Maltepe Ertuğrul Gazi Lisesi

[denizci]

OKULUMUZUN TARİHÇESİ



Okulumuz, 1986-1987 eğitim-öğretim yılında Besim Kadırgan Ortaokulu ile Gülsuyu Ortaokulunun birleşmesi ile “ERTUĞRULGAZİ LİSESİ” olarak eğitim-öğretime başlamıştır.

İkili ve gündüzlü olarak ortaokul ve lise bir arada devam ederken 1995-1996 eğitim-öğretim yılında ortaokul tamamen kaldırılmış ve sadece lise olarak; 1997-1998 eğitim-öğretim yılından itibaren de ikili eğitim-öğretim kaldırılarak tekli eğitim-öğretime geçilmiştir.

Ana bina, 1986 yılında yapılmış, 22 derslik, 1 fen laboratuarı ve gerekli idari oda ve birimlerle eğitim-öğretime başlamıştır. 1990 yılında kalorifer teşkilatı kurulmuş, 1993 yılında da 3000 kitaptan oluşan kütüphane hizmete açılmıştır. 1995 yılından itibaren öğrenci akışı bilgisayarla yapılmaya başlanmıştır.

Bugün eğitim-öğretime; 1 müdür, 1 müdür yardımcısı, 2 memur, 3 hizmetli, 40 öğretmen ve 700 öğrenci; 22 sınıf, 1 fen laboratuarı, 1 müzik odası, 1 çok amaçlı salon ile 1997-1998 eğitim-öğretim yılından itibaren de tekli (Tüm Gün) ve gündüzlü olarak devam edilmektedir. Son birkaç yıldır okulumuza bir Bilgisayar laboratuarı ile bir İngilizce kütüphane kurma çalışmaları devam etmektedir.

Okulumuza kaydolan her öğrencinin mutlaka bir eğitsel kol faaliyetine aktif olarak katılması sağlanmakta; böylece sadece öğrenim değil, eğitim de kazanmaları, ileride hayata atıldıklarında sosyal, sportif ve kültürel açıdan takdir edilir birer birey olmaları amaçlanmaktadır. Bu amaçla okulumuzda tiyatro, izcilik, folklor, bando, vs ekip çalışmaları devam etmektedir.

Okulumuz öğrencilerinin kazanmış olduğu okullararası futbol, voleybol, basketbol, güreş, boks, tiyatro, folklor, bilgi yarışmaları gibi sosyal ve sportif yarışmalarda sayısız derece ve ödüller şu anda müzemizi süslemekle kalmayıp öğrencilerimiz ve velilerimiz adına bir gurur vesilesi olmaktadır.

Kurulduğundan bu yana okulumuz, genç ve dinamik olmakla beraber, 21. Yüzyılın gerektirdiği çağdaş “İNSAN” ı yetiştirmek için köklü çözümlere ulaşmada Türk Milli Eğitiminin, Türk “İNSAN” ının hizmetinde olmakla öğünmektedir.

Bu güne kadar olduğu gibi, bundan sonra da siz velilerin de küçümsenmeyecek katkıları ile okulumuzun imkanları her geçen gün artmakta ve “İNSAN” yetiştirmede her an yeni olanaklara kavuşmaktadır. Bu olanaklar da çağın gerektirdiği şartlar için daha donanımlı olması gereken çağdaş insanın yetiştirilmesi konusunda ümit vermektedir.



OKULUMUZA ADINI VEREN “ERTUĞRUL GAZİ” KİMDİR?

Okulumuza adını veren Ertuğrul Gazi’ nin XIV yy. sonlarından önceki Bizans ve İslam kaynaklarında adına rastlanmaz. Daha sonraları Bayezid 1’ in Timur’a yazdığı bir mektupla İbnülcezeri’ nin Zat-Üş-Şifa adlı eserinde ondan söz edilir.

Oğuzların Kayı boyundan Gündüz Alp’ in oğlu ve Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Bey’ in babası olan Ertuğrul Gazi’ ye ilişkin söylentier, Osmanlı yapıtlarında iki ayrı grupta toplanabilir.

Bunların ilkine göre, Moğolların İslam ülkelerini talan ettiği sırada, Oğuzların Kayı Boyundan babası Gündüz Alp ve Gök Alp ile birlikte önce Aral gölü havzasına, sonra Erzincan’ a, oradan da Sivas’ a ve en sonunda Eskişehir yakınlarındaki Sultan Höyüğü’ ne kadar gelerek yerleştiler. Bu esnada Konya Selçukluları Sultanı Alaeddin Keykubad Moğollarla savaşmaktaydı. Ertuğrul Gazi, kendi kuvvetleri ile Selçuklularla Moğollara karşı yapılan savaşlarda kendini gösterdi. Moğol kuvvetleri O’ nun yardımı sayesinde yenildi. Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad, çok memnun olup Ertuğrul Gazi’ ye Hil’at giydirdi ve Ankara yakınlarında Karadağ mevkiinde kendisine toprak verdi. (1230) Bu grupta ele alınan bir başka söylentiye göre, Moğol istilasından sonra, 340 yandaşıyla birlikte doğudan Rum’a (Anadolu) geldi. Önce Ankara’ nın güneyindeki Karacadağ’ a yerleşti. Eskişehir yakınlarındaki Karacahisar’ ı aldı ve 93 yaşındayken öldü.

İkinci grup söylentiye göreyse, Kayıların önderi Süleymanşah’ ın Ertuğrul, Dündar, Sungurtekin ve Gündoğu adlarında dört oğlu vardı. Süleymanşah, Ceber kalesi yakınlarında suda boğulunca oğullarından ikisi doğuya döndü. Ertuğrul ile Dündar 400 çadırlık bir grupla Pasinler ovasına geldiler. 1231 yılında İznik imparatoru ile Selçuklu kuvvetlerinin çarpışmasında Selçuklulara yardım ederek savaşın kazanılmasını sağladı. Selçuklu sultanı Alaeddin Keykubad’ da kendisine kışlak ve yazlak olarak Söğüt, Saraycık Domaniç ve Ermenibeli yörelerini verdi. Bu bölgede adaletli ve cömert oluşu ile Müslüman olsun, Hıristiyan olsun bütün halkın güvenini ve sevgisini kazandı.

Selçuklu sultanı Alaeddin Kekubad’ ın vefatına kadar, bir taraftan yeni fetihler yapmış, diğer taraftan da Bizans ile mücadelelere devam etmiştir. Halkını 50 yıl adaletle yönettikten sonra 1281 yılında ( bazı kaynaklara göre 1288) 92 ( bazı kaynaklara göre 93) yaşında vefat ederek Bilecik Söğüt’ e defnedildi.

Bölge halkını yarım asır boyunca adalet ve huzur içinde yaşattı. Çevresinde bulunan beyliklerin ve devletlerin siyasi durumlarını çok iyi değerlendirdi. Halkının ihtiyaçlarını karşıladı; muhtaç kimse bırakmadı. Hoşgörülü ve iyilikseverdi. Fethedilen yerlerde camiler, medreseler, tekkeler, hastaneler, kervansaraylar, imaretler, çeşmeler, yollar, köprüler yapıldı. Elde edilen yeni yerlerde asayiş, sulh ve sükun temin edildi. Osmanlı devleti Bursa’ nın bir sancağına O’ nun anısına Ertuğrul Sancağı adını verdi. Söğüt’ ün çıkışında, bilecik yolu üzerinde bulunan türbesi, Abdülhamit 11 tarafından yaptırıldı. Ertuğrul Gazi’ nin kurduğu ve oğlu Osman Gazi ile devam eden Osmanlı Devleti altı asır devam etti.

Ertuğrul Gazi adına layık kimselerle ne kadar övünsek azdır.

Tel: 0 (216) 376 46 40 - 0 (216) 376 18 14 Faks: 0 (216) 376 46 49 E-Posta:[email protected]

Postasenkent Mahallesi Kani Paşa Caddesi No:165 Maltepe / İSTANBUL