|
Kitap Dünyası Kitaplarla ilgili tüm paylaşım burada. |
Seçenekler | Stil |
03-02-2010, 11:52 | #1 |
Derviş ve Ölüm (Meşa Selimoviç) Özeti,Konusu,Karakterleri
Usta yazar Meşa Selimoviç? ten otuz değişik dile çevrilmiş, önemli edebiyat ödüllerine layık görülmüş bir başyapıt... Boşnak yazar Selimoviç? in 1967'de yayımlanan Derviş ve Ölüm adlı romanı, bundan sonra yalnızca L&M Yayınları tarafından yayımlanacak. Değişik dönemlerde birçok eleştirmenin inceleme konusu edindiği, ayrıca geçtiğimiz yıllarda bir Türk-İtalyan ortak yapımı ile sinemaya da aktarılan roman, otuz değişik dile çevrilmiş ve birçok önemli edebiyat ödülüne layık görülmüştü. Meşa Selimoviç, Derviş ve Ölüm? de mutlak dinî doğrular üzerine kurulu dünyasında yaşayan Ahmed Nureddin? in, erkek kardeşinin suçsuz yere tutuklanıp idam edilmesinden sonra düştüğü derin karmaşayı resmederken insanın ruh dünyasındaki çelişkileri, gelgitleri incelikle işler. Ölüm, yaşam, aidiyet, iktidar, iktidarın gereklilikleri ve değişmez değerlerin hayat pratiğine yansıması etrafında dolaşırken insanlık durumlarını merkeze alan muhteşem bir eser ortaya koyar. Yugoslavya'da edebiyat dersleri programında yer alan Derviş ve Ölüm? deki izlekler, romana evrensel bir boyut kazandırır. Tarihsel dönemlere veya koşullara bağlı özel durumlardan çok, insan doğasının yapısı, zaafları ve ihtirasları etrafında dönen roman müthiş bir içe bakış örneğidir. II. Dünya Savaşı esnasında amansız çatışmaların cereyan ettiği Bosna? da savaşa bizzat katılan ve savaşın insan ruhunda açtığı yaraları ömür boyu içinde taşıyan birisidir Selimoviç. Gerçek hayatta 1944 yılı sonlarında, Partizan ve aynı zamanda Tuzla Askerî Bölge Komutanlığında subay olan ağabeyi Şevki Selimoviç? in, III. Kolordu Askerî Mahkemesi kararıyla kurşuna dizilmesi ve bu olayın Meşa Selimoviç? in ruhunda açtığı yara, devrim ve iktidar ile devrimin evlatları arasındaki ilişkileri yeniden okuması, Derviş ve Ölüm? ün yazılmasının arkasındaki önemli bir motiftir. Nitekim romanda da, erkek kardeşinin suçsuz yere idam edilmesi Şeyh Ahmed Nureddin? in hayatında esaslı bir kırılma yaratır. O zamana kadar iktidar ile bir sorunu olmayan Nureddin, bu olaydan sonra gizli bir öfkeye kapılır ve isyan eder. Çıkan isyan sonucu öldürülen Kadı'nın yerine artık Nureddin geçmiştir; artık iktidar sahibi, kendisidir. Ancak 'iktidar'ın öyle bir yapısı vardır ki 'sahibi'ni, en yakın dostu ile iktidar arasında bir seçim yapmak zorunda bırakacaktır. Ve bu seçimin sonuçlarına katlanmak... Kitaptan Alıntılar: “Öldüğüm gün taşınırken tabutum acı duyacağını sanma bu dünyanın ardından... Ağlayarak yazık oldu diye konuşma. Yok oluyorlar mı batınca güneş ve ay? Ölüm sandığın şey, aslında doğuştur. Zindan gibi görünür mezar, oysa ruh özgürlüğe kavuşur Hangi tohum büyümez ekilince toprağa? İnsan tohumundan şüphen mi var yoksa?” **** Ellerimle ıslak duvarlara tutunarak zorlukla ayağa kalkabildim. Ayakta durmak istiyordum. Ümidimi henüz yitirmemiştim: Geleceklerdi, beni arayacaklardı. Şunun şurasında gün ışıyalı ne kadar zaman geçmişti ki. Bir an için gösterdiğim zayıflık beni öldüremezdi. İyi ki, bu halimden ötürü kendi kendimden utanıyordum. Ve bekliyordum. Uzun saatlerin yürüyüşünde ümit ateşini koruyarak bekliyor, alev gibi yanan yaralarımın ağrılarında teselli buluyor, kapının açılacağını umuyordum. Gözlerime ihtiyacım kalmayınca, gece olduğunu anlıyor, bitkin bir halde kendimi çamurun içine bırakmak isteğini duymadan ayakta duruyor, Cemal'in getirdiği yemeği yiyor, tekrar beklemeye başlıyordum. Günler geçiyor, zifiri karanlıklar birbiri ardından geliyor, uyuyordum. Sabahları uyanınca, taşın üzerine oturuyor ve ben, artık neyi beklediğimi unutuyordum. |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|