11-16-2009, 16:39 | #1 |
Beyin Göçü-beyin göçü örnekleri
Arkadaşlar hiç yorumsuz olarak e-mailime gelen mesajı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bence ülkemizin en büyük sorunlarından birisi ama ne olursa olsun bu güzel vatanı terk etmemek gerekir. Beyin Gücünden, Beyin Göçüne İstatistik rakamlarına göre Türkiye, iyi eğitim gören her 100 kişiden 59'unu elinden kaybediyor. Bu ulusal kaybı önlemek için devletin en üst kademeleri harekete geçmeli ve üniversiteden mezun olanların, "eğitim sonrası ne yapacağım" sorusuna yanıt verecek, bürokratik engelleri kaldıracak tedbirler alması gerekiyor. Türkiye'nin son 40 yıllık gelişim sürecinde tartışılır konulardan biri beyin göçü olmuştur. Bu konu ile ilgili bilimsel makaleler başta olmak üzere, değişik zaman ve platformlarda tartışma konusu olmuştur. Çoğunlukla beyin göçü ekonomik ve kariyer sürecini yurtdışında arayan Türk insanlarında gözlenen bir olgu özelliği gösteriyor. Oysa, herhangi bir toplumun erişebildiği uygarlık düzeyi ile geleceğe dönük ilerleme ve gelişme olanaklarını belirleyen başlıca etmenler arasında insan beyin gücünün temel bir yeri vardır. Bu yüzden üstün beyin gücü ve eğitimi konusunda bilgi akışının sağlanması, beyin gücü-göçü ve sonuçları ile günümüzdeki boyutları göz ardı edilemeyecek bir şekle gelmiştir. Bundan dolayı üstün vasıflı insan gücü göçünden Türkiye'nin ne ölçüde ve ne yönde etkilendiğini ortaya çıkaracak kapsamlı araştırmalara gerek duyulmaktadır. Bu sorun, devletin kurumlarının en üst düzeylerinde ele alınarak, bu yönde bir politika geliştirilmesi gerekmektedir. Zira özellikle üniversite kurumlarında, eğitim kalitesinin giderek düşmesi, mezun olduktan sonra ne olacağım sorusuna yanıt bulamama, girişimci gençlerin önü bürokratik ve siyasal etkilerle tıkanması, siyasallaşan kadrolaşmadan kaynaklanan engeller, beyin gücünü, beyin göçüne dönüştürmekte ve bu durum kaçınılmaz olarak ulusal bir kayıp yaratmaktadır. Bugün Türkiye beyin göçü en fazla olan 34 ülke içinde 24. sırada yer almaktadır. İstatistik rakamlarına göre Türkiye, iyi eğitim gören her 100 kişiden 59'unu elinden kaybetmektedir. Bugün için beyin göçü sadece ülkemizin değil, ülkemiz gibi yukarıda sıraladığımız sorunları benzer şekilde yaşayan bir çok ülkenin sorunudur. Beyin göçünün fazla verildiği ülkeler arasında Hindistan, Pakistan, Rusya, Çin, Filipinler, Cezayir, Fas, Tunus, İran, Mısır, Nijerya gibi ülkeler başı çekmektedir. Çağdaş ülkelerle aramızdaki fark ise belirgindir. Fen Bilimleri atıf endeksinde taranan dergiler içinde yer alan Türkiye adresli 6074 bilimsel yayın ile 2000 yılında 25. sırada yer almaktayız. Ülkemizde buluş ve patent için başvuru sayısı 2000 yılında ancak 3442 olmuştur. Bu rakam gelişmiş ülkelerdeki bir kaç günlük başvuruya eşittir. Beyin göçü alan ülkeler... Önemli ölçüde beyin göçü alan ülkeler ise ABD, Kanada, Avustralya, Güney Afrika, Almanya, Fransa başı çekmektedir. Bu ülkelerin sanayi ve bilişim sektöründeki gelişimleri, GSMH'de kişi başına düşen payı da artırmaktadır. Beyin göçünün nedenleri olarak, ekonomik, siyasal, bilim ve teknoloji politikalarındaki yanlışlıklar, eğitim sistemindeki çarpıklıklar, teknolojik eğitimden yoksunlar sebep olarak belirlenmektedir. Konuya ilişkin MEB'nın verilerine göre: 24 Bin Almanya'da, 15 Bin ABD'de olmak üzere 50 Binden fazla Türk gencinin yurt dışında eğitim görmekte olduğu ifade edilmektedir. Devlet bursu alarak giden öğrenci sayısı ise, 15 Bin 464'tür. Oysa, Dünya Bankasına göre yurt dışında yüksek öğrenim gören öğrencilerimizin yurt içindekilere oranı %3,2'ler civarındadır. İki veri arasındaki fark ise, yurt dışında önce Türkiye'de üniversiteyi kazanamayan birçok gencimizin eğitimi kendi olanakları ile yurt dışına gitmesinden yada iş arayan gençlerimizin bir kısmının da sonradan orada eğitime başlamasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla beyin göçü kaybı, eldeki resmi kayıtlardan daha fazladır. Ar-ge harcamalarının GSYİH içindeki payı: TÜRKİYE: 1990 yılında binde 3,2 iken 2000 yılında ancak binde 6,3'e çıkabilmiştir. JAPONYA: Yüzde 3,04 ABD: Yüzde 2,64 ALMANYA: Yüzde 2,46 AB: Yüzde 1,85 Kişi başına Ar-ge eleman sayısı (bin kişide): TÜRKİYE: 10 bin kişiye düşen ar-ge personeli sayısı 1990 yılında binde 6,7 iken 2000 yılında ancak binde 10,5'e çıkabilmiştir. RUSYA: Binde 153 (Türkiye'nin 15 katı) JAPONYA: Binde 136 (Türkiye'nin 12 katı) ALMANYA: Binde 116 (Türkiye'nin 11 katı) AB: Binde 95 (Türkiye'nin 8 katı) Türkiye yurt dışına en çok öğrenci gönderen/okutan ülkeler arasında 11. sırada yer almaktadır. Türk öğrenciler Almanya, ABD, İngiltere, Kanada, Belçika, Avustralya, Fransa ve G. Afrika'ya gitmekte ve büyük çoğunluğu lisans veya lisans üstü veya doktora eğitimlerinden sonra ülkeye geri dönmemektedir. Öğrencilerimizin gelişmiş ülkelerde yüksek öğretim görmeleri tabii ki yararlı olmakla beraber; bu eğitimin Türkiye'ye eğitim ve sanayi olarak yansımaması, büyük bir kayıptır. Ayrıca, yurt dışında eğitim gören ve yurda dönen yetişmiş beyinlerinde iyi değerlendirilmesi ve iyi olanaklar sunulması konusunda arayışlara gidilmemesi tekrar geri dönmeme olgusunu yaratmaktadır. Milli eğitim Bakanı'nın konu hakkında yaptığı açıklamada: yurt dışına nitelikli beyin göçünde çoğunlukla eğitim/kariyer amaçlı (Master ve Doktora) gidenlerde geri dönüşün yarıdan az olmamakta olduğu, (başka bir deyişle yarıya yakın kısmının dönmediği) bunlarında yaş ortalaması olarak 17-35 arasında yoğunlaştığı ifade edilmektedir. En fazla kalma oranı Fen Bilimlerinden Mühendislik olarak, bilgisayar, uçak, elektrik-elektronik, haberleşme, makine, kimya, endüstri, maden, ****lürji, bioteknoloji gibi dallar gösterilmektedir. Sağlık bilimlerinden tıpta ve daha az oranda Sosyal bilimler yurtdışında kalınan bölümler olarak gösterilmektedir. Fen Bilimlerinde Master ve Doktora çalışmasını tamamlayanlar çok rahat araştırma merkezleri ve teknoparklarda yüksek ücretle çalışma imkanı bulabilmektedirler. Gelişmiş ülkeler bu genç beyinlerin üretime kattığı değeri görerek yatırımlarını yaparken, ülkemizin net bir politika belirlemesi vahim bir olaydır. Ayrıca TÜBİTAK tarafından resmi burslu gönderilen26 kişinin dönmediği yine kurum tarafından dile getirilmiştir. Ülkemizden yurt dışına giden her iyi eğitilmiş yurttaşımız beyin göçü nedeniyle kesinlikle ülkemizin çok büyük bir değer kaybına yol açmaktadır. Unutmamak gerekir ki; yurt dışına giden gençler ülkelerine geri döndüklerinde, çok büyük hizmet yapabilmek amaç ve hayaliyle yaşamaktadır. Halbuki; gönüllerince ülkelerine hizmet edemeyeceklerini anlayarak çok büyük bir hayal kırıklığına uğrayanlar beyin gücü ile tekrar yurt dışına gittiklerinde artık bir daha bunlardan yararlanma olanağı doğmamaktadır. Yaşanan bu durum karşısında beyin göçünü engellemek/kontrol etmek sadece gelişmekte olan ülkenin elinde değildir. Gelişmiş ülkelerde iş ve fırsat olanakları olduğu ve daha iyi bir gelecek sunulduğu sürece beyin göçü kaçınılmaz olarak devam edecektir. Yapılacak en iyi iş bunu minimuma indirmektir. Beyin göçünü tersine veya beyin gücüne çevirecek metotlara ve çözüm önerilerine kavuşmak için bu konuda mutlak suretle mecliste bir araştırma komisyonunun kurulması gerekir... Beyin göçüne bazı örnekler: GAZİ YAŞARGİL: Beyin cerrahisinde çağa damgasını vuran Türk. Yüzyılın beyin cerrahı seçildi. MÜNCİ KALAYOĞLU: Karaciğer konusunda dünyanın bir numaralı ismi. Karaciğer nakline getirdiği yenilikler ile biliniyor. MUZAFFER ŞERİF: Bilimsel metodisyen dalında en iyi Sosyal Psikolog. GÖKHAN HOTAMIŞGİL: Harvard'da Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölüm Başkanı. Obezite, şeker hastalığı ve kalp hastalıkları ile ilgili patentini aldığı yüzlerce çalışması var. EMRAH YÜCEL: "Frida" gibi oscarlı afişlerin sahibi. MEHMET ÖZ: Medusan Bilimsel Araştırmalar Başkanı.(Florida / USA) Kalp hastalıkları uzmanı. FERYAL ÖZSEL: Einstein'in aralarında bulunduğu 20 dehadan oluşan Büyük Fikirler Listesinde yer alıyor. ATİLLA ERTAN: Methodist Hastanesi sindirim hastalıkları tıbbı direktörü. ALİ ERDEMİR: Bilim Nobeli R&D ödülünü üç kez kazandı. ASLIHAN YENER: Chicago Üniversitesi'nde Arkeoloji Bölüm Başkanı. Arkeolog. ESEN ERCAN ALP: 1949 yılında icat edilmiş olan radyo karbon tekniğine son veren buluşun sahibi. Intel Developer Bölüm Direktörü ve MIT Teknoloji Üniversitesi Geliştirmeler Bölümü/ USA. NEVA ÇİFTÇİOĞLU: NASA Geliştirmeler Bölüm Direktörü. VAMIK VOLKAN: Psikanalist. Yale Ünivsersitesi / USA. Sigmund Freud ödülü sahibi. HASAN GARAN: New York Presbytarian Hastanesi Elektrofizyoloji Bölüm Başkanı. AHMET ÇAKMAK: Princeton Üniversitesi Deprem Araştırmalar Merkezi. REŞAT KASABA: Washington Üniversitesi Jackson Uluslararası İlişkiler Yüksek Okulu Başkanı. OLCAY ÇIĞTAY: Georgetowm Üniversitesi Hastanesi Lombardi Kanser Merkezi Mamoğrafi Bölüm Başkanı (30 Yıl) FATİH ÇULHA: Bilgisayar Mühendisi. Sun Microsystems / USA. AYDIN ARICI: Yale Üniversitesi'nde Hormon Hastalıkları ve Kısırlık Araştırma Merkezi Başkanı. SÜLEYMAN GÖKOĞLU: NASA'nın Glenn Uzay Merkezi Direktörü. |
|
|
|
Konuyu Toplam 2 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 2 Misafir) | |
|
|