sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > EĞİTİM - ÖĞRETİM - KARİYER > SonForum Makale Arşivi > Diğer Dersler
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi


Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 03-12-2010, 15:02   #1
Kullanıcı Adı
_SoN_
Standart Misyonerlik nedir?

Misyonerlik nedir?
Misyoner, bir dini yayma amacıyla, başka bir ülkede bulunanlardır. Kelimenin kökeni Latincedir. Misyonerlik faaliyetleri tüm dinler için geçerli değildir


Misyonerliğin Hıristiyanlık dininde büyük bir önemi vardır. Hıristiyanlık tarihinin ilk misyoneri olan Aziz Pavlus gibi, pek çok Aziz misyonerlik faaliyetinde bulunmuştur. Misyoner deyimi özellikle 1660'lardan itibaren özel bir görev alan Hıristiyan din adamı anlamında kullanılmıştır. Yine kilise tarafından "İncil’i vaz’eden kişi" anlamında kullanılmıştır. Misyonerler Hıristiyanlığın ilerleyen süreçlerinde sadece yabancı bir dilden olanı değil, kendi mezheplerinden olmayan insanları dahi kendi mezheplerine çekmek amacını gütmüşlerdir.
Kiliseye göre misyonerlik görevinin Hz.İsa tarafından ilk olarak havarilere verildiği ileri sürülmektedir. Buna dayanak olarak da Matta İncil’i gösterilmektedir:
18. İsa yanlarına gelip kendilerine şunları söyledi; Gökte ve yeryüzüne bütün yetki bana verildi.
19. Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin.Onları baba, oğul ve kutsal ruhun adıyla vaftiz edin.
20. Size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim" (Matta İncili, 18-20)
Anadolu kökenli olan Pavlus’un Hıristiyanlıktaki önemi onun daha ilk yıllarında yaptığı önemli uğraşlardan kaynaklanmaktadır. Bunların en önemlisi Hıristiyanlık adına yaptığı Batı Anadolu, Makedonya ve Yunanistan'a yolculuklarıdır. Onun yaptığı yolculukları önemli kılan faktörler ise özellikle sünnet olmayı reddeden ve Tevrat'ın kurallarına boyun eğmek istemeyen Romalı putperest toplulukları sünnetsiz ve kuralsız olarak Hıristiyanlığa alması olmuştur. Bu nedenle çeşitli baskılara maruz kalmıştır. Diğer bir önemli faktör ise Pavlus'un gittiği yerlerde kiliseler kurması ve bunları örgütlemiş olmasıdır. Yani bir bakıma organize yapılan ilk misyonerlik hareketidir.

Başta Hıristiyanlık olmak üzere bazı İslam dışı dinlerde ötekilere dini tebliğ etmek, onları dine kazanmak kutsal bir vazife, âdeta bir ibadettir. İslam'da da dine davet ve dinin tebliği ümmetin (Müslümanların) önemli bir vazifesidir. Peygamberimiz (s.a.) Hz. Ali'ye hitaben, "Senin sayende, senin çabalarınla bir insanın hidayete kavuşması (Müslüman olması) senin için, dünyanın en değerli nimetlerine sahip olmandan daha hayırlıdır" buyurmuştur. Bu teşvikler sebebiyle olmalıdır ki, Müslüman tüccarlar, dervişler ve alimler meşakkatli seyahatlere katlanarak dünyanın hemen her tarafına ulaşmış, insanlara İslam'ı anlatmışlardır.

Bir dini, onun mensubu olmayanlara anlatmak manasında "tebliğ" bir yandan İslâmî bir ödev, diğer yandan başkalarına da tanınmış bir haktır. Ancak tarih boyunca yapılan uygulamalara bakıldığında özellikle Hıristiyanların yaptıkları misyonerlik faaliyetlerini bu masum "tebliğ" çerçevesine sokmanın mümkün olmadığı görülmektedir. Çünkü bu dinin mensupları içinden misyonerlik vazifesini üstlenmiş olan şahıs ve kurumların hem amaçları hem de araçları meşru ve masum değildir.

Misyonerlerin amacı yalnızca insanları Hıristiyanlaştırmak değildir; amaç Batılı Hıristiyan devletlere daha kolay sömürecekleri veya çıkarları yönünde kullanacakları ülkeler ve topluluklar kazandırmaktır. Bu amaç, devletlerin siyasi ve ekonomik çıkarlarına, kilise mensuplarının da dinî arzularına uygun düştüğü için zalim bir ittifak gerçekleşmiş, devletler kiliseyi, kilise de sömürgeci güçleri kullanarak yollarında ilerlemişlerdir. Bu iddianın en açık ve kesin delili tarihtir, tarihten günümüze olup bitenlerdir. Bugün geri kalmış veya kalkınmakta olan ülkelere bakıldığında görülecektir ki, bunlar arasından Hıristiyanlaştırılmış olanlar da, Batılı ve beyaz seçkin topluluklara eşit olamamış, her bakımdan ikinci sınıf insan muamelesi görmüşler, ayrıca Hıristiyanlaşma yüzünden sömürüye karşı dirençlerini kaybettikleri için kılçıksız balık haine gelmişlerdir. Kendilerine uygun görülen, İncil'in de telkin ettiği şefkat, merhamet ve paylaşım değil, ahiret mutluluğu uğrunda dünya mahrumiyetlerine katlanmaktan ibarettir.

Kullandıkları araçlar meşru ve masum değildir; çünkü masum ve meşru bir din tebliği (dini anlatma) eğip bükmeden, aldatmadan, hiçbir şeyi gizlemeden, insanların zaaf ve ihtiyaçlarını istismar etmeden yapılan anlatımdır.
Halbuki Hıristiyan misyonerleri şunları yapıyorlar:
_SoN_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Sonforum'un önerileri

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 10:39


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2025

2007-2025 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı