sonforum.org

Anasayfa Facebook Bugünki Mesajlar Forumları Okundu Kabul Et
Geri git   sonforum.org > GÜNCEL HABERLER - SİYASET > SonForum Siyaset Meydanı
Kayıt ol Google Üye Listesi Market Girişi


SonForum Siyaset Meydanı Siyasetle ilgili haber,yorum,araştırma ,siyasi tartışma bölümü,siyasi serbest kürsünüz .

Yeni Konu aç  Cevapla
Seçenekler Stil
Okunmamış 02-25-2009, 14:11   #1
Kullanıcı Adı
kelebek35
Standart Bahçeli'den sert Ahmet Türk yorumu






MHP lideri Devlet Bahçeli, DTP'li Ahmet Türk'ün Meclis grup toplantısında partililere Kürtçe hitap etmesini sert dille eleştirdi. Bahçeli, olayın müsebbibi olarak Erdoğan'ı gösterdi.



MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Demokrasinin sağladığı imkanla milletvekilliğine kadar ulaşarak siyasi bölücülüğün temsilciliğini yapan bir zatın; partisinin Meclis grup toplantısında, Anayasa ve yasalara aykırı olarak Türkçe dışında bir dille konuşma yapması bu zihniyetin aldığı mesafeyi ve iktidarla arasındaki irtibatı göstermesi bakımından önemli ve anlamlı olmuştur'' dedi.

Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin ''AK Parti'nin açtığı yolda kurgulanan hain projenin adım adım uygulanmaya çaba harcandığı son derece hassas bir dönemin bütün emarelerini göstermeye başladığını'' iddia etti.

Terörden beslenerek masumane istekler halinde meşrulaşma eğilimi gösteren ''federasyon, ayrı bayrak, ayrı eğitim dili, ortak kurucu halk, çokluklar devleti ve hatta ayrılma tehditleri'' gibi ihanet kavramlarının, tehlikenin boyutlarını algılamak açısından yeterli olacağını belirten Bahçeli, ''Türkiye, siyasi bölücülük ve silahlı terörün adım adım meşruiyet kazanması yolunda hükümetin icraatlarıyla mesafe aldığı çok tehlikeli bir döneme girmiş, terör destekli etnik bölücülük siyaset sahnesine taşınmış, PKK'nın siyasallaşma stratejisinde yeni bir aşamaya gelinmiştir'' dedi.

''Türkiye'nin ve Türk milletinin kaderi üzerinde kumar oynayanların amacının ülkeyi ayrışma, ayrıştırma ve çatışma ortamına sürüklemek olduğunun artık bütün gerçeğiyle ortada olduğunu'' savunan Bahçeli, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
''Bu kapsamda 'durmak yok yola devam' denilerek tam hızla girilen stratejik dönemeçte, bölücülüğün bütün siyasi emellerini adeta teslim alan AK Parti ile Meclis'teki siyasal bölücüler arasındaki işbirliği sıkılaşmış; bölünme ve husumetin sahiplenilmesinde görev dağılımı ile ince rekabet yaşanmaya başlanmıştır. Bu ihanet sürecinde AKP, bölücüler ve Barzani arasındaki işbirliğinde kimin ön alacağı tartışma ve seçim malzemesi konusu olmuş, iktidarın Türkçe dışında yayın yapan TRT kanalını iftiharla açmasından sonra, bu kez de PKK yandaşları Türkçe dışında bir dili TBMM çatısı altında grup toplantılarına kadar taşımışlardır.

Ülkemizin temel değerlerinin aşağılandığı, milli Türk tarihinin sorgulandığı, her türlü alçaklığın alkışlandığı, sınırsız hıyanetin sergilendiği ve bütün bunların teşrifatının ise iktidar partisi tarafından hukuka uygunluk kılıfı ile yapıldığı bugünkü siyasi ortam; beka düzeyindeki tehlikelere geri dönülmemek üzere kapı aralamıştır. Cumhuriyeti temelinden sarsmak ve milli devlet yapısını parçalamak için emel ve fikir birliği etmiş oldukları bilinen mihraklar, Sevr sevdalıları, AB hayranları, federe devlet kılavuzları ve
okyanus ötesi maşalar, iktidar zihniyetini de aralarına katarak tam bir cephe oluşturmuş, safları sıklaştırarak faaliyetlerine hız vermişlerdir.''

-''DEMOKRATİK ÇÖZÜM PLATFORMU HALİNE GETİRİLECEK''-

Bahçeli, bugün yapılmak istenenin ''etnik bölücülüğün siyasi bir sorun olarak çözümü için uygun bir ortam yaratılması, bunun siyasi ve toplumsal altyapısının iktidar ve bölücülük el birliği ile içten içe hazırlanması'' olduğunu ileri sürdü.

Açıklamasında, ''Türkiye'deki Brüksel ve Erbil lobilerinin, İmralı canisinin, PKK'nın ve TBMM'deki piyonlarının Türkiye'ye dayatmak istedikleri bu siyasi senaryonun sahneye konulması mümkün olabilirse, PKK'nın siyasi talepleri ve eylem planını, bu süreçte demokratik çözüm platformu haline getirilecek ve iktidar tarafından yürürlüğe konulacak'' görüşünü ileri süren Bahçeli, şunları kaydetti:

''Bu aşamadan sonra her gün yeni bir rezaletin yaşanması, her gün farklı bir odağın bölücülük bayrağını taşıması, tırmanan ayrılık ve husumet ortamının yeni boyutları ile karşımıza çıkması artık kaçınılmaz olacaktır. Nitekim, demokrasinin sağladığı imkanla milletvekilliğine kadar ulaşarak siyasi bölücülüğün temsilciliğini yapan bir zatın; partisinin Meclis Grup toplantısında, Anayasa ve yasalara aykırı olarak Türkçe dışında bir dille konuşma yapması bu zihniyetin aldığı mesafeyi ve iktidarla arasındaki irtibatı göstermesi bakımından önemli ve anlamlı olmuştur.
Bu son hadise ile AK Parti'nin ve bizzat Başbakan Erdoğan'ın sözde 'Kürt açılımı ve Diyarbakır yaklaşımının' bölücü mihraklarda derhal karşılık bulduğunu ve bölücülüğü TRT ekranlarından Kürtçe selamlayan Başbakan Erdoğan'ın '36 etnik grup var' diyerek attığı tohumların elverişli zeminlerde hızla yeşermeye başladığını ortaya koymuştur.''

-''AB MACERASI BİR KEZ DAHA GÖZDEN GEÇİRİLMELİ''-

Sıranın ''iktidar tarafından özgürlük adı altında bölücülüğe anayasal kılıfların hazırlanacağı ve milli devletin ortadan kaldırılması için son darbelerin vurulacağı yeni bir sürecin karşılıklı jest ve hamlelerle yaşanmasına geldiğini'' iddia eden Bahçeli, ''Türkiye sanal ortamlarda kahramanlığa soyunarak duygu sömürülerine sarılan Başbakan Erdoğan'dan Davos'ta bir gazeteciye karşı gösterdiği duruşu, şimdi kendi açtığı yolda karışımıza bölücü taleplerin tırmanışı olarak çıkmış bu meselede de muhataplarına göstermesini beklemektedir'' dedi.

Bahçeli, MHP'nin ''İstiklal savaşını yönetmiş bir Gazi Meclis içinde böyle bir ihanetin karşılıksız kalmaması için TBMM üyelerinin onurlarını koruyacaklarına ve millet adına gerekeni derhal yaparak bu lekeyi mutlaka temizleyeceklerine inandığını'' ifade ederek, ''Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmesine, etnik farklılıkları aşan ve ortak değerlere dayanan milli birliğin tahrip edilmesine hiç kimsenin gücünün yetmeyeceğini'' belirtti.
Türkiye'nin etnik, mezhep ve kültürel farklılıklar temelinde bir çekişme ortamına sürüklenmesi ve bunun sonucu sorunlu ve ayrışmaya elverişli bir devlet ve toplum haline getirilmesinin ''çok önemli bir tehdit'' olduğunu savunan Bahçeli, şunları kaydetti:
''Bu kapsamda, AB macerası bu çerçevede bir kez daha gözden geçirilmeli, Hükümet'in tam bir teslimiyetle ve sürekli olarak dengeli ve olumlu bulduğunu açıkladığı Brüksel dayatmaları milli birliğimizin geleceği açısından yeniden sorgulanmalıdır.

Hiçbir kuvvet ve mihrak, Türk milletini bölme ve Türk devletini parçalama gibi gizli veya açık niyetlerinin gerçekleştiğine hiçbir zaman şahit olamayacaktır. Hiç kimse hayale kapılmamalı, Türkiye Cumhuriyeti devletinin temel harcı olan ilke ve esasları değiştirmeyi, milli devlet niteliğini ve üniter yapıyı tavsiye etmeyi hatırından geçirmemelidir. Yüksek vatan sevgisi, millet aşkı ve bağımsızlık heyecanının zirveye ulaşarak, şehitlikle taçlandığı muhteşem Türk tarihi, Türk Milletinin vatanı ve birliği için neleri göze alabileceğini göstermesi bakımından ibret vericidir. Tarihimizin aziz hatıraları, Türk milletinin muazzam gücünü sınamaya kalkışan ihanet odaklarını nasıl bir sonun beklediğini anlamaları açısından ders alınması gereken ihtar ve ikazlarla doludur.

Bu itibarla, bugün de milletimizi birbirine düşürmeyi, topraklarımızı tartışmayı hayal edenler varsa, kendileri gibi niyet sahiplerinin ve işbirlikçilerinin tarihte uğradıkları akıbetten artık ders çıkarmış olmaları kendi hayırlarına olacaktır. Bilinmelidir ki bu konuda Türk milleti henüz son sözünü söylememiştir.''

MHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ŞANDIR: TBMM ÇATISI ALTINDA BİR MEYDAN OKUMA

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'ün, partisinin grup toplantısında Kürtçe konuşmasını eleştirerek, ''Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Türk milletinin egemenlik hakkına, TBMM çatısı altında bir meydan okuma yaşanmıştır'' dedi.

TBMM'de basın toplantısı düzenleyen Şandır, gazetecilerin Türk'ün partisinin grup toplantısında Kürtçe konuşmasıyla ilgili sorularını yanıtladı. Dün TBMM çatısı altında Anayasal suç işlendiğini ifade eden Şandır, Anayasaya göre devletin resmi dilinin Türkçe olduğunu hatırlattı.

Şandır, Türkçe'nin dışında hiçbir kamu hizmetinin yapılamayacağını, hiç bir kamu kuruluşunun çatısı altında Türkçe'nin dışında başka dil kullanılamayacağına dikkati çekerek, ''Dün Meclis çatısı altında bir siyasi parti genel başkanı anayasal düzlemde suç işlemiştir. Bunun muhatabı, bu suçu işleyenlerdir ve bu suça sebep olanlardır. Bize göre bu suçun faili, başta Başbakan olmak üzere bu suçu işleyenlerdir. Muhatabı da Türk milleti adına yargılama görevi yapacak yargıdır, siyasi sorumluluğu da Başbakan'a ve AKP Hükümetine aittir'' diye konuştu.

Ahmet Türk'ün, ''Başbakan konuşuyor, suç olmuyor, ben konuşursam ne olur?'' gerekçesiyle bu suçu işlediğini belirten Şandır, şöyle devam etti:

''İşin vahameti, gelinen noktada Türkiye Cumhuriyeti Devletine, Türk milletinin egemenlik hakkına, TBMM çatısı altında bir meydan okuma yaşanmıştır. Meydan okunuyor. Bu kimseye bir fayda getirmez. Bunu özgürlüklerle, 'ne olur, şık olmamış' gibi ifadelerle geçiştirmek hiç kimsenin hakkı değildir. Bu sonucun nereye ulaşacağını herkes kendi sorumluluğu ile düşünmek zorundadır.''

Bu konuşma, DTP'nin kapatılmasına kadar gider mi?'' şeklindeki soruya ise Şandır, ''Onu bilemem, bu yargının konusu'' karşılığını verdi.

Başbakan Erdoğan'ın, Anayasanın dil ile ilgili düzenlemesini ihlal ettiğini ileri süren Şandır, ''Bu Anayasanın hiçbir yerinde Kürt vatandaşları, Kürt milletvekilleri tanımı yoktur. Siz böyle derseniz, kendini Kürt olarak ifade eden vatandaşlarımızı ayrıştırırsanız, bu ayrışmayı bir dil etrafında milletleştirmenin yolunu açarsanız, Meclis Genel kurulunda Türkçe dışındaki bir dil ile konuşulmasını veya Türkçe dışında eğitim talebini de yakında görürsünüz'' şeklinde konuştu.

-ULUSOY İLE GEDİK ARASINDAKİ TELEFON KAYDI-

Şandır, Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Akif Ulusoy ile Doğan Yayın Başkan Yardımcısı Soner Gedik'in telefon konuşmasının internette yayınlanmasıyla ilgili soru üzerine de şunları söyledi:
'
'Türkiye'de kötü şeyler oluyor. Türkiye hukuk devleti olmakla övünmesine rağmen her seviyede hukuk ihlal ediliyor. Sayın Başbakan Yardımcısı, kanun dışı dinlemelerin cezasını gazetelerde ifade ediyor, ama devletin bir görevlisiyle muhatabı arasındaki telefon görüşmesi, resmi kanallardan internet sitelerine servis yapılıyor. Herkes meseleyi seyrediyor. Türkiye'yi, Türk milleti adına AKP yönetiyor, olan hukuksuzluğun sorumlusu siyasi iktidardır. Dolayısıyla bu kocakulak dedikleri kanunsuz dinlemeleri dehşetle izliyoruz. Milletin gözünün içine baka baka AKP'nin himayesinde Türkiye'de tüm kurallar çiğneniyor. Bugün gazetelere yansıyan olay, olağanlaştı, çok fazla yadırgamıyorum.''

MHP Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuş da dinleme işinin tepesinde Başbakan Erdoğan'ın bulunduğunu ileri sürerek, ''Dinleyen de bizzat kendisi'' dedi.



AA
__________________
kelebek35 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Sonforum'un önerileri

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz aktif değil dir.
Mesajlara Cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz aktif değil dir.

Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı


Saat: 23:32


lisanslı Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2022, Jelsoft Enterprises Ltd.
Forum SEO by Zoints
SonForum.org 2007-2025

2007-2025 © SonForum lisanslı bir markadır tüm içerik hakları saklıdır ve izinsiz kopyalanamaz, dağıtılamaz.

Sitemiz bir forum sitesi olduğu için kullanıcılar her türlü görüşlerini önceden onay olmadan anında siteye yazabilmektedir.
5651 sayılı yasaya göre bu yazılardan dolayı doğabilecek her türlü sorumluluk yazan kullanıcılara aittir.
5651 sayılı yasaya göre sitemiz mesajları kontrolle yükümlü olmayıp, şikayetlerinizi ve görüşlerinizi " İletişim " kısmından bize gönderirseniz, gerekli işlemler yapılacaktır.



Bulut Sunucu Hosting ve Alan adı