi dönemin hükümeti TBMM’ne onaylatmadan imzalamıştır) olmak üzere ülkemiz enerji sektörü üzerine ipotek getiren tüm uluslararası sözleşmeler iptal edilmelidir. Özelleştirme adı altında verilen tüm imtiyazlar geri alınmalıdır.

3-TEDAŞ (Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.) Resmi İnternet Sitesi

http://www.tedas.gov.tr

Türkiye 62 milyonu aşan nüfusu ile gelişmekte olan bir ülkedir. 1997 yılı sonu itibariyle kişi başına düşen Gayri Safi Milli Hasıla 3 000 ABD Dolarına ve kişi başına elektrik enerjisi tüketimimiz brüt 1 650 kWh’a ulaşmıştır. Ülkemiz, alt yapı yatırımlarını tamamlayarak, ekonomik seviyesini gelişmiş ülkeler ile rekabet edebilecek bir düzeye çıkarma noktasındadır. Bu durum özellikle enerji talebinde hızlı bir arışı beraberinde getirmektedir.

Türkiye hızlı sanayileşme sürecinde olan bir ülkedir. Bununla birlikte yerli enerji kaynaklarının sınırlı olması nedeniyle kalkınmada enerji ithalatı önemli bir yer tutmaktadır. Uygulamakta olduğumuz ulusal enerji politikalarımızın başlıca amaçları şunlardır:

Ekonomik ve sosyal kalkınmayı desteklemek için yeterli, güvenilir ve ekonomik enerji arzının sağlanması;

Enerji arzının emniyetli olarak yapılması;

Artan enerji talebinin karşılanması için gereken sermaye yatırımlarının teşvik edilmesi.

Enerji sektörünün genel görünümüne bakıldığında; sanayileşme oranı ile kalkınma hızı ve artan nüfusa paralel olarak birincil enerji ihtiyacımızın yıllık ortalama % 8′ lik bir artışa sahip olduğu görülmektedir.

Yapılan projeksiyon çalışmalarına göre; 1997 yılında 71 milyon ton petrol eşdeğeri (TEP) olan birincil enerji tüketimimizin, 2000 yılında 91 milyon TEP, 2010 yılında 175 milyon TEP ve 2020 yılında ise 314 milyon TEP’e ulaşması beklenilmektedir. Birincil enerji üretimimiz dikkate alındığında ise; 1997 yılında 28 milyon TEP olan birincil enerji üretiminin, 2000 yılında 31 milyon TEP, 2010 yılında 53 milyon TEP ve 2020 yılında ise 80 milyon TEP olarak gerçekleşeceği tahmin edilmektedir.

Yerli enerji üretimi toplam birincil enerji talebinin 1997′de % 40′ını karşılamış olup, muhtemelen 2000′de % 34′ünü, 2010′da % 30′unu ve 2020′de ise % 26’sını karşılayacaktır.

Enerji politikalarımızın en önemli unsurlarından birisi enerji arzının kesintisiz olarak temin edilmesidir. Bu nedenle, yerli enerji üretimi ile enerji talebi arasındaki fark geçmiş yıllarda olduğu gibi yine ithalat yoluyla karşılanacaktır.

4-SABAH GAZETESİ 24.07.2000

Enerji sıkıntısına ek önlem

Enerji Bakanlığı, sıkıntıyı önlemek için ek önlem alıyor. Önlemler arasında otoprodüktör santralleri için vergi kolaylığı da bulunuyor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, enerji sıkıntısı çekilmemesi için ilave tedbirler almaya çalışıyor. Alınacak tedbirler arasında, otoprodüktör tesislere vergi yönünden kolaylıklar getirilmesi, daha fazla doğalgaz kullanımı, gereğinde Marmara Ereğlisi’ndeki LNG tesislerinde terminal olarak yararlanılmak üzere LNG yüklü bir tankerin yedekte bekletilmesi yer alıyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan bir yetkili, özellikle kış aylarında, bütün termik santrallerin tam kapasitede çalışması gerektiğini belirterek, bunun için önlemlerin alınmaya başlandığını söyledi. Şirketler açısından akaryakıt fiyatlarının yüksek gelmeye başlaması nedeniyle, otoprodüktürlerden bir kısmının kapanmaya başladığına dikkat çeken yetkili, “Otoprodüktörleri teşvik etmek amacıyla, motorin üzerindeki akaryakıt vergisinin kaldırılması düşünülüyor” dedi.

5-SABAH GAZETESİ 09.11.2000

Zeytinyağından elektrik

Selçuk Gıda, Germencik’te yapılacak enerji santralinde, zeytinyağı fabrikalarının atığı olan “prina” adlı maddeyi kullanarak elektrik üretecek

Türkiye’nin son aylarda devamlı gündemini meşgul eden enerji sorununa İzmirli şirket Selçuk Gıda’dan farklı bir çözüm geldi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer’in “Bu kışı programlı elektrik kesintisi yaşamadan geçirebiliriz” sözleriyle rahat bir nefes alınmasına rağmen, Türkiye’nin enerji sıkıntısı sürüyor. Bu nedenle harekete geçen Selçuk Gıda, zeytinyağı fabrikalarının atığı olan “prina” adlı maddeyi kullanarak elektrik üretebileceğini açıkladı. Bu nedenle bir fabrika kuracak olan Selçuk Gıda, hedeflerini bir basın toplantısıyla duyurdu.

216 megawatt enerji

Selçuk Gıda’nın Sel Enerji adıyla kurduğu yeni şirketin Türkiye’nin ilk Biomass enerji tesisi ile prinadan elektrik üreteceği belirtildi. Fizibilite çalışmaları ve prina tahlilleri tamamlanan fabrika büyük bir olasılıkla Aydın Germencik’te faaliyete geçecek. Tesis 216 megawat enerji üretecek. Aynı zamanda bir çevre koruma projesi olan sistem sayesinde fabrikada kullanılan teknoloji ile yakılacak prina çevreye hiçbir zarar vermeyecek. Üretilen elektriğin yüzde 40′ı Selçuk Gıda tarafından kullanılırken geriye kalan yüzde 60′lık bölümü ise TEDAŞ’a satılacak. 20 milyon dolara malolacak santral 14 ayda teslim alınacak. Biomass enerji santralinde yılda 200 bin ton prina kullanılması planlanıyor. Böylece bölgenin yıllık 230 bin ton olan prina üretiminin büyük bir bölümü çevre problemi yaratılmadan enerjiye dönüşecek.

Örnekleri var

Biyolojik atıkların kullanıldığı biomass enerji santralleri dünyanın çeşitli köşelerinde faaliyet gösteriyor. Ancak bir zeytinyağı üretim atığı olan prina ile elektrik üreten tesisler sadece İspanya’da bulunuyor. İspanya’da şu anda çalışan iki fabrikaya ek olarak yapılan 4 fabrikanın da inşaatı sürüyor. İtalya ve Yunanistan ise inşaata başlama safhasında.

Prina ve biomass enerji nedir?

Biomass enerji santralleri çeşitli biyolojik maddeleri yakarak çalışıyor. Ağaç kabukları ile çalışan biomass enerji de santralleri var. Zeytinyağı fabrikalarının artık maddesi olan prina ise ezelden beri yakıt olarak kullanılıyor. Ancak prinanın kullanımı sırasında büyük çevre kirliliği oluşuyor. Bir Amerikan sistemi olan “akışkan yatak teknolojisi”nde ise yakılan prina çevreye hiçbir zarar vermeden enerjiye dönüşüyor. Sistemde prinanın yakılması ile oluşan ısı ile su buharı elde ediliyor. Bundan da elektrik enerjisi üretiliyor.

6-EKONOMİ VE POLİTİKADA TREND Haber / Ayşenur Bozal

Dünyanın enerjisi tükeniyor

Enerji krizi yalnızca Türkiye’nin değil, bütün dünyanın problemi. Nüfus artıyor, sanayileşme yaygınlaşıyor, teknoloji baş döndürücü gelişmeleriyle yaşamın bir parçası haline geliyor. Enerji krizi de tüm ülkelerin kapısını çalıyor.

21. yüzyılın önemli sorunlarından birisi enerji açığı ve var olan enerji kaynaklarının istihdam edilememesi. Türkiye’de doğal olarak bu sorundan payını alıyor. Ekonomik ve sosyal kalkınmanın temel faktörlerinden birisi olan enerji tüketimi artan nüfus, şehirleşme, sanayileşme, teknolojinin yaygınlaşması ve refah artışına paralel olarak büyüyor. Buna karşılık var olan enerji kaynaklarının yeterince verimli kullanılamaması, maliyetlerin gittikçe yükselmesine ve halkın en doğal ihtiyaçlarından birisi olan enerji tüketimini en pahalı fiyatlardan satın almasına sebep oluyor. Yüksek fiyatı bir yana bırakın son yıllarda ‘acaba enerji krizinin eşiğinde miyiz?’ sorusu gündemdeki sıcaklığını koruyor. Enerji sanayiinin vazgeçilmez ve en önemli girdisi olduğundan enerjideki her çeşit dalgalanma ve kesinti sanayide maliyetlerin artmasına ve sanayi ürünlerinin dünya ölçeğinde rekabet şansının azalmasına neden oluyor. Petrol ve doğalgaz gibi kaliteli fosil yakıt varlığı zaman içinde azalırken, bu kaynakların stratejik önemi yükselecek, bu kaynakların yerini dolduracak yeni enerji kaynakları geliştirilmediği sürece, fiyatları artış eğilimi içine gireceği bir gerçek. Türkiye şu an enerji konusunda yüzde 62 oranında dışa bağımlı. Yapılan araştırmalar böyle giderse, dışa bağımlılığın gün geçtikçe artacağını gösteriyor. Örneğin Türkiye’nin 2020 yılında 148 milyon taşkömürü, 74 milyon ton ham petrol, 78.5 milyar metreküp doğalgaz ithal etmek zorunda kalacağı söyleniyor.
denizci isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Sonforum'un önerileri

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 21:07


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2023

2007-2023 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı
webmaster blog Snus Satın al düşmeyen takipçi satın al