GÖLGESİZLER | Baskı Yılı : 2006 | Yayın Evi : Doğan Kitapçılık | Sayfa : 226
Bir köyde aniden birileri kaybolur, ama bu öyle bir kayboluştur ki sanki buharlaşmış ya da yer yarılmış içine düşmüşlerdir... Cıngıllı Nuri, Güvercin, onları aramaya kente kadar giden Muhtar, aklını yitirip kar neden yağar diye sorup duran Cennet'in oğlu, traşbıçağı almaya gidip kaybolan berber çırağı... Düşle gerçek olanın birbirine karıştığı, neredeyse şiire varan melodik bir üslupla yazılmış bir "kayıp insanlar, kayıp hayatlar" öyküsü Gölgesizler; "ruhu daralmış" insanların, "birdenbire derisi dar gelmiş bedenince; elleri kollarına, ayakları bacaklarına uymaz ve gözleri görmesine yetmez olmuş" insanların, kendilerini ve aynadaki diğerr insanları arayışlarının öyküsü. Gölgesizler, gerçeküstü anlatımı ve sınırlarda gezinen olağanüstü dili ile tüm okurları kavrayacak, zorlayacak, şaşırtacak ve zenginleştirecek bir roman.
"Genç edebiyatımız içinde Hasan Ali Toptaş'ın yazdığı romanların nereye konulabileceğini düşünüyorum. Sanıyorum genç edebiyatımızla sınırlı bir alanda değerlendirilmesi doğru da değil... Bu denli ayrıksı bir yaratıcılığın nereden doğduğunu merak ediyorum."
Semih Gümü
(Arka Kapaktan; )
"Belki de doğru düşünüyordu; herkesin bir yoku vardı köyde, herkes kadar bir yoklar sürüsü vardı da evlere girip çıkıyorlardı insanlar gibi, kahveye oturup çay içiyor, tarlada çalışıyor, çınarın gölgesinde toplanıyor ve ölümlerde ağlayıp düğünlerde oynuyorlardı. Muhtarın haberi yoktu bunlardan, hiçbiriyle karşılaşmamıştı. Ola ki köylüler büyük bir titizlikle gizliyordu yoklar sürüsünü, herkes kendi yokunu sessizce besliyordu. Bu konuda her insanın kendine özgü bir yöntemi vardı belki; sözgelimi, kimi geceler boyu düş yedirirken kimi ninni içiriyordu yokuna, kimi türkülerle masallarla besliyordu, kimi sessizliğiyle büyüyüp sesiyle uyutuyordu, kimi de kendini yediriyordu yiyecek diye, giyecek diye kendini giydiriyordu. Cennet''in oğlu da..."