|
Kitap Dünyası Kitaplarla ilgili tüm paylaşım burada. |
Seçenekler | Stil |
03-02-2010, 11:33 | #1 |
Goriot Baba (Honore de Balzac) Özeti, Konusu, Karakterleri
Rastignac, Nucingen evine yanaşmayı sınamadan önce sahayı iyi tanımak
arzusu ile Goriot Baba'nın bundan evvelki hayatını öğrenmek istedi ve şu suretle hulasasaı kabil olan malumatı topladı: Jean-Joachim Goriot, ihtilalden önce meharetli, muktesit, ve 1789'daki ilk ayaklanmanın tesadüfen kurbanı olmuş bulunan ustasının ticarethanesini satın alabilecek kadar müteşebbis bir uncu çırağı idi. Jusienne sokağında, buğday hali yakınında bir dükkan açmış ve bu tehlikeli devirde ticareti için en nüfuzlu kimselerin himayesini temin etmek dirayetini göstererek bu maksatla bulunduğu mıntıkada parti reisliğini kabul etmişti. Bu diyaret servetinin menşei olmuş, serveti ise gerçekten yahut hile eseri olarak meydana çıkan kıtlıkla beraber başlamıştı. Bu kıtlı üzerine buğday fiyatları Paris'te azim bir yükseliş kaydetmişti. Bazı kimseler bakkallarda en halis un almaya giderken millet fırınların kapısında birbirini öldürüyordu. O yıl esnasında Goriot Baba mühim bir servet topladı, ve bilahare, bu servet, büyük bir para yığınının temin ettiği bütün üstünlüğü kendisine temin etti. İktidarcı mütevazı kimslerin nasibine erişti; kendisini değersizliği kurtardı. Esasen serveti, zengin olmakla artık bir tehlike kalmamış bulunduğu bir zamanda öğrenildiği için hiç kimsenin kıskançlığını da tahrik etmesi. Buğday ticaretine bütün zekasını ve bilgisini vermişe benziyordu. Mesele buğdaylara, unlara, tanelere, nevilerine, nereden geldiklerini tayin ve muhafazalarına dikkat etmeye, fiyatleri tahmin etmeye, mahsülün bol veya az olacağını hesaplamaya, zahireyi ucuza satmaya, Sicilyada, Ukraynada mahsul bulmaya taalluk edince, Goriot'nun bir benzeri yoktu. Onun işlerini idare edişini, tohumların memlekete getirilmesi ve memleketten çıkarılması hakkındaki kanunları anlatışını, bu kanunların vücude getirilişlerindeki hikmetle kusurlarını izah edişine şahit olan bir insan, onun devlet nazırı olmaya layık bulunduğuna hükmedebilirdi. Sabırlı, faal, azimkar, sebatkar, sevkiyatında süratli, kartal gibi ta yükseklerden her şeye nüfuz eden bir bakışa sahipti; her şeyi önler, her şeyi tahmin eder, her şeyi bilir, her şeyi gizlerdi; tasavvur etmek hususunda diplomat, yürümek bahsinde askerdi. İş ihtısas alnının dışında kalınca, işsizlik saatlerinde omuzu kapının pervazına dayanmış olarak eşiğinde beklediği basit ve karanlık dükkanından çıkınca, alık ve kaba amele, bir fikir muhasebesini anlatmaktan aciz, zekanın bütün zevklerine lakay adan, tiyatroda uyuyan adam, ahmaklıklarının büyüğü ile dikkati celbeden bazı Paris tiplerinden biri oluyordu. Bu kabil insanların hemen hepsi birbirlerine benzerler. Hemen hepsinin kalbinde ulvi bir his bulursunuz. İki mutlak his Goriot'nun kalbini doldurmuş, dimağındaki bütün zekayı hububat ticareti inhisarına aldığı gibi bu iki his de kalbindeki sevme kabiliyetini emip almıştı. Brie'de zengin bir çiftçinin tek evladı olan karısı kendisine dini bir hayranlık, hudutsuz bir aşk ilham etmişti. Goriot onda kendi tabiatiyle kuvvetli bir tezat arz eden narin ve azimkar, hassas ve güzel bir tabiata hayran olmuştu. Eğer insanın yüreğinde fıtri bir duygu varsa, o da aciz bir mahluka karşı her an yapılan himayenin verdiği gurur değil midir? Buna aşkı, zevklerini ihsan edene karşı bütün açık ruhların tam minnetini ilave edin ve birçok ruh garabetinin hikmetini anlarsınız. Bulutsuz yedi saadet yılından sonra Goriot karısını kaybetmek felaketine uğradı. Son zamanlarda kadın hisse taalluk etmiyen sahalarda da kocası üzerinde nüfuz kazanmaya başlamıştı. Belki de bu cansız tabiatı besliyecek, ona dünya ve hayat şeylerini anlamak şuurunu verecekti. Bu ölüm üzerine babalık duygusu Goriot'da cinnet derecesine kadar inkişaf etti. Kendisine kızlarını vermek istiyen tüccar veya çiftçiler tarafından yapılmış tekliflerin parlaklığına rağmen dul kalmakta ısrar etti. Goriot'nun sevgi duymuş bulunduğu yegane adam olan kaynatası, dünyadan gitmiş bulunmasına rağmen karısına ihanet etmemeye onun yemini olduğuna emin bulunduğunu söylüyordu. Halin bu ulvi deliliği anlamaktan aciz olan adamları bu vaziyetle alay ettiler ve Goriot'ya gülünç bir lakap taktılar. Pazar günü bol şarap içtikten sonra bu lakabı söylemeye kalkan adam, uncudan, omuzunun üzerine, kendisini Oblin sokağının bir köşesine başı önde olmak üzere yollıyan bir yumruk yedi. Goriot'nun kızlarına beslediği şuursuz fedakarlık hissi, kıskanç ve ince aşk o kadar malumdu ki, fiyat üzerinde hakim kalmak için onu çarşıdan savmak isteyen rakiplerinden biri, kendisine Delphine'e bir arabanın çarpmış olduğunu bir gün söyledi. Goriot benzi sapsarı, derhal hali terk etti. Bu yalan haberden duyduğu keder, sonra da yalanı anlayınca hissettiği sevinçle yalancıya karşı duyduğu gazap yüzünden birçok günler hasta oldu. Haberi vermiş adamın omuzu üzerine öldürücü yumruğunu indirmedi ise de müşkül bir vaziyette kendisini iflasa mecbur ederek halden kovdu |
|
|
|
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
|
|