Laptop alırken...

[ALONE53]

Laptop alırken...

Yüzyıllardır maillerine odanda bakıyordun. Saçların pespaye oldu, pizzacıyla köşedeki büfedeki çocuk, insanlıkla tek alakan. Arkadaşların hayatından endişe ediyor. Ama seni suçlamıyoruz, kendisi masaya yapışık diye seni de masaya yapıştıran şu masaüstü bilgisayarını suçluyoruz.

Bilgisayar bağımlılığın gün geçtikçe daha acıklı hale geleceğine göre bari çayır çimende sörf yap, radyasyonun hepsini kendine saklama, bir kısmını da açık havayla paylaş yani. (Hâlâ başlıkta takılı kaldıysanız şu an artık laptop hediye etmediğimizi anlamış olmanız gerekir)

Mutlaka gerekli mi?

Kucağındaki makine, dakikada bir mail kontrol etmene ve dağ bayır demeden Wow oynayabilmene yaradığı gibi seni sıkı ve verimli biri gibi de gösterecektir. Cep telefonu gibi günlük bir cihaz haline gelse de biraz farklı bir modelle (mesela 12 inçlik minik olanlar çok şirin) sürüden de rahatlıkla ayrılabilirsin.

Avantajlarını sayalım; portatiftir, her yere gider, plaja gider, okula gider, tuvalete gider Büyükannelerimizin gardrobu kadar evlerde yaşadığımız için kocaman yer kaplamaz. Kucağında çok şık durur, arkadaşların kıskanır.

Dezavantajları ise; son teknolojinin kucağına gelmesi için daha fazla beklemen gerekir. Dizüstü cihazlar teknolojik anlamda her zaman masaüstü cihazlardan bir adım geridedir. Son teknoloji dizüstü cihazlar biraz fazlaca tosun olabilir. Ses doyurucu olmaktan uzaktır, klavyesini kullanmak can sıkıcıdır, fare taksan bile masaüstü kadar rahat etmen mümkün değildir. Upgrade etmeyi de unut gitsin. Bir dizüstünü upgrade etmek tamamen imkânsız değilse de işi biraz bilen herkes böyle bir şeye kalkışmanın saçmalık olduğunda hemfikir olacaktır. Büyük ihtimalle üreticiye geri gitmesi gerekecektir. İşte bu yüzden ikinci el laptop pazarı, kocamandır. Upgrade etmeye karar versen bile uyumlu parça seçeneği o kadar azdır ki bu işe giriştiğine pişman olduğunla kalırsın.

Masaüstünde bu dertler yok!

Doğru cihazı seçmen gerek, yoksa ömrü boyunca sana eziyet edecektir. Fazla dramatize ettiğimizi mi düşünüyorsun? Hafif olsun diye ıvır zıvırı external bir laptop alıp asırlardır bunun acısını sen çekmiyorsun!

Ağırlık: Laptop ağırlıkları 1,5 kiloya kadar düştü. Ancak piyasada masaüstü taklidi yapan 7 kiloya kadar makineler var. Alırken mutlaka ne kadar sıklıkla evden çıkaracağını düşünmelisin. Çoğunlukla evde kullanacaksan kocaman 15 inçlik bir cihaz al ve ekranın keyfini sür. Ancak sık sık dışarı çıkaracaksan 12 inçlik, hani şu dosya kâğıdından küçük modellerle ilgilenmeni öneririz.

Laptop alırken...

Touchpad: Bu konuda dikkat edeceğin fazla bir şey yok. Kısıtlı sayıda cihaz hâlâ fare yerine klavyedeki G, H, C, B harfleri ortasındaki lastik düğmeyi kullanıyor, bunlardan koşarak uzaklaş, ikinci el bir dizüstü alıyorsan bunlara rastlama şansın daha fazla. Israrla kaçın.

Pil: Ne kadar hücre, o kadar iyi. Evet, hücre sayısı maliyeti de artırıyor. Ancak pili 2 saat dayanan bir dizüstü seni özgürleştirmeyecek. Pili 5 saat dayanan bir dizüstüyle keyfine diyecek olmaz. Unutma, fişe takarak kullandığın zamanlarda pilini çıkar ki ömründen yemeyesin.

Ekran: Artık dual-scan monitörler kalmadı, hepsi de TFT, bu yüzden alırken dikkat etmen gereken şey, gün ışığında performansından ne kadar yitirdiği olmalı. Bazı markalar ekran konusunda diğerlerinden daha üstün. Mümkün olan en parlak ekranı seçmen gerekli. Çeşitli markaların en parlak ekranın kendilerinde olduklarına dair iddiaları var, modellerinde çeşitli kod isimler kullanıyorlar. Sony, diğer markalara göre bu konuda belli bir üstünlüğe sahip. Ekran boyutu, makinenin boyutunu direkt etkileyeceğinden önemli bir faktör. Madem dizüstü alıyorsun, bizce mümkün olan en küçüğü alınmalı. Ayrıca mutlaka geniş ekran almaya bak, tam kare monitörler hayatın her alanında artık ikinci sınıf teknoloji muamelesi görüyor.

External durumu: Tavsiyemiz, ince ve küçük olacak diye harici parçaları olan bir dizüstü almaman. Az önce de bahsettik, bu hataya düştük ve şimdi pişmanız. Mutlaka kendi çantasını kullanmak gibi bir gereklilik doğurur, yani dizüstünü sırt çantana attığın gibi evden çıkamazsın, DVD yazıcı lazım olmaz diye yanına almazsın lazım olur, pil ömrünün zavallılığından bahsetmiyoruz bile...

Son teknoloji, ikinci ele karşı

İkinci ele karşı değiliz, sen de önyargılı olma. Aynen cep telefonunda olduğu gibi dizüstü bilgisayarlarda da teknoloji çok hızlı ilerliyor. Çift çekirdekli işlemci almak için pırıl pırıl makinelerini satanlar mı dersin, Mac’te Windows çalıştırma sevdasına üzerinde çiziği olmayan iBook’larına veda edenler mi... Ancak ikinci el dizüstünü online alacaksan almadan önce mutlaka satıcıyla konuşup ürünü geri alıp almayacağını sor, “geri almam” diyenlerle alışveriş yapma. Ürünün gerçek fotoğraflarını göndermesini mutlaka iste. Tabii ki her zaman geçerli olan kaide burada da geçerli, ne kadar iyi, ne kadar ucuz görünürse görünsün, profili cılız olan bir satıcıdan dizüstü almaya sakın kalkma